Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə9/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
38
muntazaman kılar, Kur'an-ı Kerim okurdu. Seccadesi Hereke Fabri-
kası'nda yapılmış bir halıydı. Nereye giderse kolaylıkla götürülürdü.
Daima camilere devem ettiğini, Ramazanlarda Süleymaniye Ca-
mii'nde namaz kıldığını, o zamanlar camide açılan sergilerden alış-
veriş ettiğini hikaye tarzında evlatlarına anlatırdı. Herkesin namaz
kılmasını, camilere devam edilmesini çok isterdi. Sarayda beş vakit
Ezan-ı Muhammedi okunurdu.
II. Abdülhamid Han, büyücülüğe, hurafelere asla inanmaz,
bunları yapanları da sevmezdi. Her iş ve hareketinde İslamiyete uy-
maya çok gayret ederdi. Zulüm ve adaletsizlikten aşırı derecede
korkar, hiçbir insanın zulüm görmesine razı olmazdı.
Yöneticilere Sadakat Yemini
Abdülhak Hamid anlatıyor:
"Sultan'da dini his ve metafizik ürperti hastalık halindeydi.
Herkesi de kendisi gibi bildiği, Allah korkusunu kalblerin en büyük
müeyyidesi saydığı için devlet büyüklerini bu taraflarından tutmak
ister, hareketlerindeki doğruluğu bu yoldan ölçerdi. Hiç sebep yok-
ken gece yarısı uykudan kaldırılıp saraya getirilen nice devlet ricali
vardır ki, huzura çıktıkları zaman Sultan'ın yanında açık bir Kur'anı
Kerim görmüşler ve ona el basarak sadakatlerini teyide davet edil-
mişlerdir. Türk-Yunan Muharebesinin başında Yıldız'daki askeri
toplantıda da kumandanlara aynı "yemin teklif edilmiş ve İslam-
Türk şerefini gölgelemeksizin Selanik ordusuyla en kısa zamanda
Atina'ya girmek için bütün mevcudiyetleriyle çalışmaları için temi-
nat istemişti. Denilebilir ki Abdülhamid, en havai işle uğraşırken bi-
le Allahı düşünmekten geri kalmazdı sözlerine, üslubuna, işlerine, iş
görme tarzına daima bu ölçü hakimdir." (58)
Muska
Vefatından bir gün sonra boynunda ömür boyu muhafaza etti-
ği muskayı merhum Ebubekir Hazım Bey görmüş, açmış ve oku-
muş. Muskarın bir tarafında "iyi insan nasıl olur?", diğer yüzünde
ise "Kötü kişi kimdir?" sorularının cevaplan yer almaktaydı. (59)
ABDEST VE İMZA
II. Abdülhamid han, İslamiyet'in emirlerini yapmakta ve ya-
saklarından kaçınmakta son derece hassasiyet gösterirdi. Abdestsiz
yere basmazdı. İslam'a aykırı yurt içinde ve dışında zararlı yayınla-
rın yapılmaması Müslüman evladlarımn dinlerini ziyana uğratma-
maları için mümkün olan her hizmet ve faaliyeti yürütmüştür.
Kazı Şadiye Sultan Anlatıyor;
"Sıhhatli bir erkekti, sağlam bir bünyesi ve idmanlı bir vücudu
vardı. Küçüklüğümde, onun bir defa hastalandığını hatırlarım. Çok
az uyurdu. Şafaktan önce kalkardı. Beş vakit namazını kılar, daima
Kur'an-ı Kerim ve Buhari-i şerifi okurdu. Dindar, Allahu tealaya
bağlı, büyük bir Müslüman idi. Abdestsiz yere basmazdı. Çok çalış-
kandı." (60)
"Bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım."
39
Sultan Abdülhamid han, acil iş zuhur edince, gecenin herhan- ——
gi bir vaktinde uyandınlmasını ister, ertesi güne bırakılmasına rıza
göstermezdi. Ve abdestli olmaya çok dikkat eder, her ne vakit olur-
sa olsun hemen abdestini alırdı. Bu hususta mabeyn (Saray) başka-
tibi Esad Bey'i dinleyelim;
"Bir gece yarısı, çok mühim bir haberin imzası için Sultan'ın
kapısını çaldım. Fakat açılmadı. Bir müddet bekledikten sonra tek-
rar çaldım, yine açılmadı. Acaba Sultan'a bir emr-i Hak mı vaki ol-
du? Diye endişelendim. Biraz sonra tekrar çaldım, açıldı. Sultan,
elinde havlu ile yüzünü kuruluyordu. Tebessüm ederek; Evlad, bu
vakitte çok mühim bir iş için geldiğinizi anladım. Daha ilk kapıyı
vuruşunuzda uyandım. Abdest aldım. Onun için geciktim. Kusura
bakma. Ben bu kadar zamandır bu milletin hiçbir evrakına abdest-
siz imza atmadım. Getir imzalıyayım" dedi. Besmele çekerek imza-
ladı" (61)
AMPULÜN KAŞİFİNE TEKLİF VAR
Bugün İstanbul'un her semtinde Abdülhamid Han'ın bir eseri-
ne rastlamak mümkün. O'nun halkına verdiği kalıcı hizmetlerden


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırlan Mehmet AYDIN
halen istifade etdilmekte, kurduğu hastahanelerde çocuklarımız te-
davi olunmakta ve yine O'nun kurduğu mekanlarda ihtiyarlarımız
barınmakta, yollarından tren ve arabalarımız geçmektedir. Ve İstan-
bul hala onun zamanında getirilen lezzetli Hamideye suyunu içiyor.
Bununla birlikte Batı'nın faydalı bilim ve teknolojisinin mem-
lekete getirilmesindeki gayreti ve ileri görüşlülüğü en büyük sırla-
rından biri. Bilim ve teknolojiye verdiği önem insanı hayrete düşü-
recek derecede...
Elektiriğin daha yeni yeni kullanıldığı dönemlerdi. Bu enerji-
ye sahip olmanın önemini kavrayan Sultan, elektirik sahasındaki ke-
şifleriyle meşhur Edison'u adım adım takip ettiriyordu. Neticede
kendisine resmen başvurulup Türkiye'ye gelmesi ve çalışmalarına
burada devam etmesi teklif ediliyordu. Bunun karşılığında Ameri-
ka'da kazandığı paranın tam yirmi mislim takdime de hazır olduğu-
nu bildirmesine rağmen Edison kabul etmediği gibi bu tekliflere il-
tifat etmiyordu. (62)
TAHTEL BAHİR
II. Abdülhamid Han, zamanın en ileri teknolojisine sahip ola-
rak düşmandan her alanda ilende olmak gayretindeydi. İçteki jve
dıştaki saldırılara rağmen bu alanda asla geri kalmadı. Geleceğin
süper devletlerinin bilim ve teknolojide ileride olan devletler olaca-
ğı na inancı tamdı.
Bu nedenle kendisi hakkında olup bitenleri, istihbarat teşkilatı
vasıtasıyla öğrendiği gibi, devletin egemenliğini ilgilendiren dün-
ya haberlerini öğrenmek için de Nazırlarıyla (Bakan) meşeveret
ederdi. Güvendiği Nazırlarından biri de Bahriye Nazırı Bozcaadalı
Hasan Pasa idi. Bahriye Nazırı bir gün ona. gözle görünmeyen müt-
hiş bir silâhtan bahsetmişti.
Bir İneiliz mühendisi tarafından keşfedilen bu garip gemi. de-
nizaltında balık gibi yüzen ve düşmana yaklaşarak suyun altından
gönderdiği torpido ile gemileri anı olarak batıran bir "tahtel bahir"
yani (denizaltı) idi.
Mehmet AYDIN II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Evet, 1879 yılında Mr. Garret adında bir İngiliz gemi mühen-
disi Liverpol'da denize indirdiği 45 tonluk ilk denizaltı botunun de-
nemelerini yapıyordu. Ancak bu deneme başarılı olmamıştı.Planda
bazı değişlikler yapılması gerekiyordu. İkincisini, birincisinden az
daha büyük olarak inşa etti ise de, o dalarken ve su altında giderken
arızalar yaptı. Bu bot, mühendis Garret içinde bulunmadığı hal-
de,yapılan ikinci denemesinde daldı ve bir daha suyun yüzüne çık-
madı. İçindeki üç uzman bilim uğrunda can verdiler.
Yılmadan denemelerine devam etmek isteyen mühendis Gar-
ret, üçüncü denizaltıyı yapabilmek için artık İngilterede para bula-
madı. Ünlü İsveçli silah fabrikatörü "Nordanfild" imdadına yetişti.
Üçüncü denizaltı 1885 yılında Stokholm'da tezgaha kondu. Boyu
19.5 eni 2.75 metre olan tekneye 100 beygir kuvvetinde bir Compa-
und buhar makinesi yerleştirildi.Bu suretle su üstünde 9 mil süratle
hareket edebiliyordu. 35,5 santimlik bir de torpido kovanı vardı. Li-
verpol'dakilere kıyasla bu gemi çok daha başarılı oldu ve Yunanis-
tan hükümetince satın alındı.
Bu garip denizaltı gemisinin, Salamin tersanesinde Yunan de-
nizcileri tarafından tecrübe edildiğini duyan Abdülhamid han, Bah-
riye nazırı Hasan Paşaya emir vererek mühendis Garret'i İstanbul'a
davet ettirdi. İngiliz mühendisi huzura kabul edildi ve Padişahın
iradesiyle iki tahtelbahir yapmayı kabu etti. Bahriye nezaretiyle im-
zaladığı anlaşma gereğince Mr. Garet, 30 metre boyunda, 3.66 met-
re eninde, 160 tonluk bir tekne yapacaktı. Bu tekne parçalar halin-
de İstanbula getirilecek ve Haliç'te Türk işçileri tarafından monte
edilecekti. Mürettebatı bir kaptan, iki makinist ve bir ateşçiden iba-
ret olacaktı. İki tanesinin fiatı, denemeleri sonunda, isteğe uygun
teslim edilmek şartile, otuzaltıbin Türk altın lirası idi.
Nihayetinde 1887 yılı ilkbaharında beşer parça halinde İstan-
bul'a getirilen tekneler Haliç'teki Valde kızağında, Mr. Garret'in ne-
zareti altında monte edilerek denize indirildi ve denemeler başlandı.
Birine "Abdülmecid" ötekine de "Abdülhamid" adlan takıldı. Ge-
milerin teslim alınması töreni 1887 yılının 20 Haziran günü Haliç'te
yapıldı. "Abdülhamit" bayraklarla donatılarak Divanhane Bahriye
Nezareti önündeki şamandıraya bağlandı. Hükümet ve Bahriye Ne-
zareti erkanı rıhtımda toplanmışlardı. Halk. Kasımpaşa  k ı y ı l a r ı n ı


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   5   6   7   8   9   10   11   12   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə