Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl



Yüklə 4,74 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə6/31
tarix14.05.2018
ölçüsü4,74 Kb.
#43494
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31

21
– 2 –
Canını verme ve fedakârlık duygusu konusunda,
talimnamelerin 
i
derin anlamlı maddeleri üzerine,
yaralı bacağınla çıkıyor
ii
ve oradan bütün söyleyiş
gücünle diyorsun ki; 
Subaylık, canını feda etmeği mutlak göze
almış olmak demektir. Bir subay, sanatı
adına hayatına, varlığına hiç
önem
vermeyecektir. Subay, hayatın ve rahatın hiç
düşünülmemesi gerektiğinde, rahatını ve
hayatını feda etmeyi şeref bilecektir.
Namusun icap ettirdiği budur.
Bu sözlerinin, zihinlerde ve vicdanlarda meydana
getireceği derin yansımaların ahengini bozmaktan
korkarak hiçbir söz söylemeksizin yalnız tam bir alçak
gönülle dinlemiş olmakla yetineceğim. 
Muharebede atılan her merminin isabet
etmediğine dair verdiğin teminatına karşılık,
“muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurdan
ürkmeyenleri, ürkenlerden daha az ıslatır”
diyeceğim. Gerçekten böyle olmasaydı, Trablusgarp
Harbi’ne
13
katılan bütün arkadaşlarımızın, mutlaka
Trablusgarp’ta, Hums’ta, Bingazi’de, Derne’de,
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i

ii
çıkarak 


Genelkurmay
AT
ASE Başkanlığı 
Arşivi
AT
ATÜRK Arşivi 
Fotoğraf Koleksiyonu
Albüm Nu.:
Fotoğraf Nu.:
11
0
Kur
.Bnb.Mustafa Kemal
T
rablusgarp Harbi’nde subay
arkadaşlarıyla


23
Tobruk’ta
i
İtalyan istihkâmlarının karşısında, bugün
kemiklerinin dahi  kalmaması icap ederdi. Oysa o
kahraman arkadaşlar, Balkan muharebesinin son
safhasında bile, muharebelere katılarak imkânlar
çerçevesinde kalan seviyede, haysiyetin ve
namusun sorumluluklarını yerine getirmişlerdir. 
Kitabının 24’üncü sayfasında, üstü kapalı
bir şekilde “Subay kimdir?” sorusuna, Piyade
Talimnamesi maddelerinden birinde verilen “Subay,
maiyetindekiler için gerekeni yapan bir örnektir.”
cevabı üzerinde duruyor ve “Subay, kendi ilmî
gücünden komutası altındakileri yararlandırabilmek
için onların dayanma ve cesaretlerinin toplamından
fazla dayanma gücünde ve cesarette olmalıdır.”
diyorsun. Bu sözünü her subay çok dikkatle ve
ciddiyetle okuyarak ne dediğini zihnine kazımalıdır.
Bilinmeli ki bir milletin evlatlarının önüne geçip
onları ateşe sevk etme hakkına ve yetkisine, yalnız
senin söylediğin o dayanma gücünü ve cesaretini
ruhunda hissedenler
ii
sahiptir. 
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
ki 
ii
bulmuş


Genelkurmay
AT
ASE Başkanlığı 
Arşivi
AT
ATÜRK Arşivi 
Fotoğraf Koleksiyonu
Albüm Nu.:
Fotoğraf Nu.:
11
1
Kur
.Bnb.Mustafa Kemal
T
rablusgarp Harbi’nde
makinalı tüfek bölüğüyle


25
– 3 –
i
Zabit ve Kumandan’ın ikinci bölümü çok önemli.
Subay, kalp kazanacak, güven kazanacak ve
arkasına alacağı insanların manevi güçlerini takviye
edecek... Bu bölümün başından sonuna kadar bir çok
güzel sözü okuduktan sonra; “Askerlik, işleri     çevirme
değil, insanların sevk ve idaresi sanatıdır.” tanımına
dönüp
ii
“İnsanlar nasıl sevk edilirler?” diye kendime
tekrar soruyordum.
Bu soruya karşılık, senin açıkladığın cevapları
hatırlarken sanki bir düşünürün şu sözlerini de işitir gibi
oluyorum: “İnsanlar, ancak emelleri, fikirleri somut hâle
getirildiğinde sevk ve idare edilebilirler. Musa,
Mısırlıların kamçıları altında inleyen Yahudilerin,
gördükleri bu baskıdan, esaretten kurtulmalarından
ibaret arzularının görüntüsü oldu. İsa, zamanındaki
sonsuz felaketleri anlayıp topyekûn ıstırap döneminde
alemde oluşmaya başlayan merhamet ihtiyacını din
olarak ortaya koyup anlatma yolunu bildi. Napolyon,
Avrupa’da  dolaştırdığı milletinin hususiyetlerinden
askerî şan idealini somut bir hâle koydu. Toparlarsak
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
Bölüm başında M. Nuri (Conker)’e hitaben yazdıkları satırlar için bk. s. 47.
ii
Ordu nedir; görevi ne anlama gelmektedir? Ordu, vatanın kutsal
toprağını savunmak için barış döneminde de hazırlanan ve eğitim gören
bütün vatan evlatlarının...


26
insanları
i
istediği şekilde kullanan güç, fikir ve bu
fikirleri somutlaştırarak yaygınlaştıranlardır. 
Fikrî güç, hiçbir itirazın bozamayacağı kesin
ifadeyle kendi kendini kabul ettirmektir. Bu da
fikrin yavaş yavaş duyguya dönüşüp iman hâline
gelmesiyle mümkündür. Böyle bir durumda da onu
sarsmaya, diğer kıyaslamaların, zihnî incelemenin
hükmü yetmez. Şimdi, bizim sevk ve idare edeceğimiz
insanların emelleri, fikirleri, içlerinde saklı
özellikleri nelerdir? 
Biz,
ii
komuta edeceğimiz
iii
insanların hangi
emellerini şahsımızda gösterip, somut hâle koyup
onların kalplerini, itimatlarını kazanacak; onlara
manevî kuvvetler yakalama ilham vasıtalarını
belirleyeceğiz? Sadece, hayalindeki gayenin, idealin
odaklandığı gözle görünmez noktalara, somut
vasıtalarla mı hitap edeceğiz?!
iv
Zabit ve Kumandan ile Hasb-ı Hâl
i
dünyayı
ii
subaylar
iii
ettiğimiz
iv
Hülagü, Timur ve Cengiz’den haberleri var mıdır? Yoksa bizim komu-
tamızda, sevk ve idare ettiklerimizin bakışları, Pandeli Yorgidis’in Rumca
olduğunu iddia ettiği “Anadolu” ufuklarında mı sürüyor? 
Ey millet! Ey 600 yıllık çarşafa bürünmüş, beş bin yıllık açık alınlı Türk
Kadını! O beş bin yıllık geleneği bugünkü subayların komutası altına
verdiğin evlatlarına beşiklerindeyken güzel sesinle söyledin mi? Bu
söylediğin şarkılarla onlarda bir karakter yarattın mı? 
Ey genç subay! Ey bugünün komutanları! Galiba, analarımızın sesleri
bu sorularımıza cevap vermiyorlar. Anlaşılıyor ki mahrem değil. 


Yüklə 4,74 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə