www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
P-15
İstmoselin histeroskopik tedavisi; video eşliğinde olgu sunumu
Can Ozan Ulusoy, Yavuz Emre Şükür, Ruşen Aytaç, Bülent Berker,
Murat Sönmezer, Cem Somer Atabekoğlu, Batuhan Özmen
Ankara Üniversitesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı, Ankara
GİRİŞ: İstmosel, genellikle uterus anterior duvarında istmus seviyesinde görülen ve genellikle
geçirilmiş sezaryenler ile ilişki olan rezervuar poşlara verilen isimdir.Hastalar herhangi bir günde
olabilecek post-menstrual lekelenmeler, dismenore, disparoni, kronik pelvik ağrı ve sekonder
infertilite problemleriyle başvurmaktadır.%24’ten %84’e kadar değişebilen insidansta görülebilen
istmosel vakalarının prevalansı %30-52 arasındadır. Tanı, görüntüleme ile konmakta, tedavi ise
yöntemler değişmekle beraber cerrahidir.
VAKA: 29 yaşında daha önce 2 sezaryen geçirmiş ve sezaryen sonrası anormal uterin kanama
şikayetleri ile başvurmuş olan ve yapılan ultrasonogrofik değelendirmede istmosel tanısı
konulmuş olan hastamız, histeroskopik olarak değelendirilmiştir.Histeroskopik değelendirme
sırasında mevcut defektler ablatif yöntemle yakılmış, hasta şifa ile taburcu edilmiştir. Takiben
yapılan kontrollerinde mevcut şikayetlerinin gerilediği gözlenmiştir.
SONUÇ: İstmosel laparoskopik, histeroskopik, laparotomik ve vajinal yöntemler kullanılarak
tedavi edilebilmektedir. Diğer tekniklerle karşılaştırıldığında histeroskopik rezeksiyon veya
ablasyon daha az invaziv yöntemler olarak öne çıkmaktadır. Bu olguda olduğu gibi minimal
morbidite ve mortalite riski ile kolay, hızlı ve etkili bir yöntem olarak histeroskopik onarımın tercih
edilmesi avantajlı olabilir.
Anahtar Kelimeler: istmosel, histeroskopi, sezaryen skar defekti
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
P-16
Yaygın batın içi adezyonu olduğu öngörülen hastalarda alternatif laparoskopik insüflasyon
noktası: Suprapubik yaklaşım
Sinem Bostan, Ismail Yılmaz, Fatih Şanlıkan, Gürkan Kıran
Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Kliniği, İstanbul
Laparoskopik cerrahi, jinekolojik hastalarda yaygın olarak kullanılan bir cerrahi yöntemdir.
Daha az post-operatif ağrı, daha az kan kaybı, daha düşük enfeksiyon oranları, hastanede kısa
kalış süresi, günlük aktivitelere çabuk dönüş gibi bir çok önemli avantajları olmasına rağmen,
uzun öğrenme eğrisi, ergonomi kısıtlılıkları, 2 boyutlu bir platformda cerrahi yapılması gibi bazı
dezavantajları da bulunmaktadır. Laparoskopik cerrahide en önemli zorluklardan biri de batına
giriş aşamasıdır. Klasik laparoskopik cerrahide genellikle umblikus batına giriş noktası olarak
referans alınmaktadır. Geçirilmiş batın cerrahisi veya umblikal hernisi olan hastalarda alternatif
olarak kullanılan Palmer ve Lee-huang tarafından tanımlanan farklı giriş noktaları bulunmaktadır.
Ancak birden fazla üst batın cerrahisi öyküsü olan hastalarda bu noktaların kullanımında da
bazen zorluklar yaşanmaktadır. Bu vaka sunumunda, açık kolesistektomi, splenektomi ve 3 kez
umblikal herni onarımı öyküsü olan bir hastada alternatif batına giriş noktası olarak suprapubik
insuflasyonun tanımlanması amaçlanmıştır.
OLGU: 47 yaşında kadın hasta tedaviye dirençli anormal uterin kanama nedeniyle kliniğimize
başvurdu. Vücut kitle indeksi 42 kg/m2 olan hastaya laparoskopik histerektomi planlandı. Simfiz
pubis üzerinden orta hatta 2 cm çaplı mini insizyon yapıldı. Rektus anterior fasyası açılarak her
iki uç kısmına tespit sütürleri konuldu. Rektus kası orta hattı diseke edilerek künt diseksiyon ile
batına girildi. 10 mm trokar direkt olarak insizyondan girildi. CO2 insuflasyonu ardından yapılan
kamera ile batın eksplorasyonunda, umblikus ve üzerinde yaygın omental adezyonların olduğu
görüldü. Kamera ile gözlem altında sağ alt kadrandan 5 mm trokar girişi yapıldı ve bipolar kesme
cihazı ile yapışıklıklar açıldıktan sonra umblikusun 2-3 cm üzerinden 10 mm trokar girişi yapıldı.
Suprabupik insizyon kapatıldı. Laparoskopik histerektomi komplikasyon olmadan tamamlandı.
Anahtar Kelimeler: Laparoskopik cerrahi, alternatif giriş yöntemi, suprapubik insuflasyon
www.minimalinvazivjinekolojikcerrahi.org
21 - 25 Şubat 2018
Wyndham Grand İstanbul Levent • İstanbul
MİNİMAL İNVAZİV JİNEKOLOJİK
CERRAHİ KONGRESİ
P-17
Uterin kavite patolojilerinde transvajinal ultrasonografinin tanısal etkinliği: 478 ofis
histeroskopi vakasının retrospektif analizi
Funda Akpınar, Özge Sever
Etlik Zübeyde Hanım Kadın Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi, Ankara
AMAÇ: Uterin kavite patolojilerinde transvajinal ultrasonografinin (TVUSG) tanısal etkinliğini ofis
histeroskopi (HS) yöntemini altın standard kabul ederek araştırmak.
YÖNTEM: Etlik Zübeyde Hanım E.A.H’nde, 01.11.2017–31.12.2017 arasında gerçekleştirilen HS
vakalarına ait, işlem öncesi yapılan TVUSG kayıtları incelendi. Anormal uterin kanama (AUK)
nedeni ile gerçekleştirilen HS vakaları öncesinde kürete edilmiş, patolojilerinde polip izlenmişti.
Sonraki siklusta yapılan TVUSG çalışmaya dahil edildi: polip izlenmeyen hastalara AUK, polip
izlenen hastalara polip ön tanısı ile HS uygulandı. Benzer şekilde, in vitro fertilizasyon (IVF) hazırlık
grubunda TVUSG’de patoloji izlenmeyen vakalar bu grupta, polip, adhezyon öntanısı varsa ilgili
grupta incelendi. İlk değerlendirmede polip ya da kavite ile ilişkili myom olduğu düşünülen
hastalara direkt HS uygulandı. TVUSG’nin duyarlılık, özgüllük, pozitif öngörme değeri ve negatif
öngörme değeri HS altın standard kabul edilerek hesaplandı.
BULGULAR: Çalışmanın yürütüldüğü 2 aylık sürede 478 HS uygulandı. Hastanemize dış
merkezden HS için yönlendirilen ve patolojinin ön tanısı için ek yöntemlerin kullanılma durumu
bilinmeyen 51 vaka çalışma dışı bırakıldı. Çalışmaya dahil edilen 427 vakanın endikasyonlara göre
dağılımı: AUK %42.4 (N=181), IVF hazırlık %29 (N=124), kavite içi yer kaplayan lezyonlar %21.6
(N=92), postmenapozal endometrial kalınlık artışı %5.6 (N=24) ve uterin anomali/adhezyon %1.4
(N=6) olarak sınıflandırıldı. Tüm gruplar için TVUSG’nin 68 vakada yanlış tanı verdiği, bunların
18 ‘inin yanlış pozitiflik (N=18 polip), 50 vakada ise yanlış negatiflik olduğu görüldü. Patolojisi
atlanan vakalar sineşi (n=6), müllerian anomali (n=7) ve polip (n=37) idi. Hastanemizde TVUSG
duyarlılık, özgüllük, pozitif ve negatif öngörme değeri sırası ile % 60.9, % 94, % 81.3 ve % 84.9
olarak hesaplandı (Tablo 1).
SONUÇ: TVUSG ile patoloji izlenmese dahi, AUK gibi semptomatik olan vakalarda, HS eklenmesi
tanı keskinliğini artırır.
Anahtar Kelimeler: Transvajinal ultrasonografi, ofis histeroskopi, duyarlılık, özgüllük
Tablo 1: Transvajinal ultrasonografinin tanısal keskinliği
Histeroskopide
patoloji var
Histeroskopide
patoloji var
Toplam
Ultrasonografide patoloji var
78
18
96
Ultrasonografide patoloji yok
50
281
331
Toplam
128
299
427
Dostları ilə paylaş: |