13
18.
Antalya Tekeli İlçesi Halk Kütüphanesi 803
19.
Manisa İl Halk Kütüphanesi 2863
20.
Topkapı Sarayı Kütüphanesi 611
21.
Anakra üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Kütüphanesi
22.
Haydar Diriöz
Özel
23.
Haydar Diriöz
Özel
24.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri Türkçe 70
25.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri Türkçe 66
3.2.3. ÂHİRET-NÂME
Hurûfîlerin ahiretle ilgili düşüncelerinin işlendiği eserdir. Eserin yazma
nüshalarında herhangi bir yazılış tarihi bulunmamaktadır. Eserin önsözünde risâlenin
sahibinin Fazlullah bendelerinden Ferişteoğlu olduğu kayıtlıdır.
63
Ferişteoğlu
tarafından yazılan telif bir eserdir. Dünya ve ahiret hallerinin anlatıldığı eserde, ehl-i
cennet
ve ehl-i cehennem kimdir, Hak didarını müşahede edenler kimlerdir hurûfî
te’viller doğrultusunda anlatılmıştır. Ahiret-nâme, Ferişteoğlu’nun Işk-nâme’den
sonra en çok okunan eseridir. Türkiye kütüphanelerinde bir çok yazma nüshası
bulunmaktadır. Eserin tespit edilebilen yazma nüshaları;
1.
İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazmalar 843
2.
İstanbul Üniversitesi Türkçe Yazmalar 9685
3.
Atatürk Kitaplığı Osman Ergin 662
4.
Süleymaniye Kütüphanesi Nafiz Paşa 1509
5.
Süleymaniye Kütüphanesi Laleli 50
6.
Süleymaniye Kütüphanesi Hacı Mahmut Efendi 1939
7.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri 1364
8.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri 1251
9.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri 1363
10.
Tercüman Gazetesi Kütüphanesi 145
11.
Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 848
12.
Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 930/2
13.
Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 118
14.
Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kütüphanesi 181
3.2.4. HİDÂYET-NÂME
Fazlullah-ı Hurûfî’nin Gürgan lehçesiyle yazdığı Muhabbet-nâme’sinin güzel
bir Türkçe tercümesidir. Eserin ön sözü Farsça olup 833 Rebiu’l-evvel’inde (1434)
yazılmıştır. Ferişteoğlu’nun diğer eserlerinde olduğu gibi bu esrede de büyük
tasarrufları olduğu görülmektedir. Hidâyet-nâme’de kelâm-ı ilâhî’nin sırları, hurûf-ı
mukatta’a’nın esrârı, namaz, Kabe ve Hacerü’l-esved’in sırları ve müşahadesi, Adem
ve Havva’nın ne olduğu, İblis, ilme’l-yakîn ve ayne’l-yakîn’in müşahadesi anlatılır.
Mütercim, yukarıda sıralanan unsurların sırlarına talip olanlar
için söz konusu eseri
Farsça’dan Türkçe’ye çevirdiğini belirtir.
64
63
Ferişteoğlu Abdülmecid,
Ahiret-nâme,Millet Kütüphanesi, Ali Emirî Şer’iye Nu: 1364 1-27 yp.
64
Ferişteoğlu Abdülmecid,
Hidâyet-nâme, Millet Ktp. Ali Emirî Şer’iye Nu:1350 1-27 yp.
14
1.
İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi Türkçe Yazmalar 9685
2.
Millet Kütüphanesi Ali Emiri 1350
3.2.5. HÂB-NÂME
Nevm-nâme’nin Türkçe tercümesidir. Eserin
ne zaman tercüme edildiğine
dair yazma nüshalarda herhangi bir kayıt yoktur. Fazlullah’ın rüyaları ve
tevillerinden oluşmaktadır. Ayrıca bu eserde Fazlullah’ın başkalarının rüyalarını da
tevil ettiği gözlenmektedir.
65
1. Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları 1321/2
2. Yapı Kredi Sermet Çifter Araştırma Kitaplığı 1277
3.
İstanbul Üniversitesi Ktp Türkçe Yazmalar 9685
4.
Mevlana Müzesi 2916
4.HURÛFÎLİK
Hurûfîlik, yalnız kelimelere verilen çeşitli anlamlarla yetinmeyerek bu
kelimeleri meydana getiren harflerin de ayrı ve gizli manalar taşıdığını ileri sürmek
ve bu suretle âyet ve hadisleri harflere, hatta sayılara verilebilecek
yeni anlamlarla
izah etmeye çalışan bir akımdır.
66
Harflere kutsallık atfedip onlardan farklı anlamlar çıkarma şeklinde ortaya
çıkmış olan hurûfîlik,
67
harflerle ve hatlarla dini emirleri ve hadisleri te’vil etmek,
çeşitli metotlara başvurmak suretiyle geleceği keşfettiğini ileri sürmek ve bu kurguyu
hazırlamak için kurulmuş bir düzenektir.
68
İnsanın ilâhlaştırılması esasına göre
akımın kurucusu Fazlullah,
eski dinlerden, İslâmiyet’in insana verdiği önemden ve
özellikle tasavvuftan yararlanmıştır. Harflerin ve bazı sayıların kutsal kabul edilmesi
çok erken dönemlere rastlamaktadır.
69
Köprülü ise Hurûfîliği, XIV. son çeyreğinde yayılarak, XV. ve XVI. asırlarda
Anadolu’yu da kaplayan bir fraksiyonun adı olarak tanımlar.
70
Esasında yeni bir
franksiyon olmayıp daha önce ortaya çıkmış Bâtınî mezheplerden birisidir. Hurûfîlik
esas bakımdan İslam tasavvufuyla müşterek bir çok hususta ittifak halindedir.
Mesela
esrar-ı hurûf, sonra
insan-ı kâmil,
devr,
te’vîl gibi konular Fadl’ın kendi icadı
olmayıp islam tasavvufundan alınmış motiflerdir. Fraksiyonu merdud hale getiren
biraz da tenâsüh , hulûl, ve ittihâd gibi kabulü imkansız bir takım şekillerle gülünç
şekle sokulması olmuştur. Yine Köprülü Hurûfîliği, İslam tasavvufunun öncülleri
üzerine kurulu bir felsefe sistemi olmaktan uzak çocukça bir akideler mecmuası
olarak tanımlar.
71
65
Ferişteoğlu Abdülmecid
, Hâb-nâme, Atatürk Kitaplığı, Osman Ergin Yazmaları, Nu: 1321/2 yp.
66
Ünver,
a.g.e., 11.
67
Mehmet Zeki Pakalın,
Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, İstanbul 1971, C.I, 650
68
Ünver,
a.g.e., 11.
69
Melikoff,
Uyur İdik Uyardılar , s. 183 , Gölpınarlı,
Hurûfîlik Metinleri Kataloğu, 16-19
70
M. Fuat Köprülü,
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Ankara 1976, 327.
71
Köprülü, age. 330.