Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl



Yüklə 4,74 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə4/31
tarix14.05.2018
ölçüsü4,74 Kb.
#43494
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31

11
Sebep: Verdiği emrin, daha doğrusu imzaladığı
emrin neyi kapsadığını bilmiyordu. Sebep: edemezdi...
Peki, ne olduğunu anlamadan verilen emri kabul
eden alay komutanları? Evet, bu merakımı
gidermek üzere, tümen komutanının yanından
ayrılıp, Karıştıran
7
istikametinde yürüyen alaylara
yetiştim. Bir alay komutanına, harekâtları hakkında beni
aydınlatmasını rica ettim. “Hemen!” dedi. Ceplerini
karıştırdı. Ceketinin iç cebinden buruşuk iki kâğıt
çıkardı. “İşte iki emir. Birini gece, diğerini de
sabahleyin aldım. Daha ilk emrin gereğini
yerine getiremediğimizden, ikincisini uygulamaya
geçemedik.” Emirleri inceledim. İkinci emir, birinciyi
hükümsüz kılıyordu. Alay komutanı ise hâlâ “önce
birinci, sonra ikinci” diyordu. Niçin? Çünkü alay
komutanı, sırayla icra edeceğini düşündüğü
emirlerin, ne ilkini ne de sonuncusunu anlamıştı. Oysa,
alayı yürüyordu. Nereye ve niçin gidiyordu? Alay
komutanı ve alayındakilerden hiç kimse
bilmiyordu. O hâlde nereye gidiliyordu? Elbetteki
felakete, şaşkınlığa
i
doğru bir gidişti.
Tümenin harekâtını sonuna kadar takip ettim.
Geceleyin tümenin maruz kaldığı sefaleti,
birliklerinden bazılarını kaybederek içine düştüğü
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
rezalete


12
telaşı, ıstırabı, ertesi günü karşı tarafın topçu ve
piyade ateşi altındaki perişanlığını
i
anlatmak
istemiyorum. Yalnız, şunu söylemek istiyorum, bu
tümen ve benzeri asker yığınlarının o gidişlerinin
mutlaka felakete, ölüme
ii
doğru gidiş olduğuna
hükmetmek için keskin muhakeme ve uzak
görüşlülüğe ihtiyaç yoktu. 
Biz, o zaman kararımızı vermiş, vicdanımızın
sesini en üst seviyeden, en büyük kulaklara
işittirmeye azmetmiş ve
iii
“bazı noktalara dikkat
çekerek uyanmalarını söylemeyi, vicdanî vazife
sayıyoruz” demiştik. Ayrıca, “Bir birlik, özellikle
komuta heyeti sadece iyi örnek olacak kılavuzlarla
yetiştirilir.”
iv
dedik. 
Daha başka şeyler de söylemiştik: 
v
İnsanların saygı göstermelerinin, itaat ve
bağlılıklarının, kendilerinden maddi değil
manen yüksek olanlarda görülmesi ruhsal
bir yöneliştir... 
vi
Ordunun hayat damarı olan
birçok geleneğe bağlı biçimde gelişen,
olgunlaşan disiplin duygularını, bugün
Osmanlı ordusundaki subaylarda gerçek
hâliyle görmeyi istemek, onların ruhsal
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
rezaletini
ii
rezalete
iii 
ve dedik ki  
iv 
dedik
v
insanlık
vi
Ve dedik ki


13
durumlarını
i
bilmemektir... 
ii
Bugün için
yapılacak iş, hiçbir kayda bağlı olmadan
ve müsamaha göstermeden niteliğini ve
liyakatini ortaya koyanlardan komuta
ve subay heyeti meydana getirmek
olmalıdır... 
iii
Yalnız bilgili, iş yapabilen,
çalışkan, girişken ve yetkili bir ordu
müffetişinin denetlemesinde cahil, ordunun
eğitim öğretim amacından habersiz kolordu
ve tümen komutanları barınamayacaklar;
yeterli niteliklere sahip kolordu komutanlarının
kolordularında, dinlenmeye ihtiyacı olup
zararlı bir heykel gibi durmaktan başka
orduya iyiliği olmayan tümen ve alay
komutanları kabul görmeyecek, tembellik
yapamayacaklardır... 
Çok sert gibi düşünülebilecek bu uygulamalardan
doğması muhtemel sonuçların çözümlerini
gösterdikten sonra da şunları ifade ettik:
Genellikle iyi ordularla iyi komutanların
birbirlerinden ayrılmaz biçimde görülmeleri
için, vakit harcayacak ortam yoktur.
iv
Ordunun kurtuluşunu vicdanen düşünenler,
ikiyüzlü olmayan ahlâk sahibi namuslulardır.
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
beşeri
ii
Dedik ki
iii
Dedik ki 
iv
Bildirdik ki   


Genelkurmay
AT
ASE Başkanlığı 
Arşivi
AT
ATÜRK Arşivi 
Fotoğraf Koleksiyonu
Albüm Nu.:
Fotoğraf Nu.:
16
Kolağası Mustafa Kemal
T
rablusgarp Harbi’nde
T
rablus vali ve kumandanı ile


15
Mükemmel ahlâka sahip olanlar, barışın ve
düzenin bozulmadığı zamanlarda, ilgiyi
çekmekten fazlasıyla kaçınacak şekilde
“güzel şeyler söylerler...”
Sonrasında ne olduğunu biliyorsunuz. “Bu
yükselen feryadın bir anlamı yoktur.” denildi.
Lüzumsuz gayretkeşlik, belki de çılgınlıktır. Hayır...
Hayır... O feryat bir çılgınlığın eseri değildi. O feryat,
bugünkü felaketi vicdan ve akılla görebilmekten doğan
ıstırapların yansımasıydı... 
i
Gerçekten, bir gün Sireanik
muharebe
8
sahasından Balkan yangınına koşarken...
Bir gün Afrika kıyısından vatanıma ulaştıracak yolların
kapandığını görürken... Bir gün duydum ki, vatanım
Selanik, oradaki
ii
anam, kardeşim, bütün akrabalarım
-iç yüzlerini anlattığım için vatanımdan kovulduğum
kişilerce
iii,9
- düşmana bağışlanmış.
10
Ne garip bir ruh hâli... Dertli insanlar, karşısındakinin
derdini dinlemekten çok kendi yaralarını açmaktan zevk
alıyorlar. Ben de Nuri, âdeta seni dinlediğimi unutup ne
derin yaraları karıştırmaya başladım. Yine de merak
etme, kitabına bıraktığım yerden devam ediyorum. 
Sen, “harpte bütün işi sadece direniş ve
kahramanlığın göreceği fikri anlaşılmasın,” demeyi
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl

Ve
ii
ki 
iii
açıklayamadığım bazıları tarafından


Yüklə 4,74 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə