45
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
BEÞÝNCÝ BÖLÜM
ÝLKEL TOPLULUÐUN PARÇALANIP DAÐILMASI
1. TUNÇ VE DEMÝR DEVRÝNDE
ÜRETÝCÝ GÜÇLERÝN ÝLERLEYÝÞÝ
Madensel Avadanlýklarýn Bulunuþu
Taþtan yapýlma avadanlýklar sürekli olarak yetkinleþmekle
birlikte, emek üretkenliði son derece düþük olmakta devam edi-
yor. Toplumun üretici güçlerinin ileriye doðru gidiþinde köklü bir
deðiþiklik, ancak MÖ 5. ilâ 6. binyýllarýnda, madensel aletler yapýl-
maya baþlandýðý zaman, kendini gösterdi. Madensel aletlerin kulla-
nýlmasý, toplumun üretici güçlerinde genel bir ilerlemeye neden
oldu, emek üretkenliðini hýzla yükseltti ve, sonuç olarak da, üretim
iliþkilerinde ve insanlýðýn bütün yaþam tarzýnda deðiþiklikleri zorun-
lu kýldý.
Ýnsanlar, avadanlýklarý için hammaddeler ararken, taþ balta
vuruþlarý ile biçim verebildikleri bakýrý buldular. Bakýrdan
[sayfa 49]
baltalar, saldýrmalar, ok ve mýzrak baþlarý yaptýlar.
MÖ 6. binyýla doðru, Asya, Afrika ve Avrupada, avadanlýkla-
rýn yapýmý için yeni maddeler ve madenler kullanýlmaya baþlandý.
MÖ 4. binyýlda, Afrika, Ön Asya ve Hindistanda, ilk maden
46
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
eritme, dökme yöntemleri uygulanmaya baþlandýðý zaman, maden-
lerin kullanýlmasý daha da arttý. Ýnsan, alaþýmlarý (özellikle bakýr ve
kalay alaþýmýný) öðrendi. Baþlangýçta, madenler, çok az ve düþük
nitelikteydi, ayrýca daha uzun bir zaman, insanlar, taþ avadanlýklar-
dan tamamýyla vazgeçemediler.
Bakýr, tunç, daha sonra demirden aletlerin yardýmýyla insan,
taþý, tahtayý, kemiði ve boynuzu iþleme sanatýný yetkinleþtirdi; þimdi
artýk madensel çapalar, oraklar, baþka aletler ve kapkacak yapýyor-
du. Ayný çaða doðru aðaçtan büyük evler yapýlmaya da baþlandý.
Ýnsan, benzetmeye dayanan ilkel mekanizmalarý, ellerinin
yerine koymayý denedi. Böylelikle çömlekçi tornasý (çýkrýðý) ve ilkel
dokuma tezgâhý icat edilmiþ oldu. Bu ilk mekanizmalar, yalnýz üre-
tilen maddelerin niteliklerini iyileþtirmekle kalmadý, insan emeðinin
üretkenliðini de büyük ölçüde artýrdý.
Topraðýn Ýþlenmesinde Geliþme
Madenden aletlerin kullanýmýnýn yaygýnlaþmasý, topraðýn
iþlenmesinde çok büyük bir rol oynadý. Bu, Mýsýrda, Filistinde, Ýran
yaylasýnda, Irakýn dað eteklerinde, Orta Asyanýn güneyinde, büyük
ölçüde uygulanmaktaydý; daha sonra, Batý Asyaya, Hindistana,
Çine, Küçük Asyaya, Balkan Yarýmadasýna, Avrupanýn ormanlýk
bölgelerine ve orman stepleri bölgelerine, Kafkasyaya ve Afrikaya
da yayýldý.
Kurak ve sýcak iklimlerde, topraðýn iþlenmesi, ancak yaðmur-
larýn sýk olduðu bölgelerde ve akarsularýn seller gibi
[sayfa 50]
bol aktý-
ðý dað eteklerinde olanaklýydý. Buralarda, insanlar, suyu, tarlalarýna
getirmek için arklar kazmaya baþladýlar. Daha sonra, barajlar ve
bentler kurarak sularýn düzeyinin yükseltilmesi ve ayrýca bu sularýn
özel su haznelerinde, büyük kayalara yontulmuþ bir çeþit sarnýçlar
içinde saklanmasý öðrenildi. Topraðý sulama yönteminin ilerlemesi,
bir yandan tarýmýn yeni bölgelere yayýlmasýna, iþlenen toprak ala-
nýnýn artmasýna yardým etti, öte yandan da ürünü farkedilir bir þekilde
iyileþtirdi. Artýk, tarým, doðanýn kararsýzlýðýna gitikçe daha az baðlý
oluyor ve tarýmýn insanlara saðladýðý zahire miktarý, durmadan artý-
yordu.
Tarýmda ilerleme, özellikle büyük nehirlerin geçtiði verimli
vadilerde çabuk oldu; nehirlerin yýllýk kabarmalarý, tarlalara, bitki
47
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
besinleri bakýmýndan zengin balçýk ve lös býrakýyordu. Ayný tarla,
arka arkaya birkaç mevsim ekilebiliyordu. Çiftçilerin yapacaklarý
þey, yalnýzca, sulama kanallarý açmaktý; nehirlerin kabarmasý sý-
rasýnda biriken su, kurak mevsimde, bu kanallarla, tarlalara geliyor-
du. Daha az verimli ülkelerde, insan, sýk sýk tarla deðiþtirmek zorunda
kalýyordu. Ormandan tarla açýyor, aðaçlardan kalan çotuklarý, kökleri
temizliyor ve sonunda topraðý ekime hazýrlýyordu. Bu bölgelerde,
tarlalar, ancak verimliliklerini koruduklarý birkaç yýl boyunca kulla-
nýlabiliyordu. Topraðýn verimden düþmesi, çiftçileri, baþka toprakla-
ra geçmeye zorluyordu. Terkedilen tarlalar, yýllar boyunca yeniden
ormanla kaplanýncaya deðin, malaz (sürülmemiþ, ot bürümüþ Tar-
la) halinde kalýyordu. Bu tarým sistemine, yakýlarak yanmýþ orman-
da gezici tarým denir. Dünyanýn pek çok bölgesine yayýlmýþ bir
sistemdi. Sulu tarým ya da yakýlarak açýlmýþ orman tarlasýnda gezici
tarým, madenden aletleri gerektiriyordu. Baþlýca alet, önce taþtan,
sonra madenden yapýlmýþ çapaydý. Bu yüzden, bu çaðýn tarýmýna,
çok kez, çapalý tarým denir. Uygun bölgelerde, tarým, gitgide çok
geliþmiþ bir düzeye ulaþtý ve insanlarýn baþlýca uðraþý oldu.
[sayfa 51]
Hayvancýlýkta Ýlerleme
Doðal koþullarýn tarýma uygun olmadýðý yerlerde, hayvan
yetiþtiriciliði geliþme gösterdi.
MÖ 5. ilâ 4. binyýllarýna doðru subtropikal bölgenin birçok
kabileleri, köpekten baþka koyun, keçi, domuz, eþek, inek ve çeþitli
antilop türlerini de evcilleþtirmiþlerdi. Sürü hayvanlarýnýn yetiþtiril-
mesi, avcýlýktan daha çok ürün veren, daha üretken bir faaliyeti ve
bu durum, kendilerini avcýlýða vermiþ olan step bölgelerindeki ka-
bilelerin, gittikçe çoban kabileler haline dönüþmelerinin nedeni oldu.
Bazý yerlerde hayvancýlýk, tarýmdan daha üretkendi. Ve birçok kabi-
le, kendilerini, yalnýz hayvancýlýða vererek, tarýmý terekettiler. Kýr
kabileleri ya da çoban kabileler, özellikle et, süt, süt ürünleri, deri,
yün vb. þeyler üretiyorlardý. Tarýmcýlar ise, tersine, oldukça önemli
miktarlarda her çeþit tahýl, sebze ve meyve elde ediyorlardý.
Baþlangýçta, hayvan yetiþtiricisi kabileler, gezgin deðillerdi ve
otlak tümüyle tükenene deðin ayný yerde oturuyorlardý. Buzullarýn
gerilemesi sonunda, gittikçe sýklaþan kuraklýklar, özellikle Orta
Asyadaki otlaklarý yoksullaþtýrýyordu. Kuzey Afrika ve Orta Asya boz-
Dostları ilə paylaş: |