24
III BEYNƏLXALQ HƏMZƏ NİGARİ
TÜRK DÜNYASI MƏDƏNİ İRSİ SİMPOZİUMU
büyük, kaşları gözlerinin üzerine kadar dökülmüş ve kalın, başı büyük, şuh meşrep,
latife sever, güler yüzlü, açık simalı bir zat idi. Sebâtî her zaman güler yüzlü olup
tebessüm ederdi. Onun yüzünü hiç kimseye ekşittiği görülmemiştir. En müteessir
olduğu zamanda bile ‘hay külhanî’ sözünden başka bir söz sarf etmediğini bizzat
müşahede ettim.”
****
Fahreddin Ağabali, Sebâtî’nin Hazret-i Pir’in hatırını kırdığını ve bu kırgınlık
üzerine Pir’in ona: “Seni bu bâbda rüsvâ-yı cihân ederdim/ Lakin imdi seni İlhamî’ye
kurban etdim”
*****
dediğini yazar. Bu kırgınlık hadisesini nakletmeyen Ağabali,
İlhamî’nin dindar, hoş sohbet, meclislerin aranan ismi olan bir zat olduğunu ve
Sebâtî’nin büyük kardeşi olduğunu belirtir. Demek ki Mir Hamza bu zatı çok
sevmektedir ve onun yüzü suyu hürmetine Sebâtî’yi yaptığı hatadan dolayı
affetmiştir. Sebâtî de bu hatasından dolayı özür dilemiştir.
Otuz yılı aşkın İsmail Şirvanî türbesinde imamlık yapan Sebâtî, kabrini İsmail
Şirvanî’nin türbesinin giriş kapısından on-on beş metre önüne kazdırmış ve
öldüğünde buraya gömülmek istediğini söylemiştir.
“Mezarı kazılırken evin penceresinden seyr etmekte idi. Garip tesadüftür ki o
hastalıktan şifa bulamayıp vefat etmiş ve sağlığında kazdırdığı mezarında ebedî
uykuya dalmıştır. Vefatı 1320 (1902-3) yılına tesadüf eder.”
******
Sebâtî, şeyhi olan Mir Hamza Nigârî’ye ve onun erken yaşta ölen oğlu
Siraceddin’e tarih manzumesi şeklinde birer mersiye yazmıştır.
Mir Hamza için yazdığı ebcedli tarih manzumesi şudur:
“BU DAḪİ BAYEZID PAŞA MAḤALLESİ’NDE CAMİ‘İ VE TÜRBE-İ
MAḪṢÛṢÃSINDA MEDFÛN ŞEYḪ ḤAMZA-EN NİGÂRÎ EL-ḲARABÂĠÎ
ḤAẐRETLERİ’NİÑ VEFÂTI TÂRİḪİDİR
Fâ‘ilâtün / Fâ’ilâtün / Fâ‘ilâtün / Fâ‘ilün
İrtiḥâl itdi diriġâ ‘ârif-i bi-llahımız
Ey göñül min ba‘d çıksun göklere dek âhımız
Ey diriġâ ḥasretâ vü ifriḳat kim nâgehân
Gitdi emr-i irci‘ ile mürşid-i âgâhımız
Şems-i burc-ı evliyâ vü şem‘-i bezm-i ‘âşıḳân
Vaḳıf-ı esrâr-ı Ḥaḳḳ ol pîr Ḥamza şâhımız
Aẖter-i baẖtım n’ola düşse zemîne ba‘de-zîn
Âsümân-ı ‘aşḳdan çün kim ṭoldı mâhımız
Ser-nigûn ẖalḳ olmuşuñ ey sırça-saḳf-ı vâzgün
Kim yazılsun cevfüñe her dem bizim eyvâhımız
Ba‘de haẕâ ey Ŝebâti âyet-i ṣabrı oḳu
Tâ hidâyetler ḳılub tevfîḳ vire Allahımız
Hâtif-i ġaybî götürdi söyledim târiẖini
Gitdi ẖayfâ dil cihândan mürşîd-i âgâhımız
Sene 1303”
*******
**** Mehmet Rıhtım, a.g.e., s. 155.
***** A.g.e., s. 156.
****** A.g.e., s. 156.
******* Nagehan Koç, Hafız Mehmet Sebâtî Divanının Transkripsiyonlu Metni ve İncelemesi, Sakarya Üniversite-
si Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2006, s. 229.
25
III BEYNƏLXALQ HƏMZƏ NİGARİ
TÜRK DÜNYASI MƏDƏNİ İRSİ SİMPOZİUMU
ندناهج ݪݚ افيح ىدتك ىديشرم زيميهاكآ
٣٠٣١
Bu beytitte ikinci dizenin tüm harfleri toplandığında 1303 tarihi bulunur ki bu
tarih Şeyhin ölüm tarihidir.
Mir Hamza’nın biricik oğlu Siraceddîn için yazdığı tarih manzumesi ise şudur:
“MÜŞÂRÜN-İLEYHÜÑ MAHDÛM-I SİYÂDET MELZÛM-I ‘ÂLÎLERİ MUHAMMED
SİRÂCÜDDİN EFENDİ’NİN VEFÂTINA MERSİYE TÂRİHİDİR
Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilâtün Fâ‘ilün
Âh kim söndi sirâc-ı bezm-i irfân ey dirîġ
Ḳaldılar ehl-i muḥabbet sîne sûzân ey dirîġ
Geldi emr-i irca‘ çün gitdi ol peyk-i vefâ
Tâbi‘-i hikmet-i meşiyyet emr ü fermân ey dirîġ
Ḫâne-i ‘işret ẖarâb oldı ḳırıldı şîşeler
Sâḳi-i gül-çehre ḳaldı mest ü ḥayrân ey dirîġ
Düşdi muṭribler elinden târ ü çeng ü ûd ü nây
Mecmâ‘ı yârâna düşdi âh-ı efgân ey dirîġ
Ol żiyâ-ı çeşm kim cân u dil-i ‘uşşâḳ idi
Gitdi ḥayfâ ḳaldı bunlar bî-dil ü cân ey dirîġ
Görmemişken kimseler rûyında âŝâr-ı melâl
Ḥażret-i Seyyid Nigârî ḳıldı efgân ey dirîġ
Ey dil-i mâtem-serâ bir âh çek kim derd-nâk
Düşsüñ iḳlim-i vücûda nâr-ı ḥarmân ey dirîġ
Arzû-yı mevt ider göñlüm ḳanı câm-ı ecel
Kim bu derde yoḳdur andan ġayri dermân ey dirîġ
Râhat-ı cân ü dilüñ gitdi Ŝebâtî ba‘de-zin
Cây-ı âsâyiş saña olmaz mı nîrân ey dirîġ
İstedim ṭab‘ı Ŝebâtî’den ânuñ târiẖini
Âh-ı ḥasret çekdi ol ân didi bî-cân ey dirîġ”
********
ايستدوم طبع ثباتيدن انڭ تاريخيني
آه حسرت چكدي اول آن ديدي بيجان اي دريغ
۱۲٩۱
Bu beyitte “didi” ifadesinden sonrası “bî-cân ey diriġ” toplandığında 1291 tarihi
bulunur ki bu tarih Siraceddîn’in ölüm tarihidir.
MÜŞÂRÜN-İLEYH (Siraceddin) ḤAḲḲINDA SÖYLENİLEN MERŜİYEDİR
********
Fe‘ilâtün / Fe‘ilâtün / Fe‘ilâtün / Fe‘ilün
‘Âşıḳân kûy-ı Nigâre yine aġlar çekilür
Ḳorẖaram aġlamadan gözlere aġlar çekilür
Mâhî-i maḥlubı bulmañ a gözüm aġlamadan
******** Nagehan Koç, a.g.e., s. 231.
******** A.g.e., s. 230
26
III BEYNƏLXALQ HƏMZƏ NİGARİ
TÜRK DÜNYASI MƏDƏNİ İRSİ SİMPOZİUMU
Âb-ı çeşmüñ dökivir gör nice aġlar çekilür
Ey göñül aç gözügüñ barcâ ḳarabâġını gör
Ki Ḳarabâġlı mehe biñ ḳara baġlar çekilür
Mâtem ile yine mât oldı cünûn teg ‘uşşâḳ
Ânları baġlamaġa çoḳ ḳarabâġlar çekilür
Ey Ŝebâtî yetişür mürà-i dili zâr itdüñ
Kim ânuñ nâlesine bülbül-i bâġlar çekilür
Girye-i ebr-i ġam bâd-ı belâ birle bu gün
Cûy-ı eşkim ṣanemâ gör nice çaġlar çekilür
Tâb ḳılmaz bu ġama ṭâġ-ı şecer seng ü meder
El-amân söylemeyüñ sîneme dâġlar çekilür
Sebâtî; gazel veya kaside şairi olmak yerine, ki kendisinden çok daha başarılı
bir şeyhe sahipken buna gerek görmemiş olabilir, tarih manzumeleri sahasında
ilerlemeyi tercih etmiştir. Bunda da şeyhinin şu tarih manzumesinin ilham kaynağı
olma ihtimali yüksektir:
Ey büt yüzüňe baḳdım ġamzeň gözüme degdi
Bildim ki şehîd olam ẖoş geldi baňa fâlum
********
ىدكد هموزوك گزمغ مدقاب هگوزوي تب ىا
ملاف اكب ىدلك شوخ مالوا ديهش هك مدلب
۳۰۳۱
Köprülü Yahya Efendi’nin tahminine göre bu beyt (Mir Hamza’nın kendi) vefat
tarihini göstermektedir. Ebced hesâbı ile
Şehîd olam ẖoş شوخ مالوا ديهش
kelimeleri rumî ayı ile vefat tarihini göstermiştir.
Bu üç kelimeyi bu beytitten seçmeye gelince, anlaşılıyor ki Hazret-i Pir bu ifade
ile şehid olacağını anlamıştır.”
Kelimlerin ebced karşılıkları ve sonuç şudur:
Şehîd: şın (٣٠٠)+ he (5)+ ye (١٠) + dal(4) = ٣١٩
Olam: elif (1) + vav (6)+ lam (30)+ elif (1) + mim (40) = 78
ẖoş: ẖ (600)+ vav(6) + şın(300) = 906
Toplam: 1303
Bin üç yüz üç tarihinde şehadet makamını kazanacağını ve bu yolla âlî mertebeye
kavuşacağını keşfen söylemiştir. Daha ilginci, bu beytin son dizesinin noktalı harfleri
toplandığında da aynı tarih bulunmaktadır. Yani bu beyitte aynı zamanda cevherî
tarih de gizlidir, şöyle ki:
Bildim (özellikle ye’siz yazılmış); noktalı harf be (2) +
şehîd; noktalı harfler şın(٣٠٠), ye (١٠)+
ẖoş; noktalı harfler ẖa (600), şın(300) +
******** Azmi Bilgin, Divân-ı Seyyid Nigârî, Mir Hamza Nigârî, Kule İletişim Hizmetleri, İstanbul, 2003, s.
287- gazel 473/ beyit 2.
Dostları ilə paylaş: |