Gizli sırlar Öğretisi



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə63/64
tarix29.05.2018
ölçüsü4,8 Kb.
#46588
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   64

Yani  insanlık,  genel  inişten  genel  çıkışa  geçme  arifesinin  eşiğine  gelmiş  ve
burada durmaktadır. şabala ve onun uzantısı konumundaki grupların etkisinden
insanlık  yakasını  kurtarmak  zorunda  olduğu  günlere  doğru  hızla
ilerlenmektedir.
Onbinlerce  yıl  önce  başlayan  ve  günümüze  kadar  devam  eden  bu  süreçten
kuşkusuz ülkemiz de fazlasıyla nasibini almış durumdadır.
Her  iki  grubun  da,  bizim  devremiz  uygarlığına  inanılmaz  büyük  etkileri
olmuştur. şimdi sizlere, şambala’nın tarihe malolan inanılmaz çalışmalarından
sadece  birini  sunmak  istiyorum.  Bakın  Mu  Kültürüne  ait  bazı  bilgiler
şambala’nın üyelerince nasıl kötü amaçlarda insafsızca kullanılmıştır… şimdi
aktaracağım  olay,  şambala’nın  dünyamıza  ne  denli  etkide  bulunduğuyla  ilgili
çok çarpıcı bir örnektir!…


NAZİ KARARGAHINDA
TİBETLİ RAHİPLERİN İŞİ NEYDİ?
II. Dünya Savaşı sonlarına doğru yıkılan Nazi Karargahı’na girildiğinde, hiç
akıllara  gelmeyen  bir  şeyle  karşılaşılmıştı.  Yıkıntılar  arasında  12  Tibetli
rahibin cesedi bulunuyordu. Bu duruma o yıllarda hiç bir anlam verilememişti.
Aslında savaş atmosferi içinde bunu hiç kimsenin düşünecek hali de yoktu…
Savaş bitip de her şey normale dönmeye başladıktan sonra bu durum birçok
kimsenin merakını çekmeye başladı:
Nazi Karargahı’nda 12 Tibetli rahibin işi neydi?
Bu soru uzun bir süre zihinleri meşgul etti. Naziler ile Tibetli rahiplerin ne
gibi bir birlikteliği olabilirdi ki? İşte bu mesele inceden inceye araştırılmaya
başlandı. Ortaya çıkan sonuçlar bir hayli düşündürücüydü:
Naziler şambala ile irtibattaydılar!…
Her  şey  Thule  efsanesiyle  başlıyordu…  Thule  efsanesinin  kökeni  ise  kayıp
bir  uygurlığa  dayanmaktaydı.  Bu  da  Nazizm’in  temelini  oluşturuyordu.  Bu
efsane etrafında birleşen bir grup, Thule adında gizli bir tarikat kurdular. Nazi
Partisi’nin  yedi  kurucusundan  biri  olan  Dietrich  Eckardt,  Thule  tarikatının
temel felsefesini şöyle açıklıyordu:
“Thule’nin  tüm  sırları,  eski  kayıp  bir  uygarlığa  dayanır.  İnsanoğlu  ile  “dış
zekalar”  arasında  bulunan  bazı  aracı  varlıklar,  bu  sırlara  erenlere  büyük  bir
güç  kaynağı  oluşturmaktadır.  Bu  güç  kaynağı  Almanya’yı  dünyaya  egemen
kılacaktır. Yine bu güç kaynağı, geleceğin üstün insanının ortaya çıkmasını ve
insan türünün değişimini sağlayacaktır.”
İşte bu sözler özetle Nazizm’in de temelini oluşturmaktaydı…
“Gizli  Thule  Tarikatı”nın  üyeleri  arasında  Rudolf  Hess,  Karl  Haushoffer,
Alfred Rosenberg ve Adolf Hitler gibi önde gelen isimler bulunmaktaydı.
Nazi  Partisi’nin  kurucu  üyelerinden  ve  Thule  Tarikatı’nın  önde  gelen
isimlerinden  Karl  Haushofer’ın,  bir  takım  normal  ötesi  yeteneklere  sahip
olduğu  bilinmekteydi.  Örneğin  ileri  düzeyde  geleceği  bilme  yeteneği  vardı.
Olacakları  daha  olmadan  önce  haber  verebiliyordu.  Düşmanın  saldıracağı
saati,  top  mermilerin  düşeceği  noktaları  önceden  çevresindekilere
söyleyebiliyordu.  Dahası,  hakkında  hiç  bir  şey  bilmediği  ülkelerdeki  siyasal


gelişmeleri de önceden tahmin edebiliyordu.
Buna  benzer  şekilde,  Hitler’in  de  garip  yeteneklere  sahip  olduğu  tespit
edildi.  ABD  Başkanı  Franklin  Roosevelt’in  1945  yılında  öleceğini  çok  daha
önceden  çevresindekilere  söylemiş  olması  onun  bu  garip  yeteneklerine
verlebilecek  örneklerden  sadece  birisidir.  Daha  sonraları,  Hitler’in  majik
çalışmalar  gerçekleştirdiği  de  ortaya  çıkacaktı…  Bunlardan  en  belirgin  olanı
radyodan  yaptığı  konuşmalarda,  “ses  majisi”  denilen  majik  bir  yöntemi
kullanmasıydı.  Bu  yöntem  büyük  kitlelerin  etki  altına  alınmasında  büyük  bir
fonksiyon görmüştür.
Bunun  ortaya  çıkmasından  sonra,  A.B.D.’de  Hitler’in  radyo  konuşmaları
araştırma amacıyla, CD’lere kopya edilerek satışa sunulmuştu.
Araştırmalar  ilerledikçe  ortaya  bir  başka  gerçek  daha  çıktı.  Nazi  Partisi
Kurucu üyeleri’nden Karl Haushoffer’ın Hindistan, Japonya ve Tibet’e giderek
oralarda  uzun  bir  süre  gizli  çalışmalarda  bulunduğu  tespit  edildi.  Esrarengiz
bir  eğitimden  geçtiği  de,  kayıtlar  arasındaki  bilgilerde  dikkat  çekiyordu.
Tibet’te  esrarengiz  bir  takım  insanlarla  gizli  toplantılar  yaptığı  raporlarda
belirtildi. Bu kişilerin kim olduğu hiç bir zaman öğrenilemedi.
İşin bir başka ilginç noktası da Naziler’in bayraklarında kullanmış oldukları
semboldü.
Bu  şekil  öyle  rastgele  seçilmiş  bir  sembol  değildi.  Gamalı  haç  insanlığın
kullanmış olduğu en eski sembollerden biridir. Dünyanın pekçok köşesinde bu
sembole  rastlanmıştır.  Eski  uygarlıkların  en  önemli  sembollerinden  biri  olan
bu sembolü daha da ilginç yapan özellik, bunun bir Mu sembolü olmasıydı. Mu
kültürüyle karşılaşan tüm eski uygarlıklar da, bu sembolü kullanmışlardır.
Sembolün  aslı,  arka  sayfada  gösterildiği  gibidir.  Kökeni  Mu  Uygarlığı’na
dayanan  bu  sembol  daha  sonraları  gamalı  haç  şeklinde  ifade  edilmeye
başlanmıştır.  Hristiyanların  kullanmaya  başladıkları  haç  sembolü  de  gamalı
haçtan türetilmiş ve aynı sembolün stilize edilmiş halidir. Ama asıl köken Mu
tabletlerinde ilk bulunduğu şekle dayınır. Bu sembol dünya üzerinde yüze yakın
yerde  bulunmuş  ve  Mu  Uygarlığı  ile  ilgili  bilgi  ve  belgeleri  ortaya  çıkartan
Niven ve Churchward’ın kayıtlarında da yer almıştır. (Alttaki şekil)
Bu sembol Mu’nun gizli bilgilerinin en önemli sırlarından birini bünyesinde
saklar.  Bu  sembolün  anlamı  Eski  Mısır  ve  Tibet’teki  mabetlerde  bulunan
rahiplerce,  büyük  bir  sır  olarak  saklanmış  ve  kimseye  bu  sırla  ilgili  bir
açıklama  yapılmamıştır.  Bu  sembolün  sırrını  sadece  gizli  eğitimden  geçen
inisiye rahipler bilmekteydi…


Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   56   57   58   59   60   61   62   63   64




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə