Türk diLİ tariHİ Başlangıcından Yirminci Yüzyıla



Yüklə 4,22 Mb.
səhifə35/181
tarix13.10.2023
ölçüsü4,22 Mb.
#127472
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   181
0260-Turk Dili Tarihi-Bashlangicinda Yirminci Yuzyila(Ahmet B. Ercilasun)

Altun kümüş kergeksiz kelürti.
Altın, gümüş eksiksiz getirdi.
Töpüt kaganta Bölön kelti.
Tibet kağanından Bölön geldi.
Kurıya kün batsıkdakı
Geride, gün batısındaki
Sogud Berçik er Bukarak uluş bodunta
Soğdak, İranlı, Buhara ülkesi halklarından
Nek Seŋün Ogul Tarkan kelti.
General Nek ve Oğul Tarkan geldi.
On Ok oglum Türgiş kaganta
On Ok oğlum Türgiş kağanından
Makaraç tamgaçı Oguz Bilge tamgaçı kelti.
Makaraç damgacı (mühürdar) ile Oğuz Bilge damgacı geldi.
Kırkız kaganta Tarduş Inançu Çor kelti.
Kırgız kağanından Tarduş Inançu Çor geldi.
TÜRK DİLİ TARİHİ 119
Bark itgüçi,
Bark (ev, türbe) yapıcı,
Bediz yaratıgma,
Resim ve süsleme yapan, Bitig taş itgüçi
Yazılı taş yapıcı (olarak)
Tabgaç kagan çıkanı
Çin kağanının yeğeni
Çaŋ Seŋün kelti.
General Çang geldi. (KT K 11-13)
General Çang'ın başkanlığında Çin'den gelen sanatkârların da katılı­mıyla Köl Tigin için kaplumbağa kaide üzerine 3,75 metre yüksekliğinde bir bengü taş diktirilmiş; iç duvarları resimlerle bezenmiş ve içinde Köl Tigin'le karısının heykellerinin de bulunduğu bir bark yaptırılmış; bengü taş ile bark arasında, Köktürklerin ileri gelen bey ve hanımlarının insan boyunda hey­kelleri dikilmiş ve bütün bu alan parke taşlarıyla döşenerek etrafı alçak bir duvarla çevrilip anıt mabet hâline getirilmiştir. Doğudan batıya doğru bal­balların arasında uzanan yolu izleyerek, etrafı da balballarla çevrelenmiş anıt mabede gelen Türkler, iki koç heykeli arasındaki kapıdan bahçeye girip önce bengü taş üzerindeki yazılara bakarlar; orada Türk'ün başına gelenleri, acı günleri ve zaferleri, Köl Tigin'in yiğitliklerini okurlar; Köl Tigin'in vefatı sırasında Bilge Kağan'ın dökemediği göz yaşlarını döküp hıçkırıklara bo­ğulurlar; sonra dalgın ve düşünceli heykeller arasından geçerek barka girer; duvarlardaki resimlerde kır ve yağız atlar üzerinde Köl Tigin'in mızrak atı­şını ve kılıç çalışını seyrederler; iç mabedi dolaşarak Köl Tigin ve karısının bağdaş kurmuş heykellerine elleriyle dokunurlar; daha sonra barkın kapısın­dan çıkarak arkaya dolaşır, oradaki sunak taşı üzerinde kurbanlarını keserek bu yiğit atalarını anarlardı.
Köl Tigin bengü taşındaki metnin yazarı Bilge Kağandır. Kağan söyle­miş, yeğeni Yollug Tigin not etmiştir. Taş ve duvarlar hazır hâle gelince Yollug Tigin 20 gün oturup daha önce Bilge Kağan'ın belki de nutuk şeklin­de irat ettiği sözleri (Ercilasun ?) bengü taş ve duvarlar üzerine oyarak yaz-
120 Ahmet B. ERCİLASUN
mıştır (KT KD). Bengü taş bugüne dek kalmış, fakat duvarlar ve bark yüz­lerce yıl önce yıkılıp yok olmuştur.
Köl Tigin'in ölümünden sonra anıtlarda bir tek olay kaydedilir. Buna göre 734 yılında Kıtaylardan ayrılan Tatabılar başkaldırıdan Bilge Kağan Tatabıların 40 000 kişilik ordusunu Tönker dağında bozguna uğratır (BK G 7-8).
İt yılının 10. ayının 26'sında (25 Kasım 734'te) Bilge Kağan da uçup gitti (vefat etti). Oğlu Teŋri Kağan tarafından domuz yılının 5. ayının 27'sinde (22 Haziran 735'te) büyük bir yoğ töreni yaptırıldı. Törene birçok yerden katılanlar oldu. Sadece General Lisun-tay başkanlığında gelen heyet 500 kişiden oluşuyordu. Bu heyet eksiksiz altın gümüş getirmiş, birçok tüt­süyü de her yana dikmişti. Atlarla cenazenin bulunduğu çadırın etrafında dolaşan heyetler ve halk saç ve kulaklarını keserek mateme katılmışlar; cins atlarını, kara samurlarını, gök sincaplarını eksiksiz olarak getirip bırakmış­lardı (BK G 11-12).
735 yılında, oğlu Teŋri Kağan tarafından Bilge Kağan için de Köl Tigin anıtının yakınında büyük bir anıt mabet yaptırıldı. Yine balballar, bengü taş, heykeller ve içi dışı duvar resimleriyle bezenmiş bark. Doğrudan doğruya Türk beyleri ve halkı kağanlarının anıt mabedi için gereken ağır taşları ve kalın ağaçlan yontup biçimlendirerek getirdiler. Kağanın yeğeni Yollug Tigin, bengü taşa Bilge'nin sözlerini kazıdı. Onun nezaretinde heykeller, resimler ve bark yapılıp anıt mabet inşa edildi. Bütün bunlar 34 gün içinde tamamlandı (BK G 15 ve GB).
