6
odaklarına karşı, insanların gerçeğe ulaşmalarını engelleyen kimselerle cihadın savaş
cihetiyle mücadele etmektir.
Bu nedenle cihad kavramı, Batı’nın anladığı gibi ya da anlamak istediği gibi
salt bir savaş veya saldırı değildir. Cihad, Allah için ve O’nun ismini yüceltmek
amacıyla ortaya konulan bütün fiilleri kapsayan bir kavramdır.
9
1. Mücahid Bütün Varlığıyla Allah Yolunda Mücahede Eden
Kimsedir
Mücahede; gayretle çalışma, çaba gösterme, nefis ile savaşma, Allah
yolunda düşman ile karşı karşıya gelme anlamındadır.
10
Çaba sarf eden, tüm
imkânlarını kullanarak belli bir hedefe varmak isteyen; düşmana karşı bütün
varlığıyla mücadele eden, dünyevi hiçbir menfaat beklemeden sırf Allah rızası için
ve O’nun yolunda cihad eden, mücahede’de bulunan kimseye ise mücahid denir.
11
Mücahid; insanlarla İslam’ın getirdiği mutluluk arasında bulunan engelleri
kaldırmak, inancına, değerlerine, vatanına yapılan saldırılara karşı koymak ve kendi
değerlerini korumak için bütün gayretinin sarf eden kişi demektir.
12
İfade olunduğu gibi mücahid hiçbir dünyevi menfaat beklemeden yalnız ve
yalnız Allah için çaba sarf eden, Allah’ın kelimesi ve ismi yüce olsun diye çalışan ve
yeri geldiğinde de bu uğurda düşmanla savaşan kimsedir.
13
Her savaşan mücahid
değildir ve bu sebeple ayet-i kerimelerde mücahedenin ‘Allah yolunda ve O’nun
rızasını kazanmak için’ olması şartı getirilmiştir. Mücahid kimsenin bu ismi hak
etmesi için kalpten samimi bir şekilde sadece Allah’ın rızasını gözeterek bu emri
yerine getirmesi gerekir.
14
İşte bu kimseler Allah’ın garantisi altındadır
15
ve bu
mücadeleden kaçınan kimselerden üstün olarak büyük mükâfat da böyle mücahid
9
Mevdudi, Ebu’l-Ala, Tefhimu’l-Kur’an, İnsan Yay. ist. 1986, I/149-150.
10
İbn-i Manzur, a.g.e. , III/133-134. ; Şamil İslam Ansiklopedisi, VI/ 20.
11
Şamil İslam Ansiklopedisi, VI/ 21.
12
Ece, Hüseyin K. , Cihad Bilinci, s.183.
13
Mevdudi, A. e. , I/150.
14
Elmalılı, a.g.e. , III/60; Mevdudi, A. e. , I/150.
15
İbn-i Mace, es-Sünen, Cihad/1, hadis no: 2754, Daru’l-Hayâ, 1953.
7
kimseleredir.
16
Bunun dışında mücadelesi, Allah uğrunda ve O’nun istediği şekilde
olmayıp herhangi bir dünyevi menfaat için olan kimselere ise hiçbir ecir yoktur ve
onlar mücahid de değillerdir.
17
Mücâhid kimse mücahedesinde sabırlı olan, davasına hiçbir şeyden
çekinmeksizin bütün engellere ve zorluklara göğüs gererek sabırla devam eden
kişidir.
18
Mücahid, önce nefsiyle mücadele ederek imanını sağlamlaştıran, daha sonra
imanını amelleriyle pekiştiren, bundan sonra da içinde bulunduğu güzelliği ve hakkı
diğer insanlara tavsiye eden, onlara taşıyan, birbirlerine sabrı ve hakkı tavsiye etmek
suretiyle toplumdaki kötülüklerle birlikte mücadele eden, bu uğurda da her türlü
engeli ve zorluğu aşmak için bütün çaba ve gayretini sarf eden, gerektiğinde de
düşmanlarla savaşmaktan çekinmeyen kimsedir. İşte gerçekte kurtuluşa eren
kimseler bunlardır.
19
İnanmayan kimseler kendi batıl davaları uğrunda bedel
ödemeye hazır olduklarını düşündüğümüzde tabii ki, cihad sorumluluğunun da bir
bedeli olmalıdır ve mücahid bu bedeli ödemeye hazır kimsedir.
2. Müctehid İlmi Varlığıyla Allah Yolunda Mücahede Eden
Kimsedir
Cehd kökünden gelen ‘ictihad’ sözlükte; nefsi, güç sarf ederek ve meşakkati
yüklenerek bir işe koşmak demektir.
20
İctihad kelimesi Allah Rasulü ve ashabı
tarafından kullanılmakla birlikte bundan neyi kastettiklerini bir tarif şeklinde ifade
etmemişlerdir.
21
Bu sebeple bu kavram ile ilgili usul-ü fıkıh eserlerinden ve de hadis-
i şeriflerdeki manalardan faydalanmaya çalışacağız.
Terim olarak ictihad; belli bir konuda fikri yoğunlaşma, en doğrusunu bulma
yolunda yoğun bir zihinsel çaba sarf etmektir. Nassların lafız, mana ve bilinçli
boşluklarında gizli şer-i-ameli ahkâmı ortaya çıkarmaya yönelik beşeri çabayı ifade
16
Nisa Suresi; 4/95-96.
17
Ebu Davud, es-Sünen, Cihad, 24.
18
İslamoğlu, Mustafa, Ayetler Işığında, s.34.
19
Kutub, Tefsir, I/468; Derveze, İzzet, et-Tefsiru’l-Hadis, (çev. : Şaban Karataş), Ekin Yay. İst. 1998,
I/178.
20
İbn-i Manzur, a.g.e. , III/133-134; R. El-İsfahani, Müfredat, s.142. ; Ebu Zehra, Muhammed, İslam
Hukuk Metodolojisi, ( çev: A. Şener), Fecr Yay. Ank.1994, s. 325.
21
Karaman, Hayreddin, İslam Hukukunda İctihad, DiB Yay. Ank. 1985, s. 16.
8
eder.
22
Bu anlamda ictihad fiilini, cihadın bir nevisi şeklinde değerlendirip
entellektüel cihad olarak ifadelendirebiliriz.
Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“ Hâkim (hükmeden-karar veren ) ictihad eder ve isabetli karara ulaşırsa
kendisine iki sevap verilir. Eğer ictihad eder ve hatalı karar verirse ona da bir sevap
verilir.”
23
Görüldüğü gibi hadis-i şerifte ictihad kelimesi; ‘samimi bir çabayla dini hükmü
anlamak ve belli bir mesele de uygulamak’ anlamında kullanılmıştır.
Müctehid ise; yoğun bir şekilde çaba sarf ederek, Kur’an-ı Kerim ve hadislerin
yorumlara açık kısımlarından delillere dayanarak hükümler çıkaran veya çıkarılan
hükümleri uygulayan kimse demektir.
24
Muaz hadisi olarak da bilinen Peygamber
efendimiz(s.a.v.)’in şu hadisi ictihad ve müctehid kavramlarına açıklık getirmektedir;
Peygamberimiz (s.a.v.) Muaz b. Cebel’i (r.a.) Yemen’e göndermek istediği
zaman ona şöyle sordu:
“Sana bir dava geldiği zaman nasıl hüküm vereceksin?”
Muaz b. Cebel; “Allah’ın Kitabıyla” şeklinde cevap verdi.
Peygamber bu sefer;
“-Orada bulamazsan” diye tekrar sordu. O da;
“Allah’ın Rasulü’nün sünnetiyle hükmederim” dedi. Peygamberimiz;
“ –Ne Allah’ın Kitabında ne de Rasulüllah’ın sünnetinde (o meseleyi)
bulamazsan?” diye sordu.
Muaz şöyle cevap verdi:
22
Şelebi, M. Mustafa, Ta’lilu’l-Ahkâm, Mısır, el-ezher, 1947, s. 11; Gazzali, Ebu Hamid Muhammed
b. Muhammed, el-Mustasfa fi lmi’l-Usül, Mısır, 1324, II/350; TDV İslam Ansiklopedisi, XXI/432,
TDV Yay. İst.2000.
23
Şafi’i, Muhammed b. İdris, er-Risale, Mısır, 1940, s. 494; Buhari, es-Sahih, İ’tisam 21, 9/133,
Çağrı Yay. İst. 1992; Müslim, es-Sahih, Akdiyye 15.
24
TDV İslam Ansiklopedisi, XXI/432.
Dostları ilə paylaş: |