Kur’an-i keriM’İn cihad ve teröre bakişI



Yüklə 1,07 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/42
tarix19.10.2018
ölçüsü1,07 Mb.
#75124
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42

  
 
 
VII
KISALTMALAR 
 
 
a.g.e.          : Adı geçen eser. 
 
A. e.           : Aynı eser.  
 
a.g.m.         : Adı geçen makale. 
 
b.                : İbn. 
 
Bkz.            : Bakınız. 
 
c.c.              : Celle Celalühü. 
 
c.                 : Cilt. 
 
D.İ.B.          : Diyanet İşleri Başkanlığı. 
 
E.G.M.         : Emniyet Genel Müdürlüğü. 
 
Hz.               : Hazreti. 
 
K.K.K.         : Kara Kuvvetleri Komutanlığı. 
 
M.E.B.        : Milli Eğitim Bakanlığı. 
 
Neşr.           : Neşreden. 
 
s.                 : Sayfa. 
 
S.                : Sayı. 
 
s.a.v.           : Sallallahu aleyhi ve selem. 
 
Tah.            : Tahkik eden. 
 
T.D.K.Y.    : Türk Dil Kurumu Yayınları. 
 
T.D.V.        : Türk Diyanet Vakfı. 
 
Terc.           : Tercüme eden. 
 
Trsz.           : Tarihsiz. 
 
Yay.           : Yayınlar. 


  
 
 
VIII
GİRİŞ 
 
 
Müslümanların son asırlarda yüzlerini batıya dönmelerinden, ya da Müslüman 
ülkelerde yaşamış, yetişmiş ve eğitim görmüş kimselerin yabancı değer 
kaynaklarından beslenmeye başlamalarından sonra İslam’ın temel kavramlarından 
bazılarının içi boşaltıldı ve bazıları ise haksızlığa uğratılarak hak etmedikleri 
vasıflarla anılmaya başlandılar. Bu durum halen de devam etmektedir. 
Haksızlığa uğratılan ve hak etmediği şekilde dillerde dolaşan Cihad kavramı ve 
cihad kavramının hak etmediği bir şekilde vasıflandırıldığı terör kavramı 
çalışmamızın temelini oluşturmaktadır. 
Kur’an’ın temel kavramlarından biri olan cihad kavramı, Kur’ani bağlamda 
anlaşılması gerekirken birileri cihad kavramı ile ilgili Kur’an’a, ‘cihad kavramı 
nedir?’ diye sormadan kendi heva ve hevesleri doğrultusunda onu anlamlandırmaya 
ve bu kavram çerçevesinde İslam’a olmadık iftiralar atmaya çalışıyorlar. Bunun da 
ötesine geçerek İslam’ın müntesiplerini dünya hayatında mahkûm etmeye, 
düşüncelerine prangalar vurmaya kalkışıyorlar. Niyetleri şudur ki; inanan kimseler 
bu psikolojik mahkûmiyet altında, düşünme yetilerini kullanmasınlar;  İslam’ın 
dışında kalan kimseler ise İslam’ı olduğu gibi değil bizim onlara sunduğumuz gibi 
algılasınlar. 
Kimi Batılı araştırmacılar da cihad kavramını olumsuz anlamlarla 
değerlendirerek onu İslam dininde fanatizmin bir metodu olarak insanlara sundular, 
hatta ve hatta cihad kavramıyla terör kavramını bir arada kullanma cüretini bile 
gösterdiler. Birçok Kur’an-i kavramda olduğu gibi cihad kavramının da insanlar 
nezdinde farklı algılanmasını, bu sayede kavramların içini boşaltıp kendi istedikleri 
gibi doldurarak, inanan kimselerin ve de diğer insanların zihninde ki İslam anlayışını 
değiştirmeyi amaçlıyorlar. Nitekim bunu bir anlamda başarmış gibi de görünüyorlar. 
Şöyle ki, bir yerde İslam’ın temel kavramlarında olan cihad’dan bahsediyorsanız, 
kimilerinde bir tedirginlik ve rahatsızlık başlıyor, ya da kimilerinin aklına hemen 
şiddet ve kan geliyor. Dünya üzerinde kan akıtmadık bir yer bırakmayan devletlerin 
bu yaptıkları görmezden gelinirken Müslümanların kendilerini savunmak için dahi 
cihad sözünü etmelerinden memnun olunmuyor. Dünya üzerinde asıl terör estirenler 


  
 
 
IX
İslam’ın cihad kavramını terör ile özdeşleştirerek kendi yaptıkları terörün görmezden 
gelinmesini amaçlıyorlar. 
Sadece Batı değil tabi ki, Müslümanlar da artık Kur’an-i kavramları ve 
özellikle cihad kavramını anlamakta zorlanıyorlar ya da anlamamak da ısrar 
ediyorlar, cihad kavramının bu devirde olmayacağından, artık zamanın değiştiğinden 
bahsediyorlar. Bu da şunu gösteriyor ki, gerçekten birileri amaçladıkları  şeye 
ulaşmışlar, artık Müslümanlar düşünemiyor, zihinlerine vurulan prangaların da 
farkında değiller; görmüyorlar, duymuyorlar. 
Peki, o zaman, mademki birileri cihad deyince illa da saldırı anlamında kutsal 
savaş anlamak istiyor; onun sebeplerine ve de diğer anlamlarına bakmak istemiyor; 
öyleyse o kimselere şu soruların sorulması gerekiyor:  
Müslümanlara saldırıldığı ya da onların yaşadığı topraklar işgal edilmek 
istendiği zaman, Müslümanlar sesiz mi kalsınlar, sonuca razı mı olsunlar? 
İslam ve onun değerleri bilerek yanlış gösterilirken ya da onlara hakaret 
edilirken Müslümanlar cevap vermesinler mi? 
İnsanlar zorla, kandırmayla, ya da hile ile haktan koparılmak istenirken, 
Müslümanların dinlerine uygun yaşama çabalarının önüne engel konulurken hiçbir 
tepki vermesinler mi? 
En tabi hakları bile kendilerine verilmediği zaman, elleri kolları bağlı 
birilerinin keyfini mi beklesinler? 
Haklarını elde etmek için hiçbir çaba göstermesinler mi? 
Güçlüler ve zenginler yeryüzüne istedikleri gibi yön verirken, insanları 
sömürürken, onların zenginliklerini yağmalarken, Müslümanlar aldırmasınlar mı? 
Zalimler, dünyanın her tarafında insanlara, zayıf bırakılmışlara zulmederken, 
zulüm düzenleri devam ederken, Müslümanlar başlarını kuma mı gömsünler? 
Ya da inanan kimseler, din kardeşleri dünyanın dört bir tarafında inim inim 
inlerken, kâfir ve müşrikler Müslümanların kanıyla, dünyayı kan gölüne çevirirken, 
arkasına yaslanıp olanları mı izlesinler? 


  
 
 
X
Ya da şöyle söyleyelim, Müslümanlar, Allah’a ve O’nun inananlara örnek 
olarak gönderdiği Rasulü’ne mi, yoksa onların heva ve heveslerine mi inansınlar? 
Tabi ki bu sorular daha da çoğaltılabilir, önemli olan bu soruların sorulması 
değil bu sorular üzerinde Kur’an-i çerçevede düşünmektir. Biz bu çalışmamız da 
cihad kavramını ayet-i kerimeler merkezinde hadis-i şeriflerle destekleyerek 
açıklamaya çalıştık, ayrıca cihad kavramının kendisiyle vasıflandırıldığı terör 
kavramını da yeni dönem eserler başta olmak üzere yine Kur’an-i çerçevede 
anlamlandırmaya, Kur’an’ın terör kavramını nasıl vasıflandırdığını ifade etmeye 
çalıştık. 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 


Yüklə 1,07 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   42




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə