Bibliyografya: 6 Bibliyografya: 7



Yüklə 1,09 Mb.
səhifə31/33
tarix30.10.2018
ölçüsü1,09 Mb.
#76033
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33

BÜST

Afganistan'ın Sicistan bölgesinde harabeleri bulunan eski bir şehir.

Hilmend ırmağının Ergendâb kolu ile birleştiği yerin aşağısında sol kıyıda ve nehrin taşımacılığa elverişli kesiminde bulunur; Herafı Girişk'ten geçerek Kan-dehar'a bağlayan yol üzerindedir. Vak­tiyle verimliliği ve güzelliğiyle tanınırdı. Eski Arap coğrafyacıları güzelliklerinin yanında salgın hastalıklarının da çok ol­duğunu anlatırlar. Şehirle çevresinin bu­günkü harap ve kurak durumu tabii kay­nakları ile çelişki arzeder. Çünkü Hilmend ırmağı ve kolu sayesinde kolayca sula-nabilen bu bölge her türlü tarıma elve­rişlidir. Ortaçağ'da Horasan veya Fars ile Sind arasında, yani Bağdat-Hindistan yo­lu üzerinde geçişi temin etmiş ve önem­li bir ticarî rol oynamıştır. Nitekim İstah-rî Büst'ün Hindistan'la olan ticaretinden bahsetmektedir.

Şehir VI. yüzyılda Eftalitler'in elinde idi; I. Husrev Enüşirvân döneminde (531-579) Sâsânîler tarafından zaptediidi. Müs­lümanların İran'ı fethinden sonra bura­sı Hz. Osman'ın 29 (649-50) yılında Abdurrahman b. Semüre kumandasında gönderdiği kuvvetler tarafından alındı. Abdurrahman b. Semüre daha sonra Mu-âviye tarafından Sîstan'a vali tayin edil­diğinde İslâm hâkimiyetinden çıkmış olan Büst'ü 41'de (661-62) yeniden zaptetti. Bundan sonra şehir, doğu sınırındaki müslüman olmayan ve kendilerine Zun-bil denilen prenslere karşı verilen mü-cadeiede bir ileri karakol durumuna gel­di. Buraya Emevîler devrinde ve Abbâsî-ler'in ilk zamanlarında Hâricîler'in çıkar­dıkları isyanları bastırmak üzere valiler gönderildi.

İran'ın ilk milli devletlerinden ikincisi olan Saffârî hanedanının kurucusu Yakûb b. Leys'in (868-878) Kâbii'i aldıktan (871) sonra Büst'ü de ele geçirerek bir yıl kadar burada kaldığı söylenir. Bağ­dat halifesinin şehri egemenliği altına alma teşebbüsleri gibi Sâmânoğulları'-nın teşebbüsleri de sonuçsuz kaldı. Şe­hir, 976'da Gazneli Devleti'ni kuran Se-bük Tegin tarafından zaptediidi. Büst'ün en parlak dönemini yaşadığı zaman Gaz-neliler devrine rastlar. Selçuklular 1045'-te şehri yağmaladılar, fakat ele geçire-mediler. Gaznelüer 1048'de Behram Niyâl kumandasındaki bir Selçuklu ordu­sunu Büst yakınlarında mağlûp ettiler. Gurlu Hükümdarı Alâeddin Cihansûz Gaz-ne'den sonra Zemindâver vilâyetinin mer­kezi ve Gazneliler'in ikinci başşehri olan Büst'ü de tahrip etti (1149). Daha sonra Hârizmşahlar idaresine giren şehir bu dönemden itibaren giderek önemini kay­betti. Büst, kalesi stratejik mevkii dola­yısıyla Nâdir Şah tarafından 1738'de ta­mamen yıkılıncaya kadar pek çok saldı­rıya uğramıştır.

D. Schlumberger'in keşfi ve Afganis­tan'daki Fransız arkeoloji heyetinin yap­tığı kazılar neticesinde bölgede 7 km. uzunluğunda ve 2 km. eninde bir saha­yı kaplayan harabeler ve eski saray du­varlarını ihtiva eden tarihî kalıntılar or­taya çıkarılarak muhafaza altına alındı. Bu kazılarda bulunan kalıntılar Ortaçağ İranı'ndaki eserlerin Bağdat ve Sâmerrâ'daki Abbâsîler'e ait eserlerin seviyesin­de olduğunu ortaya koymaktadır. Büst harabelerine yakın bir yerde 1946 yılın­da Leşkergâh adıyla yeni bir yerleşim merkezi kurulmuştur. Adını, yakınında bulunan Leşkergâh-ı Bâzâr köyünden alan şehrin nüfusu 1979 yılında 21.600 idi.

Büst'te birçok âlim yetişmiş olup bü­yük muhaddislerden İbn Hibbân (ö. 354/ 965) ve Hattâbî (ö. 388/998) ile şair Ebü'l-Feth Ali b. Muhammed el-Büstî (ö. 400/ 1010) bunların başında gelmektedir.

Nîşâbûr yakınlarında Büst (Büst, Puşt) adıyla bilinen bir yerleşim merkezi de mevcut olup Ebü'l-Haşan el-Büstî ve Ebû Hâmid ei-Büştî gibi âlimler buraya nis-betle anılmaktadırlar.



Bibliyografya:

Dihhudâ, Luğatnâme, "bst" md.; İstahrî, Me-sâtik (de Goeje), s. 245; Ya'kübî. Kitâbü'l-Bül-dan, s. 281, 285; Yâküt, Mı/cemü7-buldan, I, 612; Muhammed b. Hüseyin el-Beyhaki, Târih396, Meşhed 1350 hş., s. 659-661, 663; Cûzcânî, Tabakât-ı Naşiri, 1, 235, 243, 345, 348, 401 ; Sem'ânî, el-Ensâb, II, 208-210; Muhammed Takı Han Hekîm, Genci Dâ-niş397, Tahran 1366 hş., s. 199-201 ; D. Schlum-berger, "Le Palais Gbaznevide de Lashkari Bazar", Syria, XXIX, Dımaşk 1952, s. 251-270; J. Sourdel-Thomine. "Steles arabes de Büst", Arabica, 111, Leiden 1956, s. 285-306; a.mlf., "Büst", E\? (Fr.), 1, 1384-1385; R. Hartmann. "Büst", İA, II, 842; DMF, 1, 427 vd.; Klaus Fi-scher - Xavier de Planhol. "Bost", Ek., IV, 383-386.



BÜSTÂNl 398




BÜSTÎ

Ebü'l-Hasen Alî b. Muhammed el-Büstî (ö. 470/ 1077'den sonra) Horasanlı mutasavvıf.

IV. (X.) yüzyılın sonunda veya V. (XI.) yüzyılın başlarında Nîşâbur yakınların­daki Büst'te (Büst) doğdu. Hayatı hak­kında yeterli bilgi yoktur. Sûfî tabakatı müellifleri Hücvîrî ile Kuşeyrî ve Nîşâ-burlu olmasına rağmen Attâr eserlerin­de ona yer vermemişlerdir. Ancak Ah-med el-Gazzâlî Sevânihu'l-'uşşâk'ta, Aynülkudât el-Hemedânî Temhîdât'ı iie mektuplarından birinde onun bir rubâ-îsini nakletmişler, Necmeddîn-i Dâye de Mirşâdü'l-Cibâd ve Mermûzât-ı Esedî der Mezmûrât-ı Dâvûdî adlı eserinde bu rubâîyi zikretmiştir. Câmî, Aynülku-dât'in eserinde gördüğü bu rubaiden faydalanarak Neîehâtü'l-üns'te Büstr-ye yer vermiştir. Câmî'ye göre Büstî Ho­rasanlı sofilerden Ebû Ali el-Fârmedî1-nin (ö. 477/ 1084) müridi, yine Horasanlı meşhur sûfîierden Hasan Sekkâk-i Sim-nânf ile İbn Hameveyh'in şeyhidir. 449'-da (1057) doğan İbn Hameveyh'in Büs-trnin müridi olduğu dikkate alınırsa onun 470'ten (1077) sonraki bir tarihte vefat ettiği söylenebilir.

Büstî'nin Der Beyân-ı Hakikat-i Lâ ilahe illallah ve Kelimât-ı "Arabi adlı iki risale kaleme aldığı bilinmektedir. İki sayfa hacmindeki birinci risalede "lâ ila­he illallah" sözünü ve ruhun bu sözdeki basamaklarında yüksele yüksele (seyr-i suûdî, seyr-i urûcî) ilk vatanına nasıl va­racağı anlatılır. "Lâ" ile başlayıp "Allah'­ta son bulan bu manevî ve ruhî yolculu­ğun ayrıntıları, eser üzerine bir şerh ya­zan Takıyyüddin adlı bir müellif tarafın­dan açıklanmıştır. İkinci risalede ruhun ilk varlıktan beşeriyet âlemine inişini (seyr-i nüzûlî), nefis ve şeytanla mücade­lesini, sonra da kendinden geçerek yü­ce âleme yükselişini anlatır. Bu risale üzerine, meşrepleri farklı iki müellif Nû-reddîn-i İsferâyînî ile İbnü'l-Arabî birer şerh yazmışlardır. Büstî' nin Nizâmül-mülk'e yazdığı ve mutluluğa ermek için Allah'ı ve âhiret gününü unutmadan dün­yada nasıl yaşanacağını, insanlara nasıl hizmet edileceğini açıklayan kısa nasi-hatnâmesi ile yukarıdaki iki risalenin metin ve şerhleri Nasrullah Pürcevâdf-nin Zindegi ve Âşâr-ı Şeyh Ebü'l-Ha-san-ı Büstî399 adlı eseri içinde yayımlanmıştır.

Büstî'nin ruhanî mi'rac ile ilgili çok meşhur rubâîsinin400 temel kavramları konusunda Ay-nülkudât el-Hemedânî, Ahmed el-Gaz-zâlî, Necmeddîn-i Kübrâ, Necmeddîn-i Dâye, Nûreddîn-i İsferâyînî ve Mahmûd-i Lâhicî gibi büyük mutasavvıflar önemli açıklamalarda bulunmuşlardır.


Yüklə 1,09 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   25   26   27   28   29   30   31   32   33




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə