YüZÜNCÜ yil üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ



Yüklə 2,03 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə11/108
tarix30.10.2018
ölçüsü2,03 Mb.
#76035
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   108

 17
 
Şiî geleneğe göre, El-Cefr adlı gizler kitabında yer alan ve geleceği bilmede 
yararlanılan harfler bilmi; yorumlar yapma ve önceden bilme üzerine birçok kitap 
daha adına mal edilen ve bu bilgi kendisine Alî tarafından aktarılmış bulunan, altıncı 
İmâm, Ca’fer es-Sâdık’a ulaşmaktadır. Arap harfleri üzerine yorumlar, Ca’fer es-
Sâdık’ın bir öğrencisi olması gereken, simyâger ve sûfî, Câbir ibn Hayyâ’nın 
Kitâbu’l-mîzân’ında yer alıyor. Câbir, yazılarında ilmini, bu mürşidden aldığını 
söylüyor ise de, hiçbir kaynak onun adını, Ca’fer es-Sâdık’ın müridleri arasında 
anmamaktadır.
86
  
Fazlullah'ın öğretisi,  bir anthropomorfizm  ve  tasavvuf görünüşü altında 
bir panteizm'dir, Hurûfîlik ve Şiîlik arasındaki sıkı ilişkinin kanıtı olarak, Cefr 
kaynaklıdır. Ancak Fazlullah, İbn Arabi'den ve İranlı  İsmâilî yazarlardan da etki-
lenmiştir.
87
 Aslında Fazlullah, kendi dönemine kadar görülen batınî anlayışların güçlü 
bir harmanlayıcısıdır. Bir yandan Fisagor, öte yandan Kabbala’dan başlayarak 
Hıristiyan mistisizmine ve İslam’ın doğuşundan itibaren Müslüman bölgelerde görülen 
tüm mistik tasavvufi anlayışları bilmektedir. 
 
İslâm kültüründe hurûf ilminin şekillenip yaygınlık kazanmasında  İbnü’l-
Arabî’nin önemli bir yeri vardır. El-Fütûhâtü’l-Mekkiye’nin ikinci babında bu 
konuları işleyen İbnü’l-Arabî ana fikirlerini, varlık mertebeleriyle harflerin sembolik 
ve sayısal düzeni arasındaki tekabül esasına dayandırmaktadır. Söz konusu tekabüller 
şematik olarak felek sistemleri, varlık türleri, dört unsur ve onların harf 
sembolizmindeki karşılıkları şeklinde düzenlenmiştir.
88
  
 
İslâm dünyasında hem Sünnî alimler arasında hem de Şiîlerde görülen hurûfî 
temayülleri sistemleştirerek geniş bir coğrafyada yayılmasına zemin hazırlamak 
Fazlullah-ı Hurûfî’ye düşmüştür. 1339/40’ta Astarâbâd’da doğan Fazlullah, İncil, 
Tevrat ve Kur’an’ı bilen derin bilgili biridir. Otuz iki yaşında, tasavvuftaki sülûkünü 
tamamlayarak  gezgin dervişler tarikatına katılmış ve hac ziyaretini yaptıktan sonra 
Harizm’e dönmüştür. 1376’da Tebriz’de üç gün üç gece süren bir kendinden geçiş 
sonrasında, kendisine gerçeği açıklama ve harflerin batınî anlamını  öğretme görevi 
verilmişti.
89
 
 
Fazlullah’ın Hurûfîliği sistemleştirerek yayma çalışması Timur dönemine 
rastlamaktadır. Timur’un saltanatı döneminde (1370-1405) İran, Harizm, Azerbaycan 
ve Irak bölgeleri çeşitli tarikatlar ve şeyhlerin yaygın bir şekilde faaliyet gösterdiği 
muhitlerin başında gelmekte, ilim ve tarikat ehline değer veren Timur’un hoşgörüsü 
de bunların faaliyetlerini kolaylaştırmaktaydı.
90
 Ayrıca Timur döneminde tasavvuf 
ile Şiîlik arasında özel bir ilişkinin tesis edildiği bilinmektedir. Zira her iki meşreb de 
yoğun olarak bu dönemde ortaya çıkmış ve yayılmıştır.
91
  Böyle bir kültür ortamında 
Fazlullah bâtınî  şeyhlerinden olan ve Serbedârîler’le birlikte Horasan’da isyanlara 
karışan Şeyh Hasan-ı Cûrî ve onun halifelerinin tesiriyle sistemi kurmaya akidesini 
                                                 
86
 Melikoff, Hacı Bektaş Efsaneden Gerçeğe, (Çev. Turan Alptekin), İstanbul 1998, 164-165.  
87
 Melikoff, Uyur İdik Uyardılar, 186-187. 
88
 Bozhüyük, “a.g.m.”, 399 
89
 Melikoff, Hacı Bektaş Efsaneden Gerçeğe, 162 
90
 Aksu, “Hurûfîlik” , 408. 
91
 Ünver, a.g.e. 61 


