Yönetim kurulu başkan



Yüklə 6,77 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə49/279
tarix18.06.2018
ölçüsü6,77 Mb.
#49333
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   279

87

6. Türk 


Tıbbi Onkoloji

 

Kongresi



Hemşirelik Oturumu

Günümüzde, değişen çevresel koşullar ve yaşam tarzına bağlı olarak 

kanser hastalarının sayısı giderek artmaktadır. Bununla birlikte,  has-

talığın erken tanısı ve tedavisine yönelik bilimsel ve teknolojik geli-

şimlere paralel olarak kanser tedavisi sonrası hayatta kalma oranı ve 

yaşam süresi de yükselmektedir (Althof and Parish 2013, Varela et al. 

2013). Bu nedenle sağlık ekibinin görevi yalnızca kanser hastalığının 

tedavisi ile sınırlı olmayıp, bu süreçte ve özellikle tedavi sonrasında 

bireylerin sağlığını, iyiliğini ve yaşam kalitesini geliştirmeyi de kapsa-

maktadır. Cinsellik, bireyin insan olarak sahip olduğu birçok özelliği 

(cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel yönelim, cinsel kimlik, cinsel dav-

ranış, duygular, kişiler arası ilişkiler, üreme vb) yansıtan çok boyutlu 

bir kavram olması nedeniyle, yaşam kalitesinin de önemli bir boyu-

tunu oluşturur (Fogel 2008, Krebs 2008). Kanser tanısının fiziksel ve 

psikososyal  yüküne  ek  olarak,  tedavi  süreci  ve  sonrasında  gelişen 

cinsel problemler, kanser hastalarının yaşam kalitesini olumsuz ola-

rak etkilemektedir (Althof and Parish 2013, Varela et al. 2013, Male et 

al. 2016, Gilbert et al. 2011). 

Kanser hastalarında görülen cinsel sorunların türü ve yaygınlığı has-

tanın yaşı, cinsiyeti ve kanserin türüne göre değişse de, yapılan birçok 

araştırma hastalığın ve uygulanan tedavilerin olumsuz etkilerine bağlı 

olarak, cinsel sorunların tüm kanserli bireylerde yaygın ve önemli bir 

sağlık problemi olduğunu göstermektedir (Ussher et al. 2015,  Katz 

and Dizon 2016, Male et al.  2016). Pelvik kanserler nedeniyle tedavi 

edilen kadın ve erkeklerin en az yarısının, diğer kanser türlerine sahip 

bireylerin  ise  dörtte  birinden  fazlasının  cinsel  disfonksiyon  yaşadığı 

bildirilmektedir (Schover et al. 2014). Bu durum normal cinsel fonk-

siyon için gerekli sinirler, kan damarları ve hormonların etkilenmesi-

ne bağlı gelişebildiği gibi, depresyon, anksiyete, iletişim çatışmaları, 

olumsuz beden algısı, öz güven kaybı, partnerin ilgi / destek eksikliği 

gibi  psikososyal  sorunlarla  da  ilişkili  olarak  ortaya  çıkabilmektedir 

(Schover et al. 2014, Ussher et al. 2015, Rossen et al. 2012). Ayrıca 

kanser tanısı sonrasında bireyler; fertilitenin etkilenimi, fertiliteyi ko-

ruyucu yaklaşımlar, tedavi süresince gebelik ve enfeksiyon riskini or-

tadan kaldıracak kontrasepsiyon seçenekleri, kanser sonrası fiziksel 

ve cinsel değişimler, uygulanan tedavilerin cinsellik üzerine etkileri, 

beden imajı ile ilgili endişeler, partnerle yakınlık ve iletişim gibi konu-

larda da bilgi ve danışmanlığa ihtiyaç duymaktadır (Kelvin et al.  2014,  

Ussher et al. 2015, Salani et al. 2014, Barlov et al. 2014, Gilbert 2011, 

Quinn et al. 2014 ). Araştırma sonuçlarına göre, kanser hastalarının 

yaşadıkları cinsel sorunların oldukça karmaşık ve çok boyutlu olduğu, 

bu nedenle kanser hastaları ile çalışan sağlık ekibinin cinsel sorunları 

etkili bir şekilde ele alabilmek için gerekli bilgi ve becerinin yanı sıra, 

cinsellik kavramına bütüncül bir bakış açısına sahip olmasının önemli 

olduğu söylenebilir.  

Cinsellikle ilgili sorunların boyutları ve bireyin yaşamı üzerindeki et-

kileri,  kanserli  hastanın  sağlık  bakımında  cinsellik  kavramının  yer 

almasını  zorunlu  hale  getirmektedir.  Ancak  günümüz  sağlık  bakım 

sistemi içerisinde yalnızca kanserli hastalarda değil, tüm tanı grupla-

rında hasta bireyin cinselliği en fazla ihmal edilen, önemsenmeyen ve 

ikinci planda kalan problemli bir alan olarak varlığını sürdürmektedir 

(Gölbaşı ve Evcili 2013). Kanser hastalarında yapılan birçok çalışma-

da, hastaların cinsel konulardaki bilgi ve danışmanlık gereksinimleri-

nin yeterince karşılanmadığı, cinselliğin genellikle cinsel fonksiyon/

disfonksiyon, menopoz, fertilite, kontrasepsiyon gibi yalnızca fizyolo-

jik boyutu içeren dar bir çerçevede ele alındığı gösterilmektedir (Cle-

ary and Hegarty 2011, Varela et al. 2013, Katz and Dizon 2016, Ras-

musson et al. 2014, Gilbert et al. 2011). Bu geleneksel ve dar bakış 

açısı, kanser hastalarının cinselliğe ilişkin gereksinimlerini bütüncül 

olarak  değerlendirme  ve  onları  cinsel  yaşam  kalitesini  geliştirecek 

etkili stratejiler uygulamanın önündeki en önemli engeldir. Ayrıca ya-

pılan birçok çalışma, kanser hastalarıyla çalışan sağlık ekibinin; rahat 

olamama, bilgi ve beceri eksikliği,  bazı hastalar için cinselliği konuş-

manın gerekli olmadığı düşüncesi, klinik ortamın uygun olmaması ve 

zaman sıkıntısı gibi nedenlerle hastalarıyla cinselliği konuşamadıkla-

rını ortaya koymuştur. (Krebs 2008,  Kotronoulas et al. 2009, Zeng et 

al. 2012, Olsson et al. 2012, Ussher et al. 2013). Kanser hastaların-

da cinselliği ele almanın önündeki diğer bir engel ise; yaşlı ya da çok 

genç, karşı cinsten, farklı kültürlerden, farklı cinsel yönelimleri olan, 

KANSER HASTALARINDA CİNSELLİK

DoÇ. Dr. ZEhra GÖlBaşı

cUMhUriyEt ünivErsitEsi sağlık BiliMlEri fakültEsi hEMşirElik BÖlüMü, 

 doğUM vE kadın hastalıkları hEMşirEliği anaBiliM dalı, sivas




88

6. Türk 


Tıbbi Onkoloji

 

Kongresi



Hemşirelik Oturumu

üreme organlarına ait kanseri olmayan, evli ya da bir ilişkisi olmayan, 

kanserin  ileri  evresinde  olan  hastalarla  cinselliği  konuşmanın  daha 

zor  olduğu  ya  da  gerekli  olmadığına  dair  yanlış  bir  inanışın  olduğu 

şeklindedir (Ussher et al. 2013, Althof and Parish 2013, Varela et al 

2013). Bu sonuçlar sağlık personelinin bazı hastalara aseksüel olarak 

baktığını, kanserin onların cinsel yaşamlarını etkilemediğine dair bir 

inanç taşıdıklarını ya da cinsellik kavramını üreme ve cinsel ilişki çer-

çevesinde ele aldıklarını düşündürmektedir. Kanser hastalığının tanı 

ve tedavi sürecinde cinselliği konuşmak hastalar açısından da kolay 

değildir. Kanser hastaları utanma, suçlanma ve yargılanma korkusu, 

cinsellikle ilgili sosyal tabular, cinselliği bir öncelik olarak görmeme 

ve sağlık personelinin yaklaşımları nedeniyle cinsellikle ilgili konuları 

konuşmada ya da bu iletişimi başlatmada zorlanabilirler (Althof and 

Parish 2013, Usher et al. 2013). Ayrıca geleneksel toplumsal cinsiyet 

algısı, özellikle erkek kanser hastalarının cinsel işlevde meydana ge-

len sorunlar nedeniyle kendilerini yetersiz ve güçsüz hissetmelerine 

neden olmakta ve bu nedenle cinsel sorunların dile getirilmesini en-

gellemektedir (Seidler et al. 2015, Katz and Dizon 2016).     

Kanser  hastalarında  cinsel  fonksiyonun  ve  memnuniyetin  geliştiril-

mesine  yönelik  araştırmalar,  tıbbi  ve  psikososyal  bakımı  birleştiren 

multidisipliner  yaklaşımın  en  etkili  strateji  olduğunu  önermektedir 

(Schover  et  al.  2014).  İnsan  cinselliğini  anlamaya  yönelik  bilimsel 

bilginin  gelişmesi  ile  birlikte,  son  yıllardaki  çabalar  kanser  sonrası 

cinselliğin karmaşıklığı ile ilgili farkındalıkların artmasını sağlamış ve 

cinsellik  kavramını  açıklayan  daha  bütünleştirici  modellerin  ortaya 

çıkmasına  neden  olmuştur.  Örneğin  Bober  ve  Varela’nın  geliştirdiği 

bütünleştirici biyo-psiko-sosyal modelde cinselliğin psikolojik, ilişki-

sel, biyolojik ve kültürel ögeleri barındırdığı, bundan dolayı cinselliği 

biyo-psiko-soyal yaklaşımla kavramsallaştırma ve müdahale etme-

nin kanser hastalarının deneyimlerini tanımlamada daha yararlı ola-

cağı belirtilmektedir. (Varela et al. 2013).  Cleary ve Hegarty (2011) 

ise Cinselliğin Yeni Kuramsal Çerçevesi olarak tanımladıkları modelde 

cinselliği; cinsel ilişkiler, cinsel benlik kavramı ve cinsel fonksiyon ol-

mak üzere üç boyutta ele almıştır. Yazarlar modelin özellikle jineko-

lojik kanserli bireylerin cinselliğini bütüncül olarak ele almada sağlık 

ekibine  rehber  olacağını  belirtmektedir.  Kanser  hastalarının  sağlık 

bakımında cinselliği anlamaya ve değerlendirmeye yönelik bütünleş-

tirici  modellerin  kullanılması,  cinsellik  kavramını  yalnızca  bir  organ 

fonksiyon problemi olarak ele alan dar bakış açısının önüne geçerek, 

hastanın cinsel problemlerini kapsamlı bir şekilde ele alan müdahale-

leri de beraberinde getirecektir (Varela et al. 2013). 

Kanserli  bireylerin  cinsellikle  ilgili  gereksinimlerini  belirlemek  için 

atılacak ilk adım cinsel konudaki iletişimi başlatmaktır. Cinsellik gibi 

duyarlı bir konuda iletişimi haşlatmak hem hasta hem da sağlık ça-

lışanları açısından sıkıntı verici bir durumdur. Ancak çalışmalar has-

taların cinsel konularda konuşmayı sağlık çalışanlarının başlatmasını 

istediklerini  göstermektedir  (Krebs  2008,  Althof  and  Parish  2013). 

Althof ve Parish (2013) kanser hastalarında cinsel sağlıkla ilgili iletişi-

min; tarama ve tanımlama, değerlendirme, empati ve danışmanlık ve 

terapi olmak üzere dört temel amacı olduğunu belirtmektedir. Kanser 

hastalarının cinselliğini sistematik bir şekilde değerlendirmeye yöne-

lik geliştirilmiş birçok model doğrultusunda yapılan klinik görüşme, 

bu amaçlara ulaşmak için kullanılabilecek en temel araçlardan biridir. 

Bu görüşmede aynı zamanda hastanın belirlenen cinsel sorunlara yö-

nelik duygusal tepkisini ve sorunun hastanın yaşamı üzerindeki etki-

sini belirlemek amaçlanır. Uygulanacak adımları açıklayan sözcükle-

rin baş harfleri ile anılan BETTER, PLISSIT, ALARM, 5A gibi modeller 

sağlık ekibinin bireyin cinselliğini, basitten karmaşığa, genelden özele 

doğru belirli bir sistematik içinde değerlendirmesini sağlayarak, bu 

sürecin  her  iki  taraf  için  de  daha  rahat  geçmesine  katkı  vermekte-

dir (Kelvin et al. 2014, Krebs 2008, Althof and Parish 2013, Tuğut ve 

Gölbaşı 2014) Cinsel sorunları belirlemede kullanılabilecek diğer bir 

yol, kısa kontrol listeleri kullanmaktır. Özellikle geçerliği ve güvenir-

liği kanıtlanmış ölçme araçları cinsel sorunu ve boyutlarını tanımla-

mada yararlı olmaktadır (Bober et al. 2016, Althof and Parish 2013). 

Bu amaçla geliştirilmiş Arizona Cinsel Deneyim Ölçeği, Kadın Cinsel 

Fonksiyon İndeksi, Cinsel Yaşam Kalitesi Ölçeği-Kadın, Uluslararası 

Erektil  Fonksiyon  İndeksi  gibi  değerlendirme  araçlarının  ülkemizde 

de geçerlik ve güvenirlik çalışması yapılmış ve birçok bilimsel çalış-

mada kullanılmıştır (Tuğut ve Gölbaşı 2013).  

Kanser hastalarının cinselliğinin değerlendirilmesi teorik ve uygula-

malı  eğitim  gerektiren  bir  beceridir  (Krebs  2008,  Althof  and  Parish 

2013) . Sağlık çalışanlarının tümü bu iş için yeterli eğitim almamış ola-

bilir. Bu nedenle her kurumda sağlık ekibinin bir ya da birkaç üyesinin 

kısa süreli sertifika programlarından geçirilerek, hastaların cinsel so-

runlarını değerlendirme, bu sorunlara yönelik eğitim ve danışmanlık 

sunma ve ileri tıbbi ya da bilişsel davranışçı cinsel terapiye ihtiyacı olan 

hastaları ilgili uzmanlara yönlendirme sorumluluğunu üstlenmelerini 

sağlamanın etkili bir strateji olabileceği belirtilmektedir (Shover et al. 

2014). Ancak böyle bir sistemde kurumların, gereksinimi olan has-

taları ilgili uzmanlık alanlarına yönlendirmek için sevk ağlarını oluş-

turmuş  olması  da  önemlidir.    Örneğin  vajinal  kuruluk  ya  da  erektil 

disfonksiyon gibi fonksiyonel sorunu olan hastalar; ürolog, jinekolog 

ya da endokrinoloğa; cinsel konularda partnerle ilişki ve yakınlık gibi 

psikososyal sorunu olan hastalar evlilik ve cinsel danışmanlık ya da 

destek gruplarına sevk edilebilir.  Bunun için onkoloji kurumlarının, 

kanser hastalarına özel cinsel sorunları etkili bir şekilde ele alabile-

cek medikal, mental ve rehabilitasyon uzmanlarını kapsayan bir sevk 

ağı geliştirmiş olması önemlidir (Varela et al. 2013). Bunların dışında 

araştırmacılar sağlık profesyonellerinin cinselliği değerlendirme be-

cerilerini geliştirmeye yönelik kullanılabilecek birçok etkili strateji de 

tanımlamıştır. 

SONUÇ

Sonuç olarak, cinsellik bireyin sağlığı ve yaşam kalitesinin önemli bir 

boyutunu oluşturmaktadır. Kanser tanısı ve kullanılan tedavi yöntem-

lerine bağlı olarak yaşanan cinsel sorunlar oldukça yaygın olmasına 

karşın,  kanser  hastalarının  sağlık  bakımında  belki  de  en  çok  ihmal 

edilen alanlardan biridir. Kanser hastaları ile çalışan sağlık profesyo-




Yüklə 6,77 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   45   46   47   48   49   50   51   52   ...   279




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə