535
Dr. Mehmet Emin ELMACI
Giriş
1908 yılında meşrutiyetin ilânı üzerine ülkede yayılan özgürlükçü
hava birçok konuda yeni yapılanmayı gerektirmeye başlamıştı. Hüseyin
Cahit’in de belirttiği gibi Abdülhamit rejimini deviren İttihat Terakki Ce-
miyeti, memleketin başına ben geleceğim demiyordu. İşi kendi akıntısına
bırakıyordu. Bırakmaması da elinde değildi. Küçücük mevkiideki adamla-
rın, ufak kâtiplerin, genç mülâzım ve yüzbaşıların bir kabine teşkil etme-
leri imkânının olmadığı bilinmekteydi
1
. Zaten sonradan anlaşıldığına göre
de, cemiyetin büyük ve esaslı bir teşkilâtı ve hazırlığı yoktu.
Bu ortamda Osmanlıdaki gayrimüslimlerin amacının, İttihat Terak-
ki Cemiyeti’nden farklı olduğu da yavaş yavaş anlaşılmaya başlanmıştı.
Onlar, Abdülhamit rejimini kendileri için tehlikeli görmüş ve bu neden-
le Meşrutiyet’in ilânına ve İttihat Terakki’ye destek vermişler, daha sonra
birleştirici noktaların yanında birçok konuda farklı düşündükleri de ortaya
çıkmaya başlamıştı. Ortak amaç gerçekleşmiş, artık Meşrutiyet’in sağ-
ladığı çoğulcu yapı karşısında Osmanlıyı oluşturan bütün unsurlar kendi
fi kirlerini savunmaya başladılar. Bu anasırın içinde olan Ermeni, Rum,
Arnavut, Bulgar, Musevî, Arap, Kürt unsurlar kavmiyet ve milliyet esas-
larına dayanan düşünceleri ortaya atmışlar, eyleme girişmişler ve bunun
sonucunda zamanla bunalımlar dahi yaratmışlardı. Hüseyin Cahit de bu
felâketi görmüş ve gazeteleri okurken felâketin geliyorum diye bağırdı-
1 Hüseyin
Cahit
Yalçın, Fikir Hareketleri, Sayı 77, s.390
536
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
ğını belirtmiş ve Times gazetesinin Sofya muhabirinin söylediği anasır-ı
muhtelife-i Osmaniye ergeç muhtariyet için velev mahtut ve mahzur olsun
uğraşmaktan geri durmayacaktır sözünü eklemiştir.
İttihat Terakki Cemiyeti bu noktada yaklaşan tehlikeyi ortadan kaldır-
mak amacıyla ittihad-ı anasır politikasıyla imparatorluktaki tüm unsurları
birarada tutmayı amaçlamış ve Meşrutiyet sonrası Balkan Savaşları’na ka-
dar bu politikasına da hız vermiştir. Ancak gelişen olaylar cemiyet üyeleri-
ne gerçek durumu hızlı bir şekilde göstermeye yetmişti. Bulgar sorununun
ve ardından Bosna-Hersek’in elden gitmesi ilk kıvılcımlardı.
Bu ortamda ittihad-ı anasır politikasına Tanin’de yazıları ile destek
veren Hüseyin Cahit, Osmanlılık kavramı üzerinde durmuş, hatta bundan
dolayı birçok yerden tepki de almıştı. Ama o da sonradan anılarında bu
dönemi, farklı olarak anlatmıştır. Kendi ifadesiyle Türklerle beraber ya-
şamak istemeyen unsurlar ancak kuvvet ile zor ile tutulabilirlerdi. Onlara
vatandaş hakkı tanındıktan sonra, bütün hürriyetler ilân edildikten sonra
karşılarında silâhsız kalınıyordu. Artık Osmanlılık, unsurların birleşme-
si, kardeşlik sözleri hiç kimsenin inanmayacağı karşılıklı bir komedyadan
ibaret demekti. Yani yine onun ifadesiyle Meşrutiyet sonrası o uydurma
Osmanlılığa sarılınmıştı. Bu renksiz manasız kelime etrafında birleşilebi-
leceği hülyasıyla avunmak istiyorlardı
2
.
