Бакы дювлят университети илащиййат факцлтясинин



Yüklə 1,91 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/73
tarix14.07.2018
ölçüsü1,91 Mb.
#55525
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   73

Hidâyet ve bazi ihtida sebepleri
 
115 
 
RESUME 
Conversion to Islam 
This article after a brief introduction into the meaning and usage of the 
word "conversion" in Qur'an, deals with the stories of the religious people 
who converted to Islam. Conversion to another religion is not an easy task, 
especially for religious people. Bearing this in mind, the article analyses the 
motives and the reasons led these people (some of whom are Cardinal and 
archbishop) to accept Islam. It suggests that these people converted to Islam 
because they saw many good examples in Islam: The moral qualities of 
many Muslims, the influence of Qur'an, which is the only authentic holy 
book reached to us without alteration, the idea that in Islam there is no 
intermediary between God and man, the evidences they found in Bible and 
Torah about the Prophethood of Muhammad etc.  
 


 


İbn-i Rüşd felsefesinde kavramsal olarak nefs ve akıl 
117 
 
 
İBN-İ RÜŞD FELSEFESİNDE 
KAVRAMSAL OLARAK NEFS VE AKIL 
 
İbrahim MEMİŞ
1
 
 
 
GİRİŞ 
İnsanın gerek maddi gerekse manevi yapısı, insanoğlunun zihnini her 
zaman için meşgul etmiş ve insanlar bu probleme çözümler aramıştır. “Aklın 
insana ne gibi bir değer kazandırdığı?”, “Bedenin fonksiyonlarının sona 
ermesiyle insanın kendisini nasıl bir hayatın beklediği?”, “Yaşadığı süre 
içinde kendisine hayat veren Ruh (Nefs)’un bedensel yaşamı sona erince 
akıbetinin ne olacağı?”, “Ruh-Beden ilişkisinin boyutunun ne olduğu?” vb. 
sorular insan zihnini sürekli meşgul etmiştir. Bu gibi sorular, insanı, bilgiyi 
elde etmeye ve zihinde oluşan sorulara anlam kazandırmaya itmiştir. Bilgi 
problemi, Antikçağ’dan itibaren, düşünce tarihi boyunca üzerinde en çok 
tartışılan ve çeşitli felsefe akımlarının ortaya çıkmasına neden olan 
problemlerden biridir. 
 Bilginin ortaya çıkışı ve akıl denen mekanizmanın nasıl işlediği 
konusunda; acaba gerçekten insan aklı tek başına doğruyu keşfedebilir mi?, 
insanın çeşitli vasıtalarla elde etmiş olduğu bilgilerin doğruluk değeri nedir?, 
gibi sorular temel noktayı teşkil etmiştir. Bilginin nasıl oluştuğu meselesi 
kadar, oluşan bilginin ne derece gerçeği yansıttığı veya bu bilgiye ne kadar 
güvenilebileceği meselesi, bilginin oluşum sürecinde kendisine cevap 
aranılan sorulardan olmuştur. Bu sorulara verilen cevaplar felsefi disiplinleri 
tanımamızı sağladığı kadar, bir filozofun sistemini kavramamız için de 
gereklidir. Bu nedenle, bilginin elde ediliş yolu, düşünce tarihi boyunca 
tartışılmış ve felsefenin temel problemlerinin başında gelmiştir.  
 İslam’ın kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim’de de vahyi bilgiden olmak üzere, 
Ruh’un Rabb’in emrinden bir şey olduğu ve onunla ilgili olarak insanlara az 
                                                 
1
 T.C Bakü Büyülkelçiliği Din Hizmetleri Müşavirliği Şehitlik Camii Din Görevlisi 
ibrmemis@yahoo.com&imemis4@hotmail.com 


İbrahim MEMİŞ 
118 
bir şey verildiği
2
 bildirilmesine rağmen, İslam düşüncesinin kelam, tasavvuf 
ve felsefe gibi ana sistemlerinde ruh ve nefsin ne olduğu konusunda 
tartışmalar yapılmış ve bu konuda farklı fikirler ve değişik felsefe disiplinleri 
meydana gelmiştir. Biz bu çalışmamızda, kavramsal olarak Nefs ve Akıl 
kavramlarını,  İbn-i Rüşd merkezli ele alıp, belirli bir anlama kavuşturmayı 
ve ilerde yapacağımız çalışmalar için de ön hazırlık olmasını amaç edindik. 
İbn-i Rüşd, bu konuya değişik eserlerinde yer vermiştir.  İbn-i Rüşd’ün 
konuya bakışını anlayabilmek için, çalışmamızın amacı doğrultusunda ana 
kaynaklara başvurulmuş olup, daha geniş bir çalışma için gerekli altyapının 
oluşturulması için gayret sarf edilmiştir. İbn-i Rüşd’e kadar gelen süreçte bu 
kavramların nasıl ele alındığı hususunda, bazı bilgilerin verilmesinin yararlı 
olacağı düşünülmüştür. Düşünce tarihi boyunca Varlık(Ontoloji), 
Bilgi(Epistemoloji), Değer(Etik-Estetik) gibi felsefenin temel problemleri 
hakkında değişik fikirler ortaya atılmış ve bunun sonucu olarak da çeşitli 
felsefi disiplinler ortaya çıkmıştır. Ruhun varlığı meselesi de Din 
Felsefesinin en eski problemlerinden olan varlık problemi içinde yer alır. 
Burada daha ziyade,“Ruh nedir?”,“Biz, ruhun mahiyet ve hakikatini 
kavrayabilir miyiz?”,“Ruh ile beden arasında ne gibi bir münasebet 
vardır?”,“Ruh ebedi midir?”,“İnsanın maddi yapısı zamanın değişmesiyle bir 
takım değişimler geçirirken, acaba Ruh içinde aynı şey söz konusu olabilir 
mi?”, vb. sorular ilkçağdan beri hep sorulmuştur. 
 Bu temel problemlerle uğraşan en önemli filozoflardan biri de İbn-i 
Rüşd’dür. Ebu’l-Velid Muhammed İbn-i Ahmed İbn-i Muhammed İbn-i 
Rüşd, 520/1126’da Kurtuba’da doğdu. Ailesi fıkıh sahasındaki derin 
bilgisiyle tanınıyordu. Babası ile dedesi Endülüs baş kadılığı (Kâdıu’l-kudat) 
görevinde bulunmuşlardı. Bu dindar sülâle, ona İslâmî araştırmalarda yüksek 
bir seviyeye ulaşma fırsatı verdi. İbn-i Rüşd, 595/1198 yılında Marrâkeş’ta 
vefat etti.
3
 İbn-i Rüşd, Aristoteles’ten yaptığı çeviriler ve engin düşüncesiyle 
Batı Dünyasında da çok önemli bir konuma sahiptir.Bundan dolayı, onun 
adına istinaden Avrupa’daki müntesipleri arasında, “Averroism”(İbn-i 
Rüşdcülük) adında bir akımın bulunması da bunun bir göstergesidir. İbn-i 
Rüşd'den sonra, İslâm düşünce hayatındaki felsefe hareketi sönmeye 
                                                 
2
 İsra, 17/85 
3
 Ülken, Hilmi Ziya, İslam Felsefesi, İstanbul-1983, s.153-154 


Yüklə 1,91 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə