GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
18
Bir ateşe insan ne kadar yaklaşsa, ateşin cismine, ne kadar
yaklaşsa, o kadar harareti fazla olur.
Ateşten ne kadar uzaklaşırsa ateşi, harareti o kadar az olur.
Allah’a yaklaşmak, Peygambere yaklaşmak, Meşayihe yaklaşmak
böyledir.
“ Kurb-i sultan ateş-i sûzan”dır,
Ama yaklaşmak da, bir büyük nimettir.
Yalnız onlarda ne var?
Havf (korku) var, ama neyin havfı var?
Bütün müridanının havfını çekiyor. Kendi havfi değil, var ise yüz
bin tane müridanı, yüz binin havfını çekiyor.
Onların üstüne hata gelmesini istemiyor. Onların günah işlemesini,
azaba duçar olmasını istemiyor. Bunların havfını, korkusunu
çekiyor.
Onun için bak tarikatın şartları vardır.
Tarikatın şartları nedir?
Çok ileriye gitmeyelim de, onlar değil de, bize lazım olan nedir?
Bize lazım olan, fenâfişşeyh olmaya çalışmak.
Fenafişşeyh olduktan sonra ilerisini biz bilemeyiz.
Ama fenafişşeyh olmaya çalışalım ki noksan sıfatımızdan
kurtaralım.
Noksan sıfatımızdan kurtaramazsak terakki edemeyiz.
Onun için noksan sıfatımızdan kurtarmak için fenafişşeyh olacağız.
Cenabı Hak;
“İleyhi vesilete
13
”, buyuruyor.
13 Maide 5:35
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
19
Cenabı Hak, Allah’a gitmek için bir vesile bulun diyor.
Fakat burada Allah’a gitmek için vesile meşayihtir.
Bir insan, mesela bir okyanusu bir denizi geçecek olsa orada;
Ya vapur olacak ya da uçak.
Denizi nasıl geçecek?
Ama denize kadar da hayli bir kara yolu var.
O zaman onu da yürüyecek.
Vapur denizden gelip onu memleketinden köyünden evinden almaz
veya bir uçak havaalanından gelip onu memleketinden köyünden
almaz.
O denizi geçmek için ya uçağa binecek, ya da vapura binecek.
Vapura kadar da yürüyecek, uçağa kadar da yürüyecek.
Burada fenafişşeyh olmak için bir defa şeriatımız tarikatımız
mazbut olacak, eksiği olmayacak. Bak:
“Baba himmet oğul hizmet”
Bu fenafişşeyh olmak için himmet alacağız.
Bu hizmetsiz olmuyor.
Fakat himmeti almak için hizmet göreceğiz.
Bir defa evvela şeriatımız var.
Şeriatten sonra tarikat geliyor.
Şeriatte bir insanın kıl kadar eksikliği olsa, tarikatta onun hiç yeri
yoktur.
Şeraitte tekamülü tamam olacak ki tarikat bir yoldur.
Tarikat Allah’a giden bir yoldur, fakat vasıtası zahirde şeriattır.
Şeriatımız tarikatımız mazbut olduktan sonra bir de bize ne var
bak:
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
20
Bilinmez âlemin sırrı nihândır
Dört şâhın hükmüyle dönen cihândır
Ârif olanlara özge seyrândır
Kâmile her eşyâ olmuş bir evrâd
Bir böyle buyuruyor,
Bir de buyuruyor ki:
Bu berzah âlemin geç gör neler var
Eriş nûra ki sende kalmaya nâr
Olasın âlem-i rûhdan haberdâr
Bizde ruh var mı?
Var.
Nasıl bu ruh?
Rengi nasıl biliyor muyuz?
Yok.
Tadı nasıl biliyor muyuz?
Yok
Şekli nasıl biliyor muyuz?
Yok.
Ama var.
Ama insan ruhundan haberdar oluyor mu?
Oluyor. Nasıl, kim oluyor?
Karanlıkta bir insan neyi görecek?
Bu berzah âlemin geç gör neler var
Bu berzah âlemi nedir?
Beşeriyettir.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
21
Bu berzah âlemi nedir?
Dünyadır.
Bir insan dünyayı severse, bir insan dünyayla meşgul olursa
karanlıktan çıkmış değildir, berzahtan geçmiş değildir ki.
Bir insan kendi cismini de severse, cismi de onun beşeriyetidir,
berzahtır.
Onu da severse o zaman oradan çıkamaz, oradan da geçemez.
Terki cisim olmak için cismini de sevmeyecek.
Onun için burada demek ki; bu dört şahtan murat zahirde edilleyi
şeriyyedir.
Yani bizim şeriatımız bizi ne yapıyor?
Hayvanî sıfattan bizi beşeri sıfata geçiriyor, “dönen” demek budur.
Hayvanî sıfattan beşeri sıfata dönderiyor. Bunu asıl şeriat
dönderiyor bizi.
Beşeri sıfattan melekî sıfata çeviren ne oluyor? Döndüren?
Döndüren tarikattır.
Şeriatta ne lazım? Kitap, sünnet, icmâ, kıyas. Dört şahtan murat
bunlar.
Tarikatta neymiş bu dört şahtan murat? Muhabbet, ihlâs, adab,
teslim.
Muhabbet; çok seveceksin meşayihini.
Bak Peygamber efendimiz (SAV) bir gün:
— “Ya Ömer bizi ne kadar sevebiliyorsun? Bize sevgi derecen ne
kadar?
Diye sormuş.
O da demiş ki:
— Ya Resulullah, nefsimden maada her şeyden fazla seviyorum
seni.
GÜLDEN BÜLBÜLLERE 4 - www.gonullersultani.net
22
— Ya Ömer senin imanın kemali bulmamış, kâmil iman sahibi
olamamışsın sen daha. Bizi nefsinden de fazla seveceksin ki kâmil
iman sahibi olasın.
Tabi Hz. Resulullah böyle buyurunca, onlar seçkin, hülafa-yı
raşidinden, ondan sonra Peygamber efendimizin bu sözü üzerine,
Onda Peygamber efendimize olan sevgi coştu, çoğaldı ve dedi ki:
— Ya Resulullah, şimdi ben seni nefsimden de daha fazla
seviyorum.
— Tamam, şimdi imanın kemale erdi, kâmil iman sahibi oldun ya
Ömer
14
”.
Onun için bak burada,
Bulam dersen eğer ayn-ı îmânı
Çalış ki olasın şeyhinde fânî
Sana senden yakın olanı tanı
Bu ne?
Kelamı kibar.
Bir de Cenabı Hak buyuruyor ki:
“Kulum ben sana şahdamarından daha yakınım
15
”.
Şahdamarı nerede?
İnsanların kalbinde, merkezi bir damardır.
Vücuda yayılan 366 damarın derlenmiş toplamış başıdır. Yani 366
damar, vücuda dağılan 366 damar, baştaki damara o şah damara
bağlıdır.
Evet, Cenabı Hak buyuruyor ki:
“Kulum ben sana şahdamarından daha yakınım.”
14 Buhari Fedailü’l Ashab 6
15 Kaf 50:16
Dostları ilə paylaş: |