39
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
çevresi kapalý bir yere doðru sürmekten ibaret olan bir sürek avý
yönteminin geliþmesinden alýr.
Bu þekilde yakalanan hayvanlar hemen öldürülmüyor, ama
et için hazýr yedek olarak saklanýyordu. Baþlangýçta, hayvanlar, an-
cak kýsa bir süre saklanýyordu; ama daha sonra, aðýla kapama süre-
si, hayvanlarýn tutsaklýk halinde de çoðalmaya baþlamalarýna deðin
uzatýldý.
Hayvan yetiþtirme, insanlýðýn evriminde büyük bir rol oynadý;
çünkü av için pek elveriþli olmayan mevsimlerde de, et elde etme
olanaðý saðlýyordu. Asya, Afrika ve Avrupanýn ilk çobanlarý, hayvan-
larýný yalnýz et, süt, post ve yün kaynaðýndan ibaret görüyorlardý.
Ýnsan tarafýndan evcilleþtirilen ilk hayvan, köpek oldu. MÖ 6. ilâ 5.
binyýllarýnda, inekler, koyunlar, keçiler ve domuzlar evcilleþtirilmiþti.
Bu çaðda, Mýsýrda, Ön-Asyada ve Orta-Asyada, Hindistanda, Çinde
ve Avrupada evcil hayvanlar yetiþtiriliyordu. Daha sonra, rengeyiði
ve Amerikada lama evcilleþtirildi.
Derece derece tarýma ve hayvan yetiþtiriciliðine geçen
[sayfa
41]
kabileler yanýnda, tek uðraþlarý avcýlýk ve bitki devþirme olan
baþka kabileler de vardý. Bunlar, yaþamýn özellikle çok çetin olduðu
en kýsýr ülkelerde, yani Kuzey Amerikanýn büyük kýsmýnda,
Hindistanýn güney bölgelerinde, Afrikada, Çin-Hindinde vb.
yaþýyordu. Bütün bu elveriþsiz doðal koþullara karþýn, üretici güçler
ilerlemekten geri kalmadý. Yaylar, oklar, Avustralyada atýþ silahý
olarak kullanýlan boomerang deðneði geliþtiriliyordu; av için her
çeþit mekanik tuzaklar bulunuyor, hayvan postlarýnýn, boynuz ve
kemiklerin iþlenmesinde geliþtirilmiþ yöntemler ortaya konuyordu.
Ýnsanlar, birçok yararlý bitkileri tanýmayý öðrenmiþlerdi ve bun-
larý, gerek besleyici nitelikleri, gerek týbbî özellikleri için topluyorlar-
dý. Bazý bitkilerin liflerinden iplik ve ip örüyorlar, bunlardan da aðlar,
kaba kumaþlar, torbalar yapýyorlardý.
Avcý kabileleri ve bitki toplayan kabileler, büyük ölçüde, dai-
ma doða güçlerinin oyunlarý karþýsýnda güçsüz kalýyorlardý. Ama
onlar da, kendi yeni aletlerinden, deneyimlerinden ve çalýþma
alýþkanlýklarýndan yavaþ yavaþ yararlandýklarý gibi, komþu kabilele-
rin deneyim, teknik ve buluþlarýndan da yararlanarak, daha ilerlemiþ
ekonomi biçimlerine geçiyorlardý.
40
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
2. ÝLKEL TOPLULUÐUN EN YÜKSEK AÞAMASINDA
ÜRETÝM ÝLÝÞKÝLERÝ
Toplumda Ekonomik Baðlarýn
ve Üretim Baðlarýnýn Güçlenmesi
Üretimdeki deðiþiklikler, insanlarýn ortaklaþa örgütlenmele-
rinde dönüþümler oluþturdu. Ýnsanlarýn, derece derece yerleþik
yaþama geçiþleri, yalnýzca kan akrabalýðýna dayanan geleneksel bað-
larý sýklaþtýrmakla kalmadý, daha yeni baðlar da yarattý. Üretim ve
ekonomik iliþkiler arttý.
[sayfa 42]
Komþu klanlar, kendilerini, yabanýl
hayvanlardan daha iyi sakýnmak ve besin yedeklerini ve barýnakla-
rýný yabancýlarýn talanýndan korumak için, birbirleriyle birleþmeye
baþladý. Klanlar arasýnda gittikçe güçlenen bu baðlar, kabilelerin,
yani birçok klaný biraraya toplayan topluluklarýn oluþmasý sonucu-
nu doðurdu.
Kabile baðlarýnýn saðlamlaþmasý ile kabile mülkiyeli ortaya
çýktý. Böylece, kabilenin oturduðu topraklar ve bu alanýn kapsadýðý
zenginlikler, av alanlarý, balýkçýlýk bölgeleri, bütün kabilenin malý
sayýlýyordu. Kabile topraklarý, akarsular, ormanlar, dað ya da tepe
zincirleri gibi, doðal sýnýrlarla birbirinden ayrýlýyordu.
Klanlarýn ve kabilelerin toplaþmalarý, yeni tekniklerin yayýl-
masýna büyük ölçüde katkýda bulunuyordu. Kabile birliðinin ortaya
çýkýþý ile kabile dilleri ve kabile uygarlýklarý güçlenmeye baþladý.
Daha geniþ bir toplumsal örgütlenme biçimi olmakla birlik-
te, kabile, kendi içindeki kan akrabalýðýna dayanan gentes halinde
bölünmeleri hâlâ koruyordu. Her klan, kendi iç sorunlarýnda büyük
bir baðýmsýzlýða sahipti: avlandýklarý alanlarýn vb. mülkiyetini ko-
ruyordu. Böylece, daha geniþ bir birliðin, yani kabilelerin doðuþu,
ortak mülkiyeti geniþletmekten baþka bir þey yapmadý.
Aletlerin ve üretim araçlarýnýn ortak mülkiyeti, üretici güçle-
rin mevcut geliþme düzeyine uygun düþüyordu. Ýlkel tarým ve
hayvancýlýk, bir baþka mülkiyet biçimi için saðlam temeller
oluþturulmasý olanaðýný henüz saðlamýyordu; çünkü, topraðýn o çaðýn
ilkel üretim araçlarý (aðaç kesmek için taþ balta, aðaçtan çapa, ucu
ateþte sertleþtirilmiþ kazma-sopa) ile iþlenmesi ve çitle çevrili yerl-
erde hayvancýlýk, bütün toplum üyelerinin çabalarýnýn birleþtirilmesini
gerektiriyordu. Buna karþýlýk, ortak çalýþma da, baþlýca üretim araçlarý
41
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
(ekilebilen topraklar, av alanlarý, barýnaklar, tekneler vb.) üzerinde,
ortak mülkiyetin devamýný zorunlu
[sayfa 43]
kýlýyordu. Ev ekonomisi,
toplumsal özelliðini, ayný þekilde koruyordu:
bazý evlerde yüzlerce kiþi olmak üzere, daima, ortak barýnakta
oturuluyordu.
Ama, insanlar arasýndaki boy, güç vb. gibi bireysel farklýlýklar
yüzünden, bazý iþ avadanlýklarý zorunlu olarak, bazý kiþilerin kiþisel
kullanýmlarý için ayrýldý. Bununla birlikte, baþlýca üretim araçlarý,
daima topluluðun ortak mülkiyeti olarak kalýyordu.
Klan ve Kabilenin Yönetim Sistemi
Klanýn ya da kabilenin bütün iþleri, topluluðun bütün üyeleri
tarafýndan seçilen þefler ya da þefler meclisleri tarafýndan düzenle-
niyordu. Bu þeflerin saygýnlýðý, yalnýzca deneyim, avda beceriklilik,
savaþçý cesaret, bilgi gibi bireysel niteliklerinden ileri geliyordu. Güç
ve yetkileri babadan kalma deðildi, yalnýzca üyelerin oyuna daya-
nýyordu. Her an görevlerinden alýnabilirlerdi. Servet bakýmýndan,
kabilenin öteki üyeleri ile hiç bir farklarý yoktu.
Þu halde görülüyor ki, ilkel topluluk düzeninde, devlet
iþleyiþini yakýndan ya da uzaktan anýmsatan kurumlar yoktu ve toplu-
luðun yönetimi, klan demokrasisi ilkesine göre, yani topluluðun (klan
ya da kabilenin) bütün üyelerinin kamu iþlerinin yürütülmesine eþit
olarak katýlmasý ilkesine göre gerçekleþtirilmekteydi. Bu toplumsal
örgütlenme biçimi, esas olarak, mevcut üretim iliþkilerine uygun
düþüyordu..
Sanatýn Baþlamasý
Düþüncenin ilerlemesi ile, beynin, insanýn gözü önünde bu-
lunmasalar bile, nesnelerin ve görüngülerin betimlemesini yapabil-
me yetisi yetkinleþiyordu. Ýnsanlarýn kendilerini çevreleyen dünyadan
edindikleri algýlarý, duyularý, gerçek imgeler biçiminde anlatma yo-
lundaki ilk denemelerini, beynin bu yetisiyle açýklamak gerekir.
Daha neanderthal çaðýndan beri insanlar, çizgiler ve
[sayfa 44]
oymalarla, çiziklerle, ancak dýþ çizgileriyle, nesnelerin benzerlerini
yapmayý denediler. Ama bu iþin üstesinden gelebilmek için beyin-
leri henüz pek az geliþmiþti, elleri de yeteri kadar becerikli deðildi;
Dostları ilə paylaş: |