Karadeniz Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü



Yüklə 307,17 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə16/50
tarix15.04.2018
ölçüsü307,17 Kb.
#38662
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   50

 
39 
olmak için, doğal düĢmanlar almaĢık konukçulara, ergin besin kaynaklarına, kıĢlama 
habitatlarına,  değiĢmez  besin  kaynaklarına  ve  uygun  mikro  iklimlere  geçme 
gereksinimleri vardır (Rabb et al. 1976). Klasik bir örnekte, Doutt & Nakata (1973), 
üzüm yaprak piresi, Erythroneura elegantula Osborne‟nın temel parazitoidi Anagrus 
epos  Girault‟un  Kaliforniya‟da  bağ  alanlarında  kıĢlamak  için  almaĢık  konukçuya 
gereksinim duyduğunu belirlemiĢlerdir. Bu konukçu, ,  bu konukçu, çoğunlukla bağ 
alanlarından  oldukça  uzakta,  yalnızca  akarsu  kenarlarında  yetiĢen  böğürtlende 
kıĢlayan  diğer  yaprak  piresidir.  Doğal  böğürtlen  çalılıklarına  yakın  bağlıklar,  bu 
parazitoidin  ilkbaharda  daha  erken  yerleĢmesi  ve  daha  iyi  biyolojik  kontrol 
sağladığını  göstermiĢtir.  Wilson  et  al.  (1989)  diğer  bir  konukçuya  yataklık  eden 
Fransız  eriği  ağaçlarının  bağlıkların  rüzgar  altında  dikilebilmekta  ve  Anagrus  epos 
için etkili koruma sağladığını bulmuĢtur.   
 Doğal düĢmanların zararlılar üzerinde önemli doğal baskı unsurları oldukları sürekli 
göz  önünde  tutularak  öncelikle  onların  doğadaki  popülasyonlarının  korunması 
gerekir.  Bir  bahçe  tesisinde  ağaçlar  arası  mesafenin  uygun  seçilmesi,  uygun  Ģekil 
budamasının  yapılması,  bahçe  kenarına  rüzgar  kıran  veya  çit  bitkilerinin  seçilmesi 
gibi hususlar bu konuda önemli olanlardır. 
Doğal  düĢmanların  doğada  populasyonlarının  korunmasında  önemli  bir  konu  bitki 
zararlı  ve  hastalıklarına  karĢı  kullanılacak  pestisitlerdir.  Özellikle  parazitoitler 
insektisitlerden  olumsuz  etkilenirler.  Bunun  için  parazitoitlere  etkisi  düĢük  olan 
insektisitlerin seçilmesi onların korunması bakımından önemlidir. Aynı Ģekilde fungal 
olan  doğal  düĢmanların  populasyonlarının  korunması  için  öncelikle  bunlara  etkisi 
düĢük olan fungisitlerin seçilmesi gerekir. 
Doğal  düĢmanların  populasyonlarının  korunmasında  bazı  kültürel  iĢlemlerin 
uygulanmasında  önemlidir.  Örneğin  tarladaki  bitki  kalıntılarının  ayıklanması  yerine 
toplanıp  bir  yere  yığılması,  yoncanın  15-20  günlük  periyotlarla  Ģerit  halinde 
biçilmesi 
gibi 
uygulamalar 
doğal 
düĢmanların 
korunmasını 
sağlayacak 
uygulamalardır.  Turunçgil  bahçelerinde  Akdeniz  meyve  sineği  Ceratitis  capitata 
(Wield.)‟ya  karĢı  zehirli  yem  kısmi  dal  ilaçlaması  yöntemi,  yine  turunçgillerde 
kabuklubitlere karĢı yapılacak yazlık beyaz yağ ilaçlamalarında ilk ilaçlama birer sıra 
atlanarak,  ikinci  ilaçlamada  ise  birincide  ilaçlanmayan  sıraların  ilaçlanması  doğal 
düĢmanların büyük ölçüde korunmasını sağlayan uygulamalardır. 
Ayrıca,  doğal  düĢman  popülasyonun  çoğaltılması  için  ürün  sistemi  doğal 
düĢmanların  lehine  değiĢtirilebilir.  Çevre  veya  çevresel  idare  olarak  tanımlanan  bu 


 
40 
metot  doğal  düĢmanların  çoğaltılmasının  diğer  bir  yöntemidir.  Ürün  sistemini 
değiĢtirme  yöntemi  doğal  düĢmanların  etkinliğini  artırmayı  amaçlamaktadır. 
Örneğin; yabancı otların kontrolü için ekim nöbetinde tek yıllık kültür bitkisinin çok 
yıllıkla yer değiĢtirilmesi, bitkilerin sık ekildiği ve gölgelemenin yoğun olduğu kültür 
bitkisiyle  seyrek  ekilen  kültür  bitkisinin  rotasyonu,  yazlık  ve  kıĢlık  ekilen  kültür 
bitkilerinin rotasyonu önemlidir (Lampkin, 1990). Birçok parazitoidler ve predatörler 
barınak  olarak  da  kullandıkları  çit  bitkileri,  çiçekli  bitkiler  veya  yabancı  otlar 
üzerinde  bulunan  polen  veya  nektar  ile  beslenmekte  ve  çoğalarak  etkinliklerini 
artırmaktadırlar.  Ancak,  doğal  düĢman  popülasyonun  çoğaltılması  metodu  her 
zaman zararlıyı baskı altında tutamayabilir. 
 
4.4.1. Doğal düĢmanların etkinliklerinin artırılması  
Bu konuda en önemli husus doğal düĢmanların ergin beslenmesinin sağlanmasıdır. 
Bunun için kültürler arasında bol çiçek açıp, bol nektar, bal özü ve polen taĢıyan 
bitkilerin dikilmesi veya kritik mevsimlerde erginlerin beslenmesi için kültürlere 
Ģekerli su pülverize edilmesi gibi erginlerin beslenmesini sağlayacak uygulamaların 
yapılması sayılabilir. Balözü ve polence zengin bitkilerin kültür arasında 
yetiĢtirilmesi ile Syrphidae (Diptera) türleri ile birçok Hymenopter erginlerinin 
beslenmesi ve üreme güçlerinin artırılması sağlanabilir. Örneğin ABD‟de yaprakbiti 
populasyonunun azaldığı, dolayısıyla erginlerin besisini teĢkil eden tatlımsı madde 
salgısının çok düĢtüğü temmuz aylarında pamuk tarlalarına Chrysopidae 
(Nevroptera) familyasına bağlı predatör türlerinin erginlerinin beslenmesi için 
Ģekerli su pülverize edilir. Peru‟da pamuk tarlalarında bazı sıralara erken çiçek açan 
mısır ekilerek predatör heteropter erginlerinin çoğalması sağlanır. 
Meyve bahçesi kenarındaki tozlu yolların asfalt veya betonlanarak tozdan 
arındırılması ile doğal düĢmanların populasyonları ve dolayısıyla etkinlikleri artırılır. 
 
 
 
 
 
 


 
41 
5. Biyolojik Mücadelede Kullanılan Etken Gruplar 
Ġnsanoğlu biyolojik savaĢta çeĢitli canlılardan yararlanmaktadır. Bunlar 
arasında en önemlileri böceklerdir. Böcekler dıĢında etken gruplarla yapılan biyolojik 
savaĢlarda arzulanan baĢarı sağlanamamıĢtır. Bu gruplardan ancak, doğada yayılma 
ve yaĢamalarına yardımcı olmak suretiyle yararlanmak Ģimdilik uygulanabilecek en 
iyi yöntem olarak görülmektedir.  
Çok çeĢitli bir organizma grubu gıda ve çevre koĢullarını değiĢtirmek, salgın 
hastalıkların çıkmasına öncülük etmek ya da böcekleri yemek suretiyle faydalı rol 
oynarlar. Bunları 4 ana grupta toplamak mümkündür. 
5.1. Mikroorganizmalar 
Doğada böceklerin hastalanmasına neden olan ve sonra onları öldüren, orijini 
bakteri, fungus, virüs ya da Protista olan birçok mikroorganizmalar mevcuttur. 
Bunların zararlı böceklerle savaĢta kullanılması üzerine birçok memleketlerde geniĢ 
araĢtırmalar ve uygulamalar yapılmaktadır. 
5.1.1. Bakteriler 
Bakteriler, Schizomycetes Ģubesi, mavi-yeĢil algler gibi, prokaryotturlar, hücreleri 
bir  zarla  çevrili  ayrı  bir  çekirdek  içermez  ve  mitokondriyum,  Golgi  yapıları, 
endoplazmik  retikulum  ya  da  lizozomları  yoktur.  Ribozomlar  içerirler.  Kalıtsal 
materyal, DNA, dairesel bir molekül Ģeklinde, sitoplazmada bulunur. 
Bakteriler  hemen  her  yerde,  tatlı  ve  tuzlu  sularda,  toprakta,  havada  ve  hayvan 
ve  bitkilerin  içinde  ve  üzerlerinde  bulunur.  Mavi-yeĢil  alg  hücreleri  gibi,  bakteri 
hücreleri,  bireysel  bitki  ve  hayvan  hücrelertinden  çok  küçüktürler.  Gerçekten, 
bilinen en küçük canlı hücreler içinde yer alırlar. YaklaĢık 2000 farklı bakteri çeĢidi 
tanımlanmıĢtır. 
Bakteri  çeşitleri.  Bakteriler  Ģekillerine  göre  üç  büyük  gruba  ayrılırlar  (ġekil  1-
1). Küresel bir bakteriye coccus, çubuk Ģeklinde bir bakteriye bacillus, sarmal ya 
da  kangal  Ģeklindeki  bir  bakteriye  spirillum  denir.  Bazı  türlerde,  hüre 
bölünmesinden sonra kardeĢ hücreler ayrılmadığında, bakteri zincir ya da kümeleri 
oluĢur.  Cocci  bağımsız  hücreler  (nionococci),  çiftler  (diplococci),  zincirler 
(streptococci)  ve  üzüm  salkımları  Ģeklinde  (staphylococci)  bulunur.  Bacilli  de 
bağımsız  hücreler,  çiftler  (diplobacilli)  ve  zincirler  (streptobacilli)  Ģeklinde  bulunur. 
Spirilla sadece bağımsız hücreler olarak bulunur.  


Yüklə 307,17 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   12   13   14   15   16   17   18   19   ...   50




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə