Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə10/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
bilhassa manzarası güzel olan Hastane Yokuşunu ve oradaki evleri
doldurmuş olarak töreni seyrettiler. Bir arıza yüzünden dalma tecrü-
beleri yapılmadı ve gemiler böylece teslim alındı. Küçük lokomobil
kazanı mangal kömürü ile ateşlenen ve makineleri stimle çalışan bu
gemiler pek basit şeylerdi. Adeta birer denizaltı oyuncağı idiler. Ha-
valanma tertibatı, geminin yerinde dalıp çıkması müddetince beş ki-
şilik mürettebatına ancak yetişiyordu. Bunanla beraber Abdülhamit
denizaltısı büyük taş havuzda dalıp, beş on metre ileriden çıkma tec-
rübelerine devam ediyor.Halil Kaptan da arkadaşlarını geminin ida-
resine hazırlıyordu. (63)
TİYATRO
Abdülhamid Han, kamuoyunun nasıl yönlendirildiğini çok iyi
bildiği için basın ve tiyatro'ya büyük ehemmiyet veriyordu. Basın
ve tiyatronun ne müthiş güç olduğunu biliyordu. Adeta iki tarafı
keskin kılıç misali. Zalimlerin elinde zulüm aracı, adil yöneticilerin
elinde adalet aracı olarak kullanılabiliyordu. Bu nedenle tiyatro ve
42 sinemaya da ehemmiyet vererek memleketin selameti için kullan-
• maya gayret etti. Genellikle selamlık resminden sonra kabul ettiği
elçileri ve yüksek sosyeteyi aynı çatı altında ve kendi etrafında top-
lamasında Yıldız Tiyatrosunun büyük rolü vardı. Bu hususta Baş-
katip Tahsin Paşa şunları anlatmaktadır:
"Ekseriya (Abdülhamid Han) çok çalıştığı ve zihnen yoruldu-
ğu günlerde tiyataro emrederdi. Saray'da bir tiyatro heyeti vardı.
Bunlar İtalyan artistlerinden müteşekkil idi. Bu artistler garp (Batı)
piyeslerini oynarlardı...Tiyatro bazen, sefirler ile mülakata vesile ol-
mak için de tertip olunurdu. Sefirler Cuma günleri Selamlık resmin-
den sonra Çıt köşkünde kabul olundukları gibi hususi ziyafetlerden
sonra tiyatroda görüşüldüğü de vaki idi. Bu mülakatlarda Tercü-
man-ı Divan-ı Hümayun denilen zat hazır bulunur, bazen saatlerce
süren mülakatlar bu zat tarafından aynen zapt ve Padişaha takdim
olunurdu. ..
"Tiyatro Sultan Hamid için çok çalıştığı ve fazla yorulduğu
günlerde bir istirahat ve eğlence vesilesi olmakla beraber locasında
bazen işten bahsettiği, hatta bazı kere mühim işler için burada emir-
ler verdiği de olurdu. Sultan Hamid'in kuvvet-i hafızasının ne dere-
ce sağlam olduğunu bir tarihte tiyatro esnasında bir hadiseden anla-
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
mistim. O gün Avrupa'dan gelen ecnebi bir artist tarafından bir
oyun oynanıyordu. Hünkar oyunu merak ve dikkatle takip ederken
bir aralık bana hitap ederek:
-Başkatip Paşa, Üsküp'te ne kadar Bulgar nüfusu var? dedi.
Bu beklenmedik sual karşısında şaşakaldım...Esasen böyle de
olmasa Üsküp'teki Bulgar nüfusunun ne kadar olduğunu bilmemek-
liğim pek tabiydi. Zat-ı Şahanenin bu sualden maksadının Üsküp'te-
ki Bulgar nüfusunu araştırmak düğümü anladım. -Müsaade buyur-
sanız tahkik edip arzedeyim... dedim.
Hünkar'ın bir tiyatro seyrederken Üsküp'teki Bulgar nüfusu-
nun adedini sorması o aralık Bulgaristan'a yönelik bir mühim iş ile
ilgilendiğini kestirmek güç değildi. Nitekim çok geçmeden bunun
hikmetini ben de anladım. Bulgarlar Rümelide bir metropolitik tesi-
sine müsaadesini Babıali'den talep ediyorlar ve bu taleplerini direk
Sultan Hamid'e arzediyorlardı...O bölgedeki Bulgar nüfusunun yo-
ğunluğu ileri sürülmekte olduğundan Abdülhamid bu ciheti anla- —
i
-
mak istiyordu...Bilahare bunun gibi daha pek çok misaller bende
Sultan Hamid'in yüksek bir kuvvet-i hafıza sahibi olduğu kanaatini
uyandırmıştır." (64)
CESARET- SOĞUKKANLILIK
Sultan, Memleketin bütünlüğü konusunda fevkalade bir hassa-
siyet gösterdi. Berlin Andlaşmasmın, Anadolu'da ermenilerin ya-
şadığı vilayetlerde ıslahat yapılmasını isteyen 61. Maddesini kesin-
likle tatbik etmedi. Bunun ermeni muhtariyetini doğuracağını göre-
rek; "Ölürüm de bu maddeyi uygulayamam" dedi. Başta İngiltere
ve diğer Avrupa devletlerinin tehdidine rağmen bu konuda taviz
vermedi. Taviz verme yanlısı olan Sadrazam ve devlet adamlarını
da görevden uzaklaştırdı. Bunun üzerine İngilizler, Ermenileri isya-
na teşvik ettiler. Doğu Anadolu'da çıkan ermeni isyanları ile pek
çok Müslüman hunharca katledildi. Bunun önlemek için Sultan,
Hamidiye alaylarım kurdu. Bu birlikler yerli halktan alınan asker-
lerden meydana geliyordu ve bölgenin asayişini sağlamakla görevli
idiler.


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Ermeniler Doğu Anadolu'da isyan çıkarmakla yetinmediler.
Sultan'ı öldürmek için fırsat kollamaya başladılar. Saatli bir bom-
ba ile Osmanlı sultanını şehit ettikten sonra B ab-1 Ali'yi, Galata
köprüsünü, Osmanlı Bankası'nı, tüneli, bazı resmi kuruluşlarla bir-
likte yabancı elçilikleri, hususu iş yerlerini havaya uçurmak, müthiş
bir kargaşalık ve isyan çıkarmak, İstanbul'u kan gölü haline getir-
mek , böylece Avrupa devletlerinin askeri müdahalesine sebep ola-
rak Ermeni meselesini halletmek için planlar yaptılar.
Suikastı hazırlayanların elebaşları Troşak Ermeni ihtilal komi-
tesi reislerinden Bakulu Samoli Kayın diğer adaylı Hristofor Mni-
kaelyan ile yardımcılarıydı. Saatli bomba kurup patlatmada büyük
bir usta olan Belçikalı anarşist E. Jorris'e çok para vererek bu işi
yapmaya ikna ettiler. Jorris hazırlıklarını yaparak, bombayı 21 Tem-
muz 1905 Cuma günü patlatmaya karar verdi. O gün Sultan, nama-
zım kıldıktan sonra, camiden çıkarken, merdivenlerin başında şey-
hülislam Mehmet Cemaleddin Efendi ile adetinden daha uzun ko-
nuştu. Ondan ayrılıp ağır ağır merdivenlerden inmeye başladığı sı-
rada bir kaç metre ilerde yeri göğü sarsan büyük birbomba patladı.
Bu Suikastten yara almadan kurtulan sultan, büyük bir tevek-
kül ile Allahu tealaya sığınmış, dimdik duruyordu. Bulunduğu yer-
den soğukkanlılıkla ayakta, hadiselerin gelişmesini takip etti. Vazi-
feli subaylara, hadisenin olduğu yerden uzaklaşmak için kaçanları
gösterip, yakalanmaları için emirler verdi, (65)
Sultan'ın başka bir sırrı da Allahu tealadan başka kimse-
den korkmamasıydı.
Herkes telaş içerisinde sağa sola kaçışırken O ise soğukkanlı-
lığını muhafaza ederek " Korkmaymız! Korkmayınız!, herkes yerin-
de dursun" diyerek milleti, askerleri yatıştırıyordu. Arabasının önü-
ne gelerek "Telaş edilmesin, İzdihamdan kimse incinmesin" diyor-
du. Geçmiş olsun dileklerinde bulunan ve "Efendimiz! Sizi görün-
ce aklım başıma geldi. Metanetinize hayran oldum" diyen Ayşe Sul-
tan kızma;
"Hamdolsun, bunu da atlattık. Lütf-i Hak'la kurtulduk. Ben
mütevekkilim. Kalbimde yalnız Allah korkusu vardır. Başka bir
şeyden korku duymam. Bir hadise olmadan evvel, onu önlemek için
telaş ederim. Ama tehlikenin içinde bulunduğumu hissedersem ica-
bında ateşe atılmaktan bile çekinmem. Allah bizi korudu. Asker ev-
latlarımdan, ahaliden zayiat olup olmadığını tahkik ettiriyorum."
(66)
Bu patlamada yirmi altı kişi ölmüş, elli sekiz kişi de yaralan-
mıştı.
Bu suikastten kurtulunca, binlerce seyirci ve yabancı diploma-
ta karşı, düşünmeden, hemen söylediği şu kelimeler, cesaretini, kal-
binin temizliğini, milletin olgun, şefkatli bir babası olduğunu gös-
termeğe yetişir sanırız:
"Kendimce en büyük emel, ehâlînin rahat ve mes'ûd olmasıdır.
Bu uğurda, gece-gündüz nasıl çalışıldığı ve gayret gösterildiği
ma'lûmdur. Gayret ve iyi niyetimin Allahu teala tarafından verilen
mükafatı, şu hâdiseden Allahu tealamn izniyle kurtulmamdır.Onun
için, Cenâb-ı Hakka şükür ve hamd ederim. Üzüldüğüm birşey var- .-
sa, asker evlâdlarımdan ve ehâlîden ba'zılarının ölüm ve yaralı ol- —^—
malarıdır. Buna karşı üzüntüm devamlı olacaktır. Halkımın, hak-
kımda göstermiş oldukları hissiyata en-samîmi bir kalb ile memnû-
niyyetimi beyân eyler, gök ve yer afetlerinden muhafaza için dua
ederim. " (67)
DEPREM
Çok cesur ve tevekkül sahibi idi. 1898 depreminde nice ev,
han,cami ve medreseyle beraber Kapalıcarşmın yıkılmasına kadar
giden ve Büyük Zelzele diye anılan bu deprem esnasında Dolma-
bahçe Sarayı'nın büyük muayede salonunda Sultan, devlet erkanı,
subaylar, paşalar, yüzlerce yerli ve yabancı temsilcilerle toplantı ha-
linde bulunduğuyordu. Sultan, birkaç tonluk avizenin tam altında
bulunuyordu ki, avize sağa , sola saat rakkası gibi sallanmaya baş-
ladı. Kahraman paşalar, cesur subaylar, ömrünü savaşlarda geçirmiş
gaziler birbirlerini çiğneyerek dışarı kaçarken, Patişah yerinden bi-
le kımıldamadı, istifini bozmadan: Allahu tealnın kelamından bazı
ayet-i kerimeler okuyarak, büyük bir vekar ve tevekkül ile neticeyi
bekliyordu." (68)


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   6   7   8   9   10   11   12   13   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə