|
141 ayhan nuri yilmaz gökmen kiliçOĞlu tüRKİYE’Nİn orta asya’daki yumuşak güCÜ ve kamu diplomasiSİ t ü RTURKIYENIN ORTA ASYADAKI YUMUSAK GUCU VE148
TÜRK DÜNYASI ARAŞTIRMALARI
TDA
T
Ü
R
K
D
Ü
N
YA
SI
ARA
Ş
TIRM
AL
A
R
I
/
T
D
A
2018
TEMMUZ - AĞUSTOS
CİLT
: 119
SAYI
: 235
SAYFA
: 141-184
alternatifi olarak gösterilen Şanghay İşbirliği Örgütü’nün kuruluşu ve gelinen
nokta bu durumun en güzel örneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Bir güven
-
lik örgütü olarak ortaya çıkan bu örgüt başlangıçta Çin’in sınır güvenliğini
sağlamayı amaç edinmiş, bu büyük ölçüde başarılınca da bölge ülkeleri ticari
ve iktisadi olarak adeta hegemonya altına alınmıştır. İlginçtir bölgedeki artan
Çin etkisi Rusya tarafından ehveni şer olarak görülmüş ve göz yumulmuştur.
14
Ortadoğu, Yakındoğu, Uzakdoğu gibi Orta Asya tanımlaması da batı çıkışlı
bir kavramdır ve insanlık tarihine bakıldığından nispeten yeni bir kavram
olduğu söylenebilir. Nitekim ilk olarak da Avrupalı 19. yüzyıl coğrafyacıları
tarafından kullanılmıştır. Emperyalist Batı aklının ve düşünürlerinin dünyayı
algılaması ve bu tür bölgesel alt bölümlemelerle izahının tipik bir sonucu
-
dur.
15
Nitekim Ortadoğu ve Uzakdoğu bölgesel tanımlamaları bu bağlamda
farklı düşünülmemelidir.
Soğuk Savaş döneminde adeta kayıplara karışan ve coğrafyada böyle bir
bölge yokmuş gibi davranılan Orta Asya, Sovyetler Birliği’nin dağılması ve böl
-
gedeki beş cumhuriyetin uluslararası arenaya çıkması ile yeniden görünürlük
kazanmıştır. Tarih boyunca farklı kaynaklarda ve dillerde Transoksanya (Cey
-
hun
16
anlamına gelen Oksus’un ötesi), Turan, Maveraünnehir ve Türkistan ve
hatta Tataristan (Tartarie) olarak anılan Amuderya Sirderya (Ceyhun ve Seyhun
nehirleri) bölgesi Orta Asya’nın siyasi kültürel ve ticari merkezi ola gelmiş ve
adeta Mezopotamya gibi bir yerleşik medeniyet merkezi olarak görülmüştür. Ni
-
tekim Tarihi Hive, Semerkant ve Buhara şehirleri her dönemde bir cazibe mer
-
kezi olarak batı ve doğu arasındaki ticaret yollarına da geçiş vazifesi görmüştür.
Sovyet dönemi bu durumu tamamen değiştirip bölgeyi izole etmiştir. Bu yüzden
masalsı ve ulaşılamayan bir hal alan bölge, Sovyet sonrası dönem hem bölge
halkları için hem de bölge dışındakiler için tekrar bir araya gelme yeniden tanış
-
ma ve geçmişin izolasyonlarını silme işlevini de beraberinde getirmiştir.
Kuşkusuz bölgenin tarihi ve stratejik önemine ilaveten bölgenin cazibesini
daha da artıran yeni unsurlar da ortaya çıkmıştır. Bunlardan biri Türkme
-
nistan ve Kazakistan ağırlıklı olmak üzere
bölgede bulunan
fosil yakıt rezerv
-
leridir. Bir diğer sebep bölgede etkin olmak isteyen güçlerden ikisi olan ABD
ve Çin’dir. Her iki ülke için de Orta Asya ülkeleri jeostratejik öneme haizdir.
Türkiye’nin bölgeye ilgisi daha çok etnik köken ve ortak geçmişten kaynaklan
-
mıştır. Başlangıçta müttefiki ABD için bir avantaj gibi görülen Türkiye, bölge
-
nin sorunlarını çözecek maddi ve insanı kaynağa yeterince sahip olmaması ve
kadar yükselerek tarihi zirveye ulaşmıştır. Çin’in Orta Asya ülkelerinden en büyük ticaret ortağı
Kazakistan 22,5 milyar dolar ile ilk sırada yer alırken, 9,3 milyar dolar ile Türkmenistan, 4,5 mil
-
yar dolar ile Özbekistan, 2,1 milyar dolar ile Tacikistan, 1,5 milyar dolar ile Kırgızistan şeklinde
sıralanmıştır. Bkz. Hasan Duran - Nyambayar Purevsuren, “Güvenlik, Enerji Ve Pazar Ekseninde
Çin’in Orta Asya Politikası”,
Dumlupınar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Afro-Avrasya Özel
Sayısı,
Aralık 2016, s. 290.
14
Çin ve Rusya’nın Orta Asya’daki ilişkilerine dair bir örnek için bkz. Kanat Ydyrys, “Rusya Ve
Çin’in Orta Asya’daki Ortak Çıkarları Ve İşbirliği İlkeleri”,
Ankasam,
28.01.2017,
https://anka
-
sam.org/rusyanin-ve-cinin-orta-asyadaki-ortak-cikarlari-ve-isbirligi-ilkeleri/
15
Mohammad-Reza Djalili & Thierry Kellner,
Yeni Orta Asya Jeopolitiği - SSCB’nin
B
itiminden 11
Eylül Sonrasına,
Bilge Kültür Sanat Yayın Dağıtım, 1. Basım, Kasım 2009, s. 15.
16
Amu Derya da yaygın olarak kullanılır.
235_Gokmen_Kilicoglu.indd 148
13.09.2018 14:40:37
|
|
|