banı sökülür, pantolonumun kıçı yırtılırsa, oralara birer dikiş vurmadan
gezemem. Fakat bu yamacılıkla elbisemi ve pabucumu yenileştirdiğimi
söyleyebilir miyim? Eskiyen ve çürüyüp dökülen bir rejimin zararlı so-
nuçlarını eleştirmek de buna benzer. İnsanlarda, sebepler kalkmadan
sonuçların giderilebileceği yalan hissini doğurur. Bu sefer, eleştireyim
denen rejimin, dolayısıyla savunması yapılmış olur. Yamacılık bir hadde
kadar gider. Ondan sonra, artık elbise yama kabul etmez.
Diyalektik Maddecilik, bu iki başlı yanlışa düşmemek için, önce siya-
si tartışmaların konusunu ele aldı. Mademki her şey doğar, büyür, ölür,
evren bir süreçtir; Tarih içinde toplumsal rejimler de canlı varlıklar gibi
doğar, büyür, ölürler. Toplumsal varlıkların birbiri ardından gelen başka
başka şekillerini karakterize edip, toplumları tasnif eden ve her toplu-
mun evrim kanunlarını arayıp gösteren bilim Tarihsel Maddeciliktir.
Bugün içinde yaşadığımız toplumsal rejimin karakteristiği nedir?
Herkesçe verilmiş olan adıyla; Kapitalizm oluşudur. Kapitalizm ilerle-
dikçe başlıca iki zıt sınıf birbiriyle çekişmeye başlıyor. Bu da hemen
herkesçe görülen ve bilinen bir şey. Şimdi, İşçi Sınıfı ile patron sınıfı
arasındaki çekişmenin doğurduğu Sosyalizm ile ona düşman Anti-Sos-
yalizm cephelerinden birini veya ötekini sadece beğenmemek, reddet-
mek yeter mi? Hayır
-
. İşçi Sınıfı niçin sosyalisttir? Sosyalizm düşmanla-
rı ne demek istemektedirler? Aradaki sönmez kavga hangi yüzdendir?
Bütün bu sorulara, bilimsel, yani gerçek ve şaşmaz bir cevap vermek
için, Kapitalizmin açıklamasını yapmak, yani Kapitalizmdeki sınıfları
yaratan ve birbirine çatıştıran iktisadi ana ilişkileri bulmak lâzımdır
-
.
"İşte, Artıdeğer'in keşfedilmesi bunu yaptı. İspat edildi ki; karşılığı
ödenmemiş bir emeğin benimsenmesi, kapitalist üretim yordamının ve
bu üretimi başaran işçiyi sömürmenin temelli şeklidir; kapitalist, hatta
pazarda meta olarak satılan işgücünü tam değeriyle satın aldığı halde
bile, gene o işgücünden, işçiye ödemiş olduğu karşılıktan fazla bir de-
ğer çekip çıkarır ve bu artıdeğer kapital sahibi sınıfların elleri arasında
boyuna artarak biriken kapital yığınını oluşturmaya yarayışlı değer tu-
tarını meydana getirir. Böylece, kapitalist üretim yordamına ve kapitalin
üretimine kaynak olan olayların gidişi açıklanmış oluyordu." (F. Engels,
Anti-Dühring, Genel Söz (Marks-Engels, Werke, C. 20, s. 26)
Artıdeğer de keşfedildikten sonra, Modern toplumda olan biten her
türlü hareketlerin içyüzlerini okumak için, sahici bilim adamı olmak
yeterdi. Çünkü, Engels'in ilâve ettiği gibi: "Bu keşifler yoluyla sos-
yalizm, şimdi bütün ayrıntıları ve ilişkileri içinde işlenmesine devam
edilecek bir bilim haline gelmiş"t\. Bilimsel Politika doğmuştu.
b) Sosyalizm ve İşçi Sınıfı
Bununla beraber unutmayalım; sınıflı bir toplum içindeyiz. Sınıf:
Çıkar ve Durumları birbirine zıt insan kamplarıdır. İnsanları böyle
kamplara ayrılmış bir toplumda, insan düşüncelerinin tekparça ka-
lacağını ummak safdillik olur. Tarihsel Maddecilik ne diyor? İnsanın
bilincini son duruşmada tayin eden şey iktisadi ilişkilerdir. Şu halde,
Modern toplum insanlarının toplumsal bilimlerde tarafsız kalmaları ve
aynı fikri gütmeleri, İktisadi Determinizmin dışına çıkmaları olurdu ki,
bu hayaldir. Gerçekte, her düşünücü, iktisadi ve toplumsal sebeplerle
bağlı bulunduğu sınıfın tezini koruyacak ve üstün getirmeye çalışa-
caktı. Nitekim öyle oldu. Toplumsal bilimlerde bile, Marks'ın söylediği
burjuva sözcüleriyle, işçi sözcüleri iki zıt cepheye bölündü. Nispeten
daha objektif sayılan Bilimde bile Cephe'ler ayrılınca, Politikada, gü-
nün kavgasında neler olmaz?
Diyalektik Maddeciliğe dikkat edelim, o Modern toplumun sınıflara
bölündüğünü olduğu gibi koyduktan sonra, mevcut başlıca iki sınıf
için şunları söylüyordu:
1- Kapitalizm de, bütün önceki sınıflı toplum şekilleri gibi tarihsel bir
süreçtir. Doğdu, büyüyor, ölecektir. Ölümüne sebep, her beş on yılda bir
gelen İktisadi Bunalımların gittikçe şiddetlenmesi; her iktisadi bunalım-
dan sonra, cihan dengesini yeniden kurmak için patlak veren Siyasi bu-
nalımların ve en başta Savaşların gittikçe Medeniyeti bile yıkacak duru-
ma varmasıdır. Kapitalizmin "Mezar Kazıcısı" İşçi Sınıfıdır. Çünkü Modern
toplumun bütün öteki sınıfları ve tabakaları (bizzat başta Burjuvazi, yani
küçük ve orta kapitalistler gelmek üzere, bütün orta tabakalar: Köylü-
ler, Esnaflar, Aydınlar) gitgide eski durumlarını kaybederek işçileşirler.
Bu (Proletarizasyon), bütün öteki sınıflar azalırken, yalnız İşçi Sınıfını
çoğaltır. Onun için İktisadi bunalımlarla açlığa ve Siyasi bunalımlarla
ölüme mahkûm edilenlerin gittikçe artan sayısı işçilerden olur. İşçi Sınıfı
Modern toplumun ikinci derecede gelen bir kalabalığı değildir. Modern
ekonomiyi bilfiil işletip, kanıyla canıyla geliştiren başlıca bir kuvvettir.
Bütün öteki sınıflardan farklı olarak; modern üretimin gereği topluca ça-
lışan, topluca yaşayan, çabuk bilinçlenen ve örgütlenme zorunluluğunu
duyup bireyleri kolayca birleşen bir Başl/ca Sm/ftır.
2- Kapitalist üretimi, bütün üretim kuvvetlerini ve üretim yorda-
mını sosyalleştirir. Gerçi üretim vasıtaları özel kapital olmakta devam
eder. Ama, üretim üzerindeki bu özel mülkiyet kabuğuna rağmen,
üretimin kendisi her gün biraz daha şahsi [özel] anlamını kaybeder.
Öyle ki, kapitalistin üretimle kişisel ilişkisi, gittikçe azalır, hele büyük
Şirketlerde lâftan (daha doğrusu; kârdan) ibaret kalır. Demek, baş-
ka, dışarıdan bir kuvvete ve iddiaya hacet yok. Kapitalizmin kendisi
ilerledikçe, kapital sahipleri sayıca boyuna azalıp, üretimle her türlü
hayati bağlarını kaybederler: Hazır yiyici, işsiz, fuzuli bir azlık halinde
küçülür giderler. Tersine, her gün biraz daha sayıca büyüyen, bilinççe
gelişen ve örgütçe genişleyen İşçi Sınıfı, Modern toplumun iktisadi ve
Dostları ilə paylaş: |