BiNGÖl aricilik raporu



Yüklə 1,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə7/11
tarix08.09.2018
ölçüsü1,73 Mb.
#67470
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11

 

20 


 

g)  Arılara  zarar  derecesi  yüksek  olan  ilaçlar  kullanılması  gerektiğinde,  civardaki  arıcılar 

uyarılmalı ve mümkünse kovanlar belirli bir süre için güven altına alınmalıdır.  

1.5.2.

 

ARICILARIN ALMASI GEREKEN ÖNLEMLER  

a) Arı kovaları meyve bahçesi ve tarım alanları civarında rastgele konuşlandırılmamalı, gerekirse 

o bölgede varlığınızı bildiren işaretler ve sizinle irtibatı sağlayacak notlar asılmalıdır.  

b)  Böcek  mücadelesi  yapılmış  tarlalara  yakın  alanlara  en  azından  2  ila  3  gün  kovan 

yerleştirilmemelidir.  

c)  Arı  kovanları  tarım  ilacı  kullanım  riski  olan  yerlerde  ilaç  sürüklenmesinden  etkilenmeyecek 

korunaklı yerlere, meyve bahçelerinin ise en az 3-5 km uzağına yerleştirilmelidir.  

d)  Arıcıların  da  mümkün  olduğu  kadar  zirai  mücadele  metotları  hakkında  ve  tarım  ilaçları 

hakkında bilgi edinmeleri her zaman yararlarına olacaktır.  

e)  Kovanlara  arız  olan  böceklerle  mücadelede  kullanılacak  ilaçlar  zehirliliği  düşük  olanlar 

arasından seçilmeli ve uygulanmasında azami dikkat gösterilmelidir.  

1.6.

 

BAL ÜRETİM ORMANLARI 

Arıcılık,  biyolojik  çeşitliliğin  korunması  ve  gelecek  nesillere  aktarılması,  sürdürülebilir  gıda 

güvenliği  ve  aynı  zamanda  topraklarımızın  büyük  bir  kısmını  tehdit  eden  erozyonun  önlenmesi 

bakımından desteklenmesi gereken stratejik bir sektördür. Arıcılık, düşük girdi maliyeti ve kolay 

uygulanabilirliği sayesinde yeterli yatırım hizmetlerini alamayan ve tarıma elverişli alanın yetersiz 

olduğu  kırsal  alanlarda  gelir  kaynaklarının  çeşitlendirilmesi  ve  artırılması  bakımından  büyük 

önem arz etmektedir. 

Diğer taraftan bal insan sağlığının korunmasındaki eşsiz öneminin yanında özellikle kırsal kesim 

için  önemli  bir  gelir  kaynağıdır.  Ülkemizde  yılda  ortalama  80  bin  ton  civarında  bal  üretimi 

yapılmaktadır.  Bunun  yine  ortalama  20  bin  tonu  diğer  bir  ifadeyle  dörtte  biri  tamamıyla 

ormanlarımızda üretilmektedir. Kestane balı, ıhlamur balı, akasya balı, orman gülü balı, kekik balı 

ve  ormanlarımızda  bulunan  ağaç  ve  bitkilerden  elde  edilen  nektarlarla  yapılan  ballar  dikkate 

alındığında balın çok önemli bir “odun dışı orman ürünü” olduğu ortaya çıkmaktadır. Zaten bu işi 

ticari  bir  faaliyet  olarak  yapan  arıcılar  da  genel  olarak  orman  ve  orman  kenarı  boşluklarda 

faaliyetlerini sürdürmektedirler. 

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) verilerine göre; Ülkemiz bal üretiminin yaklaşık 

%25 i çam balı şeklinde doğrudan ormanlarımızdan elde edilmektedir. Kestane, ıhlamur, akasya, 



 

21 


 

orman  gülü,  ahlât  gibi  orman  ağaçlarından  ve  orman  sayılan  alanlardaki  otsu  bitkiler  ve 

çiçeklerden  elde  edilen  bal  üretimi  de  dikkate  alındığında  toplam  bal  üretiminin  %  85  inin 

ormanlar ve orman sayılan yerlerden elde edildiği bilinmektedir 

Projenin  amacı;  Ormanlık  alanlarda  arıcılık  faaliyetine  uygun  olarak  yalancı  akasya,  söğüt, 

akçaağaç, badem,  sofora türleri ile ağaçlandırma  yaparak, ayrıca korunga, deve dikeni, karaçalı, 

gibi bal verimi için önemli olan otsu ve çalımsı bitkilere yer verilerek arıcıların ekonomik olarak 

kalkınmalarına hizmet etmektir 

Hem  vatandaşın  ekonomik  düzeyini  artırmak  hem  de  orman  kaynaklarını  daha  kullanabilir  hale 

getirilmesi için Bal Ormanları oluşturulmaya başlandı. İlk uygulama Afyonkarahisar-Ağzıkara Bal 

Üretim Ormanı‟nda gerçekleştiriliyor. Bunun yanında Antalya, Bursa, Giresun, Trabzon gibi diğer 

Orman  Bölge  Müdürlüklerinde  de  çalışmalara  başlandı  ve  zamanla  talebe  göre  diğer  illerde  de 

yaygınlaştırılacaktır. 

Bingöl  Orman  İşletme  Müdürlüğü  yakın  bir  zamanda  faaliyete  girmiş  olup  şuan  itibari  ile  bal 

üretim  ormanları  ile  ilgili  bir  çalışması  söz  konusu  olmamıştır.  Ancak  ilerleyen  dönemde  bal 

ormanları için gerekli yer tespitinde bulunulup çalışmalara başlanılacaktır. 



2.

 

ARICILIĞIN EKONOMİDEKİ YERİ 

Arıcılık  diğer  tarımsal  faaliyetlere  göre  daha  az  sermaye  ile  yapılabilen  ve  kısa  sürede  kazanç 

sağlayan bir faaliyettir. Arıcılık yapmak için kapalı bir alan yapımına veya arazi satın alınmasına 

gerek  yoktur.  İyi  planlandığı  veya  diğer  arıcılarla  işbirliği  yapıldığı  takdirde  ikinci  bir  meslek 

olarak  boş  zamanlarda  bile  yapılabilir.  Ayrıca,  aile  fertlerinden  herhangi  birisinin  kolaylıkla 

yapabileceği  bir faaliyettir. Bu  yönüyle, aile ekonomisi  için asıl veya  yan gelir kaynağı  olabilir. 

Özellikle kırsal kesimde aile bütçesine önemli katkılar sağlar. 

Arıcılık  sayesinde  bal,  balmumu,  arı,  arısütü,  çiçek  tozu,  arı  zehri  ve  propolis  gibi  ürünler 

üretilmektedir.  İçindeki  şekeri,  vitamin  ve  diğer  besleyici  maddeler  ile  beslenme  ve  sağlık 

açısından  çok  önemli  bir  ürün  olan  bal;  sanayide  ve  çeşitli  yerlerde  kullanılan  bal  mumu

günümüzde  ilaç  olarak  da  kullanılan  ve  her  gecen  günde  önemi  artan  arı  sütü;  insan 

beslenmesinde önemli bir yere sahip olan polen; tıpta rağbet gören arı zehiri ve propolis arıcılık 

ürünleri olup sadece arıcılıkla elde edilebilmektedir. Yine oğul arı satışı ve ana arı üretimi de bu 

sektör uğraşanlarına büyük kazançlar sağlamaktadır.  




 

22 


 

Arıcılık  tarla,  bağ-bahçe  ve  hayvancılık  gibi  tarım  işletmeleri  içinde  ikinci  üretim  dalı  olarak 

yapılabilir. Bu yolla işletmenin kazancı artırılmış olur. Aslında, tarla ve bağ-bahçe ürünleri üreten 

işletmelerde bal arılarına ihtiyaç da vardır. Bilindiği üzere, arılar bitkisel üretimde bitkilerin tohum 

ve meyve üretebilmeleri için ihtiyaç duydukları tozlaşmayı sağlayarak ürün miktarı ve kalitesinde 

çok büyük artışlara neden olurlar. Arı buralardan kendisi için nektar temin ettiği gibi bitkileri de 

dölleyerek  onların  devamlılığını  ve  ürün  artışını  sağlamaktadır.  Dolayısı  ile  arı  sahibi  olan 

tarımsal  üreticiler  hem  baldan  hem  de  polinasyondan  olmak  üzere  arıdan  iki  yönlü  kazanç 

sağlamaktadırlar.  Sadece  bu  nedenle  bile  tarım  işletmelerinde  arıcılığa  yer  verilebilir.  Özellikle, 

çevrelerinde  zengin  bitki  örtüsü  bulunan  işletmelerde  arıcılığa  da  yer  verilmesi  hem  işletmenin 

kazancında  artışlara  neden  olur  hem  de  bal  veya  diğer  arı  ürünleri  üretiminden  dolayı  işletme 

bütçesine katkı sağlar.  

Yukarıda  da  bahsedildiği  üzere,  bitkilerin  tohum  ve  meyve  üretebilmeleri  için  çiçeklerin  yeterli 

miktarda tozlaşmaları gerekmektedir. Bal arıları, özellikle açık alanlarda tozlaşmayı (polinasyon) 

en  iyi  yapan  böceklerdir.  Nektar  ve  polenin  arılar  tarafından  toplanması  sırasında  da  tozlaşırlar. 

Bitkilerin  tozlaşma  ihtiyaçlarını,  tozlaşmada  bal  arılarının  önemini  ve  bu  yolla  sağlanacak  ürün 

artışını  iyi  bilen  dış  ülkelerdeki  üreticiler  bitkilerin  çiçeklenme  dönemlerinde  arı  kolonisi 

kiralayarak  daha  fazla  ve  daha  kaliteli  ürün  elde  ederler.  ABD'de  bitkisel  üretimde  bulunan 

üreticiler, üretim yaptıkları bitkilerde tozlaşmanın sağlanması için arıcılara 41 milyon $ arı kirası 

öderlerken;  buna  karşılık  kendileri,  arıların  üretimlerine  katkısından  3,2  milyar  $ 

kazanmaktadırlar. Yine ABD'de yapılan bir başka çalışmada; 40 dolayındaki bitki türünden elde 

edilen  toplam  30  milyar  $'lık  ürün  değerinin  yaklaşık  1/3'ü  olan  10  milyar  $'ın  bal  arılarından 

dolayı  sağlandığı  bulunmuştur.  Bu  konu  maalesef  ülkemizde  yeterince  bilinmemekte  ve  büyük 

miktarlarda ürün kayıpları meydana gelmektedir. 

Bazı  bitkilerin  polinasyonunda  yapılan  gözlemlere  bakıldığında  örneğin  ayçiçeğinde  hiç 

döllenmeyen tarlalardaki verime göre, arılarla yeterli döllenen tarlalardaki verimin beş kat arttığı 

görülmektedir. İdeal döllenme için her üç dekar ayçiçeği tarlasında bir arı kolonisi bulundurulması 

gerekmektedir.  Bu  bir  koloni  üç  dekarlık  alandan  20–30  kg  arasında  bal  toplayabilmektedir. 

Yenidünya meyvesinde arılarla döllenmeyen ağaçlarda çiçeklerin yüzde 4'ü meyve tuttuğu halde 

arılarla  döllenmiş  çiçeklerin  meyve  tutma  oranı  yüzde  83  olmuştur.  Elma  bahçelerinde  arıların 

olmaması  halinde  çiçeklerin  meyve  tutma  oranı  yüzde  5,  bal  arıları  ile  döllenmiş  bahçelerde 

çiçeklerin meyve tutma oranı ise yüzde 22 olarak gerçekleşmiştir. Yoncada arılarla döllenmeyen 

tarlada  tohum  bağlama  yüzde  1-2  oranında  iken  arılarla  döllenen  tarlada  bu  oran  yüzde  53'e 



Yüklə 1,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   10   11




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə