50
Bütün bunların ötesinde Allah Teâlâ, Müslümanların karşısındaki düşmanı,
istediği takdirde herhangi bir şekilde ortadan kaldırıvereceğini ifade buyuruyor
202
,
ancak inanan kimse için savaşı bir imtihan vesilesi kılıyor ki, itaat konusunda
müslümanın samimiyeti ortaya çıksın.
203
Ayrıca savaş ile ilgili bir nokta daha vardır ki, o da şudur: İslam da düşman
kabul edilen tarafın düşman kabul edilmesinin asıl sebebi, Allah ve Rasulü’nün emir
ve yasaklarına riayet etmemeleridir; bu ister müşrik, kafir ve putperest bir topluluk,
isterse inanan bir topluluk olsun, İslam’a itaat noktasında asilik ederlerse onlar da
İslam’a göre düşman kabul edilirler, ta ki doğru yola gelene kadar, ne şekilde olursa
olsun asi olan doğru yola geldiğinde ise onlara karşı şiddet ve kaba kuvvet
uygulamak doğru olmaz
204
ِنﺎَﺘَﻔِﺋﺎَﻃ نِإَو
ﺎَﻤُهاَﺪْﺣِإ ْﺖَﻐَﺑ نِﺈَﻓ ﺎَﻤُﻬَﻨْﻴَﺑ اﻮُﺤِﻠْﺻَﺄَﻓ اﻮُﻠَﺘَﺘْﻗا َﻦﻴِﻨِﻣْﺆُﻤْﻟا َﻦِﻣ
ﻰَﻠَﻋ
اﻮُﻠِﺗﺎَﻘَﻓ ىَﺮْﺧُﺄْﻟا
ِﺮْﻣَأ ﻰَﻟِإ َءﻲِﻔَﺗ ﻰﱠﺘَﺣ ﻲِﻐْﺒَﺗ ﻲِﺘﱠﻟا
ِﻪﱠﻠﻟا
ْتءﺎَﻓ نِﺈَﻓ
اﻮُﺤِﻠْﺻَﺄَﻓ
ﱠنِإ اﻮُﻄِﺴْﻗَأَو ِلْﺪَﻌْﻟﺎِﺑ ﺎَﻤُﻬَﻨْﻴَﺑ
َﻪﱠﻠﻟا
ﱡﺐِﺤُﻳ
َﻦﻴِﻄِﺴْﻘُﻤْﻟا
{}
ٌةَﻮْﺧِإ َنﻮُﻨِﻣْﺆُﻤْﻟا ﺎَﻤﱠﻧِإ
اﻮُﻘﱠﺗاَو ْﻢُﻜْﻳَﻮَﺧَأ َﻦْﻴَﺑ اﻮُﺤِﻠْﺻَﺄَﻓ
َﻪﱠﻠﻟا
ْﺮُﺗ ْﻢُﻜﱠﻠَﻌَﻟ
َنﻮُﻤَﺣ
{}
“Eğer müminlerden iki gurup birbirleriyle vuruşurlarsa aralarını düzeltin.
Şayet biri ötekine saldırırsa, Allah'ın buyruğuna dönünceye kadar saldıran tarafla
savaşın. Eğer dönerse artık aralarını adaletle düzeltin ve (her işte) adaletli davranın.
Şüphesiz ki Allah, âdil davrananları sever. Müminler ancak kardeştirler. Öyleyse
kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah'tan korkun ki esirgenesiniz.”
205
Ayet-i kerimenin nüzul sebebi hakkında birkaç rivayet vardır
206
, ancak
rivayetlerden çıkan netice şudur ki, hak yoldan ayrılıp haksızlık yapan kimse kim
olursa olsun, o kimseyle veya toplulukla gerektiği şekilde sonuna kadar mücadele
edilmelidir.
Savaş ile ilgili şimdiye kadar ifade edilenlerden anlaşılan şudur ki, bizzat
savaşın kendisi ve bu çerçevede gelişecek olayların tümü – savaş esnasında
202
İbn Kesir, a.g.e. , V/431; Mevdudi, a.g.e. , V/378.
203
İbn Kesir, a.g.e. ,V/431.
204
Razi, a.g.e. , XX/219; Mevdudi, a.g.e. , V/409 .
205
Hucurat Suresi, 49/9-10.
206
Yıldırım, a.g.e. , XI/5751.
51
yaşanacak bütün hadiseler, müslümanların düşmanlarına karşı tutumu, savaş
kurallarına itaat- birer imtihan-ı ilahidir; orada bulunanların mahiyetlerini, iman
derecelerini belirlemenin bir yoludur.
207
“Yoksa Allah içinizden cihad edenleri belli
etmeden, sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete gireceğinizi mi sandınız?”
208
ayet-i
kerimesi de bunu vurgulamaktadır. Tabii ki bu imtihanın amacı, yeryüzünü daha
yaşanabilir hale getirmek, insanlara mutlu, huzurlu, sakin bir yaşam hazırlamak ve
insanların ilahi mesaj ile aralarında ki engelleri ortadan kaldırmaktır. Bu düşüncelerle
yapılan savaş ise hiçbir zaman İslam’ı insanlara dayatmak anlamına gelmez.
Abdullah Azzam’ın da ifade ettiği gibi, İslam’ın savaşı, beşerden ilahlık taslayanları,
kulluk makamına indirmek ve insanları kullara kulluk yapmaktan kurtarıp
hürriyetlerini geri vermek için yapılır.
209
c.a.
Savaş Esnasında Ganimet Hırslısı Olmamak ve Haddi
Aşmamak
İslam Allah uğrunda mücahedeyi emrederken, aynı zamanda Müslümanlardan
İslam’ın savaş konusundaki emir ve yasaklarına uymalarını istemiş, inananların
ganimet hırsına kapılmamaları ve haddi aşmamaları gerektiğini ifade etmiştir:
ﺎَﻬﱡﻳَأ ﺎَﻳ
ِﻞﻴِﺒَﺳ ﻲِﻓ ْﻢُﺘْﺑَﺮَﺿ اَذِإ ْاﻮُﻨَﻣﺁ َﻦﻳِﺬﱠﻟا
ِﻪّﻠﻟا
َو ْاﻮُﻨﱠﻴَﺒَﺘَﻓ
ْاﻮُﻟﻮُﻘَﺗ َﻻ
ُﻢُﻜْﻴَﻟِإ ﻰَﻘْﻟَأ ْﻦَﻤِﻟ
َنﻮُﻐَﺘْﺒَﺗ ًﺎﻨِﻣْﺆُﻣ َﺖْﺴَﻟ َمَﻼﱠﺴﻟا
َﺪﻨِﻌَﻓ ﺎَﻴْﻧﱡﺪﻟا ِةﺎَﻴَﺤْﻟا َضَﺮَﻋ
ِﻪّﻠﻟا
ٌةَﺮﻴِﺜَآ ُﻢِﻧﺎَﻐَﻣ
َﻚِﻟَﺬَآ
ﱠﻦَﻤَﻓ ُﻞْﺒَﻗ ﻦﱢﻣ ﻢُﺘﻨُآ
ُﻪّﻠﻟا
ْﻢُﻜْﻴَﻠَﻋ
ﱠنِإ ْاﻮُﻨﱠﻴَﺒَﺘَﻓ
َﻪّﻠﻟا
ِﺒَﺧ َنﻮُﻠَﻤْﻌَﺗ ﺎَﻤِﺑ َنﺎَآ
ًاﺮﻴ
{}
“Ey iman edenler! Allah yolunda savaşa çıktığınız zaman iyi anlayıp dinleyin.
Size selam verene, dünya hayatının geçici menfaatine göz dikerek "Sen mümin
değilsin" demeyin. Çünkü Allah'ın nezdinde sayısız ganimetler vardır. Önceden siz
207
Bilmen, Ömer Nasuhi, Kur’an-a Kerim’in Türkçe Meali Âlisi ve Tefsiri, Bilmen Yay. İst. trsz. ,
I/508.
208
Al-i İmran Suresi, 3/142; ayrıca bkz. Bakara Suresi, 2/155.
209
Azzam, Abdullah, Cihad Adap ve Ahkamı, (çev. Mustafa Özel ve Yücel Şimşek), İst. 1992, s. 55.
52
de böyle iken Allah size lütfetti; o halde iyi anlayıp dinleyin. Şüphesiz Allah bütün
yaptıklarınızdan haberdardır”
210
.
Ayet-i kerime Müslümanlara Allah yolunda savaşa çıktıklarında insanların
hakikatlerini yani Müslüman olup olmadıklarını iyice araştırmalarını, inkârcı ve
inatçı düşman haricindekilerle savaşmamalarını ve onları öldürmemelerini ve
kendilerine selam veren veya barış ve uzlaşma teklif eden yahut da Müslüman
olduğunu ifade edenlere karşı onların yanındaki mal ve ganimeti arzu ettikleri için
kendi fikirleri çerçevesinde karşı taraftaki insanın Müslüman olmadığına kanaat
getirerek hareket etmemelerini istemektedir.
211
Aynı zamanda bu ayet-i kerime, savaşa girmeyenleri düşman olarak görmeyi ve
farazi inançsızlıklarını onları aşağılamanın bir bahanesi olarak kullanmayı
yasaklamaktadır. Müminlerden, karşılaştıkları durumları iyice kavramalarını
istemekte ve müminlere her durumda karşıdaki kişilerin aktif şekilde düşmanlık
yapıp yapmadığından emin olma sorumluluğunu yüklemektedir.
212
Ayrıca şunu da
ifade etmek gerekir ki, ayet-i kerimedeki ‘önceden siz de öyleydiniz’ ifadesi, şu anda
Müslüman olan kimselerin bir zamanlar Müslüman olmadıklarını vurgulamakta ve
Allah’ın lütfuyla imana eriştiklerini ifade etmekte ve karşıdaki kişinin ya da
topluluğun da aynı şekilde Allah’ın hidayeti ve fazlı ile Müslüman olabileceğini
hatırlatmaktadır.
213
Müfessirler ayet-i kerimenin nüzul sebebi ile ilgili şu rivayetleri
nakletmektedirler:
Müslümanlardan bazıları bir cihad seriyyesine çıktılar ve yanında mal ve koyun
bulunan bir şahsa rastladılar. Bu şahıs onları hemen selamladı ve hemen arkasından
kelime-i tevhid getirdi. Fakat Müslümanlar bu adamın getirdiği tevhidden şahsın
takiyye yaptığı ve onları aldatmaya çalıştığı zannına kapılarak adamı öldürdüler ve
malına el koydular. Bu olay Rasulüllah’ın kızgınlığına ve onları o şahsın malına göz
dikmekle suçlamasına sebep oldu. Hatta onlar Peygamber (s.a.v.)’den özür
210
Nisa Suresi, 4/94.
211
Kutub, Tefsir, III/396-397; Derveze, a.g.e. , VI/191.
212
Esed, a.g.e. , s. 161.
213
Kutub, Tefsir, III/397; Derveze, a.g.e. , VI/191.
Dostları ilə paylaş: |