ları en sonunda ortadan kaldırmak olan sınıfı temsil eder. Ki bu sınıf:
Proletaryadır." (K. Marks, Das Kapital, İkinci Önsöz, s. 14 (Marks-
Engels Werke, C. 23, s). 22)
Çünkü, Diyalektik Maddecilik, her şeyden önce, İşçi Sınıfının gerek
ortaya atığı fikirleri (Sosyalizm akımlarını), gerekse başardığı hare-
ketleri (Grevleri, Ayaklanmaları) Kapitalizmin zorunlu ürünü sayıyor-
du. "Eğer bir haksızlık aranıyorsa; o Kapitalist düzenin yapısındadır;
İşçi Sınıfı haklıdır."diyordu.
Engels der ki:
"Tarih bilimini altüst eden ve görüldüğü gibi, esas itibariyle
Marks'ın eseri olan ve kendime ancak zayıf bir kısmını atfedebilece-
ğim bu keşif (Tarihsel Maddecilik) zamanın işçi hareketi için doğrudan
doğruya önemli ve nüfuzlu bir şey oldu. Fransızların ve Almanların
komünizmleriyle, İngilizlerin Chartizmi artık hiç de olmaya da bilir,
sırf arızî [eğreti] bir şey gibi gözükmez hale geliyordu. Bu keşifle be-
raber, o hareketler modern çağ ezilen sınıfının, yani Proletaryanın bir
hareketi, Proletaryanın hâkim sınıflara, yani burjuvaziye karşı açtığı
tarihçe zorunlu dövüşün az çok gelişen şekilleri gibi gözüküyordu." (F.
Engels, Essai (Marks-Engels, Werke, C. 21, s. 212)
Gene açıkça görülüyor; sınıf dövüşünü Diyalektik Maddecilik icat
etmiyor, keşfediyor. Bir yüzyıldan beri yazılı ve basılı binler ve mil-
yonlarca eserlerde Marksizm yalnız "Keşiften, yani kapitalizmde üstü
kapalı olan şeyleri açıklamaktan başka bir şey yapmaz. Hâlbuki gene
bir yüzyıldan beri bilir bilmez bütün burjuva bilginleri ve politikacıları
daima, modern toplumdaki sınıf savaşını Marksizmin sanki icat etti-
ğini ileriye sürerler. Marksizmi sınıf savaşını körükleyen bir kundakçı
gibi gösterirler. Ve Marksizm olmazsa, sınıf savaşları da olmaz sanır-
lar. Bunun en son, en gülünç ve en kanlı denemesini Hitlercilik yaptı;
bütün Sosyalizme dair kitapları Berlin meydanlarında yaktı. Sonu ne
oldu? Söylemeye hacet yok.
Fakat, maskeli Hitlerciler, anadan doğma Mussolini taslakları, Fran-
ko ve Salazar taklitleri, hâlâ efendileri Nazizmin yanlış yolundadırlar.
Hâlâ, kendine en toleranslı, tarafsız bilim adamı süsünü veren burjuva
âlimleri ve politikacıları bile Diyalektik Maddeciliğe saldırırken, onun
sınıf mücadelesini açan ve isteyen Bir Kızıl (...)[Bir kelime okunama-
mıştır.] olduğunu ileriye sürerler.
Ne gariptir ki, Marksizm, sadece güneşe güneş der gibi, sınıfa sınıf
ve sınıf savaşına sınıf savaşı demiştir; onun kanunlarını aramış bul-
muş ve İşçi Sınıfına vermiştir. Ama, bu onun evvela bilimsel zorunlu-
luğudur. Sonra insanları bir an önce bu korkunç kargaşalıktan en az
kanla ve en kısa, en kolay yollarla kurtarmak inancıdır. Onun ispat
ettiği gibi; Kapitalizm ister istemez Sosyalizme gebedir. Çocuk ister
istemez doğacaktır. Yalnız Marksizm bu doğumu bilgin hekimler eliy-
le yapmak istiyor; burjuvazi ise, bu doğum olmayacak derken, hem
elinde olmayan bir iddiaya kalkıyor, hem de doğumu ya sahte ebelerin
yahut kör tesadüflerin kanlı oyununa bırakıyor. Bu çocuk düşürücülü-
ğü, cinayet değil midir?
Halbuki, Diyalektik Maddecilik, Tarihsel Maddeciliği ve Bilimsel Sosya-
lizmi keşfederken, ne kadar insanca, ne yüksek ve tertemiz konuşur:
"Bir millet, başka milletlerden ders almal/d/r ve alabilir. Gene, bir
toplum kendi hareketinin doğal kanunlarına rastlad/ğ/ zaman -ki
bu eserin en son amacı modern toplumun ekonomik hareket
kanununu meydana çıkarmaktır- doğas/na uygun gelişim aşama-
lar/n/n ne üstlerinden atlayabilir, ne de onlar/ fermanla ortadan kald/-
rabilir. Fakat doğum ağr/lar/n/ k/salt/p /l/ml/land/rabilir."(K. Marks, Das
Kapital, Türkçe tercümesi, s. XI (Marks-Engels, Werke, C. 23, s. 16))
İşte, burjuva bilginlerinin ve politikacılarının her gün bin yalan, bin
cahilce iftiraya boğmak istedikleri Diyalektik Maddeciliğin bütün iddi-
ası bu: "Doğum ağr/lar/n/ k/salt/p /l/ml/land/rmak"... Tıpkı Psikanalizde
ruhsal analizle alt bilinçteki boğuşmaları bilince çıkarınca, hastalığın
kalkması gibi, sınıf savaşlarını bilince çıkarmak, Toplumu bu kanlı kör
dövüş illetinden bir an önce kurtarmak... Diyalektik Maddeciliğe bu-
nun tam aksini, yani burjuvazi ile aylıklı uşaklarının halka karşı her
gün yaptıklarını bilerek atfedenlerde, artık vicdan şöyle dursun, en
basit bilim namusu, zerre kadar şerefli insan namusu aranabilir mi?
Evet, Marksizm politikada sınıf savaşlarını inkâr edenlerin yüzle-
rindeki maskeleri alaşağı ediyor. Çünkü, bu gibi tarihi tersine çevir-
mek isteyenler, sadece insanlığın doğum ağrılarını uzatıp şiddetlen-
diren zalimler ve suikastçı haydutlardır. Marksizm, sınıf savaşlarını
istemek veya beğenmek şöyle dursun, onları ta kökünden kaldırmayı,
İşçi Sınıfının başlıca tarihsel vazifesi sayar. Yani, Marksizm düşmanla-
rının yaymak istedikleri yalanın tam aksine: Tarihsel Maddecilik, sınıf
mücadelesini ebedileştirmek değil, ebediyen ortadan kaldırmakta Mo-
dern İşçi Sınıfına güvenir. Ve onu şöyle ifade eder:
"[Bütün işçi hareketleri] s/n/f dövüşünün şekilleri gibi, ama bütün
eski s/n/f dövüşlerinden özellikle şu noktada farkl/ şekilleri gibi gözükü-
yorlard/: Şimdiki mazlum s/n/f, yani Proletarya bütün toplumu s/n/flara
bölünmekten kurtarmad/kça, dolay/s/yla da s/n/f dövüşünden kurtar-
mad/kça kendi kurtuluşunu da gerçekleştiremez. Komünizm deyince,
art/k hayali zorlayarak ve hayal kuvvetiyle elden geldiği kadar mü-
kemmel ve tam bir sosyal ülkü inşa etmek değil, Proletarya taraf/ndan
güdülen mücadeleye uygun genel şart ve amaçlar/n doğas/n/ kavra-
makt/r." (F. Engels, Essai (Marks-Engels, Werke, C. 21, s. 212))
Yani, Marksizmin prensibi; Topluma sınıf dövüşünü sokmak değil,
tam tersine, Toplumda sınıflar dövüşünü yok etmektir. Ona göre, bu
Dostları ilə paylaş: |