Kur’an-i keriM’İn cihad ve teröre bakişI



Yüklə 1,07 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə24/42
tarix19.10.2018
ölçüsü1,07 Mb.
#75124
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   42

  
 
 
59
dünya hayatının faydası ahiretin yanında pek azdır.  Eğer (gerektiğinde savaşa) 
çıkmazsanız, (Allah) sizi pek elem verici bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden 
başka bir kavim getirir; siz (savaşa çıkmamakla) O'na hiçbir zarar veremezsiniz. 
Allah her şeye kadirdir.”
238
 
Allah’a ve ahiret gününe iman eden bir mü’min için cihad ibadeti dünya 
hayatında sahip olduğu her şeyden daha önemlidir. Bu sebeple mü’min kimse için, 
hayatının her sahasında olması gereken cihad ibadetini terketmesi büyük bir 
tehlikedir.
239
  
Cihadın önemini ayetler ışığında ifade ettikten sonra kısaca  şu  şekilde 
özetleyebiliriz; cihad faaliyeti, dünya nizamının korunması, yeryüzünde ki sahte 
ilahlara son verilerek haksızlıkların giderilmesi ve zulümlerin önlenmesi, insanların 
gerçek din ile buluşturularak Allah ile insanlar arasındaki engellerin kaldırılması, 
inananların inançlarını rahat bir şekilde yaşacakları ortamın hazırlanması ve büyük 
kurtuluşa erişilmesi noktasında mü’min için son derece önemli bir sorumluluktur. 
 
 
1. 
Cihadın Farziyyeti ve Delilleri  
      
Cihadın hangi türlüsü olursa olsun, o bir ibadettir ve Allah’ın Müslümanlara bir 
emridir.
240
 Yeryüzündeki fesadı ortadan kaldırmak, tevhid düşmanlarını  İslam’a 
tecavüzden engellemek ve Allah ile insanlar arasındaki engelleri kaldırmak amacıyla 
Allah yolunda cihad ilahi bir emir ile müminlere farz kılınmıştır.
241
 Cihad ibadeti 
farz-ı ayn ve farz-ı kifaye olmak üzere de ikiye ayrılır. Savaş esnasında ilim tedris 
edenler hariç eli silah tutan bütün mü’minlerin savaşa katılması farz-ı ayndır. Ancak 
uzak ülkelerde olan mü’minlerin savaşa katılmaları ise farz-ı kifayedir.
242
 Şimdi ise 
cihadın farz oluşunu Kitap, Sünnet ve İcma delilleriyle ifade etmeye çalışacağız. 
 
                                                 
238
 Tevbe Suresi, 9/38. 
239
 Ece, Cihad Bilinci, s. 133. 
240
 Ece, A.e. , s. 55. 
241
 Elmalılı, a.g.e. , II/153. 
242
 Yıldırım, a.g.e. , III/1441. 


  
 
 
60
a.      Kitap  
 
Birinci Merhale: Cihad ile ilgili Kur’an’da pek çok ayet-i kerime bulunmaktadır. 
Ancak Müslümanlar Mekke’de iken müşriklerle iyi geçinmek ve onları İslam dinine 
davet etmekle emrolunmuştu. Mekke döneminin ortalarına doğru indiği tahmin 
edilen Furkan Suresi’nde Allah (c.c.) Hz. Peygamber (s.a.v)’e ‘cihad etmesini’ 
emrediyor: 
َﻦﻳِﺮِﻓﺎَﻜْﻟا ِﻊِﻄُﺗ ﺎَﻠَﻓ
 
 ًاﺮﻴِﺒَآ ًادﺎَﻬِﺟ ِﻪِﺑ ﻢُهْﺪِهﺎَﺟَو
{}
 
 
“(Mademki yalnız seni gönderdik) Öyleyse kâfirlere boyun eğme ve bununla 
(Kur'ân ile) onlara karşı olanca gücünle büyük bir savaş ver!”
243
 
Görüldüğü gibi bu ayette inkârcılara karşı Kur’an ile cihad edilmesi 
emrediliyor.
244
 Peygamber (s.a.v.)’den, müşriklerle tartışmada ve uyarmada bütün 
gayretini göstermesi isteniyor ve bu cihad gayretinin Kur’an ile yapılması 
emrediliyor. ‘Cahidhüm bihi’ kelimesindeki ‘bihi’ zamiri ibn Abbas’tan aktarılan 
rivayete göre Kur’an-a aittir.
245
 Birçok müfessir de bu görüştedir. Burada ki ‘Kur’an 
ile cihad’ harb şeklinde maddi bir cihad değil, manevi bir mücahededir. 
Peygamberlikten hemen sonra gelen ikinci surenin ilk ayetlerinde Hz. 
Muhammed (s.a.v.) Allah’ı inkâr edenlere ve Hakkı yalanlayanlara uymaktan 
sakındırılıyor ve şunları yapması isteniyor: 
1-İbadete çok elverişli olduğu için, her gece yarısı veya biraz evvel veya biraz 
sonra uyanarak, ibadete kalkmak, 
2-Kur’an-ı tertil üzere, yani tane tane, özel bir şekilde okumak
3-Allah’ın adını zikretmek, 
4-O’ndan başka ilah olmayan Allah’ı her işte vekil tutmak,  
5-Müşriklerin söylediklerine karşı sabırlı olmak,  
                                                 
243
 Furkan Suresi, 25/52. 
244
 ibn Kesir, a.g.e. , III/396. 
245
 Derveze, a.g.e. , II/75. 


  
 
 
61
6-Müşriklerden tatlılıkla fakat tamamen ayrılmakla emrolunmuştur.
246
 
Peygamber (s.a.v.) ve bütün sahabelerin bütün bunları yapmaya başlamaları 
putperestlere karşı büyük manevi bir cihad açmak demekti. Çok geçmeden 
Peygamber (s.a.v.), onları açıkça Tevhid’e inanmaya davet etmekle ve onları 
gelecekteki tehlikelerden korkutmakla görevlendirildi. Cihad emri ilk olarak bu 
şekilde tedricen faaliyete geçirilmeye başlanmış oldu.
247
 
İkinci Merhale: Mekke döneminde fiili savaş anlamında cihad olmadığını, daha 
çok manevi anlamda cihad olduğunu belirtmiştik, bu merhaleyi ise cihad faaliyeti ile 
varılan yüce amacın savunması için sahabenin katılımı ile yapılan savunma savaşları 
oluşturmaktadır. Medinenin ilk devirlerinde inen Muhammed 4-7. Ayetleri kâfirlerle 
cihadın manevi mücadele şekliyle beraber, kendilerine savaş açılması durumunda 
kendilerini savunma amaçlı olarak fiili savaşı da emrediyordu: 
“Kendileriyle savaşılanlara (müminlere), zulme uğramış olmaları sebebiyle, 
(savaş konusunda) izin verildi. Şüphe yok ki Allah, onlara yardıma mutlak surette 
kadirdir.”
248
 
Üçüncü Merhale: bu merhalede ise saldırı başlangıcı düşman tarafından gelsin 
veya gelmesin haram aylar dışında düşmanlarla savaşmayı emretmektedir
249
:  
 “Haram aylar çıkınca müşrikleri bulduğunuz yerde öldürün; onları yakalayın, 
onları hapsedin ve onları her gözetleme yerinde oturup bekleyin. Eğer tevbe eder, 
namazı dosdoğru kılar, zekâtı da verirlerse artık yollarını serbest bırakın. Allah 
yarlığayan, esirgeyendir.”
250
 
Dördüncü Merhale: Bu merhalede ise haram aylar yasağı da kaldırılarak bütün 
saldırgan müşriklerle savaşılmasını emreden ayetler gelmiştir: 
                                                 
246
 Müzzemmil Suresi, 73/1-10; ayrıca bkz, Çelik, Muhammed, Kur’an-ın İkna Hususiyeti, Çağlayan 
Yay. İzmir 1996, s. 232-233. 
247
 Ece, Cihad Bilinci, s.63. 
248
 Hacc Suresi, 22/39. 
249
 Karabulut, Ali Rıza, İslam’da Cihad ve Şehitlik, Elif Yay. Ank. 1987, s.6. 
250
 Tevbe Suresi, 9/5. 


Yüklə 1,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə