4
şekilsellik ve duygusallık özellikleri taşıyan dilbilimsel görüngü (fenomen) halindeki
bazı sözcük takımlarının varlığı bizi özellikle stilistiğin bu dalını araştırmaya
cezbetmektedir. Ancak bir dildeki kalıcı ifadelerin tamamını kapsayan deyimbilim
(frazeoloji) bu gibi araştırmalar için çok geniş bir araştırma alanını ifade etmektedir.
Çalışmamızda Rusça’daki tüm deyimsel ifadeleri değil yalnızca günümüzde
en çok kullanılan deyimleri ele aldık. Çalışmamızda, araştırma konusunun alanını
belirlerken deyimleri sadece etimolojik açıdan incelemeye karar verdik. Deyimleri
anlamsal bitişiklikleri, içerikleri, yapıları ve anlatımsal-üslupsal özellikleri açısından
sınıflara ayırdık. Başka dillerden Rusça’ya geçen deyimleri ve asıl Rusça olan
deyimleri etimolojileriyle birlikte sunmaya çalıştık. Verdiğimiz örnek tümcelerle
deyimlerin ne şekilde kullanıldığını gösterdik.
Tezimizde kullanılan örnekleri, çok çeşitli sözlüklerin ve Rusça kaynakların
taranması suretiyle elde ettik. Örneğin; Ojegov S. ., Şvedova N.Yu., Tolkovıy slovar’
russkogo yazıka, Rossiyskaya Akademiya Nauk, Moskva, 2003; Dal’ V. ., Tolkovıy
slovar’ russkogo yazıka. Sovremennoye napısaniye., Moskva, Astrel’, 2004;
Molotkov A. ., Frazeologiçeskiy slovar’ sovremennogo russkogo literaturnogo
yazıka, Moskva, 1978; Tihonov, A.N., Frazeologiçeskiy slovar’ sovremennogo
russkogo literaturnogo yazıka, Moskva, 2004; Fasmer M., Etimologiçeskiy slovar’
russkogo yazıka, 4-c, Moskva, Progress, 1986; Çernıh P,Ya.,
storiko-
etimologiçeskiy slovar’ sovremennogo russkogo yazıka, 2-c, Moskva, Russkiy
yazık. Mediya, 2004, Vinogradov V.V., storiya slov, Rossiyskaya Akademiya
Nauk, Moskva, 1999 vb. kaynaklardan yararlandık. Ayrıca çeşitli Rusça gazete, dergi
ve nternet sayfalarını da titizlikle inceledik.
5
Bir sonraki bölümde araştırmamızın amacı olan konuları ele almaya
başlamadan önce deyimbilimin tarihçesine göz atmayı uygun buluyoruz.
6
I. BÖLÜM
1.1. Deyimbilim deyince
Deyimbilim (frazeoloji) Sovyet dilbilimi bünyesinde ayrı bir dilbilim alanı
olarak XX. yüzyılın 40’lı yıllarında ortaya çıkmıştır. Deyimbilim kuramıyla ilgili ilk
görüşler A. A. Potebnya, . . Sreznevskiy, A. A. Şahmatov ve F. F. Fortunatov’un
çalışmalarında yer almaktadır. Deyimbilimin gelişmesine ayrıca Fransız dilbilimci
Ş. Bali’nin fikirleri de etki etmiştir.
Batı Avrupa ve Amerikan dilbilimlerinde deyimbilim dilbilimin ayrı bir
bölümü olarak görülmemektedir. Değişmez sözcük düzenlerinin dilbiliminde ayrı bir
bölüm olarak, yani deyimbilim çerçevesinde incelenmesi gereği daha 20’li ve 40’lı
yıllar döneminde kaleme alınmıştır ve E. D. Polivanov, S. . Abakumov ve L. A.
Bulahovski’nin eğitim-yöntemsel çalışmalarında ortaya konmuştur. Deyimbilim
çalışmaları, bir taraftan sözlükçülük çerçevesinde, diğer taraftan ise deyimbilimin
temel kavramları açısından bu yeni alanın kapsamı ve görevlerinin ortaya konduğu
Vinogradov’un çalışmalarında («Основные понятия русской фразеологии как
лингвистической дисциплины.» (Bir Dilbilim Dalı Olarak Rus Deyimbilimin
Temel Kuramları
.), «Об основных типах фразеологических единиц в русском
языке.» (Rus Dilindeki Temel Deyim Tipleri Hakkında.) ) yoğunlaştırılmıştır. 50’li
yıllarda dikkat ekseriyetle deyimlerin sözcüklerle ve sözcük birleşimleriyle
(словосочетание) olan benzerlik ve farklılıkları üzerine yönelmiş olup,
deyimbilimin konusu genel olarak deyim kriterleri ve deyimlerin sınıflandırma
esaslarının açıklanmasıyla sınırlı kalmaktaydı.
7
50’li yılların sonu itibariyle deyimbilimine karşı daha sistemli bir yaklaşım
fark edilmeye başlanmış, deyimleri dilin yapısal birimleriymiş gibi tanımlayan
görüşler (A. . Smirnitskiy, O. S. Ahmanova) ortaya çıkmıştır. 60-70’li yıllarda ise
deyimbilimin gelişimi araştırmacıların yoğun bir şekilde deyimbilimsel yöntemleri
geliştirme çabalarıyla desteklenmiştir.
Örneğin; dil olaylarının sistem-aşamalı analizi (Системно-уровневый
анализ) (V. L. Arhangelskiy, N. N. Amosov, V. P. Jukov, A. V. Kunin,
M.-T.Tagiev), deyim yapısının (фразеологический состав) sisteme göre
incelenmesi ( . . Çernıyşev, N. M. Şanskiy) ve onun gelişimi (V. N. Mokienko, F.
N. Popov, A. . Fedorov), deyimlerin semantiğine (семантика) ve onun yalın
durumuna (номинативный) özel önem verilmiş (V. N. Teliya), kendi dinamiği
içinde tümce oluşumu (S. G. Gavrin, Y. A. Gvozdarev), öge-sözcüklerin (слово-
компонент) birleşim özellikleri (Y. Y. Avaliani, L. . Rozeyzon) ve ayrıca
sözlüklerde deyimlerin tanımının yapılması (A. M. Babkın, A. . Molotkov) gibi
araştırmalar yapılmıştır.
Deyimbilim kendi inceleme yöntemine sahip olması gereken ve ayrıca
araştırmalarında leksikoloji, gramer, üslûp bilimi, fonetik, dil tarihi, tarih, felsefe,
mantık ve farklı ülkelerin dil bilgisi gibi diğer bilimlerin bilgilerini kullanması
gereken çok karmaşık bir olgudur.
Dilbilimciler deyimbilimle ilgili olan pek çok problem konusunda farklı
fikirlere sahiptirler ve bu gayet doğaldır. Ancak deyimbilim alanında çalışan
dilbilimcilerin en önemli görevi, deyimbilim teorileri alanında olduğu gibi yabancı
Dostları ilə paylaş: |