42
öldürerek fitneyi ortadan kaldırın.” buyurmaktadır. Ayet-i kerimedeki ‘fitne’
kavramı izaha ihtiyaç duyduğundan bu kavramın üzerinde biraz durmaya çalışacağız.
Fitne kelimesi sözlükte ‘ altın ve gümüş gibi değerli madenleri saflığını
anlamak için ateşte eritmek’ manasına gelen ‘ ftn (fütun) ’ kökünden türemiştir.
Kuyumcu için de aynı kökten gelen ‘fettan’ kullanılır.
134
Kelime bu asıl anlamıyla
Zariyat Suresinde ‘ ateşe atma, ateşle azap etme anlamında kullanılmıştır.
135
Fitne
kelimesinin zamanla kazandığı, insanın zarara uğraması veya uğratılması şeklindeki
anlamında ateşte yanmayla ilgili eski mananın da etkisi olmuştur. Bu anlamlar
sözlüklerle şu şekilde sıralanmıştır: “ Sınama, maddi ve manevi sıkıntı, üzüntü, bela
ve felaketle imtihan etme”. İnsanın içine aşk ateşi düşürdüğü veya gönlünü çelip
mantıklı düşünmesini engellediği için kadına fettan denilmiştir. Aynı kelime, kişinin
aklını karıştırıp ahlakını bozan ve cezaya çarptırılmasına sebep olan şeytan için de
kullanılmıştır. Ayrıca insanları zor bir imtihandan geçirecek olan Münker ve Nekir’e
de ‘ kabrin iki fettanı ’ adı verilmiştir.
136
Arap dilinde ilk temel anlamı ‘ yakmak ’ olan f-t-n kökü, bu anlamla doğrudan
veya dolaylı olarak şu anlamlarda kullanılmıştır: “ Bir şeyi ateşte eritmek; bir şeyi
sınamak, sınamak için güç işlere maruz bırakmak; bir kimseyi sıkıntıya uğratmak;
sınayarak öğretmek; bir şeyi arıtmak; bir şeyden çok hoşlanmak; bir şeye aşırı
düşkün ve tutkun olmak; âşık olmak, birini büyülemek; birinin aklını başından
almak, gönlünü çalmak, aklını çelmek, insanı ne yapacağını bilemeyecek derecede
şaşkına çevirmek, döndürmek, vazgeçirmek, kişiyi üzerinde olduğu durumdan
uzaklaştırmak, düşünce ve inançlarından vazgeçirmek; birini ayartmak, azdırmak,
baştan çıkarmak, kandırmak, saptırmak; fitnenin içine düşmek, dalalete düşmek,
birini fitnenin içine düşürmek…”
137
Fitne ile ilgili dilimizde kullanılan bazı tabirler ve anlamları ise şu şekildedir: “
fitne fücur: çok fitneci, çok karıştırıcı, fesat çıkarıcı
138
, insanlar arasına fitne sokmayı
iş edinen kimse
139
; fitneci-fitnekar: fesat çıkarmak adetinde bulunmak; fitneyi
134
İbn Manzur, a.g.e. , ‘ftn’ md.
135
Zariyat Suresi, 51/13.
136
Rağıb el-isfahani, a.g.e. , “ftn” md. : ibn Manzur, a.g.e. , “ftn” md.; TDV İslam Ansiklopedisi,
“fitne ” md.
137
Keskin, Hasan, Kur’an’da Fitne Kavramı, Rağbet Yayınları, 2003, s. 31.
138
Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB., Ankara 2000, II/933.
139
Doğan, D. Mehmet, Türkçe Sözlük, Ankara 1986, s.365.
43
uyandırmak: karışıklık meydana getirebilecek bir konuyu deşeleyerek kargaşaya,
fesada sebep olmak…
140
”
Fitne kelimesinin Kur’an’da kullanımları ise yukarıda ifade edilen anlamlar
gibi çok farklıdır. Bu anlamları da özetle şu şekilde sıralayabiliriz: “ şirk
141
, küfür
142
,
imtihan
143
, azap
144
, ateşle yakma
145
, öldürme
146
, doğru yoldan alıkoyma
147
,
sapıklık
148
, mazeret
149
, ibret
150
, delilik
151
, günah
152
, ceza
153
, hastalık
154
, hüküm
155
.
”
156
Görüldüğü gibi hem arap dilinde, hem türk dilinde, hem de Kur’an-ı Kerim’de
fitne kelimesi çok farklı anlamları kapsayacak şekilde kullanılmıştır. Bu sebepledir ki
fitne kelimesinin anlamı bakımından – birazdan değineceğimiz üzere- müfessirler
arasında da tam olarak bir ittifak sağlanamamıştır.
İbn Abbas ayet-i kerimede ki fitne kavramından maksadın ‘ Allah-ı inkar
etmek’ olduğunu ifade etmiştir. Çünkü küfür, yeryüzünde zulüm ve karışıklıklara
sebep olan bir fesattır. Küfürde fitne de mevcuttur. Küfür, bir adamı öldürmekten
daha büyük ( suç ) kabul edilmiştir. Çünkü küfür, sahibinin daimi olan bir cezaya
müstehak olmasına sebep bir günahtır. Öldürmek ise böyle değildir. Küfür, sahibini
140
Örnekleriyle Türkçe Sözlük, MEB., II/933; Doğan, a.g.e. ,s. 365.
141
Bakara Suresi, 2/191, 193; Enfal Suresi, 8/39.
142
Al-i İmran Suresi, 3/7.
143
Ankebut Suresi, 29/2; Taha Suresi, 20/40; Duhan Suresi, 44/17.
144
Nahl Suresi, 16/110; Ankebut Suresi, 29/10.
145
Zariyat Suresi, 51/13-14; Buruc Suresi, 85/10.
146
Nisa Suresi, 4/101; Yunus Suresi, 10/83.
147
Maide Suresi, 5/49; İsra Suresi, 17/73.
148
Maide Suresi, 5/41; Saffat Suresi, 37/162.
149
En’am Suresi, 6/53.
150
Yunus Suresi, 10/85; Mümtehine Suresi, 60/5.
151
Kalem Suresi, 67/6.
152
Tevbe Suresi, 9/49.
153
Nur Suresi, 24/63.
154
Tevbe Suresi, 9/126.
155
A’raf Suresi, 7/155.
156
Fitne kelimesinin Kur’an’da ki kullanımları ile ilgili daha detaylı bilgi için Hasan Keskin’in
Kur’an’da Fitne Kavramı isimli eserine müracaat edebilirsiniz.
44
dinden çıkarır. Hâlbuki birisini öldürmek böyle değildir. O halde küfür, öldürmekten
daha büyük bir cürüm demektir.
Elmalılı ise fitne kelimesini, küfür ve şirki yaymak, dinden dönmek, insanları
vatanından çıkarmak, Allah’ın yasaklarını çiğnemek, genel sükuneti bozmak,
şeklinde ifade etmektedir. Mü’min kimsenin dinden dönmesi, şirk ve küfrün
yayılması gibi durumlar, bunlara sebep olan kimselerin öldürülmelerinden daha
ağırdır demiş ve bu durum ‘ fitne öldürmeden daha ağırdır’ prensibinde özetlenerek
harb ilanının sebebi kısaca ifade buyurulmuş ve Müslümanlar bu fitneleri ortadan
kaldırmak için Allah yolunda ya gazi ya da şehit olmaya teşvik edilmiştir.
157
Kur’an, insanın hem dünya ve hem de ahiret hayatında mutlu olmasını hedef
alan bir kitaptır. Buna yönelik olarak o, bir taraftan insanları tevhid
158
, adalet
159
,
hürriyet
160
, kardeşlik
161
, ve hoşgörü
162
gibi iyi ve güzel olan şeylere davet ederken,
diğer taraftan baskı
163
, zulüm
164
, işkence
165
, anarşi
166
, terör
167
, haksızlık
168
, fesat
169
,
tefrika
170
gibi kötü ve çirkin şeylerden de nehy etmektedir.
171
O, ideal bir hedef
olarak müminlerden, insanların her hangi bir baskı altında olmaksızın huzur ve
güven içerisinde, özgürce Allah’a kulluk yapma imkânlarını oluşturmalarını, bunu
engellemeye çalışanlara karşı gerekli mücadeleyi vermelerini, insanları sapıklığa
götüren ve manevi değerlere olan inançlarını kaybetmelerine yol açan her türlü
müdahaleyi ortadan kaldırmalarını onlardan istemektedir.
172
“Fitne” kelimesi yukarıda sıraladığımız olumsuz sıfatları içerisine alan bir
kavramdır. Baskı ve zulüm, saptırma ve ayartma, fesat ve entrika neticesinde fitneye
maruz kalanlar, dünyevi yaşamlarında manevi çöküntüye uğrayarak inançlarını
157
Elmalılı, a.g.e. , II/35.
158
Bakara Suresi, 2/163; Nisa Suresi, 4/87, 171; Hud Suresi, 11/14.
159
Nisa Suresi, 4/58, 135; Maide Suresi, 5/8, 42; Nahl Suresi, 16/90.
160
Bakara Suresi, 2/156; Kehf Suresi, 18/29.
161
Hucurat Suresi, 49/10.
162
Bakara Suresi, 2/109; Nur Suresi, 24/22.
163
Bakara Suresi, 2/191, 193, 217.
164
Tur Suresi, 52/47.
165
Buruc Suresi, 85/10.
166
Maide Suresi, 5/33.
167
Maide Suresi, 5/32.
168
Nisa Suresi, 4/135; Maide Suresi, 5/8.
169
Bakara Suresi, 2/27.
170
Al-i İmran Suresi, 3/103.
171
Al-i İmran Suresi, 3/104, 110.
172
Bakara Suresi, 2/190-195, 217; Enfal Suresi, 8/39.
Dostları ilə paylaş: |