 18
yayamaya çalışmıştır.
92
 Kendisini Mehdî olarak tanıyan ve tanıtan Fazl’ın çevresinde 
başlangıçta Fahreddin, Celâl-i Burûcirdî, Fazlullah-ı Horasanî, Abdullah-ı  İsfehânî, 
Nâyinli ve Reşitli iki kişi ve Hurûfî müelliflerden Mir Şerif’ten ibaret yedi kişi 
toplanmıştı. Bunlar Fazl’a inanan ilk kişilerdi.
93
 Söz konusu yedi kişi temelde 
Hurûfîlik düşüncesinde yedi sayısının önemini de belirtmektedir. 1384 yılında has 
yandaşları arasında kendi Mehdiliğini ilan eden Fazl, vakti geldiğinde kılıcını 
kuşanarak huruc etmeye dair taraftarlarından gizliden gizliye biat almaya başladı. Bu 
andan itibaren Fazl’ın taraftarları başlarına ve bedenlerine beyaz yün kıyafet örtmeye 
başladılar. Bununla Mehdi’nin askerlerinin ona biat ederken giydikleri kefene ve 
kuşandıkları  kılıca işaret etmiş olmaktadırlar. Zira kefen giyen Mehdi yanlıları bu 
ritüelleriyle, kendilerinin Mehdi önderliğinde cihat etmeleri için Allah’ın hayata 
döndürdüğü ölüler olduklarını ikrar ettiklerini gösteriyorlardı.
94
  
 
Fazlullah davetini gerçekleştirirken kendisini tıpkı Hz. Âdem, Hz. İsa ve Hz. 
Muhammed gibi Allah’ın halifesi olduğu tezini işliyor ve Mehdî olduğunu 
savunuyordu. Allah’ın ve kainatın künhünün ve hakikatinin kendi zatında tecelli 
ettiğini ve kendisinin son peygamber olduğunu iddia ederek dinini yaymaya 
çalışıyordu.
95
  “İsâ’dan başka Mehdî yoktur” meâlinde olan ve hadis olarak 
nakledilen sözü, esas inanç haline getiren Hurûfîlik, Fazl’ın aynı zamanda İsâ 
olduğunu kabul etmiştir.
96
  
 
Fazl, doğduğu yer olan Esterâbâd dışında Horasan, İsfahan, Cîlân, Tebriz ve 
Şirvan gibi yerleri dolaşıp buralarda inancını yaymış, halifeler yetiştirmiştir. Onun 
öldürülmesinden sonra en önemli adamı ve baş halifesi Ali el-A’lâ
97
 başta olmak 
üzere çok sayıda mürit ve halifesi şiddetli baskılara rağmen Horasan, İsfahan, Suriye, 
Azerbaycan ve Anadolu’da Hurûfîliği yaymaya çalışmışlardır. İnançlarını bazı âlim, 
şair, sanatkar ve devlet adamlarıyla seyyitlere benimsetmiş; yetiştirdikleri  şairler 
aracılığıyla da halkın arasındaki konumlarını güçlendirmişlerdir.
98
 Te’vîllerini yedi 
kişiyle yaymaya başlayan Fazl’ın fikirlerinin, bazen saraylara ve sultanlara da nüfuz 
ettiği kendilerini “ dervîşân-ı helâlhôr ve râst-gûy” (helal yiyen ve doğru söyleyenin 
dervişleri) diye tanıtarak güven telkin ettikleri bilinmektedir.
99
  
 
Fazlullah’ın öldürülmesiyle Hurûfîlik çok sıkı bir takibe uğramıştır. 1427 
yılında Hurûfîlerden Ahmet Lor’un, Şahruh’a suikastından sonra, Ahmet Lor derhal 
öldürülmüştür. Ahmet’in üstünde bulunana anahtar, evinin bulunmasını sağlamış, 
takke dikmekle geçinen bir Hurûfî olduğu anlaşılmış, dostlarından Mevlânâ Ma’rûf 
adlı bir hattat da tutulup hapsedilmiş, Ahmet Lor’la konuştukları anlaşılan birçok 
Hurûfî yakalanıp öldürülmüş, cesetleri yakılmıştır.
100
  Bütün bu gelişmelerden sonra 
                                                 
92
 Rıfkı Melûl Meriç, Hurûfîlik, (Yayınlanmamış Lisans Tezi) İstanbul Ünv. Edb. Fakültesi, İstanbul 
1936, 3 
93
 Aksu, “Fazlullah-ı Hurûfî”, 278. 
94
 Melikoff, Hacı Bektaş Efsaneden Gerçeğe, 164  
95
 Huart, “Hurûfîlik”, 598. 
96
 Gölpınarlı, Hurûfîlik Metinleri Kataloğu, 20 
97
 Aksu, “Ali el-A’lâ”, DİA , XVIII. 408-412 
98
 Aksu, “ Hurûfîlik”, 409 
99
 Gölpınarlı, Hurûfîlik Metinleri Kataloğu, 12 
100
 Gölpınarlı, Hurûfîlik Metinleri Kataloğu, 27. 


Yüklə 2,03 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   7   8   9   10   11   12   13   14   ...   108




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə