Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 4,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/238
tarix14.06.2018
ölçüsü4,91 Mb.
#48762
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   238

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 45


sında gidiş ve dönüşünde Baba Saltuk diye zikrettiği Sarı Saltuk’un zaviyesini 

ziyaret etmiştir. Deşt-i Kıpçak’tan Bizans hududuna doğru bozkırda on sekiz 

günlük mesafede olduğunu belirtir. Ibn Battuta, onun keşif sahibi, olağanüstü 

güçlere sahip kerametli biri oluşuyla ilgili kendi itikadına uymayan rivayetleri 

dinlemiştir. Bölge ve kasaba onun zamanında artık Baba Saltuk ismiyle anı-

lıyordu.


40

E- Özbek Han ve İslamlaşma

Özbek han zamanı (1313- 1341), Islamlaşma siyasetinin kesin bir devlet 

siyaseti haline geldiği bir dönemdir. Emir Nogay zamanında Kırım’da Salgat-

Ishakçı batı yönünde Bizans ucuna kayan Islamlaşma, onun 1299’da öldürül-

mesi ardından yine Salgat merkez olmak üzere Saray/Astarhan yönünde do-

ğuya kayacaktır. Cuci Ulusu’nun Konfederatif yapısından kaynaklanan feodal 

iç çekişmelerin neden olduğu “bulkak” (kargaşa) ortamına son vermek için 

merkezi bir düzen kuran Özbek Han, devletin doğu kanadı Gök Orda’ya son 

vererek devleti tek bir Orda çatısı altında birleştirmiştir.

41

 Daha çok doğudaki 



gelişmelerle uğraşılan bu süreçte onun Türkistan ve Hârezm’in Müslüman 

ruhanilerinin  desteğine  kuşkusuz  çok  daha  fazla  ihtiyacı  vardı.  Bu  şekilde 

Özbek  Han  etrafında  örülen  efsaneler,  onu  mistik  bir  ruhaniye  dönüştür-

müştür.


42 

Bu süreç aynı zamanda doğrudan Özbek etnik oluşumunu açıklar 

niteliktedir. 

Bu dönemde Müslüman hareketinin sözcülüğünü ise, Özbek Han’ın Hâ-

rezm valisi olan Kutluğ Timur’un yürüttüğünü görüyoruz. Onun Ürgenç’te 

yaptırdığı minarenin kitabesinde kendisi için; “dinin güneşi, İslam dinin ve Müs-



lümanların büyüğü” sıfatını kullanıyordu. Aynı kişi Özbek Han’ın Müslüman-

ların desteğini alarak taht savaşını kazanmasını da temin etmiştir.

43

 Özbek 


Han’ın Islamlaşma yönündeki tercihi mutasavvıfların sahadaki zaferi idi. 

Ibn Battuta’nın bildirdiğine göre Özbek Han’ın başkenti Saray  şehrinde 

Malikîlerden Şemseddin el Mısrî ve Numaneddin el-Harezmî’nin tekkelerinin 

40

  İbn Battûta., s. 330- 331, 341.



41

  Mustafa Kafalıa.g.e., s. 124-29.

42

  Devin  DeWeese,  Altın  Orda  sahasındaki  Islamlaşmayı,  yerli  inanışlar,  tarihi  ve  destani 



rivayetlerle karşılaştırarak derinlemesine incelemiştir. Bkz. Devin DeWeese, Islamization And 

Native  Religion  in  the  Golden  Horde,  Baba  Tükles  and  Conversion  to  Islam  in  Historical  And  Epic 

Tradition, The Pennsylvania State University Pres, Pennsylvania, 1984.

43

  Yakuboskiy, a.g.e., s. 60, 112.




46  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

varlığı bize Altın Orda sahasında Islamlaşmanın seyri konusunda Mısır ve Ha-

rezm’i işaret etmesi bakımından önemlidir. Ayrıca, onun eserinde verdiği bil-

gilerin Anadolu ve Altın Orda sahasına ilişkin Türk tasavvufunun genişleme 

alanı olarak tanımlamamıza uygun eşit gözlem yapabilme imkânı sunduğunu 

söylemeliyiz. 

44

Altın Orda ahalisi üzerinde esas etkili olan tarikat Yesevîlik olmakla birlikte, 



Özbek han zamanında bu, daha belirgin bir mahiyet kazanmıştır.  Uluğ Beğ’in 

yazdığı Ulus-ı Erba’a adlı eserde Onun Müslüman olmasında Seyyid Ata isimli 

zatın adı geçer. Ötemiş Hacı ve Abdülgaffar’ın nakillerine göre de Hârezm ve 

Buhara taraflarından gelen Mecdüdin Şirvânî, Baba Tökles, Şeyh Ahmed ve 

Şeyh Hasan Gürgânî adlarında dört velinin adını verir.

45

 Bu velilerin Yesevîlik’e 



mensup  oldukları  söylenebilir.  Harezm’de  bu  işlevi  Yesevîlik  merkezi  Bakır-

gan-Ata şehri üstlenmiştir. Bu şehir, Ahmed Yesevî’nin edebiyat sahasında ilk 

ve en tanınmış takipçisi olan Hâkim Süleyman Ata’nın adını taşır.

46

 Onun adı-



na izafe edilen ve Idil-Ural ve Türkistan Müslümanları arasında çokça okunan 

Bakırgan  Kitabı,  Yesevîliğin  Hârezm  üzerinden  bu  bölgelerdeki  manevi  hayat 

üzerinde  ne  derece  katkı  yaptığı  hakkında  bir  fikir  verecek  mahiyettedir.

47

 

Bu  dönemde  Türkçe  Kur’an  tercümeleri  yanında  Mu’inü’l-Mürid 



48

  gibi  dini 

tasavvufî eserlerdeki artış dikkat çekicidir. Bu edebi ve manevî canlanma Türk 

dili, edebiyatı ve kültürü için önemli bir evreyi oluşturur. Bu şekilde Özbek 

Han etrafında örülen efsaneler, doğrudan Özbek etnik oluşumunu açıklar ni-

teliktedir. 13. yüzyıl Hârezm sahasında Ali’nin Yusuf ile Züleyha’sı, gibi karışık 

dilli edebi mahsuller

49

 Hârezm bölgesinin Oğuz- Kıpçak boylarını barındıran 



44

  İbn Battûta Seyahatnâmesi, s. 342- 343.

45

  Kafalı, a.g.e., s. 81-82.



46

  M. Fuad Köprülü,  İlk Mutasavıflar, s.34-38.

47

  Süleyman Bakırgani hakkında bkz. Köprülü, Türk Edebiyat Tarihi, s. 203- 204; İlk Mutasavvıflar



s. 34-38, 85- 95. Ilk defa 1847 yılında Kazan’da ve daha sonra defalarca basılan bu eser, 12. 

ve 18. yüzyıllar arasında yaşamış Türk–Tatar sufîlerinden yirmi şaire ait yüz kırk üç şiirden 

oluşmaktadır. Eserin yaklaşık üçte biri Süleyman Bakırganî’nin şiir ve gazellerini ihtiva edi-

yor. Bakırgan Kitabıhaz. Ferit Yahin, Tatarstan Kitap Neşriyatı, Kazan, 2000, s. 23-24. Ayrıca 

eserin  Özbek  Türkçesi’ndeki  neşri  için  bkz.  Sulayman  Bokırgâniy,  Bâkırğan  Kitâbi,  Yazuvçi 

Neşriyatı, Taşkent, 1991.

48

  M.  Selcen  Çürük,  Mû’înü’l-Mürîd  (Giriş-Metin-Notlar-Açıklamalar-Dizin),  Yüksek  Lisans 



Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı, 

Ankara-2005. 

49

  Köprülü,  Türk  Edebiyatı  Tarihi,  s.  235;  Ali  Cin,  “Karışık  Dilli  Eserlerden  Ali’nin  Yûsuf  ve 



Züleyhâ Hikâyesi”, Turkish Studies, Volume 5/1 Winter 2010, 200-236.


Yüklə 4,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   238




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə