Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 4,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə19/238
tarix14.06.2018
ölçüsü4,91 Mb.
#48762
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   238

52  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

materyalinde bir sınırlamaya gidilmiştir. Diğer olağanüstü “menkıbe”lerin ele 

alınması hâlinde araştırma bildirinin sınırlarını aşacağı için bu yola başvurul-

muştur. Bu bağlamda Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar adlı eserde Ahmed 

Yesevî’nin  Şamanizm  bağlantılı  “dönüşüm”  motifiyle  ilgili  üç“menkıbe”si 

kullanılmıştır.

12

Bunun dışında araştırmada kullanılan diğer materyalleri ise Hakas, Yakut 



ve Altay Şamanizm’ine ait “şaman anlatıları” oluşturmaktadır. Bu metinle-

rin  incelendiği  kitaplar  ise  V.  Ya.  Butanayev’in  “Geleneksel  Hongoray  (Ha-

kas) Şamanizmi”, G. V. Ksenefontov’un “Yakut Şamanlığı” ve W. Radloff’un 

“Sibirya”dan adlı eserlerdir. Butanayev’in kitabı Rusça olup henüz tercüme 

edilmemiş,  diğer  iki  kitap  ise  Türkçeye  çevrilmiştir.  Ahmed  Yesevî’ye  ait 

“menkıbe” metinleri aşağıda verilmiştir. Ancak Sibirya Şamanlığına ait örnek 

metinler yazılmayıp mukayese kısmında bunlardan bahsedilmiştir.

I. Menkıbe:

Ananeye  göre,  Horasan  erenleri  ona  [Ahmed  Yesevî]  büyük  bir  kıymet 

vermekle beraber, hakiki derecesinin yüksekliğini layıkıyla bilmiyorlardı. Bir 

defa  büyük  bir  toplantı  tertip  ederek  Hoca  Ahmed’i  de  oraya  davete  karar 

verdiler ve içlerinden birisi turna donuna (kıyafetine) girerek Hoca’ya haber 

vermek üzere yola çıktı. Batın kuvveti ile bu işi haber alan Hoca, müritlerine 

yedi velinin geleceğini söyleyerek yanına bazı dervişlerini aldı ve yine turna 

şekline girerek onları karşılamağa çıktı. Semerkant sınırındaki bir büyük ne-

hirde iki taraf karşılaştılar. Horasan erleri, Hoca’nın bu kudretine karşı aciz ve 

hayran kaldılar. Musahabe sırasında, Hoca, nehre bir nazar kıldı: Bir bezirgân, 

bütün malı, davarları ile sudan geçerken hepsini su almış ve bezirgân, kurtul-

duğu takdirde malının yarısını bağışlayacağını vaat etmişti. Hoca bunun üze-

unsurlarını tasnif etmiş ve bunların arasında “ruhları bedenlerini terk edip tekrar dönme”, 

“at üstünde göğe yükselip Tanrı ile konuşma”, “sihirli uçuş” vb. gibi maddelere (2005: 141) 

yer vermiştir. Esas itibarıyla bu üç unsur da “dönüşüm” motifiyle ilgilidir.

12

  Eserin 33, 35 ve 39. sayfalarında yer alan bu menkıbelerin alındığı kaynakları da belirtmek 



gerekir. Örneğin 33. sayfadaki menkıbe için dipnot veren F. Köprülü, bunun “Velayet-Name-i 

Hacı Bektaş Veli” isimli yazmadan alındığını belirtmektedir. Abdülbaki Gölpınarlı tarafından 

hazırlanan  “Vilayet-Name”  adlı  eserde  (1995)  bu  menkıbeye  rastlamadık.  Ancak  Köprülü, 

çalışmasında  hususi  kütüphanesindeki  bazı  “Velayet-Name”  örneklerinden  yararlandığını 

ifade  etmektedir.  Kısaca  bu  ilk  menkıbenin  “Velayet-Name”den  alındığı  ama  bunun  hangi 

nüsha  olduğu  açık  değildir.  F.  Köprülü,  diğer  iki  menkıbeyi  ise  “Cevahirü’l-Ebrar  min 

Emvaci’l-Bihar” adlı eserden aldığını verdiği dipnotlarla dile getirmektedir.



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 53


rine hemen elini uzatıp bezirgânı kurtardı ve hemen şeklini değiştirerek insan 

kıyafetine girdi. Bezirgân derhal kurtarıcısının eline sarıldı ve bütün malının 

yarısını ona verdi. Hoca Ahmed, bu kadar mal ve serveti alıp Horasan’a geldi, 

hepsini oranın erenlerine bağışladı.

13

II. Menkıbe:

Baba  Maçin,  Ahmed  Yesevî’ye  intisaptan  önce,  Horasan  erlerinden  dört 

yüz yaşında meşhur bir veli idi. Her gün herkesin gözü önünde yirmi dört 

fersahlık mesafeye uçup giderdi. Eriştiği bu manevi rütbeye mağruren, gelip, 

Hoca Ahmed Yesevî’ye –meclisinde kadın erkek bulunduğundan dolayı- mu-

ahazede bulunmak istedi; lakin Hoca Ahmed’in emriyle Hâkim Ata ve Sufi 

Muhammed Danişmend onu yakaladılar. Tekkenin direğine sıkıca bağlayarak 

beş yüz kere vurdular; hiç tesiri olmadı. Tekrar bir defa daha vurdular. Ar-

kasında  bir  nişane  peyda  olarak  ağlamağa  başladı.  Bunun  üzerine  direkten 

çözdüler. Hazreti pire biat ve inabet kıldı. Buyurdular ki: “Baba Maçin’in arka-

sında kuvvetli bir cin yerleşmişti. Her gün nice fersah yer uçardı. Beş yüz defa 

vuruştan müteessir olarak, nihayet Baba Maçin’in arkasını bıraktı, kaçtı. Son 

darbe, Baba Maçin’e onun için tesir etti ve ondan halas oldu”. Baba Maçin, 

bundan sonra “erbain” ve “halvetler” çıkardı; hatta Hoca Ahmed Yesevî ile 

beraber üç defa halvete girdi. Nihayet, Şeyh’in en ileri gelen meşhur halifele-

rinden biri oldu.

14

III. Menkıbe:

Hoca Ahmed Yesevî’nin şöhreti etrafa yayıldıkça, Surililer fena hâlde hid-

detleniyorlardı. Nihayet onu hırsızlıkla suçlandırabilmek için bir plan tertip 

ettiler: Bir sığır parçalayıp gizlice tekkenin içerisine getirip bıraktılar. Mevsim 

yaz olduğu için müritler dışarıda vakit geçiriyorlardı; bu yüzden hiç kimse 

paralanmış sığırı göremedi. Ertesi sabah sığırlarını aramak bahanesi ile Suri 

halkı erkenden tekke önüne toplandılar ve Şeyh’e, içerisini aramak istedik-

lerini söylediler. Hoca Ahmed Yesevî münafıklara hitaben, “Girin itler, girin 

köpekler!” dedi. Girdiler, fakat Allah’ın hikmetiyle derhal birer köpek şekline 

tahavvül edip, parçalayıp getirdikleri sığırı yemeye başladılar. Dışarıdan bu 

hâli  seyreden  arkadaşları  fena  hâlde  korktular.  Hemen  tevbe  ve  istiğfar  ile 

13

  Köprülü, a.g.e., 1976, s. 33.



14

  Köprülü, a.g.e., 1976, s. 35.




54  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

Şeyh’e rica ettiler. Onları hemen insan şekline döndürdü, lakin bu fenalıkla-

rının yadigârı olarak kuyrukları baki kaldı ve bu kuyruk bütün zürriyetlerine 

intikal etti.

15

BULGULAR

Halk anlatılarının değişik türlerinde sıklıkla karşılaşılan ve “donuna gir-

mek” veya “şekil değiştirmek” olarak da ifade edilebilen “dönüşüm” kavramı 

hakkında A. Yaşar Ocak şu bilgileri vermektedir: “Genellikle üstün bir güç (yerine 

göre Allah, sihirbaz, cadı, evliya) tarafından ya yapılan bir iyiliğe karşılık mükâfat 

veya kötülüğe ceza olarak gerçekleştirilmektedir. Çoğu defa bu motifle, bir ağacın, hay-

vanın yahut cansız bir nesnenin şimdiki haline nasıl geldiği açıklanmaya çalışılır. … 

Bunların hemen tamamı hayvan şekline girme biçimini yansıtmaktadır. İçlerinde büyük 

çoğunluğu geyik ve kuş şekline girme ile alakalı olup pek az bir kısmı da başka bir 

hayvanın donuna girme tarzındadır.

16

 “Menkıbe”lerde her ne kadar bir mükâfat 



yahut ceza var ise de “şaman anlatıları”nda durum biraz farklıdır. Yukarıdaki 

bilgilerden hareketle “menkıbe”ler ile “şaman anlatıları”nın mukayesesinde 

tespit ettiğimiz bulgular aşağıda sıralanmıştır.

I. Kuş donuna girme

Ahmed Yesevî ile ilgili ilk iki “menkıbe”de “kuşa dönüşme” veya “uçma” 

motifi dikkatlerden kaçmamakta ve bunlar esas itibarıyla bir mükâfat olarak 

yansıtılmaktadır. Nitekim ilk “menkıbe”de Horasan erenleri bir toplantı ter-

tip etmekte ve onu davet etmek için de içlerinden biri turna donuna girerek 

yola revan olmaktadır. Manevî yolla bu durumdan haberdar olan Hoca, yanına 

bazı dervişlerini almakta ve turna şekline girerek onları karşılamaya çıkmak-

tadır. Ikinci “menkıbe”de kuş donuna girmekten ziyade bir “uçma” hadisesi 

söz  konusudur.  Baba  Maçin,  400  yaşında  meşhur  bir  veli  olup  her  gün  24 

fersah uçmaktadır.

Elbette  burada  “uçma”  hadisesi  mantık  açısından  kuşları  akla  getirdiği 

için ilk etapta “kuşa dönüşme” akla gelmektedir ancak “menkıbe” buna dair 

bir ipucu vermiyor. Belki uçan kişi, herhangi bir varlığın donuna girmeden 

de “uçma” fiilini gerçekleştirmiş olabilir. Kendisine bahşedilen bu ihsandan 

dolayı mağrur olan Baba Maçin, Hoca Ahmed’e güya şeriata riayetsizlikten 

15

  Köprülü, a.g.e., 1976, s. 39.



16

  Ocak, a.g.e., s. 206-207.




Yüklə 4,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   15   16   17   18   19   20   21   22   ...   238




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə