Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
30
Meşrutiyet'in ilk Cuma selamlığı sonrasında (31 Temmuz
1908) Ayşe Sultan hatıratında babası ile konuşmasını şöyle nakleder
" Bugün bizim arabanın önünde bir hoppa çocuk mütemadiy-
yen koşup dolaşıyordu. Gördünüz mü?" "Evet efendimiz, gördüm,
Rıza Tevfik Bey imiş. Diğerine de Selim Sırrı Bey diyorlar" deyin-
ce bu defa babam daha ziyade gölümseyerek "Bu koca alayın nizam
ve intizamı bu hoppa çocuklara mı kaldı? Deli gibi önümde, arkam-
da dolaşıyorlardı. Bunlar ne bilirler ki idare edecekler? Allah mille-
ti bu gibi hoppalardan esirgesin" dedi. Sözlerini üzüntülü bir eday-
la şöyle bitirdi:
"Mahzun olmamalı. Daha böyle nice nizamsız günler görüp
geçireceğiz. Ama sabır ve tehammül ile, inşaallah , memleketim,
milletim selamete çıkacaktır. Kızım, ben hayatımın yarısından faz-
lasını tamamlamış bulunuyorum. Milletimin selamet, huzur ve iler-
lemesinden başka emelim kalmamıştır. Allah millete zeval verme-
sin. Duam budur."
KORKAKLAR HİZMET EDEMEZLER
II. Abdülhamid Han, yetişmiş, samimi devlet adamlarından
mahrumdu. Kadrosu yoktu. Adeta yalnız başına koskoca devleti sır-
tında taşıyordu. Kendisinden çok büyük iyilikler görmüş sadrazam-
ları (başbakan), yöneticiler nankörlük ediyor, iyiliklerini görmüyor-
du. Bunlardan biri de birçok kerre Sultan tarafından başbakanlığa
getirilen Sait Paşa'ydı.
Sultan'ın en ehemmiyet verdiği ve kendisine çok iyilikler yap-
tığı sadrazamlarından (başbakan) Said Paşa, Padişah'tan iyilik gör-
mediğini açıkça söylemekten çekinmiyordu. 11. Abdülhamid Han,
Said Paşayı Okul sıralarında tanıdı. O zamanlar bile bazı ufak tefek
yazılarını kendisine yazdırtırdı. Akıllı, zeki, olduğunu söyler takdir
ederdi. Sultan Abdülhamid Han'ın ifadesiyle; "...Garip şeydir; Said
Paşa, bana daima sıkıntılı zamanlarımda çok iyi hizmette bulunmuş-
tur. Birçok hususlarda kendisine mabeyncileri göndererek fikrini
sorar, o zaman en doğru, sadıkane cevaplan alırdım. Fakat sadrazam
(Başbakan) olunca iş değişirdi. O mevkiye gelince kendisinden isti-
fade edilemezdi. Azle mecbur olurdum. Said Paşa ayaklı kütüpha-
nedir. Son derece bilgili, akıllı, tecrübelidir. Vezirlerimin arasında
onun kadar bilgilisi yoktur. Fakat kurnazlığı ve korkaklığı yüzünden
hizmet edemiyor."
Bu Sait Paşa'dır ki İttihat Terakki ileri gelenleri arasında Sul-
tan'ı tahttan indirecekler arasında yer alır.
II. Abdülhamid Han, azl' edilip Selanik'e gönderilince orada;
"sizi bu hale getiren, hiyanet eden Said Paşa'dır" sözlerine; "Hayır,
Allah'ın emri yerini buldu. Said bir korkaktır. Onun için alet olmuş,
böyle yapmaya kendisini mecbur görmüştür" cevabı vermiştir. (45)
Başka Bir Nankör
Kızı Ayşe Sultan'dan dinliyelim; "Bir sabah, tahminen onbu-
çuktu. Yemekten evvel hava almak için babam balkona çıkmış, do-
laşıyordu...Tam benim balkonumun altından bir tabanca patladığını
duydum. 'Eyvah! Korktuğumuza uğradık' diye bir feryad kopararak
deli gibi merdivene koştum. Aşağıya indim. Gözlerime ilk ilişen ba-
bam oldu. Ayakta balkonun kapısı önünde duruyor, annemle, Sali-
ha Naciye Hanım'a hadiseyi anlatıyordu. Diğer haremleriyle biz
kızları da oraya gelmiştik.
-Salim bize kurşun attı. Şu karşıdaki taflanların arasına saklan-
mış. Gözlerimle gödüm. Ben çık diye bağırınca her nedense ikinci
kurşunu atmadan ayağa kalktı.
Bahçede Musahiplerden Selim Ağa ile Kahvecibaşı Ali Efendi
ve Abid Efendi geziyorlarmış. Bu hali onlar da görmüşler. Kurşun
duvara çarpıp geriye teperek bahçedeki çakıl taşlarının üzerine düş-
müş. Babam, Ali Efendi'ye seslenmiş, "Kurşun işte şurada duruyor,
Alıp bana getir," demiş ise de Ali Efendi, "Affet beni Efendiciğim,
getiremem" diyerek korkusundan ağlamıştır.
Bu vak'a üzerine zabitler koşup Salim'i tuttular. Alıp götürdü-
ler. Babam derhal Rasim Bey'i istedi. Rasim Bey o anda köşkte
yoktu. Biraz sonra geldi. Babam hala kapınınönünde Rasim Bey'i
bekliyordu. Ona yerde duran kurşunu göstererek.


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
32
-Salim bizi vurmak istedi. Lakin muvaffak olamadı.İşte kurşun
burada duruyor.Bizimkilerden istedim. Getirmediler. Kurşunu bana
veriniz. Hatıra olarak saklayacağım, dedi. Rasim Bey:
-Birşeydir oldu. Kusuru bakmayınız. Ben şimdi Salim'i bura-
dan çıkaracağım. Meraketmeyiniz. diyerek bahçeye indi. Kurşunu
aldı.
-Veremem, diyerek cebine koydu. Çıkıp gitti. Bu köşkün li-
monlukta çalışan eski bir Ibahcıvanı vardı. Barbo adında bir Rum-
du. Bu hali tamamiyle görmüştü. Kurşun atıldığı sırada orada bulu-
nuyordu. Eliyle yüzünü kapayarak feryatla bağırmıştı. Çok ağlamış
olduğunu da ağalardan haberaldık.
-Salim bunu neden yaptın? diye sordukları zaman
-Cümlemizi kurtarmak için. Cevabını vermiştir. Bunu da son-
radan öğrendik."
Ayaşe Sultan anlatmaya devam ediyor: "Esasen babamın tali-
hidir. Kime nimet yedirdiyse mutlak ondan ihanet görmüştür. Bu
Kürt Salim kimdir. Vaktiyle pek fakir bir ailenin çocuğ imiş. Asker
olmak istediği halde müracaat edecek kimsesi yokmuş. Bu arzusu-
nu bazı kimselere söylemiş. Onlardan biri kendisine babamın husu-
si doktoru İsmet Paşa'ya başvurmasını tavsiye etmiş. İsmet Paşa,
Yıldız'a yakın olan Yeni mahalle'de ikamet edermiş. Saraya da da-
ima sabahlan yokuşu yürüyürek çıkmak suretiyle gelirmiş. Bazı
kimseleler Paşa'yı yolda yakalayıp hallerini anlatırlar, o da Pati-
şah'a arzeder, bu suretle birçok kimselere iyilikte bulunurmuş. Sa-
lim'e de aynen böyle yapmasını tavsiye etmişler. Salim, bir sabah
İsmet Paşa'yı yokuşun başında bekleyip halini anlatmış.İsmet Paşa
da , "Peki oğlum, Efendimize arzederim" demiş. Babama bu genç
çocuğun halini anlatmış. Babam da Kuleli'ye yazdırtıp ihsan gön-
dermiş. İşte Salim bu suretle yetişmiş, yüzbaşılığa kadar terfi et-
miştir.Lakin gel zaman git zaman .babamın hal'inde moda olan kah-
ramanlık zihniyetiyle babamı ortadan kaldırmanın bir şeref olacağı-
nı düşünerek bu kurşunu atmaktan çekinmemiştir. Böylelikle min-
net borcunu ödeyecekmiş!" (46) *
Başka Biri
II. Abdülhamid Han'ın 33  y ı l l ı k hizmetinden sonra kendisine
verilen sıkıntı ve çektiği ızdırabın bir misalini verelim:
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Bu kez kızı Şadiye Sultan'dan dinliyelim;
"Babamın Başmebeyncisi Tahsin Paşa azlolunmuş, onun yeri-
ne katiplerden Jön Türklerin itimat ettiği İttihat ve Terakki mensu-
bu Cevat Bey tayin olunmuştu. Tesadüfen o gün babama gitmiştim.
İlk defa huzura çıkan Cevat Bey (Ah efendiciğim, bensizin sadık
bendenizim.Tahsin Paşa beni uzun zaman huzurunuza çıkarmadı.
Büyükbir müzayaka içindeyim!) diye yalvarır gibi konuşuyordu.
Babam hareme girdi.Üzüntülü idi.Bütün saray halkınca dalkavuk-
luk ve mürailiği ile isim yapmış böyle bir adamın kendisine hususi
katip olarak verilmesinden duyduğu ye'si gizlemeğe çalışıyordu.
Çekmecesinden bir deste banknot alarak, selamlıkta bekleyen Cevat
beye götürüp verdi. Fakat, bu zengin ihsanı görünce yerlere kapanıp
ayaklarını öpmeye çalışan Cevat Beyi, bu teşebbüsünden dolayı ha-
yatının en buhranlı anında dahi tekdir ve takbih etmeyi ihmal etme-
miştir:
-Rica edeyim! Secdeler Allaha mahsustur. Bu gibi hareketler-
de bulunmanızı ve ikinci ihtara lüzum bırakmamanızı rica ederim!
demiştir.
Birkaç gün sonra, babamın hal'ine ve Reşad efendinin cülusu-
na ait Meb'uslar Meclisi kararı tebliğ edildi. Babam gayet serin kan-
lılıkla:
-Mademki, otuzüç sene memnun edemedim, kimi isterlerse ha-
yırlı etsin. Yalnız rica ederim, bütün ailelerimle beraber biraderimin
oturduğu Çırağan Sarayına beni götürünüz! dedi.Tebliği heyeti
-Mebuslar Meclisince, Selanik'te hazırlanan köşke gitmeniz
için karar alınmıştır cevabını verdi. Babam:
-Yorgunum ve yaşım da uzun yolculuklara müsait değildir. Al-
laha kasem ederimki, saltanatta gözüm yoktur; fakat ailemle Çıra-
ğan Sarayında ikametimi rica ediyorum! dedi. Tebliğ hey'eti, Mec-
lise yeniden arzedileceğini ve alınacak cevabın yeni başmabeynci
Cevat bey ile bildirileceğini söyleyip ayrıldı. Bir iki saat sonra ce-
vap geldi. Derhal Selanik'e hareket için hazırlanması hakkındaki
Meclis kararını Cevat bey, maalesef bir kaç gün önce bir deste bank-
notu aldığı vakit yerlere kapanarak ayaklarını öptüğü babama çok
ağır sözler saffederek bildirdi. Ağzına aldığı kelimeler terbiye dışı
idi, alelade bir adama dahi söylenmesi ayıptı."(47)
33


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə