Dinler tariHİ BİLİm dali



Yüklə 1,11 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə21/45
tarix22.10.2018
ölçüsü1,11 Mb.
#75425
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   45

 
53
d. Madhva 
Vedanta felsefesinde Dvaita (ikicilik, düalizm) okulunun kurucusu olarak 
tanıtılan Madhva’nın, 1238-1317 yılları arasında Hindistan’ın Tulu şehrinde yaşadığı 
nakledilmektedir. En önemli tapınağı Udipi şehrinde tanrı Krişna için kurduğu ifade 
edilen Madhva’ya ait 38 eserden bahsedilmektedir. Bunların bazısı Bhagavad-Gita, 
Brahma Sutra ve Upanişadlar’ın yorumlarıyken; bazısı Bhagavata Purana, Mahabharata 
ve Rig-Veda yorumlarıdır
218

Shankara’nın eleştirmenlerinden biri olan Madhva, Brahman görüşü ile 
Buddistlerin “boşluk” görüşü arasında bir fark olmadığı için onun gizli Buddhist 
olduğunu iddia etmiştir
219
. Shankara’nın, Brahma’nın kişisel bir tanrı olduğu yönündeki 
görüşüne karşı geliştirdiği “dvaita” görüşünde Madhva’nın tanrısı Vişnu, yaratma, 
koruma, bozma, düzenleme, aydınlatma, gizlilik gibi insanüstü niteliklere sahiptir. 
Tanrı, bunların hepsinin nedeninin kendisi olduğunu düşündürmektedir
220
.  
Ferdi ruh ve dünyanın mutlak manada Brahma’dan farklı olduğuna inanan 
Madhva’nın, Prapancha olarak bilinen beş gerçek ile bunu ifade ettiği belirtilmektedir. 
Mesela ona göre Brahman ferdi ruhtan, maddeden farklıdır; ferdi ruhlar maddeden, 
madde diğer maddelerden farklıdır. Ruh  ve dünya Brahma kadar gerçek ve doğmamış 
olsalar da gerçekte onlar da tek bağımsız gerçek olan Brahma’ya tabidirler. Ona göre 
Brahma mutlak gerçek, ruh ve dünya ise bağımlı gerçeklerdir. Ancak bu onların 
yanılsama oldukları anlamına gelmez. Yani dünya, yalnızca bilinen ve bilgide var olan 
bir şey değil, bizatihi duyularla algılanan bir varlığa da sahiptir
221
.  
Madhva’nın;  tanrı, insanlar ve dünyanın sürekli var olduğuna inandığı, her 
şeyi tanrıya dayandırdığı, bütün Vedalar’ın Brahma’ın gösterdiği Vişnu’yu ilan ettiğine 
inandığı ifade edilmektedir
222
.  
Ayrıca, ruhları tanrıların parçaları olarak gördüğü iddia edilmektedir. Ancak bu 
ruhlar avataralar gibi değillerdir. Çünkü avataralar tanrının asıl tabiatının parçalarıdır. 
Ruhlar ise, asıl tabiattan farklı olarak tanrının yansımalarıdır
223
.  
                                                 
218
 Potter,  Karl H. “Madhva”, ER, c. IX, s. 70-71 
219
 Parrrinder,  a.g.e., s. 57 
220
 Potter, a.g.md., s. 70-71 
221
 Aydın, Hint Dini Düşüncesinde İnsânîn Özgürlük Arayışı, s. 47 
222
 Parrinder, a.g.e., s. 58 
223
 Parrinder, a.g.e., s. 58 


 
54
Madhava’ya göre tanrının gelişinin anlamı, düzeni yeniden kurmak, kötüyü 
yok etmektir. Her çağda geliş ifadesi de sadece tanrı için geçerlidir. O da avataraları 
tanrının inayeti ve özgür iradesinin sonuçları olarak görmektedir ve lar karma 
kurallarına tabi değildir
224
.  
Ramanuja ve diğer Vaisnavisler Madhva’nın okullarını entelektüel kabul 
ederler. Müridlerinin, Madhva’yı rüzgarın (soluğun) avatarası kabul ettikleri 
belirtilmektedir
225
.  
Bazı Avrupalı düşünürlerce, Madhva’nın teizminin Hıristiyan öğretisinden 
etkilendiği ifade edilmektedir. Fakat Parrinder, onun herhangi bir Hıristiyan yazar ya da 
düşünürü tanıdığına dair bir kanıt olmadığını, hatta Hıristiyan bir Hindu’nun onu 
etkilediğine dair bir kanıtın dahi bulunmadığını iddia etmektedir. Madhva bütün 
öğretilerinin Vedanta ve Büyük Destan’a dayandığını iddia etmektedir
226
.  
 