50 yaşında uçup giden Bilge, tam 19 yıl şadlık (698-716), 19 yıl da ka­ğanlık (716-734) yaptı.
Bilge Kağan Türk halkını doyurmak ve refaha kavuşturmak için kuzey­de Oğuzlara, doğuda Kıtay ve Tatabılara, güneyde Çinlilere tam 12 sefer düzenlemiş, ölecek milleti diriltip beslemiş, çıplak milleti giydirmiş, yoksul milleti zenginleştirmiş, az milleti çoğaltmıştır. Dört bucaktaki milletleri ken­dine bağlayarak ülkesini çok güçlü bir devlet ve kağanlık hâline getirmiştir (BK D 23-24).
Bilge'nin şadlığı ve kağanlığı sırasında ülkenin ulaştığı sınırları bizzat onun ağzından dinleyelim:
İlgerü Şantuŋ yazıka tegi süledim;
Doğuda Şantung ovasına dek sefer ettim;
TÜRK DİLİ TARİHİ 121
Taluyka kiçig tegmedim.
Okyanus'a az değmedim.
Birigerü Tokuz Ersinke tegi süledim;
Güneyde Tokuz Ersin'e dek sefer ettim; Töpütke kiçig tegmedim.
Tibet'e az değmedim.
Kungaru Yinçü ögüz keçe
Batıda İnci ırmağını (Seyhun'u) geçerek
Temir Kapıgka tegi süledim.
Demir Kapı'ya dek sefer ettim.
Yırıgaru Yir Bayırku yiriŋe tegi süledim.
Kuzeyde Yir Bayırku denilen yere dek sefer ettim (KT G 3-4).
Şantung ovası Pekin'in epeyi güneyinde, Sarıırmak'm denize döküldü­ğü yerdedir. Giraud'nun dediği gibi Pekin'in hemen dışındaki Hopei kasaba­sında olsa bile (Giraud 1999: 250) Pekin ile okyanus arasındaki ovalık böl­gedir. Pekin'i geçip Şantung ovasına dek sefer eden Türk ordularının, bu ovanın bittiği nokta olan okyanusa ulaşmamış olmaları mümkün değildir. Dolayısıyla "...kiçig tegmedim" ibaresine bugüne kadar yapıldığı gibi, "değmeme az kaldı, neredeyse değmek üzereydim" gibi Türk cümle yapısını zorlayan anlamlar verilmesine gerek yoktur. Kiçig yerine, onun anlamların­dan biri olan az kelimesini koyduğumuz zaman Türkiye Türkçesindeki "az değmedim"; yani "çok değdim" yapısı hiç zorlanmadan ortaya çıkar. Değ­mek, Eski Türkçede "ulaşmak" anlamına da gelir. Köktürk orduları Şantung ovasına dek gitmişler ve birçok kez de ovanın kıyısındaki Büyük Okyanus'a ulaşmışlardır. Buna göre ülkenin güneydoğu sınırları, Kore yarımadasının batısında kalan Sarıdeniz'in Çin kıyılarıdır. Güneyde ise ülkenin sınırları Tibet'e dek varmıştır. Tokuz Ersin'e sefer edilmiş ve birçok defa Tibet'e ulaşılmıştır. Tokuz Ersin, Tibet'e yakın bir bölge veya halk olmalıdır.
Ülkenin batı sınırı Demir Kapıdır. Demir Kapı, Kuzey Afganistan'daki Belh şehrinin kuzeyinde ve Özbekistan sınırındadır. Bilge Kağan zamanında
122 Ahmet B. ERCİLASUN
Türgişler bağımsızdırlar; fakat Bilge, On Ok oglum diyerek Türgişleri de kendine bağlı saymaktadır. Bilge'nin çağdaşı olan Türgiş kağanı Sulu ise Demir Kapı'yı da aşmıştır. Yukarıdaki ibarede Bilge, muhtemelen amcası Kapgan çağında Demir Kapı'ya dek yapılan seferlere atıfta bulunmaktadır.
Ülkenin kuzeydoğu sınırı ise Yir Bayırkudur. Bayırkuların yeri muhte­melen Kerulen ırmağının yukarı bölgesindedir (Grousset 1980: 118). Kır­gızlara yapılan seferde Kögmen (Tannu Ula) dağları aşılmış, Yenisey ve Abakan ırmaklarına ulaşılmıştır.
Yukarıya aldığımız parçada belirtilen sınırlar, Bilge'nin şadlık döne­minde yani Kapgan Kağan çağındaki sınırlardır. Bilge Kağan isyanları bastı­rarak ülkeyi yeniden toparlamışsa da Kapgan çağındaki sınırlara ulaşama­mıştır. Bilge Kağan nutkunun hemen başındaki şu ifadeler ise görkem ve büyüklüğün mecazî anlatımıdır:
îlgerü kün togsıkka,
Doğuda gün doğusuna,
Birigerü kün ortusıŋaru,
Güneyde gün ortasına,
Kurıgaru kün batsıkıŋa,
Batıda gün batısına,
Yırıgaru tün ortusıŋaru...
Kuzeyde gece ortasına...
Anta içreki bodun kop maŋa körür.
Bu sınırlar içindeki halklar hep bana bağlıdır. (KT G 2)

Yüklə 4,22 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   181




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə