30
ġekil 12; 12 aylık erkek hasta. Ani başlayan öksürük şikayeti ile hastaneye başvuran
hastada fizik muayenede sol akciğerde kaba raller izlendi. Akciğer grafisinde özelik
bulunmaması üzerine çekilen ÇKBT‟de sol ana bronş içerisinde yabancı cisim izlendi (ok
başı). Ayrıca sağ üst lob bronşu proksimalinde, trakeadan kaynaklanan ve sağ akciğer üst lob
apikal segmente uzanan trakeal bronş izlendi (siyah ok). Rijit bronkoskopide sol ana bronştan
fındık parçası çıkarıldı.
31
ġekil 13; 2 aylık erkak hasta, doğumundan beri devam eden solunum sıkıntısı mevcut.
Direkt grafilerinde sol akciğerde hiperaerasyon mevcut. ÇKBT‟de trakea distal kesimi ve sol
ana bronş prosimal kesimine bası oluşturan, hipodens karakterde kitle izlendi. Sonraki
seansda gerçekleştirilen torakotomi ile özeagus ile spinal kanal arasında yerleşimli kistik
karakterli, kitle eksize edildi. Kitle patoloji sonucu “nöroenterik kist” olarak raporlandı.
32
TARTIġMA
Yabancı cisim aspirasyonu çocukluk çağında, özelliklede 6 ay-3 yaş arasındaki
çocuklarda mortalite ve morbiditenin önemli nedenlerindendir (6, 11). Klinik olarak akut
respiratuar distres, kronik ve irrevesibl akciğer hasarı ile hatta ölümle sonuçlanabilir (4-6).
Yabancı cisim aspirasyonuna bağlı hava yolu obstrüksiyonu ve ölüm gibi ciddi
komplikasyonlar özellikle infantlarda ve küçük çocuklarda görülmektedir. Bu dönemde
havayollarının çapı dar olduğundan risk artmaktadır (10). Literatürde yabancı cisim
aspirasyonuna bağlı mortalite tüm yaş grupları için % 0 ile 1.5 arasında bildirilmektedir (42).
Çalışmamızdaki olgularda yabancı cisim aspirasyonuna bağlı ölüm görülmedi.
Literatürde de yabancı cisim aspirasyonlarının en sık 1 ile 3 yaş arasında olduğu
belirtilmektedir (16, 42). Yabancı cisim aspirasyonunun bu yaş grubunda sık görülmesinin
nedeni; bu yaştaki çocukların yabancı cisimleri ağızlarına götürme eğilimleri, oyun oynarken,
koşarken, ağlarken ağızlarında obje bulunması, yutma fonksiyonlarının, diş ve çene
gelişimlerinin tam olmaması, larinks ve epiglotisin anatomik olarak erişkin şeklini almamış
olmasıdır (7). Çalışmaya dahil edilen hastaların yaşları 2 ay ile 120 ay arasında değişmekte
olup ortalama yaş 33.2 ay olarak hesaplandı. Hastaların % 63.8‟i 3 yaşın altında idi (30/47).
Yabancı cisim aspirasyonunun kızlara göre erkeklerde daha fazla olduğu pek çok
çalışmada bildirilmiştir (7, 42, 43). Tüm ev kazalarında erkek cinsiyet görece daha fazla risk
altındadır. Erkeklerin kızlara göre daha aktif olmaları bu riskin yüksek olmasının nedeni
olduğu düşünülmektedir. Çalışmamızda erkek hastaların oranı % 65.9 idi.
Yabancı cisim aspirasyon tanısında ilk adım iyi öykü ve fizik muayene olmalıdır. En
sık görülen semptom ve bulgular; öksürük, hırıltılı solunum, akut gelişen dispne ve
wheezingdir. Semptom ve bulgular aspirasyonun süresine, yabancı cismin lokalizasyonuna,
büyüklüğüne ve natürüne bağlı olarak değişir ve zaman içerisinde ilerleme veya gerileme
görülebilir. Şüpheli yabancı cisim aspirasyon olgularında semptomlar, klinik ve radyografik
bulgular spesifik olmadığı için negatif bronkoskopi oranları sıktır. Bu oranlar çeşitli serilerde
%15-26 olarak bildirildilmektedir (5, 44).
Çalışmamızda yabancı cisim saptanan olgularda en sık görülen semptomlar öksürük
ve hırıltı olarak belirlendi. Ateş, boğulma ve morarma olguların 1/3‟ ünden azında görüldü.
Fizik muayenede dinlemekle aynı tarafta solunum seslerinin azalması en sık saptanan
bulguydu.
33
Yabancı cisim aspirasyonu şüphesi olan olgularda tanıda ilk basamak inceleme
yöntemi akciğer grafileridir. Radyoopak yabancı cisimlerde tanı kolaydır. Yabancı
cisimlerin %90‟ı nonopak olduğu için genellikle radyografide görülemezler (45). Ayrıca
yabancı cisim aspirasyonu olduğu kanıtlanan olgularda %24-30 oranında göğüs radyografileri
normaldir (10, 15). Bu nedenle radyografik bulguların normal olması yabancı cisim
aspirasyonunu ekarte ettirmez (17, 26). Radyografik bulgular normal olmasına rağmen
aspirasyon hikayesi varsa ve klinik bulgular destekliyor ise bronkoskopi endikasyonunun
olduğu bildirilmiştir (13). Çalışmamızda konvansiyonel bronkoskopide yabancı cisim
saptanan olgularda direkt grafi bulguları; 17 olguda hiperaerasyon, 4 olguda infiltrasyon, 2
olguda atelektazi idi ve 14 olguda direkt grafi normal olarak yorumlandı.
Erişkinlerde olduğu kadar belirgin olmasa da, çocuklarda sağ ana bronş, sol ana
bronştan daha kısa, daha dik ve daha kalındır. İnspiryumda sağ sisteme daha fazla hava girişi
olur. Bu nedenle yabancı cisimlerin daha çok sağ ana bronşa kaçması beklenir. Literatürde
bunu destekleyen çalışmalar daha çok olmasına rağmen (5, 9, 16, 42, 43), sol sisteme daha
fazla aspirasyon olduğunu gösteren sınırlı çalışmalar da vardır (6, 10). Çalışmamızda sağ ana
bronşdan 18, sol ana bronşdan 17 yabancı cisim çıkarıldı.
En sık karşılaşılan radyografik bulgu ilgili tarafta hiperaerasyondur (13). Ayrıca
yabancı cismin boyutuna, lokalizasyonuna, natürüne ve süresine bağlı olarak atelektazi (lober
veya segmental kollaps), konsolidasyon (postobstrüktif lobar veya segmental infiltrasyon),
pnömotoraks, pnömomediastinum, plevral sıvı ve bronşiektazi ortaya çıkabilir (9, 16, 45). Bu
bulgular yabancı cisim aspirasyonu için spesifik olmayıp başka akciğer patolojilerinde de
ortaya çıkabilir. Çocuklarda solunum yolları dar olduğundan yabancı cisimler genellikle ana
bronş ve lob bronşu gibi santral hava yollarında takılır, segmental ve subsegmantal bronşlara
nadiren ulaşırlar. Segmental veya subsegmental bronşlara ulaşan küçük yabancı cisimler
çoğu zaman gözden kaçarak burada uzun süre kalabilirler. Bu süre sonunda post-obstrüktif
pnömoni ve bronşektazi gibi kronik akciğer hastalıklarına sebep olurlar (16).
Svedström ve arkadaşları yabancı cisim aspirasyonunda en sık radyografik bulgunun
hava hapsi olduğunu belirtmişlerdir. Ancak bu bulgunun tek başına tanısal bir kriter
olmadığını çünkü yabancı cisim olmayan olgularda da %24 hava hapsi bildirdiler (45). Bizim
yabancı cisim pozitif saptadığımız olguların %76.3‟ünde görülen radyografik bulgu aynı
tarafta hiperaerasyon oldu. Yabancı cisim saptanmayan hastaların ise % 30‟unda
hiperaerasyon saptandı.