13
Arş. Gör. Dilşen İnce ERDOĞAN
her kademesinde görev almalarını sağladı
8
. İstanbul büyükelçisi Layard’ın
Londra’ya
gönderdiği raporda da Osmanlı Ermenileri bütün öteki Osmanlı
Hıristiyanları’ndan daha fazla Türklere yakındı. Türklerle ısınmışlar ve
onlarla kaynaşmışlardı. Türkçe konuşuyorlardı diye belirtilmekteydi.
3 Kasım 1839 tarihinde ilân edilen Tanzimat Fermanı ile Hıristiyan
tebaanın Osmanlı idaresi altından ayrılmak istemesinin engellenmesi ve
yeni birleşmiş bir Osmanlı ulusu oluşturulması amaçlanmıştı
9
. Bu Ferman
ile oluşturulmak istenilen Osmanlı vatandaşı olma fi kri, gayrimüslimle-
rin yararlandıkları imtiyazların aynen korunması, yabancı devletlerin mü-
dahalelerinin devam etmesi nedeni ile başarıya ulaşamamıştır
10
. Sonuçta,
Tanzimat’ın gerçekleştirmeye çalıştığı Hıristiyan Müslüman birlikteliğinin
yerine, farklı Müslüman etnik grupların birlikteliği ön plana çıktı. Böy-
lece, Tanzimat ile birlikte bir arada yaşam şekli yeni bir anlayış olarak
politik arena kullanılmaya başlandı
11
.
Tanzimat Fermanı ile başlayan Batılılaşma sürecinin önemli bir adımı-
nı da 18 Şubat 1856’da ilân edilen Islahat Fermanı oluşturmaktadır. Tan-
zimat Fermanı ile gayrimüslimlere verilen hakların yeterli görülmemesi,
Batılı devletlerin Müslümanlarla gayrimüslimler arasında bazı siyasî ve
hukukî farklılıkların bulunduğunu ileri sürerek Osmanlı Devleti’ne baskı
yapmaları sonucu ilân edilen Islahat Fermanı ise ne gayrimüslim Osmanlı
tebaasını ne de Batılı devletleri tatmin edebilmiştir
12
. Hâlbuki bu ferman
ile gayrimüslimlere verilen imtiyazlar ve statüler düzenlenmiş, kültür ba-
8 Enver Ziya Karal, Ermeni Meselesinin Ortaya Çıkmasında Dış Etkenler ve Kışkırtmalar,
s.6-5. II. Mahmut döneminde devletin güvenilirliğini kazanan Ermenilere, güvenin bir işa-
reti olarak kalpaklarına tuğra takmalarına izin verilmiş, Abdülmecid döneminde ise Hassa
hazinesi nazırlığına kadar yükselmişlerdir.
9 Mehmet Emin Elmacı, İttihat-Terakki ve Kapitülasyonlar, Homer Kitapevi, İstanbul 2005,
s.31. Ayrıca bkz. Recai Okandan, “Amme Hukukumuzda Tanzimat Devri”, Tanzimat I,
MEB Yayını, Ankara 1999, s.129.
10 Önder Kaya, Tanzimat’tan Lozan’a Azınlıklar,Yeditepe Yayını, İstanbul 2004, s.70-75. Ay-
rıca bkz. Bozkurt, Azınlık İmtiyazları, Kapitülasyonlardan Tek Hukuk Sistemine Geçiş,
Atatürk Araştırma Merkezi Yayını, Ankara 1998, s.122.
11 Hans Lukas Kieser, Iskalanmış Barış, Doğu Vilâyetlerinde Misyonerlik, Etnik Kimlik ve
Devlet 1839-1938, İletişim Yayını, İstanbul 2005, s.165, 171-172. Ayrıca bkz. Musa Çadır-
cı, Tanzimat Döneminde Anadolu Kentlerinin Sosyal ve Ekonomik Yapıları, TTK Yayını,
Ankara 1991.
12 Eryılmaz, a.g.e., s.111-112. Osmanlı Devleti’nden istenenler arasında, valilerin denetimin-
de olan vilâyet meclislerinin yeniden düzenlenmesi, devlet kademelerinde görev alacak
memurları yetiştirmek amacı ile okullar açılması, gayrimüslimlere memur olma hakkının
tanınması vardı. Bu konuda ayrıca bkz. Edouardt Engelhardt, Türkiye ve Tanzimat, Çevi-
ren Ali Reşat, İstanbul 1902.
14
HOŞGÖRÜ TOPLUMUNDA ERMENİLER
ğımsızlığı, Türk okullarına girme ve okul açma hakkı tanınmıştır. Her ne
kadar vatandaşlık duygularından yoksun olan gayrimüslimlerde bu duygu-
nun oluşması amacı ile askere gitmeleri konusunda ilk adım atılsa da, bu
durum onlar arasında en fazla hoşnutsuzluk yaratan konu olarak gündeme
gelmiştir
13
.
1856 Islahat Fermanı’nın ilân edilmesi sonrası Osmanlı İmparatorluğu
içinde yaşayan gayrimüslimlerden olan Ermeniler, bürokraside, hüküme-
tin her kademesinde özellikle fermanın ilân edilmesi sonrasında alçılan ilk
Osmanlı Mebusan Meclisi’nde yer aldılar. Osmanlı bürokrasisi içinde 29
Ermeni paşa, 22 bakan, 33 milletvekili, 7 büyükelçi, 11 başkonsolos ve
konsolos, 11 üniversite öğretim görevlisi ve 41 yüksek rütbeli memurun
görev aldığı görülmektedir
14
. II. Abdülhamit döneminde merkezden taş-
raya atanan gayrimüslim hâkim, zabıt, mahkemelerde görev yapacak olan
memur, sayısında önemli miktarlarda artış vardır
15
.
Ermenilere karşı oluşan güven duygusu sadece sarayda ve bürokrasi
alanında gösterilmiş değildi. Türk halkı da Ermenilere güvenirdi
16
. Örne-
ğin, Kayseri ve yöresinde mal alımı ve satımı sırasında Türkler
ile Ermeni-
ler arasında senet alınıp verilmezdi. Birlikte yaşamak hayatın her alanında
kendini gösterirdi. Türkler, Ermenilerin Paskalyalarını kutladıkları gibi Er-
meniler de Türklerin Kurban bayramlarında birlikte olurlardı. Bu yörede
düğün sırasında yapılan gelin hamamı, traş ve kahve töreni her iki toplum-
da yaşanan gelenekler arasındaydı
17
. Birinci Dünya Savaşı sonrası Doğu
Anadolu’da incelemeler yapan General Harbord Amerikan Senatosu’na
sunduğu raporunda da Türklerle Ermenilerin yüzyıllarca birlikte yan
yana ve dost olarak yaşadıklarını bildirmiş, hatta Erzurum’da Hacca gi-
den Müslüman ailelerin ailelerinin geçimlerini ve işlerinin yürütülmesini
13 Hidayet Vahapoğlu, Osmanlıdan Günümüze Azınlık ve Yabancı Okullar, MEB Yayını,
İstanbul 1997. Ayrıca bkz. Halit Ertuğrul, Kültürümüzü Etkileyen Okullar, Nesil Yayını,
İstanbul 2003; Mehmet Doğan, Batılılaşma İhaneti, Beyan Yayını, İstanbul 1986; Bayram
Komadan, Abdülhamit Devri Eğitim Sistemi, Ötüken Yayını, İstanbul 1980.
14 İlber Ortaylı, “II. Abdülhamit Devrinde Taşra Bürokrasisinde Gayrimüslimler”, Osmanlı
İmparatorluğu’nda İktisadî ve Sosyal Değişim, Makaleler I, Turan Kitabevi Yayını, Ankara
2004, s.194-196.
15 Kaya, a.g.e., s.94-95.
16 Karal, Osmanlı İmparatorluğu’nda Ermeni Meselesi, Sayı 15, Dışişleri Akademesi Yayını,
Ankara 1971, s.6-10.
17 Selma Yel, Orhan Gazi Demirtaş, “Geçmişten Günümüze Ermeniler ve Türkler Arasında
Sosyal ve Kültürel Etkileşimler”, Erciyes Üniversitesi Uluslararası Sosyal Araştırmalar
Sempozyumu, Osmanlı Toplumunda Birlikte Yaşam Sanatı: Türk-Ermeni İlişkileri Örneği
(20-22 Nisan 2006), Basılmamış Bildiri.