540
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
Ohannes Vartkes Efendi (Erzurum)
15
konuşmasında Lütfi Fikri Bey’e
yanıt verir ve işi o kadar ileri götürür ki.
..Fakat ne kadar çalışsak, iş sonra
yoluna girecek, öyle haller vuku bulacak ki bizim koyduğumuz nizam onun
asla önünü alamayacak şeklinde konuşur ve
ne demek izah edin denilerek
eleştiri alır.
İzah edeyim, ihtimal, zamanlarda bir geçme devresi var. Böyle devir-
lerde öyle şeyler vuku bulur ki, kimsenin onun önünü almağa kuvveti yetiş-
mez. Onun için biz tabiata karşı gitmemeliyiz, ona göre nizam koymalıyız
diyen Vartkes Efendi, daha sonra çok ilginç bir noktaya değiniyor ve sanki
olacakları biliyormuş gibi... Biz böyle bir nizam koyduğumuz zaman, vay
biz eski devre doğru gidiyoruz, bizim cemiyetlerimizi bu hale soktular, bu
cemiyetlerin kuvvetini kestirmek ve bu cemiyetlerin teşekkülüne meydan
vermemek ve bizim hukukumuzu müdafaa etmemek için bu kuyudları ko-
yuyorlar. Matbuat Kanunu’nda da böyle olmuştu. Diyecekler, bunu gerek
ahali, gerek Avrupa gazeteleri söyleyecek, bizim rey vererek çıkardığımız
Matbuat Kanunu, konservatuar, muhafazakâr bir kanun idi. Muvakkat
olsun olmasın bundan sonra yapacağımız kanunda yanılmayalım... Biz
cemiyetleri tahtit edeceğimiz yerde biz çalışmalıyız. Öyle nizamlar öyle
kanunlar koyalım ki, umum milletin efradı hepsi birleşerek hürriyet namı
ile vatanı nasıl terakki ettirmek lâzım gelirse düşünsünler... Hükümetin ba-
şında bulunan adamları, istedikleri gibi hareket etmeğe bırakmamalı ki
bunlar milleti bir tehlikeye koysunlar
16
.
Vartkes Efendi’nin
çözüm önerisi de şuydu;
Hükümet, ahali beyninde ne cerayan ettiğini anlamak isterse zabıtası
polisleri var takip etsin anlasın. Hükümet yerinde rahat oturarak aylığını
alıyor, diyor ki bakınız böyle bir nizam koymuşum; kim ki bu nizama muga-
yir harekette bulunursa ben bunu döverim... Nizamı bırakıyor, kendi yerin-
de oturuyor çünkü haber aldı ki falan yerde bir şey olmuş, o anda başına
vuruyor. Hükümet her bir cemiyet içine girmeli, takip etmeli bunun fi krî
esası nedir, niçin ben gidip hükümete anlatacağım, hükümet gelsin kendi
anlatsın. Benim evime girmeye yollamaya hükümetin ne hakkı var. Gidip
cemiyetlerin idarelerini teftiş etmeye ne hakkı var, öyle ise hepimiz evle-
rimizi açık bırakalım, yatak odalarımızı açık bırakalım, hükümet istediği
vakitte gelsin bir şey yapıyor muyuz baksın, o olmaz efendim. Nasıl ki bir
adamın evine girmek memnudur, cemiyetin evine girmek de memnuudur.
15 Vartkes Serengülyan, 1895’te Van isyanına katılma suçundan idama mahkûm olmuş,
İngiltere’nin aracılığı ile cezası müebbede çevrilmiş bir ihtilâlciydi. Demir, a.g.e., s.61.
16 MMZC, Cilt 4, s.477.
541
Dr. Mehmet Emin ELMACI
Eğer bir adama hürriyet olursa umuma da hürriyet olur, böyle nizamna-
meler böyle şeyler yapmak olmaz, bu bize ayıptır cümleleriyle önerisini
bitiren Vartkes Efendi’ye İsmail Paşa’dan tepki gelir. Ayıp lafını geri al-
masıni isteyen İsmail Paşa’nın Geri almazsan ben bu mecliste oturamam
sözüne de Vartkes Efendi uğurlar olsun efendim deyip daha da ileri gide-
rek hükümet ne hakla ahalinin bir cemiyet yapmasına karışıyor, hükümet
dikkat etsin, baksın cemiyet ne fi kir besliyor, ondan ziyade ileri gitmeye ne
hakkı var şeklinde konuşmuştur
17
.
Kanunu savunan Emrullah Efendi konuşmasında dernekleşmenin ta-
rihçesine girmiş ve ilk olarak kulüplerin oluşturulduğundan, daha sonra
İçtima Kanunu ile de heyetlerin toplanabilmesi için hükümetten ruhsat
alınmasının gerekliliği üzerinde durmuştur
İlyas Sami Efendi de kanun lehine konuşur ve cemiyetleri bilakayd
serbest edersek tevlid edecekleri hatır-ı âlinize getiririm diyerek uyarısını
yapmıştı. Aynı uyarıyı Süleyman Sudi Efendi de (Bayazıt) malûmdur ki
Meşrutiyet-i idareye malik olmuşuz ve siyaset-i mülkiyemiz hiçbir devle-
te ve memlekete kaabil-i kıyas değildir. Binanenaleyh, seviye-yi irfanımız
dahi mahtuddur... Şayet böyle bir içtimaata, böyle serbestane ruhsat ve
selahiyet verilirse, nihayet az bir müddet zarfında netayic-i muzırrasını
müşahede edeceğimiz tavzihten varestedir
18
şeklindeki sözleriyle zabıtlara
geçirmişti.
26 Haziran’da devam edilen müzakerelerde Başkan Ahmet Rıza
Bey’dir. Yorgo Boşo Efendi
19
(Serfi ce), kanunun esasen reddi için birkaç
teklifi n olduğundan bahseder. Dâhiliye Nazırı Ferit Paşa ise,
bunun Bakan-
lar Kurulu’nun arzusuyla yapıldığından sözederek karşı çıkar ve maddele-
rin görüşülmesine geçilir
20
.
Her maddenin görüşülmesinde gayrimüslim mebusları itiraz içinde
olmuşlar ama sonuçta maddeler kabul edilmeye başlanmıştır. Kanunun 2.
maddesinde derneğin oluşturulması için ruhsat alınıp alınmaması tartışıl-
mıştı. Gayrimüslim mebuslar alınmasına karşıydılar, hükümet ise zararlı
olan cemiyetlere izin vermemekten yana olduğu için alınması taraftarıydı,
ancak şartlara uyulacak olursa alınmamasını da savunmaktaydı. Nitekim
17 MMZC, Cilt 4, s.478.
18 MMZC, Cilt 4, s.495.
19 Yorgo Boşo Efendi, benim Osmanlılığım, Osmanlı Bankası’nın Osmanlılığı kadardır sö-
züyle ünlüdür.
20 MMZC, Cilt 5, Devre 1, İçtima 2, 13 Haziran 1325, s.21.