118
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
3. KÖLECÝ ROMA DEVLETÝNÝN ÇÖKÜÞÜ
Hangi toplum olursa olsun, bir toplumun parçalanýþý ve yýkýlýþý,
hiçbir zaman, birdenbire olmaz. Bu, zaman içinde yayýlmýþ, yoðun-
luðu bir dönemden ötekine deðiþen yoðun bir olgudur. Roma Ým-
paratorluðunun gerileyiþinin belirtileri, hiçbir þeyin bu koskoca yapýyý
sarsamaz gibi göründüðü bir çaðda ortaya çýktý.
Büyük Ýþletmelerin Çöküþünün Baþlangýcý ve
Kolonluðun Doðuþu
MS 1. yüzyýlýn sonu ve 2. yüzyýlýn baþýnda günýþýðýna çýkan
bu belirtilerden biri, çalýþmalarýnýn sonuçlarý ile hiç bir biçimde ilgi-
lenmeyen kölelerin zarar verdiði büyük iþletmelerin rolünün gitgide
azalmasý oldu. Latifundia sahipleri, köleleri gözetlemek ve çalýþmaya
zorlamak için karmaþýk bir baský aygýtýný hazýr bulundurmak zorun-
luluðu duyuyorlar, bu da üretimi daha pahalý kýlýyordu.
Bunun için, büyük toprak sahipleri, çok kez latifundia çerçe-
vesi içinde küçük özel iþletmeleri korumayý daha kârlý buluyorlardý.
Gerekli malzemeyi efendilerinden saðlayan köleler, bu küçük
iþletmeleri iþletiyorlar ve emek karþýlýðý olarak da, üründen bir par-
ça alýyorlardý. Bu arada kolon denilen özgür yarýcýlarýn da ortaya
çýktýðý görülüyor. Bunlardan
[sayfa 137]
bazýlarý para olarak kira ödüyor-
lar, bazýlarý ise (ki bunlar hep çoðunluktaydý) ürünün bir bölümünü
mülk sahibine veriyorlardý, Kolonlar, derece derece, baðýmlý çiftçi-
ler durumuna geçtiler. Yoksullaþmýþ özgür köylülerin ve azat edilen
kölelerin kolon saflarýna akým sonucunda saflar kalabalýklaþýyordu.
Kolonluk sistemi, üreticilerin, çalýþmalarýnýn sonuçlan ile
doðrudan doðruya ilgilenmelerine yardýmcý oldu.
Ýkramiye yöntemi de ayný amaca hizmet ediyordu. Burada,
efendi, mülkünün bir parçasýnýn tasarruf hakkýný kölesine veriyor,
karþýlýðýnda gelirden belirli bir pay alýyordu.
Köleci Toplumun Bunalýmýnýn Yeðinleþmesi
Parçalanýp daðýlmanýn ilk belirtileri MS 1. yüzyýlýn ikinci yarý-
sýnda kendisini göstermeye baþladý. 3. yüzyýlda daha da belirginleþti
ve Roma toplumu, derin bir bunalým içine düþmüþ oldu.
119
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
Uzlaþmaz karþýt baþlýca sýnýflarýn durumu çok deðiþmiþti ve
aralarýndaki iliþkiler de artýk ayný deðildi. Köle emeðinin üretken-
liðinin düþüklüðü, köle sahiplerini, köleleri azat etmeye itiyordu.
Köleler ya bir ikramiye (bir parça topraðýn tasarruf hakkýný) alýyorlar
ya da kolon oluyorlardý. Kölelerin emeklerinin ürünü, onlarý ilgilen-
dirmediði için, efendiler, köleler üzerine baský yapmaktan vazgeç-
mek zorunluluðunu duyuyordu. Bununla birlikte, kolonlarýn, mülk
sahipleri karþýsýndaki baðýmlý durumlarý, sürekli olarak, daha belirli
bir durum alýyordu. Baþka bir deyiþle, özgür küçük çiftçiler ile kölele-
rin koþullarý birbirine yaklaþýyordu. Çok kez yoksul ya da az varlýklý
köylüler, kolon durumuna düþüyorlardý; sonuçta, Roma, bütün öte-
ki eski kentler gibi, mülk edinmiþ bir özgür yurttaþlar toplumu oluyor
ve köleliðin kalesi olma rolü tehlikeye girmiþ bulunuyordu.
Zanaatçý loncalarýnýn üyeleri de, gittikçe yoksullaþýyordu. Zan-
aatçýlar tarafýndan ödenen vergilerin düzenli oluþu,
[sayfa 138]
devleti,
artýk, bütün çarelere baþvurarak, zanaatçý loncalarýný güçlendirmeye
yöneltti.
Vergilerin sürekli olarak aðýrlaþmasý, topluluða ait topraklarýn
yaðma edilmesi, kentlilerin çoðunun yýkýmýný çabuklaþtýrýyordu ve
kent yapýsýnýn gittikçe artan ön çatlaklarýný derinleþtiriyordu.
3. yüzyýlýn ekonomik bunalýmý, toplumsal çeliþkileri daha çok
derinleþtirdi. Kolonlar ve yoksul yurttaþlar, þimdi kölecilere karþý
ortak cephe kuruyorlardý.
3. yüzyýlda isyan eden köleler ve kolonlar, Galyayý ve Ýspan-
yayý ele geçirdi. Köleciler de birlik halinde deðillerdi: büyük toprak
sahipleri, daha önemsiz olan köle sahiplerini ezmeye çalýþýyorlardý.
Toplumsal çeliþkiler, siyasal çeliþkilerle birbirine karýþýyordu.
Bazý eyaletlerin ayrýlma eðilimleri, ayný þekilde çeþitli gruplarýn taht
için savaþýmý, gittikçe artýyordu. Bu iç çekiþmeler sýrasýnda ordu
gittikçe artan bir rol oynuyordu.
193-197 yýllarýnda, iktidardaki sýnýfýn çeþitli gruplarý arasýnda
bir iç savaþ patlak verdi; bu savaþ, 3. yüzyýlýn yarýsýnda, çok aðýr bir
siyasal bunalýmýn nedeni oldu.
Köleci Üretim Tarzýnýn Kesin Olarak Daðýlýp Parçalanmasý
Köleci üretim iliþkilerinin daðýlýp parçalanmasýnýn belirtili ka-
nýtlarýndan biri, kolonluðun geliþmesi oldu. 4. yüzyýlda, Konstantinin
120
Ýlkel, Köleci
ve Feodal Toplum
hükümdarlýðý zamanýnda, kolonlar, çalýþtýklarý topraða baðlandýlar.
Bundan sonra kolonlar, kendi toplumsal kökenlerinden baðýmsýz
olarak toprak sahiplerinin kendilerine gösterdiði tarla parçasýný süre-
kli olarak iþlemek zorunda tutuluyorlardý. Kolon, ne kendisinin, ne
de çocuk ve torunlarýnýn terketmeye haklarý olmadýklarý Roma yurt-
luðunun {domaine romain) temel öðesi oldu. Pratik olarak, bu,
kolonun köleleþmesi demek oluyordu. Ama kolonluk,
[sayfa 139]
bir
feodal iliþkiler sistemi kuracak ölçüde geliþemiyordu. Köleci dü-
zen, bu evrimin önüne aþýlmaz engeller çýkarýyordu.
Kolonun aðýrlaþan koþullarý, gittikçe köleninkine yaklaþýyordu.
Öte yandan, egemen sýnýfýn temsilcileri, kölelere gittikçe daha acý-
masýzca davranýyordu. Önceleri kölelerin isyan etmeleri korkusu,
Roma devletini, kölelerin öldürülmesini yasaklamaya zorlamýþtý;
þimdi bu hak yeniden tanýnmýþtý. Yoksullar, çocuklarým köle ola-
rak satma iznini elde ettiler.
Topraða baðlananlar, yalnýzca kolonlar deðildi. Baðýmlýlýk,
gerçekte, zanaatçýlýða deðin yayýlmýþtý. Lonca, tümüyle, bütün üye-
lerinin davranýþýndan devlete karþý sorumlu idi. Lonca üyesi zan-
aatçýlar, loncalarýndan ayrýlamýyorlardý, baþka loncadan olan biriyle
evlenmeye de haklarý yoktu. Hatta belediye sýnýrlarý içine girmiþ
olan ruhaniler, kent nüfusunun zengin tabakasýnýn temsilcileri bile,
kente baðlandýlar. Köleci devlet, bu önlemlerle, nüfusun, kentten
kaçmasýný engellemeye çalýþýyordu. Ama kentlerin yoksullaþmasý
her þeye karþýn sürüyor ve kent topraklarýnýn özel kiþiler tarafýndan
aþýrýlmasý ve vergilerin aðýrlaþmasý, bu yoksullaþmaya yardým edi-
yordu.
Köleci üretim biçiminin çürümesinin, egemen sýnýf içindeki
iliþkilerde de etkileri oldu. Köle sahipleri sýnýfýnýn tümünün sözcüsü
olarak devletin saðlamlaþmasý, yerini, siyasal ayrýlmalara býraktý. En
büyük toprak sahipleri, merkezî iktidara gittikçe daha aldýrmaz
oluyorlardý. Tam yýkýmdan kurtulmak amacýyla, küçük özgür çiftçi-
ler, büyük senyörlerin koruyuculuðu altýna giriyorlar ve böylece daha
baðýmlý bir duruma düþüyorlardý.
Güçlü halk ayaklanmalarý, köleci yapýyý gittikçe daha çok
sarsmaya baþladý. Artýk, siyasal bunalým ile toplumsal bunalým, bir
tek bunalým halinde birleþiyordu. Bu bunalýmýn belirtilerinden biri,
Roma Ýmparatorluðunun, 385te Ýmparator
[sayfa 140]
Teodosiusun
ölümünden sonra, resmî olarak onaylanan Doðu Roma Ýmparator-
Dostları ilə paylaş: |