29
Bingöl‟de arıcılık yönünden 1994-2009 yılları arasında önemli gelişmeler yaşanmıştır. Ancak tüm
bu gelişmelere rağmen arıcılık ne ülkemizde ne Bingöl‟de istenilen düzeyde değildir. Bu
dengesizliğe yol açan sorunların başında teknik bilgi yetersizliği, bakım ve beslenme noksanlığı,
ana arı üretiminin ihtiyacı karşılayamaması, barınmadaki bilgisizlik, hastalık ve zararların
bilinmemesi ve zamanında teşhis ve tedavinin yapılamaması gelmektedir. Bingöl ilinin mevcut
arıcılık düzeyini belirlemek amacıyla yapılan çalışmada aşağıda ki sonuçlar çıkarılmıştır.
1-
Yapılan bu araştırmada arıcılığı esas gelir kaynağı olarak gören ve istihdamını arıcılık
yaparak sağlayanların oranı %71, ek gelir olarak gerçekleştirenlerin oranı % 21 ve hobi olarak
arıcılık yapanların oranı ise %8 olarak belirlenmiştir.
2-
İşletme büyüklüğünün dağılımı ve işletme büyüklüğü bal verimi arasındaki ilişkiye
bakıldığında; Bingöl ilinde profesyonel anlamda arıcılık yapanların %38‟i 101-150 arası arı
kolonisine, %33‟ü 51-100 arı kolonisine sahip olduğu görülmüştür. Koloni ortalaması bakımından
en az balı 50 koloni ve altında arıcılık yapanların 14 kg, en fazla balı ise 51-100 koloniye sahip
arıcıların 26 kg olarak bal elde ettiği görülmüştür.
3-
İl arıcıların ana arı kullanımına bakıldığında %27‟sinin iki yılda bir ana arılarını Adana ve
Elazığ‟ da ana arı üretimi yapan işletmelerden satın alarak değiştirdiği, %14‟nün ana arı
ihtiyaçlarını kendilerinin üreterek karşıladıkları, %59‟unun ise ana arı kullanmayıp kolonilerini
doğal yolla bölme yaparak çoğalttıkları tespit edilmiştir.
4-
Üreticilerin tümü balı, petekli ve süzme bal olarak üretmektedir. İlave olarak %14 oranında
polen, %8 oranında ise arı sütü üretimi yaptıkları belirlenmiştir. Koloni sayısı 100 ve üzerinde
olan üreticiler ballarını toplanıcılara vermekte, küçük üreticiler ise ürünlerini perakende satarak
karlılıklarını arttırdığı gözlenmiştir.
Bu araştırmada, arıcılığı esas gelir kaynağı olarak gören ve istihdamlarını arıcılıktan sağlayanların
oranı % 71 olup 50 koloni ve üzerinde arı varlığı ile arıcılık yapmaktadırlar. Genç ana arı
kullanımının kolonilerde güçlü popülâsyonlar oluşturduğu bununda bal verimini artırdığı bu
nedenle ana arıların mümkünse her yıl değiştirilmesi tavsiye edilmektedir. Yapılan araştırmalarda
bir yaşındaki ana arıların bulunduğu arı kolonilerin ortalama bal verimleri (23 kg), iki yaşındaki
ana arılara sahip kolonilerden (19 kg) %21 daha fazla bal verildiği oraya konmuştur.
Bingöl elverişli iklimi, verimli toprakları ve mevcut su kaynakları ile zengin bir bitkisel ürün
desenine sahiptir. Bitki kompozisyonunun çeşitli olduğu il, arıcılık yatırımları için doğal bir alt
yapıya sahiptir. Yeterince değerlendirilemeyen arıcılık potansiyelinin daha iyi değerlendirilmesi
için; kaliteli arı üretimine ve damızlık seçimine önem verilmesi, kovan başına bal veriminin
30
artırılması, arıcılık ürünlerinin iyi bir pazar organizasyonuna kavuşturulması ve üreticilerin
eğitilmeleri ve örgütlenmeleri sağlanmalıdır. Arıcılık yatırımına yönelik bir yatırım
düşünüldüğünde, 2 kişinin istihdam edilebileceği 60 kovanlık bir yatırım için 9.000 $‟lık bir
yatırım gerekecektir.
Bingöl ili genelinde bal arıcılığı oldukça önemlidir. Yaklaşık 1000 aile geçimini bal arıcılığından
temin etmektedir. Arıcılık ileriki yıllarda daha da önemli olmaya devam edecektir. Bu açıdan
değerlendirildiğinde yıllar itibariyle kovan sayısı ve bal üretim miktarları aşağıda verilmiştir.
Tablo 10: Bingöl ili genelinde bal kovan sayıları ve bal üretimleri
YILLAR
KOVAN SAYISI
BAL ÜRETİMİ
Yerli kovan
Fenni kovan
Toplam
Ton
1997
420
35.725
36.145
495,0
1998
420
35.855
36.275
673,3
1999
400
38.685
39.085
716,0
2000
395
45.161
45.556
1.029,0
2001
300
42.582
42.882
970,0
2002
350
43.107
43.457
796,0
2003
350
42.707
43.057
775,0
2004
350
50.059
50.409
831,7
2005
485
52.190
52.675
1.004,6
2006
475
77.782
78.257
1.799,9
2007
165
74.164
91.502
1.819,9
2008
160
74.170
92.508
1.524,0
KAYNAK: Bingöl ili Sanayi Profilleri Kitabı (p113)
Tablo incelendiğinde yerli kovan sayısının her geçen gün azaldığı ama buna karşın fenni kovan
sayısının ise arttığı gözlenmektedir. Fenni kovan sayısındaki artışa bağlı olarak da bal üretiminde
genel olarak bir artış olduğu görülmektedir. Arıcılığın yapılan destekler yardımıyla daha da
gelişeceği beklenmektedir.
Bingöl ili coğrafik yapısı gereğince tarım yapılması oldukça güçtür. Yaklaşık %7‟lik alanı ile
oldukça düşük bir alana sahiptir. Üstelik her yıl bir kısmının da nadasa bırakıldığı düşünüldüğünde
tarla tarımına kullanılan alan daha da küçülmektedir. Ancak hayvancılık için oldukça yüksek
potansiyel bulunmaktadır. Bu potansiyeli kullanabilmek ve geliştirmek için Gıda Tarım ve
Hayvancılık Bakanlığının öncülüğü ve yönlendirmeleri ile ilimizde ıslah amaçlı yetiştirici
birlikleri kurulmuştur. Birliklerden birincisi 2004 yılında kurulmuş olan ve şu an 685 üyesi
bulunan Bingöl Arı Yetiştiricileri Birliği’dir. Diğeri ise organik arıcılığın geliştirilmesi amacıyla
kurulmuş ve 16 üyeye sahip Bal Üreticileri Birliği’dir.