50
her şeyi bilen bir Rabb’in varlığına inandıklarını onayladığını, fakat Rabb’in
bir bedene
ihtiyaç duymaması nedeniyle ondan başka bir ruhun var olmadığına inandığını ifade
etmektedir
205
.
Shankara’ya göre din, ihtiyaçlar dahilinde Rabbin dilediğinde inananlarını
mutlu etmek için kısmen bedenlenmiş maya olarak farz edilebilir. Parrinder, bunu
inkarnasyonun yeni bir nedeni olarak yorumlamaktadır. Shankara’nın, Upanişad
metinlerinde Rabb’e dindarlığın nesnesi olarak işaret ettiğini, ancak kişisel tanrıların en
yüce Brahma anlamına gelen akıllı özler olarak sembolize edildiğini iddia etmektedir
206
.
Kısacası Shankara, Gita’daki ne aşkın tanrısallığı ne de inkarnasyonun bütün
anlamlarını kabul etmektedir. Nasıl ki kıvılcım ateşin bir parçasıysa,
ruhun da üstün
kişinin bir parçası olduğuna inanmaktadır.
207
.
c. Ramanuja
Shankara’nın yanılsamacı (maya-vada) anlayışına eleştiriler yönelten
filozoflardan biri olan Ramanuja 1017-1237 tarihleri arasında yaşamıştır. Brahma Sutra
üzerine Şri Bhaşya olarak bilinen bir şerh ve Bhagavad Gita üzerine etkili bir şerh
yazdığı belirtilen Ramanuja, Vişiştadvaita olarak isimlendirilen nitelikli monizm
adındaki sistemin kurucusu ve üç büyük acaryadan biri kabul edilmektedir
208
.
Shankara’nın fenomenal dünyanın bir illüzyon olduğu şeklindeki düşüncesini
tartışan Ramanuja’nın, Brahma Sutralar’da ve Gita’daki yorumlarında dünyanın
gerçek
ve Rabbin yaratışının Maya gücünün bir ürünü olduğunu iddia ettiği belirtilmektedir.
Ona göre maya bir illüzyon olmadığı gibi, dünya da bir illüzyon değildir. Dünya
Brahma’nın çeşit çeşit olma amacı üzerine yaratılmıştır. Çünkü o, Brahmanın bedenidir.
Tıpkı ışığın ateşin bir parçası olması gibi kişisel özler de aynı şekilde gerçek ve
sonsuzdurlar ve Brahma ile parçaları olarak ilişkilidirler. Onların gerçek tabiatı bir
“ben”dir
209
. Bedenlenmiş özler, karma sonucu günaha kendilerini kaptırmışlardır.
205
Parrinder, a.g.e., s. 52
206
Parrinder, a.g.e., s. 52
207
Parrinder, a.g.e., s. 53
208
Meevel, W. G. “Ramanuja”,
The Perennial Dictionary of World Religions, s. 598; Carman, John B.,
ER, c. XII, s. 211-213; Aydın,
Hint Dini Düşüncesinde İnsânîn Özgürlük Arayışı, s. 44
209
Hopkins, a.g.e., s. 122; O’Flaherty,
Hinduism, s. 42-45
51
Ancak onların gerçek tabiatı bunu kabul etmemektedir. Bundan da meditasyon yoluyla
kurtulunabilir.
Ramanuja’nın, gerçeğin üç şeklini kabul ettiği ifade edilmektedir. Bunlar
duygusuz madde (acit), duygulu fakat sonlu kişilikler (cit)
ve Yüce Öz, Efendi
Iswaradır. Dünya, maddi bedenlerden oluşan duygulu ve sonlu kişilikler tarafından
kontrol edilmektedir. Kısmi bedenler geçiciyken, asıl maddenin başlangıcı yoktur. Pek
çok duygulu özün köleliği
başlangıçsız karma’ya neden olmaktadır ve yeni bedenlerde
dünyaya tekrar dönüşler meydana getirmektedir. Ramanuja, tüm sınırlı evrenin Tanrı
olduğunda ısrar etmektedir
210
.
Ramanuja’nın, ruhları Brahma’nın nitelikli parçaları olarak tanımladığı
belirtmektedir. Nihâi kurtuluşu tanrı ile birleşme olarak tanımlamakla birlikte, bu
birleşmeyi ruhun tam anlamıyla kaybolması manasında yorumlamaktadır.
Hem ruhun
hem de tanrının kendine ait sıfatların birleşme anında da devam etmektedir. Dolayısıyla
ruh sadece tanrının tabiatıyla benzer hale gelir, yoksa onda kaybolmaz
211
.
Parrinder, Ramanuja’nın yüce Tanrı’yı, Upanişadlar’ın Brahma’sı ile
kişileştirilen Vişnu olarak kabul ettiğini nakletmektedir. Zira kişisel ruh Brahma gibi
olmamakla birlikte, ondan tam anlamıyla da farklı değildir. Ruh Brahma’dan bir parça
olduğu kadar, Brahma’dan farklılık ve farksızlık arasındadır. Bu da, “nitelikli non-
düalizm”i sağlamaktadır. Tanrı, ruh ve dünya birliğin görünüşleridir;
ruhlar ve dünya
tanrının bedenidir ve gerçektir; onlar tanrıya dayanır, ancak ondan bir parça
değildirler
212
.
Parrinder, Ramanuja’nın inkarnasyon hakkındaki görüşlerinin net olmadığını
iddia etmektedir. Ona göre inkarnasyon; tanrılar, insanlar ya da Yüce Kişi için uygun
bir sığınaktır. Böylece kendi tabiatlarını kenara koymaksızın, bir parçasını, bir niteliğini
başka bir varoluşla birleştirerek farklı yollarla doğduklarına inanmaktadır. Ancak en
yüce şahsın maddi elementlerin kombinasyonu olduğunu kabul etmemektedir.
Sadece
210
Carman, a.g.md., s. 213
211
Aydın,
Hint Dini Düşüncesinde İnsânîn Özgürlük Arayışı, s. 45
212
Parrinder, a.g.e., s. 54; Messadié, Gerald,
Şeytanın Genel Tarihi, çev. Işık Ergüden, 2.bs., Kabalcı
Yayınları, İstanbul 1999, s. 88
52
Brahman kendini görünüm ya da şahıslara ayırır. Brahman şeklinin görünümü -Rama ya
da Krişna gibi- avataraların bütünüdür
213
.
Ramanuja’nın yorumuna göre avataraların amacı dünyanın yükünü
hafifletmek, inananlarına acıyan Rabb’in kendini anlaşılır yapma isteğidir.
“Sri’nin
Rabbi … kendi asıl tabiatını terk etmeksizin yarattıklarının benzeyişinde düşünülmeyi
istedi ve sık sık avataralar olarak yer küreye indi”. İnananlarına görünmek isteyen
Tanrı, bu niyetini gerçekleştirmek için kendini dünyada göstermiştir.
Böylece bütün
insanlar gözleriyle onu görmüşlerdir. Ramanuja’ya göre tanrının bu eyleminin bir
nedeni de bütün yaratıkların kalplerini ve gözlerini büyülemektir
214
.
Parrinder, Gita’daki diğer bir avatara öğretisini Arjuna’nın tanıtıcı soruları
olarak belirlemektedir. Çünkü Arjuna, kasıtlı sorularla aslında avataraların anlamına
dair açıklamalar yapmaktadır. Mesela avataraların doğumu tanrılar ve insanlar gibi
karma ile açıklanabilir mi? Avataralar gerçek mi yoksa büyü gibi bir illüzyon mu?
215
şeklindeki sorular bu çerçevede zikredilebilir.
Parrinder’a göre Ramanuja avatara gerçekliğini
“benim pek çok doğumum
vardı” dizesine dayandırmaktadır. Öte yandan avataraların
Rabbin özgür seçimiyle
gelmesi, zamanının karışmaması, ihtiyaç anında hemen gelmeleri gibi özelliklerini de
sıralamaktadır
216
.
Ramanuja’nın, inkarnasyonun başka bir amacının erdemi korumak olduğuna
inandığı ifade edilmektedir. Nitekim kutsal kitaptan Yüce Varlığı şöyle tanıtmaktadır
:
“Kötülüğe düşmandır; evrenin kaynağıdır; tabiatında diğer varlıklardan farklıdır; her
şeyi bilendir; sadece düşünmekle isteklerini gerçekleştirir; merhametlidir; onun adı
Brahma’dır”
217
.
Güney Hindistan’daki Sri-Vaişnavalar, Ramanuja’nın
dinsel görüşlerinin doğal
varisleri kabul edilmektedirler.
213
Parrinder, a.g.e., s. 55
214
Parrinder, a.g.e., s. 55
215
Parrinder, a.g.e., s. 56
216
Parrinder, a.g.e., s. 56
217
Parrinder, a.g.e., s. 56