Gerçekten de bu süreçte İttihatçılar bu hülya peşinden gitmişler ve
ilk günlerde bunun gerçekleşebileceğini düşünmüşlerdi. Bu ortamda He-
lenleştirme umudu ile özdeşleşen Rumların yanında Ermeniler, amaçla-
rında türdeş değillerdi. İstanbul’daki tüccar cemaati ve kendi çıkarlarını
savunan Patrikhane ile yükselen aydınları, Anadolu’daki zanaatkâr ve
çiftçilerin çıkarlarını temsil eden Taşnaklar arasında bölünen Ermeniler
3
arasında gittikçe milliyetçilik duygusu artmaktaydı. Bu arada Taşnakçılar
ile İttihatçıların arası, diğerlerine göre daha iyiydi. Seçilen Ermeni mebus-
larının çoğu Taşnaktı. Örneğin Vartkes Pastırmacıyan, ve Zöhrab Efendiler
Taşnak Sütyun üyesiydi. Hamparsum ise Hınçaktı. Vartkes aynı zamanda
ise İttihatçıydı. Hallaçyan gibi bazıları da doğrudan İttihat Terakki üyesiy-
diler
4
. Yani II. Meşrutiyet öncesinde II. Abdülhamit’e karşı destek almak
amacıyla Osmanlılık düşüncesini ortaya koyan İttihatçıların arasında gay-
2 Yalçın, Fikir Hareketleri, Sayı 84, s.85
3 Feroz
Ahmad,
İttihatçılıktan Kemalizme, Kaynak Yayınları, İstanbul 1986, s.115
4 Fevzi
Demir,
İkinci Meşrutiyet Dönemi Meclis-i Mebusan Seçimleri 1908-1914, Yayınlan-
mamış Doktora Tezi, DEÜ Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Enstitüsü, İzmir 1994, s.57.
537
Dr. Mehmet Emin ELMACI
rimüslimlerin özerkliğini vurgulayan liberaller yanında merkeziliği savu-
nanlar da bulunmaktaydı
5
.
Bu noktada İttihat Terakki içerisinde hiç olmadığı kadar Osmanlı ke-
limesine önem verilmeye başlanmıştı. Ancak, Trablusgarp’ın ayrılması ve
nihayet Balkan Savaşları cemiyet üyelerini biraz daha gerçekci düşünme-
ye itmişti.
Cemiyetin, 1908–1913 yılları arasında hâkimiyeti tam olarak ele ge-
çirememiş olması ve devlet yönetimi üzerinde farklı grupların etkili olma-
sının boşluk doğurduğu da ortadadır. 1909 yılı sürecinde Matbuat Kanunu
ve sonra da Cemiyet Kanunu çerçevesindeki tartışmaların sonucunda, Os-
manlılık fi krinin sonlarına yaklaşıldığını artık herkes tarafından görülmeye
başlanmıştı. Cemiyet Kanunu İttihatçıların son birlikte yaşama çabaların-
dan biriydi.
Aslında 1908 yılında Avusturya’nın Bosna-Hersek’i ilhakı sonrasında
Avusturya’ya ve Avusturya mallarına yapılan protestolarda birçok bölge-
den gelen telgrafl arda Ermeni, Rum ve diğer unsurlar birlikte gösterile-
re katılmıştı. Örneğin Çanakkale’de halk Bosna-Hersek’in ilhakı haberi-
ni alır almaz Müsavat meydanında toplanarak Avusturya’yı protesto için
Türkçe, Rumca, Ermenice ve Musevîce konuşmalar yapmış ve protesto
telgrafl arı çekmişlerdi
6
. Beyrut’ta da Müslüman, Hıristiyan ve Ermeniler-
den oluşan İttihat Meydanı’ndaki Santral Oteli’nde toplanarak Avusturya
dışındaki büyük devletlerin Harbiye Nezaretliklerine protesto telgrafı çek-
mişler ve artık Hereke Fabrikası feslerini giymeye başladıklarını belirterek
Avusturya’ya boykota da katılarak birlikteliğin belki de son örneklerini
vermişlerdi.
7
Hele İstanbul’daki bir Ermeninin Boykotaj Sendikası’na
yazdığı biz her ne kadar Rus tebasından olsak da kalben ve ruhen Osman-
lılığa bağlı Ermenilerden olduğumuz için vatanımıza karşı irtikab eden
büyük haksızlığı protesto etmek için yirminci asırda medeniyeti ayaklar
altına alan devlete karşı yapılan harb-i iktisadî olan boykotaja katılmayı
arz ederim
8
şeklindeki yazısı da henüz Osmanlılığın geçerli olduğunu gös-
termesi açısından ilginçtir.
5
Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, TTK, Ankara 1998, s.123.
6 İttihat ve Terakki, 14 Teşrinevel 1908. Aktaran Mehmet Emin Elmacı, Avusturya’nın Bos-
na-Hersek’i İlhakı ve Doğurduğu Tepkiler, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ege Üniversi-
tesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir 1996.
7 Sabah,
2
Teşrinsani 1908; Elmacı, a.g.e.
8 Tanin, 7 Kanunevvel 1908.
Dostları ilə paylaş: |