Bulten sinir sayisi pdf



Yüklə 182,95 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə78/93
tarix05.03.2018
ölçüsü182,95 Kb.
#30613
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   93

160
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
yutlamaya  sanatçının  soyutlanma 
edimi  eşlik  eder.  Bu  yolla  “
...” (Estetik 2-sy:87) 
der.  Ayrımların  netleşmesi  açısından 
Hegel’in bir ifadesi de şöyledir: “Bi
 idi...” 
 12
  Burada  yakınlıktan  kastedildiğini 
düşündüğüm  şey,  ‘
’  aracılı-
ğıyla, ulaşılmak istenenin ne olmadı-
ğını daha net göstermesi bakımından 
bir yakınlıktır. Ki böyle bir durumda 
bilinç kendini bir var olmayan olarak 
tespit eder ve ilk kez boş ve içeriksiz 
olsa da “varım” demiş olur. 
Bilinçsiz  ya  da  kökensel  sembolikte 
bu karşıt yanlar birbirini dışta bırakan 
bir  bağıntıya  sahiptiler.  Bu  dışsallık 
ve tinin bu bölünmüşlüğü tam uygun 
olmayan  bir  şekildir  ancak;  Yücede 
özsel bağıntı halini alan da bu ilişki-
siz yanların negatif ilişkisidir. Hegel: 

...” diyor. 
12
 G.W.F. Hegel, 
. s.161

.” 
 13
 
“... 
.” 
 14
Bu  bağlamda  “Mutlak”  varlık  bakı-
mından  her  aşamasında  sürecin  ol-
mazsa  olmaz  yanı  olarak  ve  gitgide 
kendi  için  açığa  çıkan  saf  yanı  ken-
dini  öncesiz  sonrasız  resmetme  yo-
luna girer. Eserlerin insan bedeninde 
somutlaşmış  bir  biçimde  “mutlak”ı 
gösteriyor olması eserin yeniden doğa 
yanını  artık  bilinç  için  gereksiz  bir 
varlık olarak ortadan kaldırarak, Mut-
lak’ın  bu  sefer  öncesiz  ve  sonrasız 
olarak  bireysel  öznellik  pozisyonuna 
geçerek  kendi  özsel  edimi  yoluyla 
Tanrının  bizzat  kendi  şekillenmesi 
olarak  İsa’da  vücut  bulur.  Tinin  dış-
sal  bir  ilişki  kurması  ile  kendisinin 
dışsallaşması  arasındaki  fark  burada 
Romantik sanat eserlerinin güzeli İsa 
Mesih’in tasvirlerindeki derin anlam-
da dışlaşır. Önceki dönemlerde imge 
13
 G.W.F. Hegel, 
. s.162
14
 G.W.F. Hegel, 
. s.168
dış  malzeme  olmaksızın  ifade  edi-
lemezken,  şimdi  anlam  malzeme  ve 
kullanılan  enstrümanın  fizikî  varolu-
şuna aşkın ama onu kullanarak form 
alan  ifadelerin  romantik  biçimdeki 
keyfi  yanlarından  sıyrılır;  bu  evrede 
Hegel’in ifadesiyle romantik sanatçı: 
“... 
...” 
 15

”  .
 16
  Burada 
da  sanatın  özsel  ediminin  karşı  koy-
ma ya da malzemenin direncini kırma 
bakımından put kırıcılığı da içerdiğini 
söylemiş  oluyor.  Sanatın  bir  bakıma 
içtihadın  öncülüğünü  yaptığını  da 
söyleyebiliriz burada.
Son olarak da Modern Sanat edimini 
şöyle ifade ediyor: “
.” 
 17
 
“…
.” 
 18
15
 G.W.F. Hegel, 
. s.387
16
 G.W.F. Hegel, 
. s.389
17
 G.W.F. Hegel, 
. s.387
18
 G.W.F. Hegel, 
. s.393
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
161
Sır ve Sınır


162
Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
Anadolu Aydınlanma Vakfı 
Düşünüyorum Bülteni


Sınır Özel Sayısı, Yaz 2016
163
Felsefe, Mantık ve Metafizik
Kavramlarının Sınırlarına
Dair Bir Tartışma
B
ilimlerin tekil nesnelerinin en evren-
sel  olan  ile  bağını  neden  iki  farklı 
biçimde  ifade  ederiz?  Bazı  tekil  bi-
limler, nesnelerinin en evrensel ile bağını or-
taya koyarken; örneğin, Biyo-loji, Sosyo-loji, 
Onto-loji deriz de, bazı bilimler için de tekil 
bilim nesnesinin  en evrenselle bağını ortaya 
koymak için o bilimin felsefesinden söz ede-
riz. Doğa felsefesi, tarih felsefesi, hukuk fel-
sefesi, din felsefesi, sanat felsefesi vb. İlkinde, 
biyo, sosyo ve onto’nun -loji’e göre açınımını 
(ki  nesne  lojik  olan  karşısında  görece,  lojik 
ise tikel nesne karşısında saltıktır) her tekil ve 
sonlu nesnenin, sonsuz ve ebedi olanla bağı-
nı ya da koşullu ile koşulsuzun birliğini ifade 
etmiş oluruz; ikincisinde ise tarih, sanat, tü-
zenin yine aynı biçimde, ama farklı ifadelerle 
‘tikeldeki evrenseli veya evrenselin tikelleş-
mesini’ veya evrensel ve tikelin apriori birli-
ğini, bilimin konusu olarak önümüze koyarız. 
İçerik her iki adlandırmada da aynıdır; tikel 
ve  ‘en  evrenselin’  kendinde  birliği.  Ancak, 
‘en  evrenselin’  yerine  kullanılan  sözcükler, 
ikisinde de farklıdır. Birincide ‘lojik’, ikinci-
de ‘felsefe’. Bu iki dizinimdeki çelişki nere-
den  kaynaklanır?  Bu  kullanımların  her  ikisi 
de doğru ise felsefe ile mantık sözcüklerinin 
birbirine karşı bir sınırları yoktur;  birbirine 
karşı sınırları olmayan kavramlar eş anlamlı 
olmalıdır. Ya da felsefe ve mantık sözcükleri 
eş anlamlı sözcükler değildir, birbirlerine kar-
şı sınırlıdırlar ama tikel bilimlerin nesneleri, 
tözleri gereği, iki farklı ‘evrenselde’ tekilleş-
melerini gerektiren türlere bölünmüştür: Tin-
sel bilimler ve doğa bilimleri gibi. Birinci  ‘en 
evrensel’  lojik,  ikinci    ‘en  evrensel’  felsefe 
olmak üzere. Bu, iki bakımdan olanaksızdır.  
Bu  sözcüklerin  niteledikleri  tekil  bilimler, 
doğa ve tin bilimleri gibi bir ayrımla sınırlan-
mış değillerdir. Bir tinsel bilim olan ‘sosyo’ 
sözcüğü,  ‘lojik’  evrenseli  ile  birleşirken,  bir 
doğa bilimi olan ‘biyoloji’ de ‘lojik’ evrenseli 
ile birleşir. Ayrıca tekil bilimlerin bu bölün-
mesini  bir  zemin  olarak  varsaysak  bile,  bu 
kez de başka bir sorun kendini gösterir. ‘En 
evrensel’, ‘iki’ olursa ortaya düalizm çıkar ki 
bu düalizm, varlığın ve bilginin birliğini boz-
duğu gibi aynı şekilde varlığın ve bilginin ev-
renselliğini de bozar; oysa en evrenselin birli-
ği yani tekliği, bilginin olanağının zeminidir. 
Bu zeminin kipsel adı metafiziktir. Bu kipte, 
varlık ve bilgi arasında bir ayrım yoktur çün-
kü varlık, bilgi olarak bilgi ise varlık olarak 
bulunur. Metafizik kavramına tekrar dönmek 
üzere felsefe ve mantık kavramlarının birbiri-
ne karşı sınırlarına inceleyelim. 
Felsefe  ve  mantık  kavramlarının  içerikle-
rinin  aynı  olup  olmadıkları  soruşturmasını, 
onların bir alandaki pratik kullanımlarından 
hareketle  incelemeye  başlasak  da,  incele-
memiz, salt bir kullanım örneğinin sınırında 
kalmayacaktır.  Eğer  felsefe  ve  mantık  kav-
ramlarının nesnelerinin ve içeriklerinin aynı 
olmadığını  tanıtlayabilirsek,  aynı  zamanda 
bu  pratik  örnekle,  bu  kullanımın  yol  açtığı 
yaygın ve her alana sirayet eden yanlışlığın 
boyutlarını  aydınlık  bir  ortamda  görme  fır-
satı ortaya çıkacaktır. Yoksa sorunu - yaygın 
olarak yapılsa da- bir örnek üzerinden incele-
menin, bilim için uygun olmayan bir yöntem 
olduğunun bilincindeyiz.
Mevlana


Yüklə 182,95 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   74   75   76   77   78   79   80   81   ...   93




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə