Uludağ ÜNİversitesi İLÂHİyat faküLtesi dergiSİ



Yüklə 193,67 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə1/8
tarix23.11.2017
ölçüsü193,67 Kb.
#12098
  1   2   3   4   5   6   7   8


 T.C. 

 ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ 

 

İLÂHİYAT FAKÜLTESİ DERGİSİ 



 

Cilt: 19, Sayı: 1, 2010 

 s. 

1-23 


 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

Weber’in İslam Görüşü Üzerine 

Bir Değerlendirme

  

 



Abdurrahman Kurt  

Prof. Dr., U.Ü. İlahiyat Fakültesi 

k_abdurrahman@hotmail.com 

 

Özet 



Weber,  İslam’ın  şehirli aydınların değil, ganimet, fetih ve cinsel 

arzularını tatmin beklentisiyle motive edilmiş disiplinli savaşçı-

lardan oluşan bir bedevi silahşorlar dini olarak ortaya çıktığını 

savunur. Ona göre İslam, kadın, lüks ve mal-mülk konusunda, 

tamamen hedonist bir ahlâkı benimsemiştir. Bu yüzden, kapita-

lizmin zemin hazırlayıcıları olan “serbest pazar”, “rasyonel tekno-

loji”, “rasyonel hukuk”, “otonom şehirler” ve “burjuva sınıfı”nın 

İslam toplumlarında yer edinemediği kanısındadır. İslam dünya-

sında onların yerini dinî hukuk ve iş dünyasındaki devlet müda-

halesi almıştır. Weber’in İslam eleştirisi, kendi metodolojik ilkele-

riyle bile ters düşen çelişkilerden ve önyargılardan dolayı ciddi 

boşluklar içermektedir. O, İslam konusunda kendi yöntemini terk 

eden bir sosyolog olarak tarihe geçmiştir.  

 

Abstract  



A Viewing of Weber on Islam 

Weber argues that Islam emerged as a bedouin warriors’ religion 

motivated by booty and sexual conques. According to him warrior 

vocabulary of militaristic motives was the sole motivational 

language of Islam, and acknowladged hedonist ethics about 

women, luxury and wealth. He saw “the liberal market”, 


 2

“rational technology”, “rational law”, “autonomous cities, and 

“bourgeous class” as preconditions of capitalism which contained 

all rationalities, which were not seen in İslamic societies. Weber 

overstated the role of the warrior. In fact, Early Islam was a 

trumph of Meccan merchants. He was a famous sociologist that 

did not follow his own sociological programme about Islam. 

Anahtar Kelimeler: Anlayıcı Sosyoloji, Asketik Ahlâk, Bedevi-

lik, Haz Ahlâkı. 



Key Words: Verstehende Sociology, Ascetic Ethics, Bedouiness, 

Hedonist Ethics. 

 

GİRİŞ

 

Kurucu sosyologlardan Auguste Comte (1798–1857), Emile 

Durkheim (1858-1917) ve Max Weber (1864-1920)’in genelde din, 

özelde İslam’a ilişkin görüşleri sosyal bilimlerde her zaman ilgi çekici 

olmuştur. Ancak adı geçen sosyologlardan ilk ikisinin çalışmaları 

tarandığında,  İslam’la ilgili değerlendirmelerinin yok denecek kadar 

az olduğu görülür.  

Weber’in İslam söylemi, seleflerine göre kıyaslanmayacak dere-

cede daha zengin ve eleştirel, olmakla birlikte daha çok sübjektif 

görünmektedir. Her ne kadar İslam’a ilişkin görüşlerini tamamlaya-

madan öldüğü ileri sürülse de temel eseri Economy and Society ve 

ondan derlenen The Sociology of Religion’ın farklı bölümlerinde, dağı-

nık bir şekilde olsa bile, bu dine ilişkin kısa ama öz değerlendirmele-

rin bulunduğu bir gerçektir. 

Eleştirimizde kendi görüşlerimizi desteklemek amacıyla Weber 

üzerine değerlendirmelerde bulunan özellikle Bryan Turner ile Sabri 

Ülgener’den yararlandık. Bunu yaparken araştırma alanımızı sadece, 

Hz. Peygamber dönemi İslam toplumuyla sınırladık. Araştırma ko-

numuza geçmeden önce, onun sosyolojisinde önemli yer tutan ko-

numuzla ilgili yöntemine ana hatlarıyla değinmenin yararlı olacağını 

düşünmekteyiz. Kendi yöntemine rağmen, Weber’in İslam hakkında-

ki değerlendirmeleri onun konumunun yorumlanmasında yol göste-

rici olacaktır. 

 

A- WEBER’İN YÖNTEMİ 

Burada  İslam’a ilişkin değerlendirmeleriyle bağlantılı olan 

“verstehende”, “ideal tip” ve “din-sosyal sınıf” ilişkisine dair Weber’in 

görüşleri ana hatlarıyla ele alınacaktır. 

 

 




 



1. Verstehende (Anlayıcı) Sosyoloji 

Weber sosyolojisinin, genel olarak toplumsal eylemler ve bu ey-

lemlerin içerdiği anlamlar üzerine kurulduğu söylenebilir. Eylem 

davranıştan/hareketten farklı olarak, anlam ve niyet içerdiğinden 

eylemi yapan kişinin (fail/aktör) gözünde öznel bir anlam taşımakta-

dır. Ona göre davranış, aktörün bir anlam yüklemediği (göz kırpma 

gibi) sadece fiziksel harekettir. Weber’in amacı, her aktörün, bir an-

lam ve niyet içeren sosyal eylemine kendi verdiği anlamı kavramak-

tır. Bu, onun verstehende sosyoloji dediği şeydir, Böyle bir yöntem ile 

araştırmacı, öncelikle kendisini aktörlerin yerine koyarak, onların 

eylemleriyle amaçlarının ve niyetlerinin ne olduğunu anlamak çaba-

sındadır. Bir kimsenin sembolik eyleminin anlamı, ancak kendi niye-

tini açığa vuran ifadeleriyle anlaşılabilir. Çünkü niyet ve eylem ay-

rılmaz bir şekilde birbirine bağlıdır. Weber, bununla da yetinmeye-

rek, eylemin yorumunun nedensel izahının yapılmasını da istemek-

tedir. Sosyolojik analiz, ancak, eylemlerin aktörler için ifade ettiği 

anlam bilindikten sonra yapılabilir.

1

 Zira açıklamak için önce anla-



mak, yani bireyin eylemindeki niyeti bilmek gerekir. Weber, böylece 

sosyolojinin kişisel (sübjektif) değer yargılarından soyutlanacağını 

düşünüyordu.  

 

2. İdeal Tipler 

Weber, toplumsal eylemlerin doğru ve kolayca anlaşılabilmesi 

için “ideal tip” yöntemine başvurur. Buradaki ‘ideal’, normatif olmak-

tan ziyade ‘saf’ ya da 'soyut' anlamında olup herhangi bir değer yar-

gısıyla ilgili değildir. Analitik amaçlarla, din önderleri için olduğu gibi 

ahlâksızlık tipleri için de ideal tipler soyut olarak inşa edilebilir. Bu, 

ne peygamberlerin ne de ahlâksızlıkların yüceleştirilmesi anlamına 

gelir, ne de ideal bir yaşam biçiminin temsilcileri olarak taklit edilme-

leri gerektiğini anlatır. 

Buna karşılık, toplumsal olgularda tipik olmayan özellikler ise 

dışarıda bırakılmıştır.  İdeal tipler hakkında fikir yürütmenin en iyi 

yolu, onları soyut "fikir tipleri" olarak düşünmektir; yani sosyoloğun, 

gerçek dünyaya ilişkin en akılcı öğeleri seçerek kendi kafasında kur-

guladığı bir şeydir. Bir başka deyişle ideal tip, bir amaç olmaktan çok 

belirgin bir olgunun tespiti ve anlaşılması için bir araç niteliği taşı-

yan bir zihinsel kurgudur. Gerçek dünyadaki tecrübi nesnesine, kav-

ramsal saflığıyla tamamen mutabık olmasa da ona uygun olacak 

                                               

1

   Kızılçelik, Sezgin, Sosyoloji Teorileri, c.1, Yunus Emre Yay, Konya,1994, s.246-



248. 


Yüklə 193,67 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6   7   8




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə