92
6. Türk
Tıbbi
Onkoloji
Kongresi
Torasik Onkoloji
Akciğer kanseri dünyadaki kanserle ilişkili ölümlerin önde gelen nede-
nidir
1
. Akciğer kanserinin yaklaşık %80’ini oluşturan küçük hücre dışı
akciğer kanserinin adenokarsinom, skuamoz hücreli karsinom ve büyük
hücreli karsinom gibi alt tipleri bulunmaktadır
2
.
Küçük hücreli dışı akci-
ğer kanseri moleküler patogenezinin daha iyi anlaşılması; onkogenezi,
tümör baskılayıcı genleri, büyüme faktörü reseptörleri veya anjiyogenezi
hedef alan spesifik ilaçların gelişmesini sağlamıştır. İlerlemiş KHDAK’da
hedef tedavi, «driver mutasyonlar” olarak adlandırılan onkojenik mole-
küler anormallikler sonucunda ortaya çıkan genetik değişikliklere yöne-
liktir. Kanser hücrelerindeki bu mutasyonlar hücre büyümesi ve hayatta
kalması için gerekli proteinleri kodlamaktadırlar. H
edef tedavi, metas-
tatik / ilerlemiş hastalığı olan KHDAK hastalarının önemli bir alt grubu
için günümüzde standart tedavi haline gelmiştir.
Adenokarsinomlarda
özellikle
Epidermal growth faktör reseptör (EGFR) mutasyonları ve eki-
noderm-miktotubul-asososiye protein 4 (EMLK4) ile anaplastik lenfoma
kinaz (ALK) arasındaki füzyonların saptanması ile bu grupta hedefe yö-
nelik tedavinin önü açılmış olup tirozin kinaz inhibitörlerinin (TKİ) kulla-
nımı sonrası ortalama genel sağkalımda artış sağlanmıştır
3,4
. KHDAK’li
hastalardaki driver mutasyonları ve diğer moleküler anormallikleri sap-
tamada kullanılan yöntemler; genin doğrudan sıralanması, yeni nesil gen
sıralanması, önceden tanımlanmış bir anormallik için alel spesifik testler,
DNA spesifik gen analizleri, Floresan in-situ testi (FISH), immünohisto-
kimyasal (İHK) ve genotip testleridir. Büyüme faktörleri sinyal kaskad
blokajı, anjiyogenez veya sinyal-transdüksiyonunu inhibe ederek etki
gösteren hedefe yönelik tedaviler uygun hastalarda etkin ve güçlü tedavi
imkanı sağlamaktadır. ROS1, BRAF, KRAS, HER2, c-MET, RET, PIK3CA,
FGFR1 ve DDR2 KHDAK’inde yeni saptanan hedef moleküller olup bu
mutasyonları hedef alan ilaçlar geliştirilme aşamasındadır.
ROS1
ROS1 (c-ros onkojen 1) insülin reseptör ailesinin tirosin kinaz reseptörü-
nü kodlamaktadır. KHDAK ile ilişkisi 2007 yılında bulunmuş olup bu has-
talardaki sıklığı %0,7-1,7 olarak bildirilmiştir
5-8
. EUROS1 çalışmasında,
küçük bir molekül olan ve oral uygulanan ALK tirozin kinaz inhibitöri olan
Crizotinib ROS1 pozitif KHDAK’li hastalarda etkili bulunmuştur (genel
yanıt oranı %80 ve hastalık kontrol oranı %86.7)
9
. Katayama ve arka-
daşlarının yaptığı preklinik çalışmada ROS1 inhibitörüne direnç gelişen
olgularda c-MET/RET/VEGFR inhibitörü cabozantinibin etki gösterdiği
belirtilmiştir
10
. ROS1 pozitif KHDAK’li hastalar için araştırılan diğer ajan-
lar; foretinib, ceritinib, AP26113, PF-06463922 ve HSP90 inhibitörleridir.
AP26113 ROS1 pozitif olup ROS1 direnç mutasyonlu hastalarda aktivitesi
olan küçük bir moleküldür. Foretinib, ısı şok proteini 90 (HSP90) inhibi-
törleri ve PF-06463922 da crizotinibe direnç gelişen hastalarda kullanıla-
bilecek potansiyel ve selektif ajanlardandır.
BRAf
MEK-ERK sinyal yolağı kaskadını direkt olarak etkileyen, RAF kinaz
ailesinin üyesi olan bir serin-treonin kinazdır. Akciğer adenokarsino-
munda %1-5 oranında BRAF mutasyonu bulunmaktadır ve bunların
yarısı V600E mutasyonu içermektedir
11,12
. BRAF V600E mutasyonları
sigara içiciliği hafif ya da olmayan ve mikropapiller histolojiye sahip
kadın hastalarda gözlenmektedir. V600E mutasyonu içeren hastalar-
da kullanılan BRAF’ı hedefleyen tirozin kinaz inhibitörleri dabrafenib
ve vemurafenibdir. Son zamanlarda vemurafenib ve dosetaksel altın-
da progrese olan hastalarda dabrafenib cevabı gösterilmiştir
13
. BRAF
aktive edici mutasyonların MEK inhibisyonu ile önlenebileceği, BRAF
ve MEK inhibitörlerinin kombinasyonlarının sinerjitik aktivite göster-
diği klinik öncesi çalışmalarda gösterilmiştir
14
.
KRAS
İlk tanımlanan onkogenlerden biri olan KRAS, HRAS ve NRAS ile birlik-
te RAS ailesine ait onkogenlerden birisidir. Akciğer adenokarsinomunda
yaklaşık %20-25 oranında KRAS mutasyonu bulunmakta iken bu oran
skuamoz hücreli akciğer karsinomunda %4’e düşmektedir
15,16
. KH-
DAK’inde KRAS mutasyonu genellikle kodon 12 ve 13’te ve az sıklıkla
da 61. kodonda saptanmaktadır
15
. Özellikle adenokanseri olan KHDAK’li
hastalardaki RAS mutasyonunun prognozu negatif yönde etkilediği,
büyük bir metaanalizde bildirilmektedir
17
. Faz 2 çalışmada KRAS mu-
tasyonu olan KHDAK’li hastalarda MEK1/2 inhibitörü selumetinibin do-
KÜÇÜK HÜCRE DIŞI AKCİĞER KANSERİNDE ALK VE EGFR DIŞI yENİ
HEDEFLER, yENİ İLAÇLAR
Prof. Dr. fEyyaZ ÖZDEMir
karadEniZ tEknik ünivErsitEsi tıBBi onkoloji BiliM dalı, traBZon
93
6. Türk
Tıbbi Onkoloji
Kongresi
Torasik Onkoloji
setaksele eklenmesiyle genel yanıt oranı (%37’ye karşın %0, p<0.0001)
ve progresyonsuz sağkalımda (5.3 aya karşın 2.1 ay, HR 0.58, P=0.014)
avantaj sağlandığı gözlenmektedir
18
. Başka bir MEK inhibitörü olan tra-
metinib ise, KRAS mutasyonu olan KHDAK’li hastalarda dosetaksel veya
pemetrekset kombinasyonlarında etkili bulunmaktadır
19
. KRAS mutas-
yonu olan KHDAK’li hastalarda kullanılabilecek diğer hedef tedavi yolak-
ları FAK (fokal adezyon kinaz) ve PI3K’dır.
NRAS mutasyonu ise sigara içiciliği olan adenokarsinomlu KHDAK’li
hastalarda %1 sıklıkta bulunmaktadır. Preklinik çalışmalarda bu tü-
mörlerin MEK inhibitörlerine duyarlı oldukları gözlenmektedir
20
.
HER2
ERBB reseptör tirozin kinaz ailesinin üyesi olan HER2 homo-heterodi-
merizasyon ile aktive olmaktadır. KHDAK’li hastaların %2-4’ünde FISH
ile HER2 amplifikasyonu saptanmaktadır. HER2 pozitifliği adenokarsi-
nomlu olgularda daha sık gözlenmekle birlikte yeni yapılan meta ana-
lizlerde kötü prognostik faktör olduğu gösterilmiştir
21
. Transtuzumab ve
pertuzumab HER2’ye karşı geliştirlmiş antikorlar olup, afatinib, dacomi-
tinib ve neratinib ise HER2’yi hedefleyen tirozin kinaz inhibitörleridir ve bu
ajanlarla ilgili güncel çalışmalar yapılmaktadır. Gatzemeier ve arkadaşla-
rının yaptıkları faz 2 çalışmada HER2 amplifikasyonu olan KHDAK’li has-
talarda anti-HER2 tedavilerinin etkili olmadığı bildirilmiştir
22,23,24
. Ancak,
Avrupa’da yapılan kohort çalışmada, HER2 mutasyonu pozitif adenokar-
sinomlu hastalarda uygulanan HER2 hedefli tedaviyle genel yanıt oranı
%50 ve hastalık kontrol oranının %83 olduğu gösterilmiştir
25
.
c-MET
Reseptörü hepatosit büyüme faktörüne (HGF) bağlanınca homodime-
rizasyona uğrayan bir reseptör tirozin kinazdır. MET’in homodimeri-
zasyon ve otofosforilasyonu sonrasında intrasellüler sinyal yolakları
olan RAS-RAF-MAPK ve PI3K-AKT-mTOR aktive olmaktadır
26
. KH-
DAK’inde özellikle adenokarsinomda MET mutasyonu sıklığı %2-5
olarak saptanmaktadır
27
. MET overekspresyonu sıklığı ise %25 olup
kötü prognozla ilişkilendirilmektedir
28
. MET’i hedefleyen tedavi ajan-
ları araştırılmaktadır. Onartuzumab HGFR’ye karşı geliştirilmiş olan
monoklonal antikordur. Onartuzumabın erlotinible kombine olarak
kullanıldığı faz 2 çalışmada, progresyonsuz sağkalımda avantaj sağ-
landığı gösterilmiştir, ancak faz 3 çalışma olumsuz sonuçlanmıştır
(genel sağkalım: 6.8 aya karşı 9.1 ay, HR 1.27, p=0.068, progresyon-
suz sağkalım: 2.7 aya karşı 2.6 ay, HR 0.99, p=0.92 )
29
. Faz 1 çalış-
malarda aktivite gösteren MET antikorları olan ficlatuzumab ve rilo-
tumumab ile klinik çalışmalar yürütülmektedir
30,31
. Multikinaz tirozin
kinaz inhibitörü olan tivantinibin erlotinible birlikte kullanıldığı faz 2
çalışmada progresyonsuz sağkalım avantajı sağlanamamıştır (2.3
aya karşı 3.8 ay, HR 0.81, p=0.387)
32
. ALK/ROS1 inhibitörü crizotinibin
MET amplifikasyonu olan hastalarda klinik aktivitesi gösterilmiş olup,
tirozin kinaz inhibitörlerinden cabozantinib ve foretinible ilgili klinik
çalışmalar yürütülmektedir
33
. MET exon 17 mutasyonu olanlarda 2.
basamak tedavide tek ajan kemoterapiye karşı MET inhibitörleri (cri-
zotinib, cabozantinib) ile daha iyi sonuçlar alınmıştır.
RET
Tirozin kinaz reseptörü olan RET’in genç yaşta, histolojisi adenokan-
ser, az diferansiye, hafif sigara içiciliği olan ya da sigara içmeyen KH-
DAK’li hastalarda %1.5 oranında translokasyonu saptanmaktadır
34
.
Güçlü ALK inhibitörü olan Alectinib, RET pozitif KHDAK’li hastalarda
antitümör aktivite göstermiştir
35
. Preklinik modellerde vandetanib,
sunitinib ve sorafenibin RET’i inhibe ederek tümör hücre ölümüne ne-
den olduğu bildirilmektedir. RET’e karşı etkili olan multi kinaz tirozin
kinaz inhibitörlerinden vandetanib, cabozatinib ve ponatinible ilgili
klinik çalışmalar devam etmektedir.
PIK3cA
Fosfatidilinositol 3-kinaz (PI3K)-AKT-mTOR sinyal iletim yolağı, in-
san kanserlerinde en sık etkilenen yolaklardan biridir. KHDAK’inde
özellikle skuamoz hücreli kanserde olmak üzere, mutasyonu %2 ve
amplifikasyon %12-17 oranında saptanmaktadır
36,37
. PIK3CA mutas-
yonları genellikle KRAS veya EGFR mutasyonları ile birlikte görül-
mektedir
38
. Preklinik çalışmalarda PIK3CA mutasyonu olanların PI3K
inhibitörlerine duyarlı olduğu bildirilmekte, PI3K ve mTOR inhibitörle-
rinin uygulandığı klinik çalışmalar sürdürülmektedir.
fGfR1
FGFR1-4 transmembran tirozin kinaz reseptör ailesinin bir üyesidir.
RAS/RAF/MAPK ve PI3K/AKT sinyal yolaklarını etkileyebilmektedir.
FGFR amplifikasyonu skuamoz hücreli karsinomların %20’sinde,
adenokarsinomların ise %5’inde saptanmaktadır
39
. FGFR1 amplifi-
kasyonu erkek sigara içicilerinde daha sıktır ve kötü prognozla ilişki-
lendirilmektedir. FGFR2/3 genlerindeki mutasyonlardaki aktivasyon
akciğer skuamoz hücreli karsinomunda gösterilmiş olup, bu grupta
FGFR inhibitörleri etkili bulunmaktadır
40
.
DDR2
DDR1 ve DDR2 (Diskoidin Domain Reseptör 2) hücre yapışma, göçü
ve çoğalmasına neden olan tirozin kinaz reseptörleridir. KHDAK’inde
mutasyon sıklığı 4% olarak saptanmaktadır
41,42
. DDR2 mutasyonuna
sahip skuamoz hücreli akciğer kanserli hücrelerle yapılan preklinik
modelde DDR2 üzerine dasatinib etkili bulunmuş olup, klinik çalışma
devam etmektedir
42
.
DİĞER GENOMİK ANORMALLİKLER
Bir serin tireonin kinaz olan MEK1 mutasyonu KHDAK’li özellikle
adenokarsinomlu hastalarda %1 sıklıkta gözlenmektedir
43
. NTRIK1
füzyonu sigara içiciliği olmayan akciğer adenokarsinomlu olguların
%3’ünde saptanmıştır RXDX-101 TrkA, TrkB, TrkC, ROS1 ve ALK’yi
inhibe eden küçük bir moleküldür ve yapılan faz 1 çalışmada klinik
aktivitesi olduğu belirtilmiştir
44
. PTEN kaybı sonrası AKT overeks-
presyonu KHDAK’li olguların üçte birinde görülmekte ve kötü prog-
nozla ilişkilendirilmektedir. PTEN mutasyonu sigara içiciliği olan sku-
amoz hücreli KHDAK’li hastaların yaklaşık %4-8’inde saptanmaktadır
ve PI3K inhibitörleriyle ilgili klinik çalışmalar araştırılmaktadır
45
. β
katenini CTNNB1 geni kodlamaktadır ve e
pitel hücre büyümesinin