240
Влезть / влезать в душу
Türkçe anlamı = canın içine girmek;
Türkçe karşılığı = 1. içini okumak, çok iyi tanımak;
2. kalbini fethetmek, güvenini kazanmak, kafaya almak;
Aslı = Asıl Rusça.
Bu deyim hakkında bir kaç görüş vardır.
Şanskiy’in görüşüne göre bu deyim asıl Rusça’dır ve bir hırsızın yabancı bir
eve girmesiyle ilgili olan “влезть в дом” (vlezt’ v dom) ifadesiyle bağlantılıdır.
391
Mokiyenko’nun görüşüne göre ise bu deyim bir insanın ruhuna girmenin ya
da ruhunu okumanın olanaksız olmasıyla bağlantılıdır. Çünkü bir insanın ruhunu
ancak Tanrı okuyabilir. Ama şeytan da bunu ister. Dolayısıyla deyimin olumsuz
anlamda kullanımı bu “şeytani” istekle bağlantılıdır.
392
Örnek tümceler;
a)
Он до такой степени влез к ним в душу, до такой степени стал
пользоваться их доверием, что я и сестра решились во что бы то ни
стало избавить то него дядю и тётку. (Григорович)
393
Onların gönlünü
öylesine fethetmiş, öylesine güvenlerini kazanmıştı ki, kız
kardeşimle ben, ne pahasına olursa olsun dayımla halamı ondan kurtarmaya
kararlıydık.
391
N.M.Şanskiy, 1987, s. 28
392
V.M.Mokiyenko, 2005, s. 212
393
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 33
241
b)
Я тебя свезу сегодня к Купавиной; подружись с ней, да в душу-то к ней
влезь; она женщина не хитрая, а тебя учить нечего. (Островский)
394
Bugün seni Kupavina’ya götüreceğim. Onunla dostluk kur, gönlünü fethet. O
kurnaz bir kadın değildir. Bu konuda seni eğitmeye gerek yok.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde yüklem (örnek a, b) görevini üstlenmektedir. Fiil şimdiki ve
geçmiş zamanda kullanılmalı ve yanında mutlaka kimin kalbini fethetmek ve
güvenini kazanmak istenirse belirtilmelidir (к кому? ya da кому?). Fiil hem tekil
halde hem de çoğul halde kullanılabilmektedir. sim ise sadece tekil haldedir.
Во весь дух (мах, опор)
Türkçe anlamı = tüm nefesiyle;
Türkçe karşılığı = çok çabuk, son hızla, var gücüyle, dolu dizgin gitmek,
arkasından kurşun yetişmemek;
Aslı = Asıl Rusça.
Deyimde bulunan “дух” (duh) – ruh sözcüğü bu deyimin içinde “дыхание”
(dıhaniye) – nefes anlamına gelmektedir. Deyimin tam anlamı nefesin yettiği kadar,
yani çok çabuk, var gücüyle koşmaktır. Eskiden “опор” (opor) sözcüğü sadece
atların ön ve arka ayaklarını aynı anda yerden keserek dört nala koşmaları anlamında
kullanılmaktaydı. Günümüzde ise “опор” (opor) sözcüğü aynı anlamıyla insanlar
için de kullanılmaktadır.
395
394
R. .Yarantsev, 1981, s. 249
395
Gruşko, Medvedev, 2000, s. 74
242
Örnek tümceler;
a)
Лошадь неслась во весь опор, словно ей передалось бешенство хозяина,
словно поняла она, что надо спешить, надо, надо. (Н.Вирта)
396
At var gücüyle koşuyordu; sanki sahibinin telaşı ona da geçmiş ve acele
etmenin gerekliliğini anlamıştı.
b)
Они дорогой самой краткой
Домой летят во весь опор. (Пушкин.)
397
Onlar en kısa yoldan
Dolu dizgin uçarcasına eve gidiyorlar.
c)
Мальчик поднял кольцо, во весь дух пустился бежать – и в три минуты
очутился у заветного дерева. (А.Пушкин)
398
Oğlan yüzüğü yerden aldı, dolu dizgin koşmaya başladı ve üç dakika içinde
gizli ağaca ulaştı.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde hareket belirteci niteliyeni (örnek a, b, c) görevini
üstlenmektedir. “Бежать” (bejat’) - koşmak, “ехать” (yehat’) - araçla gitmek,
“мчаться” (mçat’s’a) – çok hızlı gitmek fiilleriyle birlikte kullanılmaktadır.
Deyim değişime uğramamaktadır.
Водой не разольёшь (кого-либо)
Türkçe anlamı = su ile ayıramazsın;
Türkçe karşılığı = aralarından su sızmaz, çok sıkı fıkı;
396
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 34
397
R. .Yarantsev, 1981, s. 261
398
E.A. Bıstrova, 1998, s. 50
243
Aslı = Asıl Rusça.
Bu deyim Rus köylerinde köylülerin kavga eden hayvanları (öküzleri)
birbirinden başka türlü ayıramadıkları zaman hayvanlara su dökmesiyle bağlantılıdır.
Buradan deyimin mecazi anlamı da ortaya çıkmaktadır. Her zaman sıkı dost olan
arkadaşları su bile ayıramaz.
399
Örnek tümceler;
a)
Вот мы с Костькой стали соперниками, - язвительно заметил Алёшка
Зинаиде... А были друзья... Да ещё какие – водой не разлить.
(Е.Белянкин)
400
Al’oşka, Zinaida’ya iğneli bir şekilde: “ şte Kost’ka ile rakip olduk… Oysa
bir zamanlar dosttuk. Hem de ne dost, - aramızdan su sızmazdı” dedi.
b)
Мы с Сергеем настоящие друзья ещё со школьных лет, нас водой не
разольёшь.
401
Okul yıllarında beri Sergey ile gerçek dostuz, aramızdan su sızmaz
.
c)
А какими они друзьями были, водой не разлить. (И.Эренбург)
402
Ne arkadaştılar, aralarından su sızmazdı.
Deyim konuşma dilinde karşımıza çıkmaktadır.
Tümce içinde yüklem (örnek a, b, c) görevini üstlenmektedir. Fiil genelde
şimdiki zamanda ya mastar halinde ya da ikinci tekil şahıs olarak kullanılmaktadır.
399
N.M.Şanskiy, 1987, s. 29
400
Ö.Aydın Süer, 1999, s. 37
401
N.V.Basko, 2002, s. 40
402
E.A. Bıstrova, 1998, s. 53
Dostları ilə paylaş: |