Microsoft Word \304\356\352\363\354\345\355\3621



Yüklə 1,41 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə2/73
tarix14.07.2018
ölçüsü1,41 Mb.
#55613
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   73

 
III 
Üçüncü bölümde ise çalışmamızın temel konusunu oluşturan etimolojiden söz 
ederek  Rusça’da  en çok kullanılan  deyimleri etimolojik açıdan  incelemeye  çalıştık. 
Bu  aşamada Rusça’daki alıntı  ifadelerden söz ederek  deyimleri  kökenleri açısından 
sınıflandırdık.  Ayrıca  Eski  Yunanca’dan,  Latince’den,  Eski  Slavca’dan,  Eski 
Rusça’dan  ve  Batı  Avrupa  dillerinden  günümüz  Rusça’sına  geçen  belli  başlı 
deyimleri kökenlerini açıklayarak ve örnek tümceler içinde kullanarak ele aldık. Bu 
şekilde  çalışmamızın  Rusça’yı  yabancı  dil  olarak  öğrenenler  ve  araştırmacılar  için 
yararlı olacağını umuyoruz. 
Rusça’daki deyimlerin etimolojisini inceleyen bu çalışmanın her aşamasında 
değerli  bilgilerini  benimle  paylaşan  ve  çalışmam  boyunca  her  türlü  destek  ve 
özveriyi  benden  esirgemeyen  sayın  danışmanım  Prof.  Dr.  Ayşe  Pamir  Dietrich’e 
sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca çalışmam sırasında her aşamada yanımda olan 
ve beni yüreklendiren sevgili eşime ve kızıma teşekkürlerimi borç bilirim. 
  


 
 
 

 
            G R Ş 
 
Bir dilin yapısı, onun grameri ile sözvarlığı (leksikiloji) arasındaki etkileşimi 
çerçevesinde  belirlenir. Fonetik  özellikler  hem  gramer  yönünden  hem  de sözvarlığı 
açısından dil yapısının organik ögesi olarak ortaya çıkmaktadır. Gramer ile sözvarlığı 
arasında  yakın  bir  bağ  ve  etkileşim  söz  konusudur.  Ancak,  bir  bilim  olarak 
sözvarlığı,  bir  dilin  gramerine  oranla  henüz    derin  bir  değerlendirme  ve  genelleme 
sunamamaktadır.  Bu  durum, birçok  dilin  sözvarlığı  yapısının  tarihsel  olarak  hemen 
hemen  hiç  incelenmemiş  olmasıyla  açıklanabilir.  Bundan  dolayı  genel  olarak  Rus 
dilinin  ve  özellikle  de  edebiyat  dilinin  tarihsel  sözvarlığının  yeni  yeni  gelişmeye 
başladığından söz edilebilir.  
Bir  gelişim aşamasında sözcükler  kendi  karmaşık korelasyon  ve  kesişmeleri 
çerçevesinde  biçimbilimsel  (morfolojik)  ve anlamsal  (semantik)    dizileri  olan  ortak 
bir  sistem  oluşturmaktadır.  Anlam  yapıları  açısından  farklı  özellikler  taşıyan  
sözcükler, yalnızca bu sistem kapsamında var olmakta ve kendi anlamsal olanaklarını 
bunun sınırları dahilinde keşfetmektedir. Sözcükbilim sisteminin  içinde yer alan tüm 
sözcükler birbirine bağlıdır. Bunlar birbiriyle aynı anlamsal dizi ögeleri şeklinde ve 
birbirine  paralel  ya  da  birbirine  bağlanabilen  anlamsal  dizilerin  birimleri  olarak 
ilişkilendirilmektedir.  Bir  sözcüğün  anlamsal  yapısının  tüm  gramer  özellikleri  ve 
fonksiyonları  sadece bütünsel sözvarlığı sistemi ışığında ve ancak ona bağlı olarak 
açıklanabilir. 


 
 
 

Bir  sözcüğün  sınırları,  onun    ifade  yapısı  içindeki  fonksiyonu  ve  genel  dil 
sistemi  içinde  aldığı  konum  tarafından  belirlenmektedir.  Bu  nedenle  bir  dildeki 
deyimlerin incelenmesi o dilin içindeki sözvarlığında çok önemli bir yere sahiptir. 
Bir  dilde  konuşurken  sadece  sözcüklerden  değil,  aynı  zamanda  kalıplaşmış 
söz  gruplarından  ya  da  deyimlerden  de  yararlanırız.  Ayrıca,  konuşurken,  bu 
deyimleri yaratmayıp, basit sözcükler gibi hazır birimler olarak kullanırız. Sözcükler 
ve  deyimler    bir  tür  yapı  malzemesi  olarak,  dilin  en  önemli  parçalarıdır.  Pek  çok 
deyim, dilin tek bir sözvarlığı  sistemi çerçevesinde, eş anlamlı karşılıkları olan ayrı 
sözcükler  kadar  sık  kullanılır.  Çünkü  bunlardan  bazıları,  genellikle  olup  bitenleri 
ifade etmek için tek bir araç olarak kullanılır. 
Bir  dilin  temel  yapı  taşları  olan  sözcüklerin  incelenmesiyle,  o  dilin  şimdiki 
durumu,  geçmişi  ve  gelişme  aşamaları  hakkında  bilgi  sahibi  olunabilir.  Dilin, 
zamanın  ihtiyaçlarına  göre  kendi  yapısına  uygun  sözcükler  türeterek  ya  da  yabancı 
dillerden  sözcükler  alarak  söz  varlığını  zenginleştirdiği  görülebilir;  ancak  dil,  tek 
başına oluşan ve gelişen bir mekanizma değildir. Örneğin; dil ve tarih arasında çok 
sıkı bir bağ vardır. Ayrıca dil, coğrafya, psikoloji, felsefe, edebiyat gibi alanlarla da 
iç  içedir.  Bir  toplumun  geçmişten  günümüze  yaşayışı,  gelenekleri,  dünya  görüşü, 
inançları,  savaşları,  siyasi  gelişmeleri,  bilim,  teknik  ve  sanattaki  ilerlemeleri,  o 
toplumun diline yansır.      
Her  dil,  çağının  değişimlerini  karşılayabilmek,  toplumsal  gelişmelere  ayak 
uydurabilmek  ve  diğer  toplumlarla  iletişimini  devam  ettirebilmek  için  yeni 
sözcüklere  ve  ifadelere  ihtiyaç  duyar.  Bu  nedenle;  ya  kendi  sözvarlığı  temeline 
dayanarak yeni sözcükler yapma ya da başka dillerden sözcükler alma yolunu seçer.  


 
 
 

Uzun  yıllar  boyunca  birbiriyle  komşu  olarak  yaşayan  topluluklar  arasında 
çeşitli  ilişkilerin  olması  kaçınılmazdır.  Bunun  sonucu  olarak  başta  dil  olmak  üzere 
pek  çok  alanda  karşılıklı  etkileşim  olabilir.  Toplumlar  arasında  meydana  gelen  dil 
etkileşimleri  farklı  bakış  açılarıyla  ele  alınarak  incelenebilir.  Her  dilde  başka 
dillerden  alınmış  sözcüklere  ve  ifadelere  rastlanır.  Aynı  şekilde  Rus  dilinde  de 
bunların çoğu, zaman içerisinde tamamen benimsenerek Rusçalaştırılmıştır.  
Deyimler, dilin sözcük  sistemindeki boşlukları doldurmakta ve çoğu zaman 
bir  nesneyi,  niteliği,  süreci,  koşulu  ve  buna  benzer  durumları  tek  bir  ifade  haline 
getirmektedir.  Deyimlerin  oluşumu,  düşünce  gereksinimi  ile  dilin  sınırlı  sözvarlığı 
kaynakları  arasındaki  çelişkiyi  azaltmaktadır.  Deyimler  bir  dilin  hazinesidir  ve 
genelde  açık  bir  şekilde  ulusal  karakter  taşımaktadır.  Bir  halkın  tarihi,  kültürü  ve 
yaşam  zenginliği  deyimlerde  anlam  bulmaktadır.  Rusça’da  tamamen  ulusal  özellik 
taşıyan  deyimlerin  yanı  sıra,  pek  çok  uluslararası  deyim  de  vardır.  Rusça’daki  
deyimlerin  birleşimi,  çoğunluğu  Rus  kökenli  olan  ve  az  miktarda  da  alıntı 
deyimlerden oluşan karmaşık bir eriyiktir. Bazı deyimlerde eski çağların temsilcileri 
olan  arkaik  ögeler  muhafaza  edilmiştir.  Bu  çalışmamızda  mümkün  olduğu  ölçüde 
Rus deyimlerinin kaynağı (etimolojisi) konusunu açıklamaya çalışacağız.  
Deyimler  hakkında  birçok  makale,  kitap,  tez  vb  yazılar  yazılmıştır.  Buna 
rağmen  bu  alana  olan  ilgi  araştırmacılar  arasında  olduğu  gibi,  söz  sanatına  duyarlı 
kimseler  arasında  da  hâlâ  devam  etmektedir.  Bu  çerçevede  deyimleri  özgür  ve 
kavranması  güç  olarak  tanımlayan  Danimarkalı  dilbilimci  Otto  Espersen  tarafından 
20.yüzyılın  başında  ifade  edilen  formül  desteklenmektedir.  Dilde  geleneksel 
sözcükler dışında kimi zaman bir sözcüğe eşdeğer, kimi zaman ise parlak bir ifade, 


Yüklə 1,41 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©genderi.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

    Ana səhifə