Ankara üNİversitesi sosyal biLİmler enstiTÜSÜ İKTİsat anabiLİm dali



Yüklə 5,01 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə17/42
tarix14.05.2018
ölçüsü5,01 Kb.
#44066
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   42

45 
 
 
 
II.4.1. Ücretlerin çelik yasası 
Malthus’a  göre,  üç  sınıfın  da  üretimden  pay  alması  adaletliydi.  Rant, 
Ricardo’nun  düşündüğünün  aksine  gereksiz  bir  üretim  maliyeti  değil,  “Tanrı’nın 
insana bağışladığı toprağın en paha biçilemez özelliğinin, onu işlemek için gerekenden 
daha fazla insanı geçindirebilme özelliğinin doğal sonucu”ydu (ibid, s. 148). Kâr ise, 
“kapitalistin  üretime  katkısının  adil  bir  karşılığı”ydı  “ve  emeğin  üretime  katkısıyla 
tamamen  aynı  şekilde”  belirleniyordu  (ibid,  s.  75-76).  Çünkü  makine  kullanımıyla 
emeğin üretkenliği artar, emek daha fazla meta üretir, metaların fiyatları düşer. Belirli 
ücret düzeyinde, makinelerin kullanımında, emeğe makine kullanımı öncesinden, daha 
yüksek  oranda  olmasa  da,  daha  fazla  ürün  verilir.  Bu  yüzden,  Adam  Smith’in  kârı 
emeğin  ürününden  bir  kesinti  olarak  görmesi  doğru  değildir.  Kâr  oranı,  üretilen 
metanın değeri ile onu üretmek için gereken masrafların farkıdır (ibid, s. 262). 
Malthus, Ricardo’nun kâr teorisini de eleştirir. Ricardo mal fiyatlarını veri olarak 
alıp,  emekteki  değer  değişikliklerinin  etkisinin  kâr  üzerinde  olacağını  söylemişti. 
Malthus’a  göre  ise  kâr,  verili  meta  fiyatına  karşı  istihdam  edilen  belirli  bir  miktar 
emeğin  değeri  tarafından  değil;  istihdam  edilen  belirli  bir  miktar  emeğin  verili 
değerinde üretilen metanın değişen değeri tarafından belirlenir (ibid, s. 293).  
Bütün  üretim  faktörlerini  eşit  önemde  gören  Malthus,  bu  bağlamda  metanın 
normal fiyatının, Smith’in fiyat teorisinde olduğu gibi, emeğin ücretini, sermayenin 
kârını  ve  toprağın  rantını  ödeyen  üç  parçadan  oluştuğunu  söyledi.  Bu  üç  parçanın 
fiyatını belirleyen sebepler, bütünün fiyatını da aynı şekilde belirler (ibid, s. 77).  
Malthus’a göre ücret, işçiye çabası için verilen karşılıktır. Emeğin gerçek ücreti, 
para-ücretinin satın almaya yettiği gereklilikler, konfor ve lüksten oluşur. 


46 
 
 
Adam Smith, “[e]meğin para olarak ödenen karşılığı, ister istemez iki şarta göre, 
yani, emeğe karşı olan talep ile yaşam için gerekli ve elverişli maddelerin fiyatına göre 
düzenlenir”  (Smith,  2011:  94)  demişti.  Malthus,  Smith’in  bu  görüşünü  onayladı 
(Malthus,  1974:  220).
20
  Smith’in  ücret  analizine  paralel  olarak,  ücretin  emeğe  olan 
talep doğrultusunda nüfusu ayarlayacak bir geçim düzeyi sağladığını düşündü. Yani, 
“ücret, emek arzını ihtiyaç duyulan düzeyde tutacak olan geçim araçlarını sağlamaya 
yetmelidir”  (ibid,  s.  218).  Nüfusu  durağan  tutmak  için  işçilere  belirli  bir  miktar, 
artırmak için ise daha fazlası ödenmelidir.  
Malthus, Ricardo’nun, “emekçilerin soylarını bir artma ya da azalma olmaksızın 
korumaları  ve sürdürmeleri için gerekli fiyat  (Ricardo, 2008:  67)”  olan doğal  ücret 
tanımını reddetti:  
Ben bu fiyatı daha çok, doğal olmayan olarak adlandırmak isterim. Çünkü şeylerin doğal 
durumunda, birikimin ilerlemesine yapay engeller konulmadığında, bu fiyat hiçbir ülkede 
kalıcı olarak gerçekleşemez. (…) Piyasa fiyatını [ise] bu fiyattan geçici sapmalar olarak 
tanımlamak büyük hatalara neden olur (Malthus, 1974: 223).  
Herhangi bir ülkede emeğin doğal ya da gerekli fiyatını, toplumun mevcut durumunda, 
etkin  talebi  karşılaşmak  için  gerekli  ortalama  emek  arzını  sağlayan  fiyat  olarak 
tanımlamalıyım.  Ve  piyasa  fiyatını  da,  geçici  sebepler  yüzünden  talebi  karşılamaya 
yetecek  fiyatın bazen aşağısında, bazen yukarısında oluşabilen, piyasadaki gerçek fiyat 
olarak tanımlıyorum (ibid, s. 224). 
Smith’in, Çin’den bahsederken söylediği “böyle bir ülkede [uzun zaman yerinde 
sayar durumda kalmış bir ülkede] emek ücretleri, işçiyi geçindirmeye elvereni, çoluk 
çocuk yetiştirmesini mümkün kılmaya yeteni aştı mı, işçilerin rekabetiyle patronların 
                                                 
20
  Ricardo  da ücretlerin  emek  arz  ve  talebi  ve  ücretlerin  harcandığı  malların  fiyatına  göre  belirlendiğini 
söylemişti (Ricardo, 2008: 71). 
 


47 
 
 
çıkarı  çok  geçmeden  bu  ücretleri  insanlığa  yaraşacak  olan  bu  en  aşağı  kerteye 
indirecektir”  (Smith,  2011:  78)  ifadesini  alıntıladı  ve  insanlığın,  ücretin  daha  aşağı 
düşmesine engel olmadığını söyledi.  
Eğer insanlık başarıyla müdahale edebilecek olsaydı, çok önceden bunu yapar ve kötü ya 
da yetersiz beslenmeden kaynaklanan erken ölümleri engellerdi. Fakat maalesef, insanlık, 
işçinin  geçim  fonunu  değiştiremez.  Bu  fon  sabitken  ve  aşağı  sınıfların  alışkanlıkları 
durağan bir nüfusu ucuz bir şekilde sağlamaya elverişliyken, ücret yetersiz olacaktır; ama 
yine  de  insanların  alışkanlıkları  veriyken,  durağan  bir  nüfusu  sağlamaya  yetenin  altına 
düşmeyecektir (Malthus, 1974: 223).  
“İnsanlığın”  ücreti  belirli  bir  düzeyin  üzerinde  tutabileceğini  düşünmedi; 
alışkanlıklar ve törel tutumlara bu rolü biçti.    
Emekçi sınıfın durumu, kısmen emeğin geçimine ayrılan fonların ve emeğe olan talebin 
artış  miktarına,  kısmen  de  insanların  beslenme,  giyinme  ve  barınma  alışkanlıklarına 
bağlıdır (ibid, s. 224). 
[F]arklı  ülkelerde  farklı  geçim  tarzları  olmasının  sebepleri  hava  ve  toprağın  fiziksel 
koşullarının farklılığı, daha da önemlisi, törel farklılıklardır (ibid, s. 225). 
Adam Smith’in, İskoçya’nın insanlarının düşük kaliteli besinlerini, İngiltere’nin 
aynı sınıftan insanlarının besinleriyle karşılaştırıp “bunların geçim tarzındaki bu fark, 
ücretleri arasındaki farkın nedeni değil, sonucu” (Smith, 2011: 83) olduğu kanısına 
varmasını  eleştirdi.  Çünkü  düşük  ücretin  sürekliliği,  işçiler  arasında  bu  geçim  tarzı 
alışkanlığını  yaratmıştır  ve  düşük  ücretlerin  nedeni  olmuştur.  “Sonuç,  diğer  birçok 
durumda olduğu gibi bu durumda da, kuşkusuz, nedene dönüşmüştür” (Malthus, 1974: 
225). 
Malthus’a göre işçilerin durumunun iyileşmesinin, refahlarının artmasının yolu, 
maddi  ve  törel  alışkanlıklarını  değiştirmelerinden  geçer.  Çünkü  ücretlerin  arttığı 
durumda, bu artış iki farklı sonuca yol açabilir: Ya nüfus artışına yol açar, ya da işçi 


Yüklə 5,01 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   13   14   15   16   17   18   19   20   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə