547
Dr. Mehmet Emin ELMACI
Maddeyi kabul etmeyen mebuslara bakacak olursak;
Muratyan Hamparsum (Kozan)
İstepan Efendi (İzmir)
Pavli Karolidi Efendi(İzmir)
Mihaliki Efendi (Limni)
Teodor Konstandinidi (Rodos)
Çelebidi Efendi (Sakız)
Agop Boyacıyan Efendi (Tekfurdağı)
Vartkes Efendi (Erzurum)
Hallacyan Efendi (İstanbul)
Kozmidi Efendi (İstanbul)
Zöhrap Efendi (İstanbul)
Yorgaki Efendi (Niğde)
Dağavaryan Efendi (Sivas)
Papazyan Efendi (Van)
Gibi gayrimüslimlerin yanında
Rahmi Bey (Selanik)
Arif Hikmet Bey (Mersin)
Esat Paşa (Dıraç)
Gibi kişiler de vardı. Müslüman Türk unsur dışında bütün mebusların
bu maddeye olumsuz oy vermiş olmaları anlamlıdır. Olumsuz oy verenler
içinde Arap ve Arnavut mebusları da bulunmakta ve Tunaya’nın dediği
gibi onlar da Balkanlılığa katılmışlardı
33
. Osmanlı meclis-i umumîsinde
her mebus hem kendi
milletinin hem de Osmanlı
beynelmililiyetinin tem-
silcisidir. 4. maddeye olumlu oy verenler içinde tek Hıristiyanın olmaması
da ayrı bir noktadır.
Asıl tartışmanın olduğu 4. maddenin kabul edilmesi ile sanki tartışma
bitmiş ve tüm maddeler sessizce kabul edilmeye başlanmıştı.
8 Ağustos 1909’da yapılan görüşmelerde 18. madde yeniden okunur.
Buna göre cemiyetler üzerinde teftiş hakkı bulunmaktadır. Cemiyetler za-
33 Tarık Zafer Tunaya, Türkiye’de Siyasî Partiler, II. Meşrutiyet Dönemi, Cilt 1, İletişim Ya-
yını, İstanbul 1998, s.398.
548
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
bıta memurlarına herzaman açık olacaktır
34
. 16 Ağustos 1909 tarihinde yasa
tamamen meşruiyet kazanmış, beş gün sonra ise 21 Ağustos 1909’daki bir
yasa maddesiyle de Kanun-ı Esasî’ye 120. madde eklenerek dernek kurma
hak ve özgürlüğü anayasal güvence altına alınmıştı
35
.
Meclisteki konuşmalardan anlaşılan halkın cemiyet kurma özgürlü-
ğünün herkes tarafından kabul görmüş olmasıdır. Tartışılan bu özgürlüğün
sınırsız mı olacağı yoksa sınırlandırılacağı mıdır? Gayrimüslim mebuslar
bu kanun layihasına karşıydılar ve reddedilmesini isteyerek halka daha
fazla özgürlük verilmesinden yanalardı. Günümüzdeki olayları da anım-
satan bu gelişmelerde özgürlüğü kendi farklı amaçları isteyenlere liberal
bilinen kişilerin destekleri de anlamlıdır.
Görüldüğü gibi dernekleşmeye getirilen engellemeler esasta 3, 4 ve 6.
maddelerde geçerliydi. Böylece kavmiyetçi ve infi ratçı yani milliyetçi ve
ayrılıkçı dernekler yasaklanmıştı. Bu yasa ile birlikte kurulan cemiyetler
bu ittihad-ı anasır politikası gereği hızla artmaya başlamıştı. Cemiyetlerin
isimleri de Osmanlı ile başlayan isimler almaya başlamıştı ve bazıları da
bu ismi bir paravan olarak kullanmışlardı
36
. Osmanlı Hürriyet ve Teavün
Cemiyeti,
Meşrutiyet-i Osmaniye Kulübü, İttihad-ı Anasır-ı Osmaniye
Cemiyeti adında dernekler ortaya çıkmasına rağmen, gerçekler karşısın-
da Osmanlıcılık artık yozlaşmaya başlamış, ittihad-ı anasır hayal şekline
bürünmüş ve içi boş bir hale gelmeye başlamıştı. Osmanlı ülkesinde millî
bağımsızlığı ülkeden kopma aracı sayan ve siyasal amaçlarını saklayarak
kurulmuş derneklerin sayısı da bu oranda artmaya başlamıştı.
Osmanlılık düşüncesi pratikte kalmıştı. Çünkü bu ideoloji ülkedeki
gayrimüslimlerin uluslaşma açısından geldikleri noktada artık imkânsız
bir politikaydı
37
. Gayrimüslimler İkinci Meşrutiyet’in sağladığı vatandaş-
lık haklarını kendi özerkliklerini gerçekleştirmek için kullanmayı daha
uygun görmüşlerdi. Yasak olmasına rağmen Ermeni ve Rum adı altında
derneklerin kurulduğu da bilinmektedir.
9 Şubat 1331 (1915) tarihli Dâhiliye Nezareti cemiyet-i umumiye mü-
düriyetinden tüm vilâyet sancak ve mutasarrıfl ıklara gönderilen bir yazı
34 MMZC, Cilt 6, s.230.
35 Zafer Toprak, 1909 Cemiyetler Kanunu, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedi-
si, 1. Cilt, İletişim Yayınları, İstanbul, s.205
36 Tunaya, a.g.e., s.398
37 Çağatay Okutan, Tek Parti Döneminde Azınlık Politikaları, Bilgi Üniversitesi Yayınları,
İstanbul 2004, s.44.
549
Dr. Mehmet Emin ELMACI
önemlidir. Yazıda buralardaki cemiyetlerin sayısı ile ilgili bilgi istenmişti
38
.
Gelen yazılarda kurallara uymayan gayrimüslim derneklerin 1914 öncesi
kapatıldığı vurgulanmıştı. Örneğin, Kayseri mutasarrıfl ığından 28 Mart
1332 tarihli ve 1276/5 sayılı Başbakanlık Arşiv belgesine göre Kayseri’de
Ermeni Maarifperver Cemiyeti, Ermeni Kadınlar Terakki Cemiyeti ve Er-
meni Kıtaatperver Cemiyeti, Taşnak Sütyun Cemiyeti, Hınçak Cemiyeti,
Yerigon Zagan Cemiyeti, İncil Cemiyeti, Erciyas Cemiyeti, Ramgavar He-
loçati Cemiyeti gibi Ermeni kuruluşları, kurucularının ihtilâlci eylemleri
nedeniyle kapatılmıştı
39
.
1876 yılından sonra bütünleşmiş bir Osmanlılık ilkesini ortaya koyan
Osmanlı yönetimi, çıkartılan gayrimüslim nizamnameleri (1862 Rum,
1863 Ermeni, 1865 Yahudi) ile Uluslaşma hissini yavaş yavaş hissetme-
ye başlayan gayrimüslim unsurlara kültürel ve dinî özerkliklerini vererek
kendisine bağlamaya çalışmıştı. Ancak dinî farklılıklar ve kapitülasyonla-
rın varlığı nedeniyle öteki kavramından kendini kurtaramayan bu kesimler,
1909 sonrası bu bağların iyice zayıfl amasıyla kendilerini Osmanlı olarak
da görmemeye başlamışlardı. Bunu da Cemiyetler Kanunu’nun mecliste
görüşüldüğü toplantılarda çok açık göstermişlerdir.
38 Tunaya, a.g.e. s.402, dpn.21
39 Aktaran Tunaya, a.g.e., s.402, 21. dpn.