50
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
tarafından tam tatbik edildiği düşünülse bile zihinsel süreç ve bilinçlenme
eylemleri dikkate alındığı zaman Türk boylarının tüm halk kitlesi arasında bu
durumun aynı düzeyde algılanamayacağı ve anlaşılamayacağı ortadadır. Bu
durum ise şüphesiz “sosyo-psikolojik vakıa” ile doğrudan ilişkilidir.
4
Dolayı-
sıyla Islam dini, tüm Türk milletinin bireyleri arasında birden ve tam olarak
tatbik edilememiştir. Çünkü bir millet, yeni bir dini topluca kabul etse bile bi-
reyler bunu kendi algılama ve kavrama düzeyine uygun olarak tatbik eder. Bu
tarz hadiselerin pek çok örneğine insanlık tarihinde sıklıkla rastlanmaktadır.
Buradan hareketle Türklerde de eski inanışların yeni din olan Islam’la bir-
likte asırlardır devam ettiğini söylemek mümkündür. Mantık açısından bu
hususun, Islam’ın kabul edildiği ilk dönemlerde daha fazla olacağı düşünül-
mekle beraber, sonraki dönemlerde de bu tür hadiselerin yaygınlaşma ihti-
mali mevcuttur. Hele Türklerin çok çalkantılı ve farklı coğrafyalarda geçen
serüvenleri dikkate alınınca ve Moğol hâkimiyetinin Türk boyları üzerinde
yarattığı etkiler düşünülünce konu daha anlaşılır hâle gelecektir. Kısaca si-
yasî, içtimaî, iktisadî şartlar bir milletin farklı dinleri yaşamasına veya din de-
ğiştirmesine neden olabilmekte, eski pagan inanışların ise yeni dinle birlikte
yaşamasına müsaade edebilmektedir.
Burada bir meseleye daha değinmek gerekir. O da şudur: Kültürlerin karşı-
lıklı iletişimi neticesinde birbirini etkilemesi tarihin her döneminde mümkün
olmuştur. Örneğin Altay şamanları kamlama sonrası vecit hâlinden çıkınca
etrafındakilere “Esen-salam! Esen-salam”
5
demektedir. Bu, Islam’ın Altay Şa-
manizmi’ni etkilediğini gösteren küçük bir örnektir. Elbette tersi durumlar
da söz konusudur. Radloff’un Kazak baksıların anlatı icra geleneği ve kendi-
lerinin dış görüntü açısından şamanlardan hiç de farklı olmadığını ifade eden
satırları da burada hatırlanmalıdır.
6
Işte XII. asırda yaşayan ve Türk kültür hayatında çok önemli bir yere sa-
hip olan Ahmed Yesevî’nin dünya görüşü ile onun hayatı hakkında anlatılan
“menkabe”lerde
7
de bu hususlar bariz bir biçimde karşımıza çıkmaktadır. Ni-
4
Bununla ilgili Ocak (2005) ve Köprülü (1973, 1976) eserlerinin muhtelif sayfalarında benzer
bilgiler vermektedir. Aynı bilgileri burada tekrarlamanın gereği olmadığı kanaatindeyiz.
5
W. Radloff, Sibirya’dan (Seçmeler), Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 1976, s. 279.
6
Daha fazla bilgi için bk. (Radloff, a.g.e., s. 290-301).
7
Menkabelerin, kültür tarihi açısından önemini tespit eden ve onların sıradan anlatılar
olmadığını yarı kutsal metinler olduğu için günümüze kadar değişmeden geldiğini ifade eden
görüşler için (bk. Ocak 2005: 15).
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
51
tekim konuyla ilgili olarak yine Köprülü, Yesevîliğin göçebe Türk muhitlerine
intibak ettiğini ve eski Türk paganizminden çok şeyler aldığını ifade etmiştir.
8
Kısaca bu bildiride, çalışmanın çerçevesini Ahmed Yesevî “menkıbe”leri ve
son dönem (19-20. yy) “şaman anlatıları” oluşturmakta, araştırmada bunlar
arasındaki benzerliklere dikkat çekilmektedir. Türklerin pek çok farklı dinle
münasebeti bulunmasına rağmen bu bildirinin amacı Şamanist kültürle ilgili
olduğu için diğer dinlerin etkisi ele alınmamıştır.
Metot, Materyal, Kaynaklar
Evvela bu araştırmada karşılaştırmalı metodun kullanılacağını belirt-
mek gerekir. Böylelikle Ahmed Yesevî “menkıbe”leriyle Sibirya’da yaşa-
yan bazı Türk topluluklarındaki değişik “şaman anlatıları” kıyaslanacak ve
“menkıbe”lere yansımış olabileceğini düşündüğümüz Şamanizm unsurları
tespit etmeye çalışılacaktır. Şamanizm unsurları dışında, ayrıca Budist, Mani-
heist veyahut Mazdeist tesirlere değinilmeyecektir.
9
Araştırmada, Ahmed Yesevî’ye ilişkin olağanüstülük içeren “menkıbe”ler,
F. Köprülü’nün
Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar
10
adlı eserinden alınmış-
tır. Söz konusu eserde, Ahmed Yesevî’nin menkıbevi hayatı anlatılırken çok
sayıda olağanüstü hadiselerden bahsedilmekte ve onun pek çok “keramet”i
aktarılmaktadır. Ancak bu eserdeki bütün olağanüstü hadiseler yerine,
“menkıbe”lerde yer alan “dönüşüm”
11
motifleri ele alınmış, böylece araştırma
8
Fuad Köprülü- W. Bartold, a.g.e., 1973, s. 187.
9
Köprülü, başta Şamanist tesirler olmak üzere Budist ermişlerle Ahmed Yesevî ve dervişleri-
nin kuş suretine girmeyle ilgili benzer mucizeleri olduğunu belirterek menkıbeler üzerindeki
Budizm ve Hinduizm tesirlerini dile getirmiştir (1996: 1-2). A. Yaşar Ocak da Türklerdeki
Şamanizm’in Türklerin, bünyesine birçok daha önceki dinî unsurları alarak yaşamaya başla-
dığını ve bunların heterodoks bir şekilde bir arada yürüdüğünü belirtmiştir (2005: 68). Yine,
aynı bilim adamı, “şekil değiştirme” adı altında verdiği “dönüşüm” motifini Şamanizm’den
ziyade uzak doğu dinleri, özellikle de Budizm kaynaklı olduğunu belirterek (2005: 183), bu
inanç yanı sıra Mahiheizm, Mazdeizm ve Mazdekizm etkilerini de çalışmasının değişik sayfa-
larında tekrarlamıştır (2005: 82, 103, 110, 111). Eski Türklerin Şamanist olmadığını belirten
S. Gömeç de (1998: 40)böylece bunların eski Türk dinine yansıyan Uzak Doğu dinlerinden
kaynaklandığını vurgulamış olmaktadır. Ayrıca bk. Köprülü, 1973; Tezcan 1993.
10
Fuad Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, Diyanet Işleri Başkanlığı Yayınları, Ankara
1976. Ahmed Yesevî hakkındaki ilk kapsamlı araştırma, bu kitap olduğu ve şimdilik ondan
daha teferruatlı bir çalışma yapılmadığı için menkıbe örnekleri “Türk Edebiyatında Ilk
Mutasavvıflar” kitabından alınmıştır. Nitekim ilgili menkıbeleri örnek veren diğer kaynaklarda
Köprülü’nün bu kitabından faydalanmışlar.
11
A. Yaşar Ocak, bir çalışmasında menkıbelere yansıyan yahut adapte edilen Şamanizm