başlarında matbah emini Halil Efendi'nin bağı (
Çelebizâde,
s. 569) ile XVIII. ve XIX. asırlarda,
şeyhülislâmlardan Mekkî Mehmed Efendi ( ölm. 1212 =
1792/1798), Sıdkı-zâde Ahmed Reşid Efendi ( ölm.
1250 = 1834/1835 ) 'nin sâhilhâne-lerini zikretmek
mümkündür (Davhat al-maşâ-yih, «.112, 128). Rumeli-
Hisarı'mn en yüksek noktasında, tekkelerin
kapatılmasına kadar, Nâfi Baba tekkesi adlı bir bektaşî
tekkesi bulunduğu gibi, civarındaki şehitlikte
meşahirden bir çokları medfundur; meşhur hattatlardan
Mustafâ b. 'Abd al-Rahim (ölm. II73) ve Ahıried Vefik
Paşa (ölm. 1308) bunlar meyanındadır. Köşkü de
burada bulunan Ahmed Vefik Paşa, kendisini Hisar 'in
bekçisi sayardı. Abdülaziz zamanında bu kalelerden
birisi yıkılarak yerine bir saray inşa edilmesi
mevzuubahs olunca, gösterdiği asabiyet ve verdiği
eevap, onun, bu muazzam türk âbidesine karşı duyduğu
bağlılığın derecesini belirtir (bk. Boğaziçi). Kayalar
sırtında Tevfik Fikret'in Âşiyân adlı köşkü
bulunmaktadır ki, bu köşk, 1939 'da edebiyat-ı cedide
müzesi yapılmak üzere, İstanbul belediyesi tarafından
satın alınmıştır. XIX. asrın son senelerinde hassas bir
şâir olarak tanınan Ni-gâr Hanım 'in kabri de Kayalar
mezarhğındadır.
B a l t a - L ima n ı . Rumeli-Hisarı burnundan
sonra, kıral Barbys 'in Phaidalia ismindeki kızının,
üzerinden atlayarak, intihar ettiği kayaya ve kayanın
civarında kâin yere Sinüs Phida-liae (bugünkü Balta-
Limanı) adı verilmiştir. Burası, bundan başka Portas
Mulierum (Gyna-ikön Iimen „kadınlar limanı") adını
taşımış ve Gillius 'a göre, Sarantakopa da tesmiye
edilmiştir.
Fâtih 'in kapudan-ı deryası olup, İstanbul fethinde
Haliç 'e indirilen gemileri burada inşa eden Balta-oğlu
Süleyman Bey 'den adını alan bu koy, Rumeli-Hisarı ve
Emirgân arasında, menbaı Levend çiftliğinde olan bir
derenin munsabındadır. Burada Paşmakçı Şücâeddin
tarafından
tesis edilip, minberini İmam-i Sultanî ( Ahmed
III. 'in ) adı ile tanınan al-Sayyid Mu-hammed Efendi
'nin yaptırdığı bir cami ile He-zarpâre Ahmed Paşa
(sadrazamlığı 1057 = 1647 ) 'nin bir çeşmesi vardır.
Selim III. devrinde valide kethüdası giritli Yusuf Ağa
da, dere içerisindeki çayırlıkta, bir biniş köşkü
yaptırmıştı. Bâzan, sûr-i hümayun münasebetiyle,
burada vükelâ için çadırlar kurulur ve eğlenceler tertip
edilirdi (Başvekâlet arşivi, Cevdet, saray, nr. 1178).
1236'da Mahmud Iî. devrinde limanın ağızına bir tabya
inşa edildi. Baltalimanı XIX. asırda İstanbul
zenginlerinin rağbet ettiği bir mevki olduğundan, sahil
boyunda bir çok büyük yalılar mevcuttu. Büyük Reşid
Paşa tarafından yaptırılan ve sonra yüksek bir fiyatla
hükümete satılıp, oğlu Ali Gâlib
BOĞAZİÇİ.
679
Paşa ile onun zevcesi Fatma Sultan 'a tahsis edilen
büyük kârgir yalı, hâlâ durmakta ise de, yakınında yine
o yalı ile birlikte hükümete satılmış olan daha eski ve
ahşap kısım yıkılmıştır. Bu kârgir yalı zevcesi Seniha
Sultan 'dan dolayı, en son Osmanlı sadrâzamlarından
Damad Ferid Paşa (ölm. 1928 ) 'ya intikal etmiş ve
mütarekeden sonraki devrede ( 1918—1923 ) siyasî ve
millî mücadele aleyhine müzakerelere ve Hürriyet ve
İtilâf fırkası içtimalarına sahne olmuştur. Cumhuriyet
devrinde burada bir müddet balıkçılık enstitüsü teşkil
edilmiş ve bugün bir hastahâne hâline getirilmiştir. Son
zamanlarda da Balta-limanı ile Emirgân arasında
„Reşid Paşa arazisi" denilen mahalde bir kısım yer
ayrılarak Reşid Paşa namı ile yeni bir mahalle tesis
edildi. Reşid Paşa, hâriciye nazırlığı zamanında, eski
yalısında, 3 ağustos 1838 'de Belçika ile, 16 ağustosta
İngiltere ile birer ticaret muahedesi akdetmiş, sadareti
esnasında da Rusya ile 1 mayıs 1849 'da Eflâk-Boğdan
beylikleri hakkında imzaladığı ahidnâme de, Balta-
Limanı muahedesi adını almıştır.
B o y a c ı -Kö y ü . Balta-Limanı ile Emirgân
arasında bir köydür. Semtin bu ismi almasına sebep,
şayak v.s. boyamak ve bu sanatı memlekette tamim
etmek üzere, Kırkkilise civarından Selim III. tarafından
1221 (1806/1807 ) 'de 40 hâne muhacir getirilip, burada
iskân edilmesi olmuştur. Köyde Topal Husrav Paşa
hayratından iki eski çeşme vardır. Bunu takip eden
sahile, servi ağaçları ile kapalı olduğu için, Kyparödes
(bugünkü Kestane-Korusu ) deniliyordu. Bir kaya
üzerinde ilahelerden Hekate 'ye tahsis edilmiş bir adak
yeri vardı.
M i r g û n ( Emirgân ). Buraya eskiden meşhur
Munşa'St al-salötin müellifi Nişancı Feridun Bey (ölm.
991 = 1583) 'e izafeten Feridun Bey bahçesi ( Feridun
Paşa bahçesi ) denirdi. Murad IV. 'in Revan fethi
sırasında bu kalenin kumandanı olup, kaleyi kâhyası
Murad Bey ile birlikte teslim ve padişaha dehalet
ederek, İstanbul 'a gelen, mansıplar ve vezaret hasları
alan Emirgûne 'ye burası da tevcih edildi. Onun burada,
ara sıra kendisini ziyaret eden padişaha ( Murad IV.) bir
taht kurdurmak suretiyle çok san'atkârâne ve İran
zevkine göre inşa ve tefriş edilen müzeyyen bir köşk
yaptırması ile, bu semt, daha fazla şöhret kazandı.
Katlinden (1051 = 1641/1642) sonra Kara Mustafa Paşa
Dostları ilə paylaş: |