6.  Krişna Kültünün Gelişimi  
a. Hayat Hikayeleri 
Mahabharata’da değişik rollere sahip bir Krişna karşımıza çıkmaktadır. Bazen 
koyun çobanlarının başı, bir kahraman, Arjuna’nın danışmanı ve tanrının inkarnasyonu 
olmaktadır. Mahabharata’nın on sekiz büyük kitabı onun doğum hikayesi ve 
kahramanlık öyküleri üzerinde yoğunlaşmakta, hatta son birkaç kitabın sadece onunla 
ilgilendiği görülmektedir.  
Krişna’nın doğumu ve gençlik kahramanlıklarının anlatıldığı Mahabharata ve 
Harivamsa’da Vişnu’nun ailesinin anlatıldığı bölümün sonradan eklendiği ifade 
edilmektedir. Büyük Destan’daki gibi Harivamsa’nın da bazı bölümlerinde 
inkarnasyonun, popüler bir terim olan avatara kavramı yerine ‘görünüm’ 
(manifestation) kelimesiyle anlatıldığı belirtilmektedir. Gita’nın 4. ve 7. bölümlerinde 
Vişnu’nun, ebedi olarak cennette kalabilmek için çeşitli zorluklara katlanan en iyi 
görünümü; varlıkları yaratmak ve yok etmek için, sedirinde uyuyan, gizli sırrını 
tefekkür eden (meditasyon yapan) ikinci görünümü; binlerce yıl uyuduktan sonra, 
                                                 
224
 Parrinder, a.g.e., s. 58 
225
 Parrinder, a.g.e., s. 59 
226
 Parrinder, a.g.e., s. 59 


 
55
eylemin amacı olarak kendini bin yıl sonunda tanrıların tanrısı olarak gösterdiği ifade 
edilmektedir
227
.  
Harivamşa’nın üç bölümden oluştuğunu ifade eden Parrinder, ilk bölümün 
Krişna’nın atalarını anlattığını, ikincisinin kahramanlıklarını ve üçüncüsünün de gelecek 
Kali çağındaki kötülüklerden bahsettiğini nakletmektedir. Öte yandan“bir”in “üç” 
formu şeklinde tanımladığı “tri-murti” doktrininin farklı okulları bir araya topladığına, 
Puranalar’da, bilhassa Padma ve Markandenya Purana’da geniş yer tuttuğuna, ancak 
edebiyatta göze çarpmadığına dikkat çekmektedir
228
.  
Krişna’nın hikayesinin Vişnu Purana’nın ellinci kitabında başladığı,  
“Vişnu’nun kısmının kısmının avatarası” şeklinde isimlendirildiği ve onun saygınlığını 
azaltıyor gibi görünse de, “kısım” ifadesinin sadece Krişna’nın insânî şartlarını ortaya 
koyması  şeklinde yorumlandığı, ancak gücünün az ya da çok olmasıyla ilgili bir 
anlamın olmadığı ifade edilmektedir
229
.  
Krişna efsanesinde Kansa bir şeytan inkarnasyonu olarak tanımlanmaktadır. 
Kansa, Krişna’nın annesi Devaki’nin kuzenidir ve bir âyinde kutsal bir ses ona 
Devaki’nin sekizinci çocuğunun kendisini öldüreceğini söylemiştir. Bunun üzerine 
Kansa Devaki’nin bütün çocuklarını öldürmektedir
230
.  
Hikaye Devaki’nin hamileliği ile başlamaktadır. Devaki hamileyken kimse ona 
bakamamaktadır. Çünkü ışıkla dolmuştur ve parlaktır. Ondaki insanüstü durumların 
herkes farkındadır. Sonsuz tabiat Prakriti, ona dua etmektedir; “Merhamet bizim 
üzerimize olsun, ey tanrıça, ve dünya için iyi olanı yap. Evrenin destek olduğu 
Tanrısallığı taşımak için gururlu ol”. Krişna bir gece yarısı doğduğunda ay ışığının tüm 
evreni aydınlatması, rüzgarın susması, kutsal perilerin şarkılar söylemesi ve tanrıların 
gökten çiçekler yağdırması gibi olağanüstü durumların gerçekleştiği rivayet 
edilmektedir. Bebek Krişna bir nilüfer yaprağı gibi siyah ve dört kolludur. Göğsünde Sri 
nişanı taşımaktadır.  Öldürülmesinden korkan ailesinin onu bir çoban kızıyla 
değiştirdiği ifade edilmektedir
231

                                                 
227
 Parrinder, a.g.e., s. 71 
228
 Parrinder, a.g.e., s. 72 
229
 Parrinder, a.g.e., s. 73 
230
 Parrinder, a.g.e., s. 73 
231
 Parrinder, a.g.e., s. 73 


Yüklə 1,11 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   17   18   19   20   21   22   23   24   ...   45




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə