Yöneticiler İçin Yeni Bir Bakış İKİNCİ abdülhamid han'in liderlik sirlari


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları



Yüklə 3,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/50
tarix21.06.2018
ölçüsü3,8 Kb.
#50577
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   50

II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
18

PLANLI PROGRAMLI BİR HAYAT
Zaman, en büyük sermaye...
II. Abdülhamid Han, mal israfında olduğu gibi zaman israfın-
dan da kaçınıyordu. Zamanını çok iyi kullanıyor, her şeyi bir plan
ve program dahilinde yapıyordu. Yaptığı ve yapacağı şeyleri bizza-
tihi not ediyor, yaptıracaklarını da not ettiriyor ve herşeyi bir saate
bağlıyordu.
İnsanı rahatsız eden ses gürültüsünden hoşlanmıyordu. İstira-
hate geçince sarayda bir sükunet başlıyordu.
İş ehline verilmeli.
II.Abdülhamid Han'ın diğer bir özelliği de, maiyeti altındaki
insanların ne tür kabiliyette olduklarını tespitteki mahareti ile işi
ehline vermesiydi. (19)
Fikir ve maksatlar mükemmel bir ifade ve nezaketle dile geti-
rilmeli.
Sultanın sohbetine doyum olmuyordu. Kalın ve gür sesiyle
sohbetini dinlemek insana bir haz veriyordu.
Bütün hal ve hareketlerinde padişahlığın heybetini, vekarını
gösteriyor, fikirlerini ,maksadını mükemmel bir ifade ve nezaketle
anlatıyordu.
El yazısı rahat okunuyor, İfadesi açık, sarih, cümleleri uzun
olmakla beraber bağlantıları kolaylıkla yapıyor, varmak istediği ne-
tice, rahatlıkla anlaşılıyordu. (20)
DİSİPLİN
Abdülhamid Han, disiplinli bir sultandı. İşleri zamanında takip
etmek en büyük özelliklerinden biriydi. Yapılan müracaatlar intizam
içerisinde tetkik edilir ve hiçbir kağıt parçasının kaybolmasına, hiç-
bir muamelenin kontrolden kaçmasına ve hele işlerin sürüncemede
Mehmet AYDIN
II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
kalmasına müsaade edilmezdi. Başkatibet dairesine girip çıkan iş-
leri bizzat kendisi kontrol ederdi. (21)
Aynı zamanda getirilen ve gönderilen evrakların kayıtlarına
çok büyük hassasiyet gösterirdi. Kendisine arzolunun şeylerle ken-
disinin verdiği emirlerin kayıp ve tahrif olmamasına çok dikkat
ederdi. Bununla birlikte fevkalade kuvvetli hafızası ile kontrol ted-
birlerini sıkı bir şekilde temin ederdi. (22)
" Dikkatsizlik özür değildir"
II. Abdülhamid Han, hataların istenmeden olabileceğine pek
inanmazdı. Ve bu hususta Tahsin Paşa'ya şunları söylemiştir; "İn-
sanda sehiv (yanlışlık) olmaz, sehiv ya kasten olur, yahut dikkatsiz-
lik neticesinde meydana gelir Kasten yapılan yanlışlıklar büyük ve
çirkin bir suçtur. Dikkatsizlik neticesinde meydana gelen hataların
kabahati o dikkatsizliği yapan kişiyedir. Dikkatsizlik mezaret sayı-
labilir mi?" (23)
Hassasiyet
II. Abdülhamid Han, memleket meseleleri hakkında çok hassas
davranır, önemli bir olay karşısında hangi vakit olursa olsun uyan-
dırılmasını isterdi. Başkatip Tahsin Paşa'nın anlattığına göre Abdül-
hamid Han, acil bir iş zuhurunda gecenin herhangi bir vaktinde ken-
disinin uyandırılmasına müsaade etmişti. Bekletilmesi ve sultana
hemen ulaştırılması gereken bir müracaat için Sultan'ı uyandırmak
icap ettiğinde Harem ağası kapıya vurarak kimden geldiğini söyle-
yerek kağıdı takdim eder, Abdülhamid han bu konuya vakıf olduk-
tan sonra derhal tebliğ edilecek bir emir varsa ya nöbetçi mabeyn-
cilerden birini, yahut Başkatibi çağırtırdı. Bazen acil işlerin halli
gece yarılarına kadar ve hatta sabahlara kadar sürdüğü olur, Sultan
buna rağmen erken kalkarak çalışmaya başlardı.
İşe Vaktinde Başlamak...
Başkatip Tahsin Paşa'dan nakledelim: "Fevkalade şartlarda ve-
ya son derece acil bir iş için bu suretle, gece yarısı, evimden alela-
cele çağrıldığım akseriya vuku bulmuştur...Böyle gecelerde bile Ab-
19


II. Abdülhamid Han'ın Liderlik Sırları
Mehmet AYDIN
dülhamid, itiyadını bozmaz, bazen yarım ve hatta bir buçuk saat o
acil iş için emri verir veya cevabı bekledikten sonra tekrar yatar, fa-
kat ertesi sabah yine vaktinde, ve erkenden kalkarak çalışmaya baş-
lardı. Bu kesintisiz hayat hiç değişmeden bu suretle devam edip dur-
du." (24)
UYKU ÖNCESİ KİTAP OKUTMAK ADETİ
II.Abdülhamid Han, iyi bir okuyucu idi. İlme aşıktı. Şezadelik
yıllarında başlayan kitap okuma sevgisi ömrü boyunca hep devam
etti. Çok zengin bir kütüphane yaptırdı. Dünyanın her tarafından ge-
tirilen eserlerle donatıldı.
Başarının Temel Sırrı: Cehaletten kurtulup alim olmaktır.
Sultan, gece yatmadan önce de kitap okuturdu. Kızı Ayşe Sul-
tan, yazdığı hatıratında babasından bu konuda şunları nakletmekte-
dir: "Gündüzleri beni meşgul eden işlerin ağırlığından kurtulmak,
20 zihnimi başka taraflara sevkedip düşüncelerimi defetmek ve rahat
• uyuyabilmek için her gece odamda kitap okutuyorum. Okuttuğum
eserler ciddi olursa büsbütün uykum kaçıyor. Onun için bir takım
romanlar tercüme ettiriyorum." Der ve gülerek ilave ederdi: "Kü-
çüklüğümde dadım bana ninni söylerdi. Şimdi de okunan kitaplar
aynı tesiri yapıyor. Esasen yarı dinliyor, yarı dinlemeden uykuya da-
lıyorum. İşte benim uyku ilacım budur." (25)
BASIN İYİ TAKİP EDİLMELİ
Abdulhamid Han, daha şehzadeliğinden itibaren gazeteci ya-
zar ve fikir erbabı ile sıcak ilişkiler kuruyor, Gazeteleri her gün
okuyor, okutuyor, üzerinde yorumlar yapıyor şartlara göre yeni
strateji ve hedefler belirtiyordu.
Yüz sayfalık yazı ile dile getirilemeyen fikirler sadece bir re-
simle dile getirilebilir.
Sultan, aynı zamanda Avrupa'da yayınlanan haftalık ve aylık
resimli gazete ve dergileri de muntazam bir şekilde takip ediyordu.
Bu konuda, her resmin bir fikir ifade ettiğini, yüz sayfalık yazı ile
Mehmet AYDIN
II. Abdulhamid Han'ın Liderlik Sırları
ifade edilemeyecek siyasi ve hissi olayların bir resimle dile getiril-
diğini belirtiyor, bu tür dergi ve gazetelerin yazılarından ziyade re-
simlerinden istifade ettiğini ifade ediyordu. (26)
Dönemin basını maalesef günümüz medyasından pek farklı
değildi. Memleketin menfaatinden ziyade şahsi çıkarları uğruna
yaptıkları yayınlarla emperyalist devletlerin ekmeğine yağ sürüyor-
lardı. Devlet büyüklerine karşı yaptığı yayınlarla istediğni yaptırı-
yor ve korku aşılıyordu. Bilhassa milliyetçilik, hürriyet, Batıcılık
fikirleri ile halkı büsbütün galeyana getiriyor, çeşitli ırk, dil ve din-
lerden meydana gelen Osmanlı devletinin bünyesini tahribe yönelik
yayınlar yapılıyordu.
Osmanlı'da gazete ilk defa 11. Mahmud Han zamanında ve
Fransızca olarak başladı. Müslümanlardan ziyade azınlıkların ve
Batıyı körü körüne taklit etmek isteyenlerin elindeydi. 11. Abdulha-
mid Han döneminde gazetelerin sayıları bir hayli kabarıktı. 18'i
Türkçe, l'i Arapça, 9'u Rumca, 9'u Ermenice, 3'ü Bulgarca, 2'si İb-
ranice, 7'isi Fransızca, 2'si İngilizce ve l'i Almanca olmak üzere
çeşitli dergi ve gazete çıkıyordu. (27)
Hergün gazeteleri okuyan Sultan "Bunlar ihtilalci gazetelerdir.
Bunların sonu hayra alamet değildir. Bunlar yorgan kavgasından
başka bir şey değildir" diyordu.(28)
II. Abdulhamid Han, zararlı neşriyatın yapılmasını istemiyor-
du. Osmanlı devletinin içinde bulunduğu kritik dönemde cahilane
yayınların millete fayda yerine zarar vereceğini söylüyor ve Basının
muhakkak kontrolden geçmesi gerektiğine inanıyordu.
Kontrol Mekanizması
Bu nedenle basını devletin lehine kullanmak için yerli ve ya-
bancı gazete muhabirlerini Saray'a davet ediyor, onlara ikramlarda
bulunuyor, nişanlar ve paralar veriyordu. Böylece pek çok yabancı
gazeteciyi kendi bütçesinden ayırdığı paralarla elde tutuyordu.(29)
Türkiye aleyhinde yayın yapacak gazete ve muhabirleri ise sa-
tın alırdı. Yabancı muhabirlerin çoğu satın alınmıştı. Avrupa'nın
21


Yüklə 3,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə