54-Diyalektik Nedir indd



Yüklə 2,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə76/81
tarix26.11.2017
ölçüsü2,8 Kb.
#12761
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   81

arruzunu andıran fiili hareket başlar. Polis veya Sıkıyönetim silahlı 
kuvvetleri süngü tak ve dipçikle, bütün işçi yayınlarına ve örgütlerine 
çullanarak hepsini tuzla buz eder. Burada, artık besbelli; Burjuva dü-
şüncesi en kör göze batacak kadar gürültüyle iflas topunu atmıştır. 
Yapılan edebî küfürler ve sözde tenkitler, Abdülhamit jurnalcilerinin 
arizalarından (Küçükten büyüğe (asttan üste) sunulan mektup ya da 
dilekçe) daha anlamlı değildirler. "Dünya dönüyor" dediği için Galile'yi 
ateşte yanmaya mahkûm eden Engizisyon papazlarının mantığı, hiç 
olmazsa Ortaçağ gibi yığınların kara cahillik devrine rastlıyordu. Bu 
modern jurnalcilerin fikirleri Polis efendilerinin hareketlerinden daha 
fazla değerli değildir. 
2- Nispeten ileri ülkelerde, kaba zorbalıkların, Kuyucu Murat Paşa yön-
temlerinin ve açık jurnalciliğin, bugünkü Medeniyet çağında, insan dü-
şüncesi gibi ince ve yüksek bir kuvveti boğamayacağı anlaşılır
-
. Şu birkaç 
günlük zaferle, birkaç yıllık aldatıcı sükûn peşinde koşmanın bizzat ser-
mayedar sınıfı için daha tehlikeli olduğu, Bismark'ın "Kulturkamp"ından, 
Hitler'in adam yakmaya mahsus fırınlı kamplarına kadar geçirilen uzun 
ve acı tecrübelerle iyice anlaşılmıştır. Tarihsel Maddeciliği açıkça ve bi-
limce tartışmaya ve eleştiriye mi çıkmalı? Hayır. Buna kimsede cesaret 
yok. Hayatı ve Tarihi kendi yanına çekmiş olan bir düşünceye karşı çıkıla-
maz. O halde ne yapmalı? Gene "Susuş Konspirasyonu" sağ olsun... Yal-
nız, bu sefer "Tarihsel Maddecilik diye de ele alınmaya değer bir şey var 
mıymış?" gibilerden, Diyalektik Sosyoloji'nin adını hiç anmaksızın, onun 
bazı formüllerindeki erkekliği çıkarılır yahut ona doğru kinayeli alimane 
çifteler atarak, okuyanın da yazanın da içinden çıkamayacağı kallâvi lâf 
ebelikleri ile yüklü cilt cilt tekerlemeler alır yürür. 
Bu, azıcık "kendi omuzları üstünde kendi kafasıyla düşünen" her-
kes için ayan beyan olan Metafizik "Sosyoloji"lerin düşünce sefaletidir. 
Artık bilimden çok Politika maskaralıkları önündeyiz. 
II- POLİTİKADA AYIRT 
a) Sosyalizm ve Bilim 
Toplum Bilimi; gelmiş geçmiş bütün tarihin ana kanun'larını araş-
tırmaksa, 
Siyaset; içinde bulunan zamanın günlük mesele'lerini tartışmaktır
-

Modern çağın Politikası; Sosyalizm ile Kapitalizm yani Anti Sosya-
lizm (Sosyalizm düşmanlığı) arasındaki boğuşmadan ibarettir. 
Tarihsel Maddecilik ne dedi? Siyasi kavgalar, Ekonomi ilişkileri üze-
rinde "birbirleriyle dövüşen toplumsal sınıflar" arasındaki Hukuk, Bi-
lim, Felsefe, Din, Ahlâk, Âdet vb. çekişmeleridir. Yani Siyaset, bir bire-
yin veya dâhinin gelişigüzel fantezisi değil, maddi sebeplere dayanan, 


yani İktisadi açıklamalar isteyen ve belli S/n/flar/ ilgilendiren bir ha-
reket ve düşünce dövüşüdür. Belli bir iktisadi anlamı olmayan ve belli 
bir toplumsal sınıfa dayanmayan siyaset olamaz. Öyle bir siyasetten 
söz edenler ya Tarihin çarkları içinde, uyurgezerler gibi ne yaptığını 
bilmeden otomatça oyuncak olanlar yahut da kendi içyüzlerini açığa 
vuramayacak kadar haksız ve korkak olanlardır
-

Diyalektik Maddecilik ne yaptı? Tarihsel Maddecilik ana fikrini keş-
fettikten sonra, zamanın iki büyük kampından birini; yani Sosyaliz-
mi tuttu. Daha doğrusu, önce Sosyalizm uğruna dövüşenler kampına 
girdi, sonra bu kampın sınıf yanlarını kavrayınca, Hayalci Sosyalizmin 
yerine Bilimsel Sosyalizmi geçirdi. Neden? Çünkü: 
"Frans/z maddeciliği taraf/ndan verili doğa kavray/ş/ nas/l modern 
doğa bilimleri ve diyalektik ile bir araya gelemez idiyse, t/pk/ öyle, 
tarihin materyalistçe kavran/ş/ da, art/k ondan önceki sosyalizm ile 
uyuşamazd/. O zamana kadarki sosyalizm mevcut kapitalist üretim 
yordam/n/ ve sonuçlar/n/ pekiyi eleştiriyordu. Fakat bu üretim yor-
dam/n/ aç/klayam/yor, dolay/s/yla da onun hakk/ndan gelemiyordu. 
O, kapitalist üretim yordam/n/ sadece kötüdür, diye kabul etmeyi-
veriyordu. 
Hâlbuki, söz konusu olan şey, bir yanda bu kapitalist üretimini 
tarihle olan ilişkileri içinde göstermek, belirli bir tarih çağ/ için kapi-
talist üretimin ister istemez mevcut olacağ/n/ ve dolay/s/yla da, is-
ter istemez sona ereceğini belirtmek idi; öte yanda eleştiri, kapitalist 
üretimin kendi gidişinden çok zararl/ sonuçlar/na sald/rd/ğ/ndan, bu 
üretimin henüz gizli duran iç karakterini aç/ğa vurmakt/." (F. Engels, 
Anti-Dühring, Genel Söz (Marks-Engels, Werke, C. 20, s. 25-26)) 
Yani, günün meselesi; Kapitalizm çağında, Sosyalizm tarafından 
kapitalizme karşı yürütülen iddialardı. Diyalektik Maddecilikten önce 
bir sosyalizm vardı. Bu "Hayalci" veya "Ütopici" denilen sosyalizm, 
kapitalizmi yalnız "İstemiyorum" diyordu. Hatta kapitalizmi bile değil 
de, onun kötü yanlarını istemem diyordu ve bazı tekliflerle düzeltme-
ye çalışıyordu. Bu, çocukça ve duygusal bir eleştiriydi. 
1- İlkin; bir toplumsal düzen, senin veya benim isteyip isteme-
yişimle var yahut yok olmaz. Toplumsal bir düzen Mademki vardır; 
şu halde, onu ister istemez doğuran bir zorunluluk vardır. O zorunlu 
sebebi bulmak, yani toplumsal rejimi açıklamak ilk yapılacak iştir. An-
cak ondan sonra, aynı sebebin hangi sonuçlara varmakta olduğu ve 
varacağı kestirilerek, o toplumsal rejimin bütün rejimler gibi tarihsel 
niteliği, yani ister istemez geldiği gibi, ister istemez gideceği gerçek-
ten kavranılabilir. 
2- İkincisi; bir toplumsal düzenin kötü yanlarını düzeltmek, o rejimi 
eleştirmekte üstünkörü kalmaktır. Çünkü insan elbette günün kötülük-
leriyle ve kusurlarıyla savaşır. Bu kaçınılmaz bir şeydir. Pabucumun ta-


Yüklə 2,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   73   74   75   76   77   78   79   80   81




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə