Ebedi dönüş mitosu



Yüklə 3,73 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə33/51
tarix15.01.2023
ölçüsü3,73 Mb.
#98631
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   51
0963-Ebedi Donush Mitosu-Mircea Eliade-chev-Umit Altugh-1976-187s

demiurge,
yıldızların hareketleri veya Tanrı'nın iradesi tarafından is­
tedikleri için oluyordu.
Bu görüşte Roma tarihi ağır basmaktadır. Romalılar, ta­
rihlerinin akışı içinde bir kaç kez kentlerinin yokolma teh­
likesiyle karşılaşmışlardı ve bunun süresi inançlarına göre- 
Romulus tarafından kurulduğu anda belirlenmişti. Jean Hu- 
baux 
Les Grands Mythes de Rome
adlı eserinde Roma'nın "öm­
rüne" ilişkin hesaplamalardaki belirsizliklerin doğurduğu 
kritik anlar yetkin biçimde incelemiş, Jdrome Carcopino ise 
kentin felakete uğramadan bir diriliş yaşamasına dair umut 
beslemesini haklılaştıran tinsel gerilimi ve tarihsel olayları 
kaydetm iştir.38 Her tarihsel krizde iki karanlık çağ mitosu 
Roma halkının saplantısı haline geliyordu: (1) kentin yaşam 
süresi belirli sayıda yılla sınırlandığından (Romulus’un 
gördüğü oniki kartal tarafından açığa vurulan "gizemli sayı") 
ömrü bitmiştir; ve (2) Büyük Yıl evrensel bir 
ekpyrosis
ile tüm
129


tarih, dolayısıyla Roma tarihine de son verecektir. Bizzat 
Roma tarihi son dönemlere dek bu korkuların temelsiz 
olduğunu göstermeye çalışmıştır. Roma'nın kuruluşundan 120 
yıl geçtikten sonra Romulus’un gördüğü oniki kartalın, çoğu ki­
şinin korktuğunun tersine 120 yıl anlamına gelmediği anla­
şılmıştır. 365 yılın sonunda kentin her yılının bir gününe eşit 
olduğu bir Büyük Yıl’ın söz konusu olmadığı görülmüş ve 
yazgımn
Roma için yüzer yıllık oniki aydan oluşan bir Büyük 
Yıl belirlediği düşünülmüştür. Sibyl kahinleri tarafından ile­
ri sürülen ve filozoflarca kozmik devre teorilerinde yorumla­
nan geriye dönüş "çağlar" ve ebedi dönüş mitosuna gelince, bir 
çağdan ötekine geçişin evrensel bir 
ekyprosis
olmaksızın 
gerçekleşebileceği zaman zaman umulmuştur. Ama bu umut her 
zaman endişeyle içiçe geçmiştir. Ne zaman tarihsel olaylar 
felaket ritmlerini hızlandırsa Romalılar Büyük Yıl’m bitmek 
üzere ve Roma'nın da çöküşün eşiğinde olduğuna inanmış­
lardır. Caesar Rubicon’.u geçtiğinde Nigidius Figilus Roma'yı 
ve insan soyunu sona erdirecek kozmik-tarihsel dramanın 
başlayacağını öngörmüştür.39 Ama aynı Nigidius Figulus bir 
ekpyrosis
'in kaçınılmaz olmadığına ve yenilenmenin, Yeni- 
Pitagorasçı 
m etacosm esis
'in bir kozmik felaket olmaksızın 
gerçekleşebileceğine de inanmış40 bu düşünce Virgilius ta­
rafından alınıp geliştirilmiştir.
Horatius 
Epode
XVTda Roma’nın gelecekteki yazgısına 
dair korkusunu saklayamamıştır. Stoacılar, astrologlar ve 
Doğu gnostizmi çağlarının savaş ve afetlerinde nihai felake­
tin yaklaşmakta olduğuna ilişkin belirtiler görüyorlardı. Ro­
malılar da Roma’nın yaşam süresine ilişkin hesaplamalar 
veya kozmik-tarihsel devreler öğretisinden yola çıkan akıl 
yürütmelerle, eninde sonunda kentin yeni bir aeon başlan­
gıcından önce yokolacağmı biliyorlardı. Ama bir dizi uzun ve 
kanlı iç savaşın ardından gelen Augustus'un yönetimi bir 
pax
aeterna
başlatmış gibi göründü. İki mitosun -Roma'nın "çağı" 
ve Büyük Y ıl- esinlediği korkuların temelsiz olduğu kanıt­
lanmıştı artık: "Augustus Roma'yı yeniden kurdu artık onun
130


yaşamından korkmamız gerekmiyor”, Romulus'un oniki kar­
talının gizemi üzerine kafa yoranlar buna inanıyorlardı. 
"Demir çağından altın çağına geçiş bir 
ekpyrosis
olmadan 
gerçekleşti", devreler teorisine bağlı olanlar ise böyle söylü­
yorlardı. Bu nedenle Vergilius evreni patlatacak olan güneşe 
ait son 
saeculum'
un yerine 
ekpyrosis'
i atlayarak Apollo'nun 
saeculum'
unu koydu ve son savaşların demir çağından altın 
çağına geçişin belirtileri olduğunu ileri sürdü.41 Daha sonra, 
Augustus'un yönetimi gerçekten bir altm çağ başlatmış gibi 
görünmeye başladığında Vergilius Romalılar’a kentin süresi 
konusunda yeniden güven vermeye çalıştı. 
Aeneas
(I, 255 ve 
devamı)’de Jüpiter Venüs'e seslenerek Romalılar'ı zaman ve 
mekanla sınırlamayacağını söylemektedir: "sonu olmayan bir 
im p a ra to rlu k
v e rd im
o n la r a ." 42 V e A eneas'ın 
yayımlanmasından sonra da Augustus kentin ikinci kurucusu 
olarak ilan edildi. Doğum günü olan 23 Eylül "varoluşu Augus­
tus tarafından kurtarılan ve yüzü onun tarafından değiştirilen 
Evren'in hareket noktası" olarak görüldü. O zaman Roma'nın 
periyodik olarak 
ad infinitum
yeniden doğabileceği umudu or­
taya çıktı. Böylece oniki kartal ve 
ekpyrosis
mitoslarından 
kurtulmuş olan Roma, Virgilius'un deyişiyle, "güneşin ve yüın 
yollarının ötesine uzanan" ("
extra anni solisque vias")
bölgeleri kaplayana dek büyüyebilecekti.
Bütün bunlarda, gördüğümüz gibi, tarihi yıldızlara bağlı 
yazgıdan veya kozmik devreler yasasından kurtarma ve 
Roma'nm ebedi yenilenmesi mitosuyla kozmosun hükümdar 
veya rahip tarafından ebediyen yeniden yaratılarak yıllık 
(ve özellikle de felaket olmaksızın!) yeniden doğuşuna ilişkin 
arkaik mitosa dönüş yönünde görkemli bir çaba yatmaktadır. 
Her şeyin üstünde tarihe kozmik düzlemde değer verme, yani 
tarihsel olay ve felaketleri evrene, yeniden doğuşu mümkün 
kılmak için son vermesi gereken hakiki kozmik patlama ve 
dağılmalar olarak görme çabasıdır bu. Savaşlar, yıkımlar 
tarihin acıları artık bir çağdan ötesine geçişin alametleri 
değildir, bilakis kendileri geçiş oluşturmaktadırlar. Böylece,
131


her barış döneminde tarih kendisini ye: üler ve bunun sonucun­
da yeni bir dünya başlar; son tahlilde (Augustus etrafında 
oluşturulan mitosta gördüğümüz gibi) hükümdar kozmosun Ya- 
ratılış’ını tekrarlamaktadır.
Roma Örneğini, tarihsel olaylara bu bölümde incelenen mi­
tosların unsurlarıyla değer verilebileceğini göstermek için or­
taya koyduk. Özel bir mitos teorisine (Roma çağı, Büyük Yıl) 
uyarlanan felaketler sadece çağdaşlarınca katlanılabilir ol­
makla kalmaz aynı zamanda ortaya çıktıklarının hemen 
ertesinde 
olumlu
bir değer de kazanırlar. Elbette, Augustus ta­
rafından başlatılan altın çağ ancak Latin kültüründeki etkile­
riyle sürebilmiştir. Daha Augustus ölmeden tarih altın çağı 
yalanlamış ve halk yeniden yakm bir felaket beklentisiyle 
yaşamaya başlamıştır. Roma, Alaric tarafından işgal edil­
diğinde Romulus’un oniki kartalının belirtisi doğru çıkmış gibi 
göründü: kent varoluşunun onikinci ve son yüzyılına girmek­
teydi. Ancak Saint Augustine Tanrı'nın tarihe ne zaman son 
vermeye karar vereceğini kimsenin bilemeyeceğini ve her du­
rumda, kentler doğaları gereği sınırlı bir yaşam süresine sa­
hip olsalar da tek "ebedi kent" Tanrı’nın kenti olduğundan hiç 
bir yıldızl yazgısının bir ulusun hayat veya ölümünü karar­
laştıram ayacağın! gösterm eye çalışm ıştır. Böylece H ıris­
tiyan düşüncesi, dinsel iman deneyiminin önemini ve insan 
kişiliğinin değerini göstererek diğer tüm arkaik bakış açıla­
rını aşmaya çabalaması gibi eski ebedi tekerrür temalarım da 
kesin olarak aşma eğilimi göstermiştir.
132



Yüklə 3,73 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   29   30   31   32   33   34   35   36   ...   51




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə